Kadınlar HTŞ’nin hedefinde

Kadın Haberleri —

HTŞ / foto:AFP

HTŞ / foto:AFP

Suriye’de HTŞ kontrolündeki bölgelerde kadınlara yönelik kaçırma, tecavüz ve infazlar artıyor:

  •  Rawan Mahfuz, Hama’da gündüz vakti üç silahlı saldırgan tarafından tecavüze uğradı.
  • Ciwan Heyfa Adil Teyar ve  Norman Celal Serhan  adlı iki genç Kürt kadın, Halep kırsalında kaçırıldı.
  • SARA sözcüsü Amal İsmail: “Halkın tepkisi, BAAS rejimine karşı başlayan devrimden daha güçlü olacaktır.”

Suriye, Esad rejiminin Aralık 2024’te devrilmesinden bu yana kaos ve şiddetin gölgesinde. Özellikle Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ)’nin kontrol ettiği Halep, Lazkiye, Tartus, Hama, Humus ve Süveyda vilayetlerinde kadınlar, cihatçı grupların sistematik saldırılarının hedefi haline geldi. Özellikle Alevi, Kürt ve Dürzi kadınlar kaçırma, tecavüz, zorla evlendirme ve yargısız infazlarla karşı karşıya. Uluslararası Af Örgütü, Birleşmiş Milletler (BM) ve yerel kuruluşlar, bu ihlalleri “etnik ve cinsiyet temelli sistematik şiddet” olarak tanımlarken, faillerin cezasız kalması toplumda öfkeyi büyütüyor. HTŞ ve bağlantılı çeteler, Suriye’nin kuzey ve batı bölgelerinde kadınları hedef alan korkunç uygulamalarını devam ettiriyor. Halep’teki Sara Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Örgütü’nün sözcüsü Amal İsmail, “Halkın bu ihlallere tepkisi, BAAS rejimine karşı başlayan devrimden bile daha güçlü olacaktır” dedi.

 

 

Suç işleyenler kimseden korkmuyor

Rawan Mahfuz (23) adlı Alevi kadın, Hama’nın Salhab kasabasında, gündüz vakti üç silahlı saldırgan tarafından tecavüze uğradı. Rawan Mahfuz, annesi ve engelli erkek kardeşine bakmak için bir şekerleme fabrikasında çalışmak için her gün Hawarat Amurin köyü ile Salhab şehri arasında gidip geliyordu. 11 Eylül’de köyünden bisikletle iş yerine gidiyordu. Yerel halk, silahlı kişilerin kadının yoluna çıktığını, kıyafetlerini çıkardığını, tecavüz ettiğini ve onu çıplak bir şekilde sokakta korkunç bir durumda bıraktığını anlattı. Genç kadın, tedavi altına alındı.

Bölgede yaşayan Rawan isimli bir kadın, Euronews'e şunları söyledi: "Gündüz vakti böyle bir suç işleyenler kimseden korkmuyor. Açıkça silah taşıyorlar ve sanki kanunun üstündeymiş gibi davranıyorlar. Kızı infaz anına kadar günlerce, belki de haftalarca izlediler ve bu hepimizi savunmasız ve çaresiz hissettiriyor."

 

 

Halep’te iki kadın kaçırıldı

Yine Suriye'nin Halep kırsalında, 13 Eylül’de  Ciwan Heyfa Adil Teyar ve  Norman Celal Serhan  adlı iki genç Kürt kadın, HTŞ'ye bağlı El-Emşat çeteleri tarafından kaçırıldı. Kadınların akıbeti belirsizliğini koruyor. Kobanêli Ciwan Heyfa Adil Teyar, Kobanê'den Şeyh Maksud mahallesine aile ziyareti için yola çıkmıştı.

 

 

Norman Celal Serhan Almanya'dan (Hanover) ailesini ziyaret etmek üzere Dêrik'e gelmiş, ardından Kobanê'ye uğrayarak Halep'e doğru yola çıkmıştı. Her iki kadın da aynı güzergâhta, HTŞ kontrolündeki bir kontrol noktasında silahlı gruplar tarafından durdurulup kaçırıldı. Norman Celal Serhan’ın Efrîn kırsalında bulunan Şeyh ilçesindeki bir El-Emşat karargâhına götürüldüğü tahmin ediliyor. Çeteler, Norman Celal Serhan’ın Instagram hesabı üzerinden ailesini arayarak, fidye talep edip baskı uyguluyor. Aileler, Alman ve uluslararası yetkililere çağrıda bulundu.

