İyi bir örgütleyiciydi

Mahmut Manas

Mahmut Manas

  • PKK’nin öncü kadrolarından Rıza Altun ile 1979’da Riha’da “işkence merkezi”nde tanışan, Diyarbakır Cezaevi’nde birlikte kalan DBP Riha İl Eşbaşkanı Mahmut Manas, “İyi bir örgütleyiciydi” dedi. 

PKK, 12. Olağanüstü Kongresi’nin “Özgürlük Yoldaşlığı” sembolü olarak kabul ettiği Rıza Altun, 22 yaşında Kürdistan gerçeğiyle tanıştı ve 1976'nın sonlarında Dîlok'a gelerek, örgütleme yapmaya başladı. Riha'nın Curnê Reş (Hilvan) ve Sêwereg ilçelerindeki direnişte yerini alan Rıza Altun, 1978'de Curnê Reş'te gözaltına alındı. Riha merkezde bulunan ve işkence merkezi olarak kullanılan Kız İmam Hatip Lisesi’nde bir yıl işkenceli sorguda kalan Rıza Altun, devamında Diyarbakır Cezaevi’nde 5 yıl tutuklu kaldı. Rıza Altun’u, Riha’da gözaltındayken tanıyan ve Diyarbakır Cezaevi’nde beirlekte kalan Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Riha İl Eşbaşkanı Mahmut Manas (70), MA'ya anlattı.

Rıza Altun ile Serêkaniye’de (Ceylanpınar) Nisan 1979’da tutuklandıktan sonra getirildiği Riha gözaltı merkezinde tanıştığını hatırlatan Manas, “Benden bir yıl önce buraya getirilmiş ve akıl almaz işkencelere maruz bırakılmıştı. Buna rağmen direngenliği, tutumu hep bize moral verdi. Bize hep ‘dik durun’ derdi. 15 gün beraber kaldık. Bizi daha sonra Amed’de bulunan Devegeçidi denilen alanda bulunan bir karakola götürdüler. Rıza Altun ile bir hafta Devegeçidi’nde kaldık. Orada bizi bir hafta bekletmelerinin nedeni, mahkemeye çıkmadan önce işkence izlerinin geçmesiydi. Bizi bir hafta sonra tutukladılar” dedi. 

İlk günden örgütleme 

Tutuklandıktan sonra Rıza Altun ile Diyarbakır 1 Nolu Cezaevinde beraber kaldıklarını belirten Manas, “Cezaevinde kod adının Şirket olduğunu öğrendim ve biz ona hep Şirket derdik. Cezaevinde büyük bir komutan olduğuna tanık oldum. Büyük bir öğretici, öğretmendi. İyi bir örgütleyiciydi. Cezaevine girdiğimiz ilk günden örgütleme yapmaya başladı. Yaklaşık bir yıl aynı koğuşta kaldık” diye konuştu. 

Bana bir sopa getirin

Manas, Rıza Altun’un cezaevinde örgütlediği onlarca direnişten bir tanesini şu şekilde anlatı: “Bizim koğuşta bulunan Ali Erek’i işkence yapmak için idare koğuştan almak istedi. Rıza Altun, arkadaşı vermeyeceklerini ve direneceğimizi söyledi. Hepimize el ele tutuşmamızı ve bu arkadaşı aramıza alarak vermemek için direnmemizi söyledi. Bizde kenetlendik. Bunun üzerine idare dışarı çıktı ve Rıza arkadaş ‘bunların niyeti bozuk bize gaz atacaklar. Gidin ne kadar havlu ve nevresim varsa suya batırıp getirin. Bir de bana bir sopa getirin’ dedi. Biz de bir fırça sapını getirdik, Rıza arkadaş başına bir çivi çaktı ve askerlerin elindeki kent sakızlarını çekerek aldı. Kent sakızlarını kapıların anahtar deliklerine sıkıştırdı. İdare gaz ile saldırdı. Kapıların arkasına Rıza arkadaşın yönlendirmesiyle ranzaları dayadık. İdare kapıları kent sakızı olduğu için açamadı. Kapıları spirallerle kestiler ama bu uzun bir süre aldı. O zamana kadar gerginlik biraz azaldı. İçeri girdiler ama biz Ali Erek’in etrafından kenetlendik ve vermedik. İdare Ali Erek’i almadan geri gitti. İçeri gaz attıkları için koğuşların içinde kalınmıyordu. İç güvenlik amiri ile görüşüldü ve amir ‘Ben size bir hak vermek istiyorum ama verdikten sonra siz onu geri vermiyorsunuz’ dedi. Yapılan direnişten de etkilenmiş olacak ki gaz kokusu geçene kadar havalandırmalarda kalabileceğimizi söyledi, ancak biz yaz bitene kadar havalandırmalarda kaldık.”

