KCK Türk hükümetini uyardı

.

.

  • Öcalan’ın sağlığıyla ilgili iddiaların ciddiye alınmasını isteyen KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, Türk hükümetini bir kez daha uyardı: "Rêber Apo’ya yönelik her olumsuz yaklaşım mücadele yol ve yöntemlerin başka bir boyuta taşınmasını beraberinde getirir. Bir saat bile gecikmeden sağlık ve güvenlik durumu Kürt halkının inanacağı biçimde netleştirilmelidir."

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, Türk devlet zihniyetinin Öcalan’a yaklaşımı ve devlet içindeki güçlerin pozisyonlarına işaret ederek; son iddialarla ilgili açıklamaların inandırıcı olamayacacağını, bunun yerine mutlaka yüz yüze görüşme yapılması gerektiğini vurguladı.

İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde 22 yıldır tecrit altında tutulan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın sağlık ve güvenlik koşullarıyla ilgili son günlerde sosyal medyada yer bulan kimi iddialar, ailesi ve avukatları ile kamuoyundaki kaygıların büyümesine neden oldu. 27 Temmuz 2011’den sonra “koster bozuk” veya “hava muhalefeti” gibi gerekçelerle avukatlarıyla görüştürülmeyen Öcalan, 2013-2015 yılları arasında süren 'diyalog süreci' döneminde HDP ve devlet heyetleriyle görüşmeler gerçekleştirse de sürecin sonlandırılması ile avukatlarının yanı sıra ailesi ile de görüştürülmemeye başlandı. 

Tecrit altına alınan Öcalan'a dair kaygıların, 15 Temmuz’daki devlet içi çatışmayla büyümesi üzerine 50 Kürt siyasetçinin 5 Eylül 2016’da başlattığı açlık grevi sonucu kardeşi Mehmet Öcalan, 11 Eylül 2016’da İmralı Adası’na giderek ağabeyi ile görüşme gerçekleştirdi. 2016’dan sonra yeniden Öcalan’dan haber alınmazken, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Leyla Güven’in rehin tutulduğu Diyarbakır E Tipi Cezaevi’nde başlattığı ve 200 gün süren açlık grevi eylemleri sonucunda avukatları 8 yıl aradan sonra 2-22 Mayıs, 12-18 Haziran ve 7 Ağustos 2019’d görüşme gerçekleştirdi. 

Görüşmelerin tekrar engellenmesiyle İmralı Adası’nda 27 Şubat 2020’de çıkan yangın üzerine kamuoyunda kaygılara neden oldu. Artan tepkiler üzerine kardeşi Mehmet Öcalan, 3 Mart 2020’de ağabeyi Öcalan ile görüşme gerçekleştirdi. 

Koronavirüsü salgını nedeniyle bir kez daha kaygıların artması üzerine Öcalan, 21 yıl sonra ilk kez telefon görüşme hakkını kullandırılarak 27 Nisan 2020’de kardeşi Mehmet Öcalan ile görüştürüldü. Aile ve avukatların yaptığı görüş başvuruları sürekli reddedilirken, bu kez Öcalan’ın 2009’da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) gönderdiği savunmasına ek olarak hazırladığı "Yol Haritası" gerekçesiyle 23 Eylül 2020’den itibaren 6 aylık avukat görüş yasağı getirildi. 

Böylece Öcalan ile en son 3 Mart 2020’de yapılan aile görüşü sonrasında kurulabilen tek iletişim 27 Nisan 2020’de kardeşiyle yapılan telefon görüşmesi oldu. O günden bu yana yapılan tüm görüş ve telefon veya mektup ile kurulmak istenen tüm iletişim başvuruları reddediliyor. Yaşamsal tehdit oluşturan salgın koşullarında dahi asgari hiçbir iletişime izin verilmedi.

Açlık grevi 111. gününde

Bunun üzerine Türk cezaevlerindeki PKK ve PAJK’lı tutsaklar, tecridin sonlandırılması talebiyle 27 Kasım’da süresiz-dönüşümlü açlık grevi başlattı. Açlık grevi bugün 111. gününe girdi. Aynı amaçla Mexmûr Şehit Aileleri Derneği’nde 90, Yunanistan’ın Lavrio Kampı’nda ise 73 gündür açlık grevi yapılıyor. Türk hükümeti ise tutsakların eylemini görmezden gelerek hem tecride devam ediyor hem de cezaevlerindeki baskıları artırıyor.

