İtalya'da bir Kürt derneği: Ararat

Dosya Haberleri —

Ararat Sosyal Kültür Derneği

Ararat Sosyal Kültür Derneği

  • İtalyan kamuoyunun yakından bildiği, Kürt kültür ve direnişini İtalya’ya duyuran Ararat Sosyal Kültür Derneği’nin hikayesi 90’lı yıllara uzanıyor. 2002 yılında Ararat Sosyal Kültür Derneği kurulur. Derneğin ilk başkanı da Dino Frisullo olur. Aradan geçen zamanda büyüyen dernek dayanışmanın da sembolü olur.

BARIŞ BALSEÇER/ROMA

Yol güzergahlarında insanın soluklandığı mekanlar vardır. Gidilen bazı mekanlar ise insanın mekana aktardığı tarihsel hafızayı gözler önüne serer. İtalya’nın başkenti Roma’da, Kürt halkının buluşma noktalarından birisi olan Ararat Sosyal Kültür Derneği de bu mekanlardan biri. Kürdistan’daki en büyük dağ olan Ararat’ın isminin bu derneğe verilmesinin temel sebebi ise Kürtlere dönük savaş, katliam ve zorla göç ettirmeyle doğrudan bağlantılı. Dinler tarihinde de önümüze çıkan Ararat ismi, Kürtlerin zorla göç ettirilmesindeki hikayeyle benzer metaforları içeriyor.  

‘İki gemi, bir dağ’

Söylenceye göre insanoğlu Tanrı’nın çizdiği iyilik yolundan sapmış, dünyanın tüm güzelliklerini ve nimetlerini sömürmüş, yeryüzünü yaşanmaz hale getirmiş. Tanrı rüyasında Nuh’a büyük bir gemi inşa etmesini ve yeryüzünde yaşayan tüm hayvan cinslerinden birer çift almasını emreder. Bu gemi aynı zaman Nuh’un ve ailesinin de tek kurtuluşu olacaktır. 

Eski Ahit (Tevrat) ile Yeni Ahit (İncil), Büyük Tufan’ın ardından Nuh’un Gemisi’nin Ararat Dağları’nın üzerine oturduğunu söyler. Geleneksel kabule göre kutsal kitaplardaki Ararat, bugünkü Ağrı Dağı’dır. 

Geminin yapılıp yapılmadığını veya Nuh’un var olup olmadığını bilemiyoruz ama aynı insan türünün sömürgeci olanı, Kürdistan’da da hayatı yaşanmaz kılmıştır. Ana dilinde, kültüründe özgürce yaşamak isteyen Kürt baskılara uğruyor, katlediliyor ve göç ettiriliyordu. 

Türk devletinin katliamlar dışında yürüttüğü bir diğer politika ise Kürdistan’ı insansızlaştırmaktı. Devletin katliam ve baskısı mülteciliğin önünü açmış, yaşamın kıyısında kalan Kürtler ise gruplar şeklinde doğduğu topraklardan zorunlu göçe mecbur bırakılmışlardı. Kimi Türkiye’nin metropollerine göçerken, kimi ise Avrupa’nın yollarına düşmüştü. Söylencede yaşamın kurtarıcısı olan Ararat Dağı’nın ismi, 90’lı yıllarda zorla kaybettirilen, asit kuyularında katledilen, katliamlara uğrayan Kürtlerin göç etme hikayesinde tekrar karşımıza çıkıyordu. 

Gemiye İtalya el koydu

Tarih 1997’dir. Kürdistan’daki en büyük dağın ismi olan Ararat bu kez Kürt’ün hikayesinde, yaşamında birikecek dağ gibi özlemlerin, hüznün; geride bırakılan yaşanmışlığın bindirildiği bir gemiye isim olur. 

İsmi Ararat olan bu gemi yapıldığı tarihten itibaren savaşta kullanılır. İlk ismi İntibah olan gemi Birinci Dünya Savaşı’nda Osmanlı tarafından römorkör ve mayın dökücü olarak kullanılmış, 1922 yılında ise İstanbul’dan kaçırılıp İzmit’e getirilmiştir. 1923 tarihinde Türk devletinin kuruluş ilanı sonrası ismi Uyanık olarak değiştirilir. 1959 yılında ise ismi Ararat olarak değiştirilen gemiye 1997 yılında İtalyan hükümeti tarafından el konulur. 

Ararat gemisi karaya oturdu

Gemi yapıldığı ilk günden itibaren savaşlarda kullanılır, sökülünceye kadar da bu amaçla kullanılmaya devam eder. Geminin hikayesi, Kürdistan’da yaşanan ve dünyanın kör olduğu savaş gerçekliğini de gözler önüne seriyor. Kürtler, Türk devleti tarafından bilinçli şekilde önleri açılan insan tacirlerinin eline düşmüştür. Tacirler buldukları kırık dökük gemilerle binlerce insanı Türkiye limanlarından Avrupa’ya taşımaya başlar. 

