İddianame sahipsizse neden tutukluyuz?

Dicle Müftüoğlu

Dicle Müftüoğlu

  • DFG Eşbaşkanı Dicle Müftüoğlu, Kürt gazeteci olduğu için tutsaklığını sürdüğünü belirterek, “İddianame CMK’ye aykırı ise neden tutukluyuz?” diye sordu.

Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Eşbaşkanı ve Mezopotamya Ajansı (MA) editörü Dicle Müftüoğlu'nun tutukluluğunun üzerinden 5 ay geçti. Müfüoğlu, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü soruşturma kapsamında 29 Nisan'da MA editörü Sedat Yılmaz'ın da aralarında bulunduğu 18 kişiyle birlikte gözaltına alındı. Müftüoğlu, 3 Mayıs'ta gazeteci Yılmaz ile birlikte tutuklandı.

Müftüoğlu hakkında “Örgüte üye olmak” ve “Örgüt kurmak ve yönetmek” iddiasıyla hazırlanan iddianame, henüz herhangi bir mahkeme tarafından kabul edilmediği için davaya dönüşmedi. Sincan Kapalı Kadın Cezaevi'nden tutulan Müftüoğlu, "İddianame CMK’ye aykırı ise neden tutukluyuz?" başlıklı yazısında şunları ifade etti: "Sorumun hukuki bir yanıtı yok elbette. 29 Nisan’da gözaltına alınarak 3 Mayıs’ta tutuklanmamızın hukuki bir açıklaması olmadığı gibi bu sorunun da yok. Bugün itibarıyla özgürlüğümüzün kısıtlanmasının 5. ayı doldu. Hiçbir duvarın bizi mesleğimizden alıkoymayacağını biliyorum ve bir kez daha tekrarlıyorum.

Başlıktaki soruya dönecek olursak Kürt gazeteci olduğumuz için tutukluyuz. Apê Musa’nın kalemi, Cengiz Altun’un baş eğmezliği, Gurbetelli Ersöz’ün ve gazete binası bombalandıktan sonra ‘Bu ateş sizi de yakar’ diyen özgür basının inadı olduğumuz için tutukluyuz. Şahin Öner’in, Kemal Kurkut’un katilerrini, 13 yaşında aralarında kamu görevlilerinin de olduğu çok sayıda kişinin tecavüzüne uğrayan N.Ç.’nin faillerini deşifre eden, dünyanın üzerinde kara bir bulut gibi çöken DAİŞ’e karşı zafer kazanan gençlerin hikayelerini dünyaya duyuran, Cudi’den Akbelen’e kadar yaşanan ekoloji kırımını anlatan Özgür Basın geleneğinin bir üyesi olduğumuz için tutukluyuz. 

Biz de demokratik kamuoyu da neden tutuklu olduğumuzu biliyor. Tabii bizim tutukluluğumuz basın ve ifade özgürlüğünün sadece bir ayağı. Gazetecilerin çalışma şartları her geçen gün zorlaşıyor. Meslektaşlarımızın haber takibi engelleniyor, yaptıkları haberlere erişim engelleri getiriliyor, ekranlar karartılıyor, sendikalı gazeteciler işten atılıyor. Saldırının bu kadar yoğun ve kapsamlı olduğu noktada buna karşı mücadelenin de bir o kadar birlikte ve güçlü olmasına ihtiyacımız var. Bu vesileyle bir kez daha basın meslek örgütleri, gazeteciler, insan hak ve hukuk örgütlerine birlikte mücadele çağrısı yapıyorum." ANKARA

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.