İlham Ehmed: Barışa omuz vermeliyiz

İlham Ehmed

İlham Ehmed

  • İstanbul’da düzenlenen Barış ve Demokratik Toplum Konferansı’na mesaj gönderen İlham Ehmed “Barışa omuz vermeliyiz” derken, Mesud Barzani, Neçirvan Barzani ve Bafıl Talabani de Barış ve Demokratik Toplum sürecini desteklediklerini belirtti.

DEM Parti’nin İstanbul’da bugün düzenlediği ve çok sayıda siyasetçi, akademisyen, gazeteci ve barış müzakerecisinin katıldığı ‘Uluslararası Barış ve Demokratik Toplum Konferansı’na, Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi Dış İlişkiler Dairesi Başkanı İlham Ehmed de zoom üzerinden mesaj gönderdi ve “Barışa omuz vermeliyiz” dedi.

İstanbul Bakırköy'deki Cem Karaca Kültür Merkezi'nde bugün başlayan ve iki gün sürecek konferansta ulusal ve uluslararası düzeyde çok sayıda siyasetçi, hukukçu ve aktivist Rêber Apo'nun 27 Şubat'ta başlattığı Barış ve Demokratik Toplum sürecini ve dünyadaki deneyimleri tartışacak.

'Kürt, Arap, Türkmen komünal yaşamaya çalışıyoruz'

Konferansa İlham Ehmed, Mesud Barzani, Bafıl Talabani gibi Kürt siyasi liderler de mesaj gönderdi.

Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi Dış İlişkiler Dairesi Başkanı İlham Ehmed telekonferans aracılığı ile gönderdiği mesajda şu ifadeleri kullandı:  "Türkiye, Suriye ile barışa ulaşırsa buradan daha iyi bir şekilde çıkacaktır. O yüzden barış önemlidir. Korkusuzca barış talep edilmelidir. Barışa omuz vermeliyiz” dedi. 

Suriye’nin şu anda farklı bir aşamadan geçtiğini ifade eden İlham Ehmed, şu ifadeleri kullandı: “BAAS rejimi sonrası yeni bir sürece girdik. Demokratik Bir yönetim kurmaya çalışıyoruz. Çok sorunlar var. Ancak biz Arap, Kürt, Türkmen hepimiz buradayız. BAAS rejiminde hepimiz öldürülüyorduk. Ancak şu anda barış içinde yaşamamızın bir fırsatımız var. Bizim diyaloga ihtiyacımız var. BAAS rejimi döneminde biz Arap, Ermeni, Türkmen hepimiz aramızda bir anlaşma imzaladık. Dil, kültür her şeye dair bir sözleşme vardı. Burada kadının özgürlüğünü de savunduk. Burada kadın eşitliğinde önemli bir adım oldu. Her yerde savaş varken, bölgemizde inşa vardı. Çok saldırı oldu. Ancak bu oluşan sistem ve anlaşmayla hem kendimizi savunduk hem kültürümüzü savunduk. İnançlarımızı anlaşma altında özgürce yaşadık. Suriye’nin için özerk yönetimin önemi çoktur.”

Rojava’daki şu anki gelişmelerle, Rêber Apo’nun Suriye’deyken ortaya koyduğu düşünceler arasında paralellik kuran İlham Ehmed, şu ifadeleri kullandı: Demokratik bir anlaşma olursa ve hakları yer alırsa bu sistem Abdullah Öcalan’ın Suriye’deyken çok önemli etkileri oldu Suriye halkında. Özerk yönetim bugün önemli bir rol oynuyorsa onun etkileriyle olmuştur. Bugün barış üzerine tartışmaları önemli buluyorum. Süreç Türkiye’de başladığında hemen etkisini gördük. Savaş son buldu. Biz Türkiye ile diyalog içinde olmak istiyoruz. Sınırlarımız açılsın. Bunlar önemlidir. Biz yüzden dikkatlice bu Türkiye’deki barış sürecinin nihayete ermesini istiyor ve diliyoruz. Halen ‘savaş’, ‘çatışma’ diyenlerin seslerin kısılması lazım. Türkiye bunu yapabilir. Türkmen, Arap, Kürtlerle komünal yaşamaya çalışıyoruz. Bunu yapmaya devam edeceğiz. Bugün herkesin sorumluluk alması gerekiyor ki bir daha anneler ağlamasın ve kanlar akmasın diyor. Barışa omuz vermeliyiz.”