Akdeniz’in insanlığın mezarlığa dönüşmüş sularında kırık dökük Ararat gemisi çoğunluğu Kürt olan 800 mülteciyle yol alır. 26 Aralık 1997 tarihinde İtalya’nın Calabria bölgesinde Marina Badolata kıyısına 200 metre kala gemi karaya oturur. Badalato Marina halkı seferber olur ve mültecileri gemiden kurtarır. 

Ararat ilk gemidir ama son gemi olmayacaktır. 1998 Ocak ayının başına kadar İstanbul’dan 10 gemi, çoğunluğu Kürt olmak üzere savaşlardan, ölümden kaçan mültecileri İtalya’ya taşımaya devam eder. 

İtalyanlar Kürtlere evlerini açtı

Dönemin İtalya Cumhurbaşkanı Oscar Luigi Scalfaro, ‘‘Baskı altındaki Kürtlere siyasi sığınma hakkı ve iş vereceğiz’’ vaadinde bulunurken, İtalya İçişleri Bakanı Giorgio Napolitano ise Türkiye'nin bilinçli olarak mülteciliğin önünü açtığını ve bir buçuk aydır, Türkiye'den limanlarda önlem almasını istediklerini, ancak sonuç alamadıkları açıklar. Bu açıklamalar devletlerin aralarındaki çıkar tartışmalarından azade değildir elbette. 

Badalato Belediyesi ve halkı, gemiden kurtarılan Kürt mültecilere kapılarını açar. Evlerine alırlar ve sonrasında kamp kurulur. Çoğu Kürt mültecinin oturum başvuruları ve mahkemeleri Badalato ve Catanzaro’da görülür. 

Ticari anlaşmalara kurban edildiler

Devletler karşılıklı kılıç çekmiş ama mülteciler birkaç ticari anlaşmanın kurbanı edilmişlerdir. Oturumlarını alan sığınmacılar gerek iş sorunu gerekse barınma sorunlarından kaynaklı Roma’ya gelmeye başlarlar. Roma’da parklarda çadır açıp, karton evlerde yaşamaya başlayan Kürtlerin barınma sorununa çözüm bulmak amacıyla Gianluca Peciola (Roma Belediyesi Meclisi Sol Ekoloji ve Özgürlük Konseyi Grubu Başkanı) ve beraberindeki İtalyan devrimciler devreye girer.

Dino Frisullo

Eski mezbaha işgal edildi

Şu an da Roma Tre Üniversitesi Mimarlık Fakültesi kampüsünün hemen arkasında yer alan, eskiden mezbaha olarak kullanılan ve harabeye dönmüş binaların kapılarındaki zincirleri, eski bir demirci makasıyla kırarak işgal ederler. Tarih 1998’dir. 

İtalyan devrimciler Kürtlere “artık çadırlarda ve kartondan evlerde yatmayın” diyerek işgal evlerini gösterirler. Binalar bakımsızdır. Üçyüz Kürt mülteci bu binaya yerleşir. Yılların biriken kiri, molozu el birliğiyle günlerce temizlenir. Pencerelerde tek bir cam bile yoktur. Pencerelere naylonlar geçirilir. Yaşanabilir hale getirilir. 

2000’li yılların başlarına gelindiğinde Kürdistan’ın insansızlaştırılması politikası devam ediyordur. Birçok gemi Akdeniz’den yeni bir hayat umuduyla binlerce Kürt mülteciyi İtalya’ya getirmeye devam eder. 

Ararat’ın ilk başkanı Dino Frisullo

Kürt siyasetçi Yılmaz Orkan, kendisinin o dönem İtalya Kürt Enformasyon Bürosu’nda çalışmalar yürüttüğünü ve 2002 yılında Dino Frisullo ile birlikte resmi bir dernek kurmaya karar verdiklerini söylüyor. Orkan, Ararat Sosyal Kültür Derneği öncesinde Kürtlere ait bir derneğin olmadığını, Dino ve İtalyan devrimcilerin 1998 yılında Azad isimli bir dernek kurduklarını ama bu derneğin sadece İtalyanlarla Kürtler arasında çalışmalar yürüttüğünü ifade ediyor. Yılmaz Orkan, “Dino’yla tartışma yürüttük. Tartışma kararlaşmaya gitti ve Ararat Sosyal Kültür Derneği kurduk. Derneğin ilk başkanı da Dino Frisullo’dur” diyor.

İtalyan devrimcilerin rolü büyük

İtalya’da tüm devrimcilerin saygı duyduğu, Kürt Özgürlük mücadelesine gönül veren Dino Frisullo 2003 yılında hayatını kaybeder. Yılmaz Orkan, “Dino’nun Ararat’ın resmiyetinde büyük bir payı vardı. Ayrıca Önderliğin İtalya’ya gelişiyle beraber ve Dino ile devrimci yoldaşlarının Kürt mücadelesinin tanınmasındaki rolü büyüktür” diyor. “Sosyal, feminist, ekolojik hareketler Önderliğin İtalya’ya gelişi ve Dino gibi devrimcilerin çalışmaları sonucunda Kürtleri ve mücadelelerini çok daha yakından tanıyıp, ilişkilenmeye başladılar” diyen Orkan, bu ilişkilenmeyle Kürt mücadelesinin İtalya’da halk tabanına da yayıldığının altını çiziyor. 

