İşçiler pes etmezse kazanır

Gülabi Aksu

Gülabi Aksu

  •  Migros depo işçileri, 18 günlük direniş sonucunda haklarını aldı. Elleri kelepçeli fotoğrafıyla direnişin sembol ismi haline gelen Migros depo işçisi Gülabi Aksu “Bizler direndik, kazandık. Türkiye’de birçok yerde direniş var. Sonuna kadar direnmeye devam etsinler, birliklerini bozmasınlar, pes etmesinler. Biz nasıl kazandıysak onlar da kazanır” dedi. 

 

MASİS HESKİF/İSTANBUL 

İstanbul Esenyurt’ta yüzde 8’lik zamma ve işten atılmalara karşı direnişe geçen Migros depo işçileri, Pazar akşamı taleplerinin karşılanması sonucu eylemlerini sonlandırdı. Günlerce fabrika önünde direnen işçiler, geçtiğimiz hafta Migros’un patronu Tuncay Özilhan’ın Beykoz’da bulunan evinin önünde gerçekleştirdiği eylemde saldırıya uğradı ve gözaltına alındı. İşten çıkarılan 257 işçi, 18 günlük direniş ardından işlerine dönerken; işyerinde ücret artışı, prim, işçi sağlığı, iş güvenliği ve diğer sorunlarda da anlaşma sağlandı. 

Depo, Liman, Tersane ve Deniz İşçileri Sendikası (DGD-SEN) Örgütlenme Uzmanı Murat Bostancı ve depo işçisi Gülabi Aksu ile direniş süreçlerini konuştuk. Emeklerinin karşılığını almak için 18 gün boyunca mücadelelerini sürdürdüklerini belirten Aksu, “Direnişimizin zaferle sonuçlandığını televizyon izlerken öğrendim. Altyazı geçiyordu. Ertesi gün uyanır uyanmaz yeniden deponun önüne gittim” dedi. Depo önünde zaferi kutlayan herkesin çok sevinçli olduğunu söyleyen Aksu, “Bana ‘sevinçli misin, değil misin’ diye sorarsanız ben açıkçası buruk bir sevinç yaşıyorum” diyerek şöyle devam etti: “İşimi aldığım için mutluyum ama elime kelepçeyi vurduklarından bu yana psikolojik olarak kendimi iyi hissetmiyorum. Hiçbir şey yapmamamıza rağmen bizlere kelepçe vurdular. Bizi kelepçesiz de arabaya koyabilirlerdi. 18 günlük direniş boyunca en çok zoruma giden kelepçe takılması oldu. Çocuğum 7 yaşında okula gidiyor, kelepçeli halimi haberlerden görmüş. Bana ‘baba ellerin neden kelepçeli?’ diye soruyor. Ben de üzülmesin, daha da kötü olmasın diye bunun bir şaka olduğunu anlatmaya çalışıyorum. Kendisini psikolojik olarak iyi hissetmediğini düşündüğümüz için okula gönderemedik. Sabah işe gelmek için evden çıktığımdan bana, ‘Baba gitme polisler seni tutuklayacak’ dedi. Keşke o muameleyi görmeseydik.”

Pes etmeyin, siz de kazanacaksınız

Aksu, şunları söyledi: “257 arkadaşımın işe dönmesi mutluluk verici. En azından işimizin başına dönüp eve ekmek parası götüreceğiz. Bizler birliğimizi, beraberliğimizi bozmadığımız için çok mutluyuz. Direndik, kazandık. Şimdi bizim gibi Türkiye’nin birçok yerde direniş var. Sonuna kadar direnmeye devam etsinler, birliklerini bozmasınlar, pes etmesinler. Biz nasıl kazandıysak onlar da kazanır. Direnen işçiler de yalnız bırakılmamalı.”

Mücadeleyi hep birlikte büyüttük

DGD-SEN Örgütlenme Uzmanı Murat Bostancı ise çok boyutlu bir direniş yürüttüklerini belirterek, “Sınıf dostlarımızın, siyasi partilerin, derneklerin, sendikaların eylemleri, ülkenin dört bir yanında mağazalarda kasa kitleme eylemi ve boykot çağrılarının yapılması mücadeleyi büyüttü” dedi. Polislerin, Özilhan’ın villasının önündeki eylemde işçileri darp etmesi ve ters kelepçe uygulamasının büyük tepki topladığının da altını çizen Bostancı, “Bu eylem, en demokratik hakkımızdı. Görüntüler kamuoyunda büyük tepki topladı. Hatta Gülabi arkadaşımızın fotoğrafı sembol oldu. Simge fotoğraf sonrası geliştirilen dayanışma, direnişin boyutunu daha da güçlendirdi” diye konuştu. 

Çay kaşığıyla verip kepçeyle alıyorlar

Bostancı, işçilerin dilenci olmadığını, sadaka istemediğini, sadece emeğinin hakkını istediğini söyledi. Bostancı, asgari ücretin arttığını, ancak her şeye her gün zam geldiğini, böylece işçinin alım gücünün çok düştüğünü kaydetti. Bostancı, “İşçiler her geçen gün fakirleşirken, patronlar ise bu süreçte ciddi anlamda büyüdü. Patronlar çay kaşığıyla verdiğini kepçeyle alıyor” diyerek, bu direnişin bir zorunluluk olduğuna vurgu yaptı. “Bu direniş bizim için sadece ücret meselesi değil, bir onur mücadelesi de oldu” diyen Bostancı, “Bu kazanım sadece orada direnen 257 işçinin değil, Türkiye işçi sınıfının zaferidir ve dolayısıyla halkımızın zaferidir” ifadelerini kullandı.  

Nisan’a kadar direnişler sürecek

Giderek yoksullaşan işçilerin geçinemediğini, bu nedenle işçi direnişlerinin geliştiğini belirten Bostancı, şunları ekledi: “Ülkedeki ekonomik kriz, halkın alım gücünün düşmesi her gün gıdaya zam gelmesi, faturaların artması sonucu işçiler doğrudan açlığa karşı ayağa kalkıyor. Ne yazık ki ülkede sendikayı holding, işçiyi de müşteri gören sendikacılık düzeni kuran sarı ve çete sendikaları da var. İşçi sınıfı ayağa kalkınca bunlardan da hesap soracak. Bu direnişler muhtemelen Mart ve Nisan’a kadar devam edecek, çünkü birçok işyeri Ocak zammını Mart’a, Nisan’a erteledi.” 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.