İşkenceye tam tolerans

Polis müdahalesi

Polis müdahalesi

  • 'İşkenceye sıfır tolerans' diyen iktidar, evde, işte, sokakta, gözaltında, cezaevinde işkence uygular hale geldi. Sadece 2022'deki başvurulara göre; 4 bin 275 kişi işkenceye maruz kaldı.

TİHV, İHD ve TTB, 2022'de cezaevlerinde 83 şüpheli ölümün yaşandığını; resmi ve resmi olmayan gözaltı yerlerinde 4 bin 275 kişinin işkence ve kötü muamele maruz kaldığını belirterek, "Siyasal iktidarın baskı ve kontrole dayalı yönetme tarzı sonucu günümüzde tüm ülke adeta işkence mekânı haline geldiTüm ülke işkence mekanı haline geldi" dedi.

Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Türk Tabipleri Birliği (TTB) İnsan Hakları Kolu, 26 Haziran İşkence Görenlerle Dayanışma Günü’ne dair ortak yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, 26 Haziran 1987'de yürürlüğe giren ve Türkiye’nin de imzacısı olduğu BM İşkence ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı ya da Onur Kırıcı Muamele ya da Cezaya Karşı Sözleşme’ye göre işkencenin istisnasız bir yasak olduğunun altı çizildi.

Sistematik işkence

Hak savunucuları, buna rağmen Türkiye’de işkencenin sistematik bir şekilde varlığını koruduğunu belirterek, şöyle devam etti: “Ekonomiden toplum sağlığına kadar ülkenin tüm meselelerini güvenlik sorunu haline getiren mevcut siyasal iktidarın, her geçen gün daha da artan baskı ve kontrole dayalı yönetme tarzı sonucu, günümüzde tüm ülke adeta işkence mekânı haline geldi.”

'Sıfır tolerans' söylemde kaldı

Açıklamada, TİHV ve İHD’nin derlediği verilerin de “İşkenceye sıfır tolerans” sözünün söylemde kaldığını göstermeye yettiği vurgulanarak, “Gerek OHAL ilanı ve gerekse gözaltı süresinin uzatılması işkence yasağı ihlallerinde endişe verici bir artışa yol açtı” denildi.

Görülmeyen boyutlara ulaştı

Açıklamada, iktidarın otoriterleşmesi ve yetkililerin işkenceyi teşvik eden söylemleri ile orantılı biçimde hem resmi gözaltı merkezlerinde hem de sokakta işkence ve diğer kötü muamele uygulamalarının önceki dönemlerde görülmeyen bir boyuta ulaştığı kaydedildi. Açıklamada, şunlar ifade edildi: “Kolluk güçlerinin, evrensel hukukta ve ülke yasalarında tanımlanan zor kullanma yetkisinin çok ötesine geçen, kural dışı, denetlenmeyen, cezalandırılmayan, siyasal iktidar tarafından görmezden gelinen, hatta teşvik edilen bu şiddeti sıradanlaşmış, gündelik yaşamın bir parçası haline gelmiştir.”

Hak ihlalleri verileri

Açıklamada, TİHV, İHD ve TTB’nin güncel verileri de paylaşıldı:

* TİHV Dokümantasyon Merkezi’ne göre 2022'de bir kişi; 2023'ün ilk 5 ayında ise en az 6 kişi gözaltında şüpheli şekilde yaşamını yitirdi.

* 2023'ün ilk 5 ayında TİHV’e işkence ve kötü muameleye maruz kaldığı gerekçesiyle 270 kişi başvurdu.

* 2022'de kendisi veya bir yakını işkence gördüğü için TİHV’e başvuranların sayısı bin 201 kişiyi bularak, 32 yıllık tarihinin zirvesine ulaştı.

* İHD Dokümantasyon Birimi’nin tespitlerine göre 2022'de resmi gözaltı yerlerinde en az bin 347 kişi işkence ve diğer kötü muameleye maruz kaldı.

* TİHV’e başvuranların yüzde 50,7’si emniyet müdürlüklerinde, yüzde 5,7’si polis karakolunda, yüzde 6,4’ü jandarma birimlerinde işkence ve diğer kötü muameleye maruz kaldığını ifade etti. Yine TİHV’e başvuranların yüzde 30,7’si  gözaltı ve nakil araçlarında işkence ve diğer kötü muameleye maruz kaldığını belirtti.

* 2022'de TİHV’e başvuranlardan 546’sı (yüzde 50,6) açık alan ve gösteri sırasında, 177’si (yüzde 16,4) ise ev ve iş yeri gibi mekânlarda işkence ve diğer kötü muameleye maruz kaldıklarını beyan etti.