Yanında ayrımcılık yoktu

1980 Askeri Darbesi’nden sonra tek tip elbise dayatmasına karşı başlatılan büyük açlık grevinden sonra koğuşların dağıtıldığını belirten Manas, bundan sonra Rıza Altun’u bir daha göremediğini söyledi. 10 gün dönüşümlü açlık grevinde kaldığı için 6 ay hücrede tutulduğunu kaydeden Manas, şöyle konuştu: “Mustafa Karasu ile aynı hücrede kaldım. Esat Oktay ‘hepinizi teslim alırım, herkesin bir zaafı var’ dedi. Her şeyi yaptı ama amacına ulaşamadı. 6 ay hücreden sonra koğuşa geçtik ama Rıza arkadaş ile aynı koğuşta değildik. Onun yanında ayrımcılık yoktu. Kominde adaletliydi. Bir sigara verirken bile ayrım gözetmeksizin eşit şekilde dağıtırdı. Her şey ortaktı, bunu hayata geçirenlerden biride heval Rıza’ydı. Mütevazi ve demokratik bir arkadaştı. Anısının önünde saygıyla eğiliyorum, bütün Kürt halkının başı sağolsun.” RIHA

 

* * *

Wan onları andı

 

 

PKK'nin öncü kadrolarından Ali Haydar Kaytan ve Rıza Altun için Wan’da düzenlenen anmada konuşan Mehmet Şirin Tunç, “Hiçbir zaman boyun eğmediler” dedi. 

PKK'nin öncü kadrolarından Ali Haydar Kaytan ve Rıza Altun için Wan’da binlerce kişinin katılımıyla anma programı düzenlendi. DEM Parti Wan İl binası bahçesinde düzenlenen anmada “Aydınlığa yol açanın budur vasiyeti, ileri hep ileri” pankartı, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, Altun ve Kaytan’ın fotoğrafları asıldı. Saygı duruşu ve Çerxa Şoreşê marşı okunması ardından “Şehîd namirin” sloganı atıldı. Divanın kurulmasının ardından konuşmalar başladı.

Burada ilk olarak Abdullah Öcalan’ın, “Demokratik Cumhuriyete destek ve iyi niyet adımı“ çağrısı kapsamında 1 Ekim 1999’da Türkiye’ye gelen “Barış ve Demokratik Çözüm Grubu” üyesi Mehmet Şirin Tunç konuştu. Kaytan ve Altun’u anan Tunç, “Onlar, bu kutsal topraklar için; bu halk ve bu topraklar özgürleşsin diye canlarını verdi. İlk günden beri  Sayın Öcalan ile birlikte hareket ettiler. Yılmadılar ve bu halk için ne gerekiyorsa yaptılar. Kürdistan’ın tüm topraklarına ayaklarını bastılar. Her seferinde Kürt halkına borçlu olduklarını söylediler. Hiçbir zaman boyunlarını eğmediler” dedi.

 Konuşmanın ardından Kaytan’ın şiirleri, kendi sesinden dinletildi. Sinevizyon gösterisi sonrası Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın Kaytan ve Altun için gönderdiği mesaj okundu. 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.