Barzani ve Talabani’den destek

İstanbul’da düzenlenen uluslararası konferansa mesaj gönderen KDP Genel Başkanı Mesud Barzani, sürece katkı sunmaya hazır olduğunu ifade ederken, YNK Genel Başkanı Bafıl Talabani “Barış ve demokrasi umudu için atılan her adımı savunuruz” dedi.

Barzani’nin mesajını okuyan Amina Zikri okudu. Barzani mesajında şunları söyledi: “Bölge halklarının barışı için bütün tarafların katılması bekliyoruz. Önce süreçler göz önüne alınmalı. Barış her daim savaştan daha kıymetlidir. Sayın Erdoğan’a, Sayın Öcalan’a ve tüm yetkililere teşekkür ediyorum bu süreci başlattıkları için. Her anlamda katkı sunmaya hazırım. Süreç için elimden her şeyi yapacağım. Teşekkürler” dedi.

Talabani’nin mesajını ise Dara Khaiylany tarafından okundu. Talabani’nin mesajı şöyle: “Biz Kürt halkıyız. Biz uzun zamandır çatışmaların olduğu bir bölgede yaşıyoruz. Bunların hepsi sayısız hayata mal oldu. Biz çok uzun zaman önce çatışmaların hiçbir kazanının olmadığını gördük. Dolayısıyla kendi bölgemizde saygın hayatları yaşamak için mücadele etmeliyiz. Yeni bir kavşaktayız. Bu yüzden şu an alacağımız kararlar geleceğe özgürlük olanakları sağlayabilir. Sadece Kürtler için değil, tüm dini ve etkin yapılar için özgürlük sağlayacak. YNK kurulduğundan beri şuna inanmıştır: Biz her zaman bölünmelerin karşısındayız. Her zaman diyaloga önem vermişizdir. Bu prensip Mam Celal’in de prensibidir. Bu vizyon Kürt siyasi hareketini her zaman demokratik katılımın önünü açar. Bugün Başkan Öcalan’ın yeni bir girişimiyle süreç başladı. Tüm dünyada Kürtler etkin savaşların askeri araçlarla çözülemeyeceğini gördü. Artık demokratik çözümlerin, diyalogla çözülmesi gerektiğini düşünüyoruz. Süreç şimdiye kadar DEM Parti’nin önemli katkılarıyla ilerledi. DEM Parti’deki arkadaşlarımız oynayacağı rol bu anlamda çok önemli. Kapıları açın acılı bir sayfayı kapatarak, çatışma yerine diyalogların kapılarını açalım ve inşa edici bir sayfa açalım bu da bölgesel barışa katkı sağlasın. Barış her alanda istikrar demektir. Dolayısıyla barış ve demokrasi umudu için atılan her adımı savunuruz. Bilgelikle, cesurca bu süreci yürütmeliyiz. Yaşasın Kürdistan yaşasın özgürlük.“

Neçirvan Barzani: Başkan Öcalan’ı kutluyoruz

Öte yandan Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı Neçirvan Barzani de konferansa gönderdiği mesajda Rêber Apo’yu kutladı ve barışın engellenmemesini istedi.

“Kürdistan bölgesinin görüşü barış amaçlıdır. Bu sadece silahları susturma amaçlı değil, birbirini kabul etme üzerine bir anlaşma olacağını düşünüyoruz. Şiddetin bir yere varamayacağını biliyoruz. Ama şimdi barış için bir kapının açıldığını görüyoruz. Türkiye önemli bir komşu ve ülke. Burada barışın inşa edilmesi bütün bölgeyi etkiler. Türkiye huzur ve barış ortamında olması çok şeyi etkileyecek. Geçen yıl her şekilde barışa destek verdik. Diyaloğun büyük kazanımlar getireceğini söylüyoruz. Kürdistan bölgesi olarak huzur ve barışın tesis edilmesi için rolünü oynamaya hazır. Engeller olabilir ama barış engellenmemelidir. Bu ne kadar sürerse sürsün önemli olan sürmesidir. Taraflara barış ortamını tesis ettikleri için teşekkür ederim. Başkan Öcalan’ı da kutluyoruz. Burada barışın tesisi için o heyecanı gösterdikleri için, birlikte yaşamın tesisi için bu iradeyi gösterdikleri için. Biliyoruz ki gelecek barış üzerine bir kurulacak. Hepinize esenlikler diliyorum.” İSTANBUL

***

DEM Parti Eşbaşkanları: Daha çok mücadele

 

Uluslararası Barış ve Demokratik Toplum Konferansı'nın açılış konuşmasını yapan DEM Parti Eşbaşkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan, barış ve demokrasi için daha fazla mücadelenin önemini vurguladı.