* TİHV Dokümantasyon Merkezi verilerine göre; devlet güçlerinin barışçıl eylem ve etkinliklere saldırısı sonucu 2022'de 144’ü çocuk, en az 5 bin 434 kişi, 2023’ün ilk 5 ayında ise 49’u çocuk, en az bin 557 kişi işkence ve diğer kötü muameleye maruz kaldı. Söz konusu saldırılarda en az 50 kişi yaralandı.

* TİHV Dokümantasyon Merkezi verilerine göre; 2022'de en az 230 kişi, 2023'ün ilk 5 ayında ise en az 76 kişi sokakta ve açık alanda işkence ve diğer kötü muameleye maruz kaldı. Aynı dönemlerde ev baskınları sırasında toplamda en az 33 kişi işkence ve diğer kötü muameleye uğradı.

* İHD Dokümantasyon Birimi’nin tespitlerine göre; 2022'nin 42’si çocuk, toplam 2 bin 928 kişi resmi olmayan gözaltı yerlerinde ve gözaltı dışındaki yerlerde işkence ve diğer kötü muameleye uğradığını iddia etti.

* 6 Ağustos 2019'da Ankara’da kaçırılan Yusuf Bilge Tunç’tan halen haber alınamadı.

* 2022'de en az dört kişi kaçırıldı ya da kaçırılmaya çalışıldı. 2023'ün ilk 5 ayında bir kişi kaçırıldı ya da kaçırılmaya çalışıldı.

* İHD’ye yapılan başvurular ve elde edilebilen diğer verilere göre; 2022 yılı içinde 198 kişinin ajanlaştırma, kaçırılma ve tehdide maruz kaldığı tespit edildi.

* İHD Dokümantasyon Birimi’nin verilerine göre; 2022'de cezaevlerinde işkence ve kötü muameleye uğradığını açıklayan tutsak sayısı 247.

* TİHV Dokümantasyon Merkezi’nin verilerine göre; hapishanelerde 2022'de en az 65 tutsak, 2023'ün ilk 5 ayında ise 10 tutsak hastalık, intihar, şiddet, ihmal vb. gerekçelerle yaşamını yitirdi. İHD Dokümantasyon Birimi’ne göre ise 2022'de en az 83 tutsak şüpheli bir şekilde yaşamını yitirdi.

* Türk Tabipleri Birliği’ne (TTB) bu yıl farklı hapishanelerden sağlığa erişimde yaşanan sorunlar, kelepçeli muayene dayatması ve kolluğun muayenede bulunma ısrarı ile mahremiyet ihlali vb. gerekçelerle 54 tutsak başvuru yaptı.

Hak örgütlerinin talepleri

Hak örgütleri, çözüm için taleplerini şöyle sıraladı:

* İşkencenin ülkemizde bu boyutta olmasının en temel nedeni, işkence yasağının mutlak niteliği ile bağdaşmayan çok ciddi bir cezasızlık kültürünün varlığıdır. Her şeyden önce, sıradan bir kural haline getirilmeye çalışılan cezasızlık politikalarına son verilmelidir.

* Her düzeyde yetkililer işkenceyi ve işkenceciyi öven, teşvik eden söylemlerden vazgeçmeli, uluslararası mekanizmaların tavsiyeleri doğrultusunda işkence uygulamaları kamuya açık bir şekilde kesin olarak kınanmalıdır.

* Gözaltı koşullarında usul güvenceleri eksiksiz olarak uygulanmalıdır.

* Gözaltı süreleri kısaltılmalıdır.

* Mevcut Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK) kaldırılmalı, BM İşkenceye Karşı Sözleşmeye ek Protokol (OPCAT) ve BM Paris Prensiplerine uygun, tümüyle bağımsız yeni bir ulusal önleme mekanizması oluşturulmalıdır.

* Kolluk Gözetim Komisyonu tarafsız ve bağımsız hale getirilmelidir.

* İşkencenin belgelenmesi ve raporlandırılması bir BM belgesi olan ‘İstanbul Protokolü’ ilkelerine göre yapılmalıdır.

* İşkenceye ilişkin iddialar hızlı, etkin, tarafsız bir şekilde soruşturulmalı, bağımsız heyetlerce araştırılmalı, adli yargılama süreçlerinin her aşamasında uluslararası etik ve hukuk kurallarına uygun davranılmalıdır.

* Hapishaneler insan hakları ve hukuk örgütlerinin bağımsız denetimine açılmalıdır.

* CPT raporlarının tümü açıklanmalı ve tüm tavsiyelere uyulmalıdır. ANKARA

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.