Yeni bir devrim kaçınılmaz

Suriyeli kadınlar, HTŞ tarafından gerçekleştirilen kaçırma, katletme ve tecavüz vakalarının arttığına dikkat çekerek bu konuda net çözümler üretilmesini istiyor. Halep’teki Sara Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Örgütü’nün sözcüsü Amal İsmail, Suriye’nin en kaotik ve en zor döneminden geçtiğini belirterek, HTŞ’nin iktidarda olduğu koşullarda kaçırma olaylarının hızla arttığını söyledi. Nujinha’ya konuşan Amal İsmail, yalnızca kınamanın artık yeterli olmadığını, bu ihlallerin faillerinin hesap vermesini sağlayacak net çözümlere ihtiyaç olduğunu vurguladı. Amal İsmail, “Bugünkü güvenlik kaosunun temel nedeni, Suriye ordusu içinde yabancı cihatçıların varlığıdır. BAAS rejiminin düşüşünden sonra halk özgür ve güvenli bir Suriye umuyordu. Fakat gördüğümüz tablo tüm beklentilerin tersidir” dedi. Altı gündür kayıp olan genç kadın Heyfa Adil Tayyar’ın durumuna dikkat çeken Amal İsmail, “Böylesi suçlara hiçbir gerekçe olamaz” dedi.  Amal İsmail, HTŞ’nin kadınları hedef aldığını dile getirerek “Halkın bu ihlallere tepkisi, BAAS rejimine karşı başlayan devrimden bile daha güçlü olacaktır. Bu suçlar mutlaka yeni ve büyük bir devrime yol açacaktır” şeklinde konuştu.  

Suçlar belgeleniyor ama…

Uluslararası Af Örgütü (UAÖ) Şubat 2025'ten bu yana Lazkiye, Tartus, Humus ve Hama vilayetleri genelinde yaşları üç ila 40 arasında değişen en az 36 Alevi kadının ve kız çocuğun kaçırıldığına ve alıkonulduğuna ilişkin bildirimler aldı. Uluslararası Af Örgütü, beş Alevi kadın ve 18 yaş altı üç Alevi kız çocuğun gündüz vakti kaçırıldığını ve alıkonulduğunu belgeledi.  Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) da, geçen Temmuz ayında Süveyda'da 293 kadının kaçırıldığını bildirdi. Gözlemevi'nin 31 Ağustos 2025 Pazar günü yaptığı açıklamaya göre, 42 kadın kaçırılmalarından kısa bir süre sonra serbest bırakılırken, ikisi Şam'daki Adra Hapishanesi'nde yargılanmadan tutuluyor. Gözlemevi’ne göre, 14 kadın kaçırıldıktan sonra öldürüldü. 235 kadının akıbeti ise bugüne kadar bilinmiyor. BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği (OHCHR), Temmuz ayından itibaren Süveyda’da 105 Dürzi kadın ve kız çocuğunun kaçırıldığını, 80’inin hâlâ kayıp olduğunu doğruladı. Tüm bu raporlara rağmen vakaların biri hariç hepsinde, polis ve güvenlik yetkilileri, bu kişilerin akıbeti ve nerede tutulduğu hakkında etkili bir soruşturma yürütmedi. Uluslararası toplum ise sessizliğini bozmadı.  HABER MERKEZİ

 

***

Sevdiklerimi kaybettim, yapayalnızım

 

 

HTŞ’ye bağlı silahlı gruplar Temmuz ayında Süveyda kentine saldırı düzenledi. Saldırılarda en az 2 bin 38 kişi katledildi. Bu katliamların tanıklarından biri de 37 yaşındaki Darîn Ednan Ridwan. 15 Temmuz’da 15 silahlı kişi evlerini bastı. 2 oğlu Basil Fîda Ezam (17) ve Heyder Fîda Ezam (14) ile kardeşi Fîras Ednan Ridwan’ı saldırıda kaybetti. Evleri ateşe verildi. Darîn’in babası ise ev baskını sırasında silahlı gruplarca zorla götürüldü. Aradan geçen zamana rağmen akıbeti hala bilinmiyor.  Kadınlara hakaret edildi, annesi zincirle boğazından sürüklenip aşağılandı. Evdeki erkekler alıkonuldu, kadınlar dışarı çıkarıldı. Ertesi gün Darîn, oğulları Basil ve Heyder ile kardeşi Fîras’ın öldürüldüğünü öğrendi. ANHA’ya konuşan Darîn, “Sevdiklerimi kaybettim, yapayalnız kaldım” diyerek, yaşadığı acının tarifsiz olduğunu ifade etti.

HABER MERKEZİ

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.