Kardeşlik hukuku nasıl inşa edilecek?

Çetin Arkaş

Çetin Arkaş

  • 33 yıl dört aylık tutsaklığın ardından 16 Haziran'da tahliye edilmesi gereken Çetin Arkaş, 'örgütün dilini örtük kullanıyor' gibi hukuk dışı ve meşru olmayan bahanelerle rehin tutuluyor. 
  • Avukat Rezan Sarıca, bunun 'umut hakkı'na ve mevcut sürece de karşı da bir yaklaşım olduğunu belirterek, "Düşünülen kardeşlik hukuku bu kararlarla nasıl inşa edilecek?” diye sordu. 

Hukuk dışı disiplin cezaları nedeniyle haksız yere 2.5 yılı çalınan, geçmişe yürüme yasağı ihlal edilen, ciddi sağlık sorunları yaşayan Çetin Arkaş’ın tahliyesinin üç ay daha ertelenmesine tepki gösterildi. ÖHD, Arkaş’ın bir an önce özgürlüğüne ve sağlığa erişim hakkına kavuşmasını istedi. 

Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD), 33 yılı aşkın süredir cezaevinde tutulan Çetin Arkaş’ın tahliyesinin İdare ve Gözlem Kurulu tarafından engellenmesine ilişkin Beyoğlu'nda bulunan dernek binalarında basın toplantısı gerçekleştirdi. Basın metnini ÖHD Hapishane Komisyonu üyesi Berivan Bekçi okudu.

Çetin Arkaş'ın 1992'den beri tutsak olduğunu; 26 Aralık 2015'ten itibaren Marmara Kapalı Cezaevi’nde müebbet hapis hükümlüsü statüsünde bulunduğunu hatırlatan Berivan Bekçi, 16 Haziran'da tahliye edilmesi gerektiğini belirtti. Berivan Bekçi, şöyle devam etti: "Çetin Arkaş'ın yeniden hukuk dışı bir karar ile özgürlüğü gasp edilmiştir. Henüz itiraz süreçleri devam eden bu kararın derhal kaldırılması gerekmektedir. Marmara Kapalı Ceza İnfaz Kurumu İdare ve Gözlem Kurulu, özetle 16 Haziran 2025'te aldığı, ancak bir sonraki gün tebliğ ettiği kararında; Arkaş’ın iyi halli ve değerlendirme puanının 41,5 olduğunu tespit etmiş fakat ‘görüşmeye gelmediği’, ‘buna yönelik talepte bulunmadığı’, ‘örgütün dilini örtük olarak kullandığı’, ‘yaklaşımlarında manipülatif söylemler olduğu’ iddiaları ile koşullu salıverilmesinin uygun olmadığına, üç ay sonra yeniden değerlendirilmek üzere ertelenmesine karar vermiştir. Kurulun tahliyeyi engelleyen bu kararı; sübjektif, varsayıma dayalı, hukuk dışı ve meşru olmayan gerekçelerle alınmıştır." 

 

 

İnsanlık dışı bir karardır

Arkaş’ın guatr ve kalp ritim hastalıklarının olduğunu, cezaevinde yaşam hakkının ihlal edilmesi riskiyle karşı karşıya kaldığını vurgulayan Berivan Bekçi, şunları söyledi: “16 Haziran 2025'te 33 yıl 4 ayı geride bırakan, son rapor dahil toplamda 6 değerlendirme raporunda iyi halli olduğu tespit edilen, değerlendirme puanı alt sınırın üzerinde olan, iyi halli olmaması için hiçbir aleyhe değişikliği olmayan, hukuk dışı disiplin cezaları nedeniyle haksız yere 2.5 yılı çalınan, geçmişe yürüme yasağına rağmen aleyhe kurul prosedürüne maruz kalan, ciddi sağlık sorunları yaşayan Sayın Arkaş’ın serbest kalması gerekmektedir. Bu gerçekliğe rağmen 16 Haziran 2025 tarihinde alınan üç ay erteleme kararı, sınırsız hoyrat cezalandırma politikaları ile bağlantılıdır. Hukuk dışı hatta demokrasi ve insanlık dışı olan bu kararın sonlandırılması, infaz hakimlikleri ve Ağır Ceza Mahkemeleri gibi itiraz mercileri tarafından kaldırılması, Sayın Arkaş’ın bir an önce özgürlüğüne ve sağlığa erişim hakkına kavuşması gerekmektedir.” 

Çıkmak için ölmeli mi?

Ardından konuşan Arkaş’ın avukatı Rezan Sarıca, İdare ve Gözlem Kurullarının uygulamalarının keyfi olduğunu belirterek, şöyle konuştu: “33 yıl 4 ay neye yetmedi de halen özgürlüğü elinden alınıyor. Cezaevinde daha fazla tutma amacı ve yaklaşımı var ise o zaman sormak durumundayız; hükümet veya devlet ‘umut hakkı’nı nasıl inşa edecek? ‘Umut hakkı’ dediğimiz şey toplumun bireylerin özgürlüğüne yönelik bir politik yaklaşımı da ifade etmektedir. 33 yıl 4 aydan daha fazla süre tutulma politikası var ise o zaman bunun 'umut hakkı'na karşı da bir yaklaşım olduğunu belirtmek durumdayız. Çetin Arkaş'ın ciddi sağlık sorunları var. Geçen yıl büyük bir badire atlattı. Daha da ötesi sağlık durumuyla ilgili ciddi şüpheler var. Cezaevi koşullarında sağlıklı bir biyopsi çalışması da yapılamıyor. Bundan kaynaklı derhal bu mahpusluk durumunun sona erdirilmesi gerekiyor. Cezaevinden çıkmak için illa ölmek mi gerekiyor? Bu kadar ciddi sağlık sorunları varken bu kadar güvencesiz, keyfi kurul kararlarıyla bu süreç yönetilebilir mi?” 

Sürece karşı kararlardır

Sarıca, yeni süreç tartışmalarına işaret ederek, şunları ekledi: “Bu yaklaşımlar ve politikalar, aynı zamanda bugün içerisinde olduğumuz sürece de karşı kararlardır. İnşa edilmesi düşünülen kardeşlik hukuku bu kararlarla nasıl inşa edilecek? Bu tür politikaların ve yaklaşımların ortak geleceğe karşı da alınmış bir tutum olduğunu belirtmek durumundayız. Geçen hafta Çarşamba'dan itibaren bu karara karşı bir itiraz süreci işletilmiş, henüz bir karar verilmiş değil. Bizler derhal bu kararların sona erdirilmesini ve kamuoyunun bu haksızlığın takipçisi olmasını diliyoruz.” 

Isparta'da 1992'de gözaltına alındıktan sonra tutuklanan ve Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde (DGM) yapılan yargılamada "Devletin birliğini bozmak" iddiasıyla müebbet hapis cezası verildi. Çetin Arkaş, "diyalog sürecinin" sürdüğü 15 Mart 2015'te "sekretarya görevi" için Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın bulunduğu İmralı Yüksek Güvenlikli F Tipi Kapalı Cezaevi'ne gönderildi. Arkaş, burada 9 ay 10 gün kaldıktan sonra, 16 Aralık 2015'te Silivri'deki cezaevine sürgün edildi.  İSTANBUL

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.