İngilizce hutbe serbest, Kürtçe ise 'teröristlik'

Seyda Yusuf İnan

Seyda Yusuf İnan

  •  Kürtçe vaaz ve hutbeden dolayı kapatılan, camisi mühürlenen ve başkanı rehin tutulan DİAYDER'in kurucularından Yusuf İnan, rejime teslim olmadıkları, riyakarlığı teşhir ettikleri ve Kürt oldukları için zulüm gördüklerini belirterek, "Diyanet İşleri Başkanı, İngilizce hutbe veriyor ama 30 milyon Kürt'ün dilinden olanı yasaklanıyor" dedi. 

 

ERDOĞAN ALAYUMAT/İSTANBUL

Kürtçe vaaz ve hutbe verdikleri için 3 Temmuz 2021'de haklarında dava açılan Din Alimleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği’nin (DİAYDER) 23 üyesinin yargılanması devam ediyor. DİAYDER Başkanı Ekrem Baran, Silivri Cezaevi'nde tutulurken, derneğin tüm faaliyetleri yasadışı ilan edilerek kapısına mühür vuruldu. DİAYDER Yönetim Kurulu Üyesi Seyda Yusuf İnan, ‘Tek bayrak, tek vatan, tek millet, tek dil’ saçmalıklarına karşı durmak gerektiğini söyledi.

DİAYDER binasının 22 Temmuz’da mühürlenmesinin ardından Başakşehir Güvercintepe Mahallesi’ndeki Hz. Ömer Mescidi de hemen Cuma namazı öncesi kaymakamlık tarafından “izinsiz faaliyet yürütüldüğü” gerekçesiyle mühürlendi. Dernek üyeleri hakkında açılan dava İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinde devam ediyor. 

Kürt kimliğimizden kaynaklanıyor

Haklarında açılan dava ve derneklerinin kapatılmasının Kürtlere dönük saldırıların bir parçası olduğunu söyleyen DİAYDER Yönetim Kurulu Üyesi Seyda Yusuf İnan, “Bu yapılan baskıların tümü, Kürt kimliğimizden kaynaklanıyor” dedi. Derneğin 1998'de kurulduğunu hatırlatan İnan, derneğin ilk olarak 2016'da KHK ile kapatıldığını, tekrar açılan derneğin bu sefer de mahkeme kararıyla mühürlendiğini belirtti. İnan, "Siz 100 kez de kapatsanız, biz derneğimizi 100 kez yine açacağız. Teslim olmayacağız. Biz doğruyuz, biz haklıyız” diye konuştu.

Sahtekarları teşhir ediyoruz

Bir ağacın yaprağına bile zarar vermediklerini dile getiren İnan, şöyle devam etti: “Bizler toplumsal bir örgütlenmeyiz, böyle olduğumuz için dernek açtık. Dernek ise tamamen yasal zeminde kuruldu. Bizim üzerimizdeki baskıların üç nedeni var;

* Diğer cemaatler ve tarikatlar gibi başımızı eğmedik ve sisteme teslim olmadık. 

* Dinin içinin boşaltılmasını ve Kur’an-ı Kerim’i kendilerine göre yorumlayan sahtekarları teşhir ediyoruz. 

* Biz Kürt'üz ve her şeyimizi Kürtçe söylüyoruz.

Bu dili bize Allah verdi

Kürtçe konuşup yaşadıkları için suçlandıklarını ifade eden Seyda İnan, şunları söyledi: “Bize, ‘siz de çocuklarınız ile birlikte asimile olun’ diyorlar. Bizler tüm vaaz ve hutbelerimizde, cemaatimiz ve toplumumuzda, taziyelerde Kürtçe konuşuruz. Bu dili bize Allah verdi ve bu dili kullanıyoruz. İnancımızı kendi dilimizle yaşıyoruz. Bir ağacın dalını bile kırmayan bizlere ‘terörist’ diyorlar. Ya Allah'tan korkun! Bu dili bize Allah verdiyse bu inancın gerçekliğini bu dille anlatmak istiyoruz. Bizler diğer dillere karşı değil, zulüm ve haksızlığın karşısındayız.”

İngilizce hutbe serbest

Ayasofya Kilisesi'nin cami olarak ibadete açıldığı sırada Diyanet İşleri Başkanı'nın okuduğu İngilizce hutbeyi hatırlatan Seyda İnan, “Diyanet İşleri Başkanı İngilizce hutbe vermişti ama 30 milyona yakın insanın konuştuğu Kürtçeyi yasaklıyorsunuz. Bir tek kelime Türkçe bilmeyen birine zorla Türkçe hutbe dinletiyorsunuz ama sadece turistler duysun diye hutbeyi İngilizce okuyorsunuz. Bu tamamen ahlaksızlıktır" şeklinde konuştu. 

Süleyman Soylu saçmalıyor

Yargılamada Kürt oldukları için suçlandıklarını dile getiren İnan, Türk İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun kendilerini hedef göstermesine tepki gösterdi. İnan, şöyle devam etti: “Bizler zalimlere ve zulümkârlara karşı hutbe verdik. Biz, 'kim zalimse Allah yüzlerce kez lanetlesin' diyoruz. Süleyman Soylu çıkıp bize her gün ‘siz teröristsiniz’ diyor ama kendisi nerede bir mafya babası, uyuşturucu baronu, tacizci, tecavüzcü varsa onlarla boy gösteriyor. Bizimle ilgili açıkladığı her şey, tamamen saçmalıklardan ibaret.”

Camiye kilit tarihte yok

Uzun süredir ibadet ettikleri mescidin mühürlenmesine  tepki gösteren İnan, “Tarihte hiçbir zaman bir camii mühürlenmedi. Dünyanın hiçbir yerinde bir kilise ya da bir sinagog mühürlenmedi ama bunlar ibadet ettiğimiz camilerimizi bile mühürledi. Bu onların tarihinde kara bir lekedir" dedi. 

Devletin dini bize lazım değil

Herkesin yapılan haksızlıklara karşı daha güçlü ses çıkarması gerektiğini söyleyen İnan, şunları ekledi: “Sesimizi daha çok çıkarmamız gerek. ‘Tek bayrak, tek vatan, tek millet, tek dil’ saçmalıklarına karşı durmalıyız. Devlete hizmet eden bir din, Allah'ın dini değildir. Allah'ın dini olmayan bize lazım değildir.”

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.