Yılmaz Orkan

Bahçeye Dino’nun ismi verilecek

Yılmaz Orkan, 2002’de Ararat’ı resmi bir kurum statüsüne kavuşturduklarında yaşanabilir bir halde olduğunu ama çok eksiğin bulunduğunu ifade ediyor. Ararat’ın bahçesi halkların, ezilenlerin, emekçilerin bahçesine dönüşür. Orkan, “Bahçede de yaşayanlar vardı. Ve bahçede 60’a yakın Roman aile kalıyordu. Macaristan’dan gelmişlerdi. Aynı zamanda Arap, Cezayirli göçmenlerle faytoncular da bu bahçede çadır kurup yaşıyorlardı. Zamanla onlar taşındı” diyor. Geniş bahçenin bir kısmı ise Azadi olarak isimlendirilerek ayrılmış. Ağaçlandırılımış bu bölümün ismi bu yıl değiştirilip enternasyonalist devrimci “Dino Frisullo Bahçesi’ne” dönüştürülecek. 

Derneğin eşbaşkanları Eugenia Macca ve Faruk Yıldız

Hükümete geri adım attırdılar

Ararat Sosyal Kültür Derneği’nin yönetimi 7 kişiden oluşuyor. Bu yedi kişiden 4’ü Kürt, 3’ü ise İtalyan. Eşbaşkanlığını Faruk Yıldız ile bir öğretmen olan Eugenia Macca yürütüyor. Kürtlere ev sahipliği yapan Ararat Sosyal Kültür Derneği kültürel aktiviteleri ve sosyal dayanışması ile Roma’nın ortasında küçük bir Kürt kenti niteliğinde. Terkedilmiş, yaşanamaz konumda, başlangıçta mezbaha sonrasında çiftlik olan ve ilk zamanlar kontratı olan Ararat, 2017 yılında kapattırılmak istense de Kürtler, devrimci dostları ve İtalyan halkı yaptıkları eylemlerle hükümete geri attırmışlar.

İtalyanların da derneği

Ararat, İtalyan kamuoyunun da yakından tanıdığı, desteklediği bir dernek. İtalya’da Newrozları Kürt kültürünü tanıtma festivalleri organize eden Ararat Derneği, İtalyan sivil toplum kuruluşları, sendikaları, sosyal dayanışma merkezlerinin yanı sıra üniversite öğrencileri ile güçlü ilişkilere sahip. 2017 yılındaki eylemler sonucu devlet kapatmaktan vazgeçmiş ama kontratı da yenilememiş. Derneğin statüsü ise değişmiş durumda. Kontratsız da olsa dernekte, günlük kültürel ve sosyal çalışmalar aralıksız devam ediyor. Eşbaşkan Faruk Yıldız şu an da kontrat sorununu çözmekle meşgul olduklarını ifade ediyor. İlkbaharın gelmesiyle Şubat ayına kadar düzenli kahvaltı ve yemeklerin kaldırıldığını söyleyen Yıldız, tüm enerjilerini kitle çalışmasına verdiklerini belirtiyor. 

İtalyanlar çalışıyor

Faruk Yıldız, dernek olarak, İtalyan devrimcilerin kurduğu bir göçmen dayanışma derneği olan Senza Confini ile birlikte, gelen mültecilerin bürokratik işlemlerini yürüttüklerini de belirtiyor. Dernek bünyesinde oluşturdukları bir gençlik grubunun olduğunu dile getiren Faruk Yıldız, 30’a yakın kişilik bu grubun İtalyan genç devrimcilerden oluştuğunu belirtiyor. Bu gençlik grubunun İtalya’da Kürtlerle ilgili çalışmalar yürüttüğünü ifade eden Yıldız, İtalya’daki devrimci dayanışmaya dikkat çekiyor.

Kürt-İtalyan dostluğunun sembolü

Ararat aynı zamanda Kürt İtalyan dostluğunun da bir sembolü. Kürt kültürünün yaşatılmasında bir referans olarak kabul ediliyor. Merkez, hemen yanında bulunan Roma Üniversitesi Mimarlık Fakültesi öğrencileri tarafından da sürekli desteklenir durumda. Öğrenciler gruplar şeklinde çeşitli aktiviteleri dernekte gerçekleştiriyorlar. Fakülte öğrencileri duvarlara yaptığı çizimlerle kendilerini ifade ediyor.

 

Emekçilere de hizmet

Roma’da yaşayan Kürtlerin çoğu inşaat gibi emek dallarında çalışıyorlar. Dernekte emekçiler için bir banyo sistemi kurulmuş ve işten gelenler için banyo kolaylığı sağlanmış durumda. Devrimci dayanışmanın, halklar arasındaki dostluğun merkezi olan Ararat kültürel, sosyal aktivitelerle, herkesin emekleriyle büyüttüğü bir yaşam alanı. 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.