Tülay Hatimoğulları, barışın kendiliğinden değil, bütün dünyada olduğu gibi büyük bir mücadele ile geleceğini belirterek şunları söyledi: “Şu an geçmişte yaşadığımız birinci ve ikinci dünya savaşının yansımalarını yaşıyoruz. Yani üçüncü dünya savaşının arifesindeyiz. Üçüncü dünya savaşı diğer savaşlara rahmet okutur. Nükleer silahların geliştiği bu dönemde sadece insanlar değil, tüm canlılar ve dünya tehdit altındadır. Kapitalist sistem böyleyken, demokratik ulus arayışı, emek mücadelesi, kadınların mücadelesi, yerel demokrasi ve genel hukukun tesis edilmesi için doğa savunucularının, halkların mücadelesi çok yüksek. Bunu Rojava’da görüyoruz. Suriye’de Kürtlerin diğer halklarla oluşturduğu sistem Şam yönetimi tarafından bir şekilde elemine edilmeye çalışılıyor. Bu kabul edilmez. Ayrıca Durzilere, Alevilere yönelik saldırıları kabul edilmez. Rojava seküler, kadın özgürlükçü, demokratik karakteriyle sadece demokratik bir Suriye’nin inşası değil, demokratikleşme, farklı inançların yaşayacağı bir modeli oluşturuyor. Bu anlamıyla oranın önü mutlaka açılmalıdır. Bugün Sayın Öcalan’ın Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’nın sömürünün, savaşın arttığı bir dönemde çok önemlidir. Çağrı tüm bölge için önemli bir adımdır. Burada demokratik toplum inşasını gerçekleştirmenin sancılı olduğunu biliyoruz. Ancak bunun için mücadele edeceğiz. Barışın kalıcı olması için somut adımlar atılmalı ve Sayın Öcalan’ın pozisyonun önemli bir yerde olduğu görünmeli. 

Tuncer Bakırhan ise şunları söyledi: “Dünya ve Ortadoğu büyük bir kriz içerisinde. Türkiye bu karmaşanın tam ortasında. Yüzyıldır adı konulmamış bir Kürt meselesi var. Kürtler artık inkar edilmiyor ama hakları da henüz verilmiş değil. Kürtler yüzyıldır hukuklarını elde etmek için amansız bir mücadele yürütüyor. Kürtler devlet tarafından inkar edildikçe, mücadele ettiler. Şu anda burada bir süreç devam ediyor. Burada Kürtlerin özgürleşmesi ve Türkiye’nin demokratikleşmesi önemlidir. Bu süreç hem Türkiye’ hem Ortadoğu’ya barış getirecektir. Sayın Öcalan sık sık devletin demokratikleşmesinden bahseder. Sayın Öcalan iktidar zayıflamadıkça, demokrasinin olmayacağını ifade eder. Bask, Katalan dostlarımızın örnekleri sorunların nasıl çözüleceği en önemlidir. Düne kadar ‘terörist’ denilenler, Nobel ödülüne layık görüldü. Sayın Öcalan’ın demokratik paradigması büyük bir çözümdür. Sayın Öcalan bu sürecin merkezindedir. Öcalan çeyrek asırdır tecride rağmen barışın dilini ortaya koyuyor. 

3 Temel ayak

Sayın Öcalan’ın çözümü 3 temel ayak üstündedir. Demokratik toplum, barış ve demokratik entegrasyon. Özenle belirtmek isterim ki devlet yetkililerin ve komisyon üyelerinin Sayın Öcalan ile konuşması önemlidir. Yazar, akademisyenlerin, gazetecilerin doğrudan Sayın Öcalan ile görüşmesi lazım. Ortadoğu’da ulus devlet krizi derinleşiyor. Türkiye demokratik dönüşümümle bu krizi aşabilir. Bizce çözüm demokratik ulustur. Farklılıkları zenginlik gören, yerelden yöneten, bir sistem. İkinci yüzyılda tüm yurttaşların eşit olduğu ve refahın eşit paylaşıldığı bir düzendir.” İSTANBUL

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.