Sosyal medya iddiaları

 En son 14 Mart’ta birtakım internet haber sitelerinde ve sosyal medya hesaplarında Öcalan’ın vücut bütünlüğüne ve yaşamına dair ciddi iddialarda bulunuldu. Öcalan avukatlığını üstlenen Asrın Hukuk Bürosu, önceki gün bütün bunlara dikkat çekerek, bu iddianın yarattığı büyük ve ciddi kaygının giderilmesi için de doğrudan derhal görüşme başvurusu yaptı. Önceki gün yanıt verilmeyince dün bir kez daha başvuru tekrarlandı. Avukatlar, ayrıca Öcalan ile aynı cezaevinde bulunan Ömer Hayri Konar, Veysi Aktaş ve Hamili Yıldırım ile de derhal görüşme sağlamak için başvuruda bulundu.

Adalet Bakanlığı’na başvuru

Öcalan’ın yeğeni HDP Urfa Milletvekili Ömer Öcalan da iddiaların açıklığa kavuşturulması ve oluşan endişelerin giderilmesi için Adalet Bakanlığı’na dilekçe verdi. Dilekçede, ailesi olarak Öcalan ile herhangi bir iletişim kuramadıklarını belirtilerek, “Evrensel ilkeler ve ulusal yasalar tarafından güvence altına alınmış temel insan hak ve hürriyetlerinin tartışma konusu edilmesi söz konusu olamayacağından, bütün girişimlere rağmen Sayın Öcalan avukatları ve ailesi ile hukuka aykırı olarak görüştürülmemektedir. Sayın Öcalan üzerinde uygulanan tecridin kalkması ve görüşme kanallarının açılabilmesi için çeşitli cezaevlerinde bulunan siyasi tutuklular tarafından başlatılan açlık grevleri ise kritik bir hal almıştır. Tüm bu sebeplerle; bir an önce her tutuklu için uygulanan, temel haklarını tesis eden rejimin uygulanmasını ve Sayın Abdullah Öcalan üzerindeki her türlü görüş yasağının en kısa zamanda kaldırılarak kendisi ile bir görüşme gerçekleştirmeyi, sağlık ve yaşam koşulları ile ilgili ortaya atılan iddiaların açıklığa kavuşturulmasını ve bu iddialar neticesinde oluşan endişelerin giderilmesini talep ediyoruz. Gerekli izinlerin verilmesini arz ederim.”

KCK: Derhal açıklığa kavuşmalı

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı ise Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın sağlığıyla ilgili sosyal medyada paylaşılan iddialar üzerine yazılı bir açıklama yaptı. "Çıkan haberler ciddidir ve derhal açıklığa kavuşması gerekmektedir" diyen Eşbaşkanlık,  Öcalan’ın daha önce "burada sağlığım ve yaşamımla ilgili her olumsuzluk siyasi olarak görülmelidir" diyerek Türk devleti ve ilgili kurumları uyardığını hatırlattı.

Bu tür haberlerin fazlasıyla ciddiye alınmasını isteyen Eşbaşkanlık, "Çünkü devlet ve çeşitli siyasi güçler içinde Rêber Apo’ya düşmanlık yapan birçok kesim bulunmaktadır. Hatta bizzat devlet yetkilileri yıllar önce oradan sağ çıkamaz, diyerek Rebêr Apo’ya karşı nasıl bir zihniyet ve yaklaşım içinde olduklarını göstermişlerdir. Rêber Apo ile görüşülüp sağlık ve güvenlik içinde olduğu öğrenilene kadar ayakta olmak tarihi bir sorumluluktur. Halkımız da tüm dostlar da tüm demokratik güçler de ayağa kalkarak Rêber Apo’nun sağlığı konusunda kesin bilgi alma mücadelesi içinde olmalıdır. Rêber Apo söz konusu olduğunda hiçbir açıklamanın inandırıcılığı olamaz. Mutlaka Rêber Apo ile avukatlarının ve ailesinin yüz yüze görüşme yapması gerekmektedir" dedi.

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, Kürt halkını, Kürdistan'ın dört parçası ve bulunduğu her yerde Öcalan’ın sağlığı ve yaşamına yönelik saldırılara karşı ayağa kalkmaya, 'Özgür Önderlik ve Özgür Kürdistan' sloganıyla Newroz’u karşılamaya çağırdı.

Gecikmeden netleştirin

Bir kez daha AKP-MHP iktidarını uyaran KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, şunların altını çizdi: "Rêber Apo’ya yönelik her olumsuz yaklaşım mücadele yol ve yöntemlerin başka bir boyuta taşınmasını beraberinde getirir. Önderliğin sağlık, güvenlik ve yaşamı söz konusu olduğunda halkımızın da Hareketimizin de nasıl bir hassasiyet içinde olduğu bilinmektedir. Bu nedenle bir saat bile gecikmeden Rêber Apo’nun sağlık ve güvenlik durumu Kürt halkının inanacağı biçimde netleştirilmelidir.”  HABER MERKEZİ

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.