Kaya’nın kardeşi: Pişman değildi, öz eleştirisiydi

  • Öcalan üzerindeki tecride karşı 2006’da bedenini ateşe vererek şehit olan Veysi Kaya'nın kardeşi Muhittin Kaya, ahlaksızlık olarak nitelendirdiği tecridin, sorunları derinleştirdiğini belirterek, sonlandırılarak barışının kapısının aralanmasını istedi.

 

Öcalan’ın 2006’da zehirlenmeye çalışılması ve tecrit haberleri üzerine birçok eylem yapıldı. Bunlardan birini de 23 yaşındaki Arap genci Veysi Kaya gerçekleştirdi. Öcalan üzerindeki tecridi protesto etmek amacıyla 9 Şubat 2006'da Adana'da bedenini ateşe veren Kaya, 28 Şubat’ta şehit düştü.

Devam eden açlık grevi ve tecride ilişkin konuşan Kaya'nın kardeşi Muhittin Kaya, “Ağabeyim bir Arap olarak gençlik ve özgür yurttaş çalışmalarında yer aldı. Bir ablam da Kürt mücadelesinde yer alırken, 1996'da Dersim'de çıkan bir çatışmada yaşamını yitirdi. Ağabeyim her zaman haksızlık karşısında durup mücadele eden bir kişiliğe sahipti. Veysi bir Arap genci olarak Kürtlere ve Öcalan'a yapılan tecridi kabul etmedi ve hep karşı çıktı. Bize her zaman Öcalan'ın felsefesini anlatırdı. Veysi, ‘Tecrit karşısında bir şeyler yapılması gerekir’ diyordu. En son Öcalan'a dair çıkan 'zehirlenme ve hayatı tehlikede’ haberi üzerine bedenini ateş verip yaşamına son verdi" dedi.

Pişman değildi

 "Veysi Kaya, 'Güneşimizi Karatamazsınız' çizgisinde tecridi ve baskıyı kırmak için bedenini ateşe verdi. Bedenini ateşe verdiği yer, çalışma yürüttüğü Özgür Yurttaş Derneği'nin önüydü. Kendisini yakarak, tecride isyan ederek, karşı çıktı" diyen Kaya, hastanede kendilerine ilk olarak; "Ben pişman değilim. Bu eylemi Önder Apo üzerindeki tecridi kırmak için yaptım. Benim bu yaptığım eylemi bir özeleştiri olarak kabul ederseniz sevinirim" dediğini aktardı. 

Tecrit kalkmalı

 İnsanların ölmemesi için tecridin kaldırılması gerektiğini belirten Kaya, şunları ekledi: “Öcalan'ın Kürt ve Ortadoğu halklarının önderidir. Öcalan sahsında tüm toplum tecrit altındadır. 22 yıldır tecrit pratiği derinden yaşayan Abdullah Öcalan ve onun şahsında Kürt toplumu büyük bedeller ödemektedir. Zindanda gelişen açlık grevleri tecridi yıkmaya dönük tarihsel bir sorumluluktur. Tecrit, ahlaksızlık ve vicdansızlıktır. Sorunları derinleştirir. Tecrit sonlandırılmalı ve barışın kapıları aralanmalıdır."

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.