KDP, Bakur için hangi halkları istiyor?

Forum Haberleri —

  • Başûrê Kurdistan coğrafya ve nüfus bakımından Bakurê Kurdistan’ın yarısı bile değil. Başûr’da Mesrur Barzani gibi bir grup siyasetçi, PKK hakkında ileri geri konuşacaklarına önce Bakur Kürtlerinin hangi haklara sahip olmasını istediklerini açıklamalıdır.

CİHAN EREN

Lozan Antlaşması’yla birlikte kurulan 20. yüzyıl Ortadoğu siyasal sisteminde, Kürtlerin payına inkar ve imha düştü. Ancak 21.yy’da yeni bir siyasi durum ortaya çıkmıştır. Türk devleti bu ortama AKP-MHP faşizmiyle ‘Lozan’da benden aldıklarınızı istiyorum’ diyerek dahil oldu. Neo Osmanlıcılık, Misak-i Millicilik biraz da bu oluyor. Bununla aslında şunu dayatıyor; ‘Lozan’da bize verilen görev gereği Bakur Kürtlerini yok etmenin eşiğine getirdim, ancak PKK beni boşa çıkardı, ben size Kerkük ve Musul’u vermiş, Kürt inkar ve imhasını almıştım, madem Kürt inkar ve imhası ortak kararımızdı bir kez daha Kürt soykırım anlaşmasına tümüyle katılmalısınız’ diyor. Bu da 1999 uluslararası komplo denilen saldırının devam ettirilmesi oluyor. 21.yy dengeleri içinde Lozan’da kendisine soykırım onayı veren güçler eskisi kadar istekli olmadığı için yanına başını KDP’nin çektiği Kürtleri alarak Lozan’da aldığı görevi günün şartlarına uygun Kerkük ve Musul’u da alarak tamamlamak istiyor.

Böylesine büyük bir oyunun devrede olduğu bir ortamda KDP, Kürtleri içerden zayıflatarak soykırımcı Türk devletine hizmet ettiğini görmek istemiyor. KDP bir aile partisi olduğu ve ülkeyi de kendi malı-mülkü gördüğü için TC’nin ‘sizin paranıza karışmayız, Kürdistan petrollerini de sizden satın alır gibi yaparız vb…’ sözlerine kanarak hareket ediyor. Ancak değişen uluslararası siyasi durum, PKK’nin Kürt halkında geliştirdiği ulusal bilinç bu oyunu oynayanların işini zora sokuyor. Türk devleti bu zorluğu KDP’yi kullanarak aşmak istiyor. Böylece KDP, tıpkı Osmanlı’nın oyununa gelip Ermeni Soykırımını zamanında görmeyen ve engelleyemeyen Ermenilerin rolünü oynuyor. KDP buna yattığı için Türk egemenleri gibi konuşuyor, politik tutum alıyor. Mesrur Barzani’nin Erdoğan ve Akar’ın söylediklerini Kürtçe dilendirmesinin nedenini burada aramak gerekiyor.

Mesrur Barzani’n ‘Türkiye'nin Kürtlerle bir sorunu yoktur, PKK ile sorunu vardır’ sözünü kullanmasının, Türk devletinin Arap coğrafyasına dönük politikasının üstünü örtme yanı da vardır. Fakat asıl bu sözle Kürt soykırımını gizlemeye çalıştığı açıktır.

Mesrur Barzani’ye bir iki önerim var; Madem Türkiye'nin Kürtlerle bir sorunu yok diyorsun, o zaman Kerkük Kürt şehri mi, Türk şehri mi diye Devlet Bahçeli’ye bir sor bakalım? AKP-MHP hükümetine, Kürtlerin ana dillerini eğitim ve basın başta olmak üzere her alanda kullanmasını yasalarla güvenceye alın de bakalım. Kürtler Bakurê Kurdistan'da kendi özerk yönetim hakkını Türkiye'nin demokratik birliği içinde kullansın da de görelim. Eğer bu ve benzer taleplere Türkiye olumlu cevap verirse, PKK silahlı mücadeleyi bırakır da de. Türkiye önerdiklerini kabul ederse doğru konuşmuşsun, kabul etmezse neden böyle konuştuğunu açıklamak zorundasın. Çünkü Başûr’un başbakanı sıfatı taşımaktasın.

Başûr’da başını Mesrur Barzani’nin çektiği bir grup siyasetçi, bağımsızlık referandumu yaptırarak Başûr’u ayrı bir devlet yapmak istedi. İstiyor. Başûrê Kurdistan coğrafya ve nüfus bakımından Bakur Kürdistan’ın yarısı bile değil. Başûr'da devlet istemek, Bakur'da da yüz yıldır sürdürülen inkar ve imha siyasetine ‘Türkiye'nin Kürtlerle bir sorunu yok’ demek en hafif deyimle Bakur Kürtlerini satmaktır. Kendi dar çıkarlarına kurban etmektir. Başûr’daki bu tür siyasetçiler, PKK hakkında ileri geri konuşacaklarına önce Bakur Kürtlerinin hangi haklara sahip olmasını istediklerini açıklamalıdır. Örneğin KDP yönetimi, en başta da başbakan sıfatı taşıyan Mesrur Barzani’ Bakur Kürtleri için ne istediğini Kürdistanlılara açıklamalıdır. Bakur Kürtlerinin hangi haklarını kullanmasını istiyor, ilan etmelidir. Madem bir parçanın başbakanı sıfatını taşıyor Kürtlerin bunu kendisinden isteme hakkı, onun da Kürtler için hak talep etme sorumluluğu vardır.

Başta TC, her kes şunu bilmek zorundadır; Başûr’daki siyasi statü olduğu müddetçe PKK ile bilinç kazanmış Kürtler PKK olmasa da her parçada demokratik haklarını isteyecektir. Kürtler dört parçada demokratik haklarını almak için sonuna kadar direnecektir. Kürtlerin hak talebinden vazgeçmesi tümden yok edilmeleriyle mümkün olabilir. TC bunu yapmak istiyor. PKK buna engel olduğu için de varını yoğunu PKK'ye karşı savaşa yatırmıştır.

Kürtler PKK’den aldığı bilinçle kandırılamaz düzeye gelmiştir. ‘Türk devletinin Kürtlerle sorunu yoktur’ yalanına da kanmayacaktır. Kürtlerde, demokratik ulusal bilinç ve örgütleme kadar siyaset de yenilmeyecek kadar gelişmiştir. PKK'yi hedef göstererek Kürtlük yapacaklarını sananlarınsa tarihteki yeri bellidir.

PKK özgürlük isteyen Kürt halkının kendisidir. Ülkesinde dili, kimliği, tarihi ve siyasi iradesiyle demokratik bir sistem içinde yaşamak isteyen her Kürt PKK’lidir. PKK’de bu Kürtlüktür. ‘Yaşasın halkların kardeşliği’ diyen her Kürt PKK’lidir. Kürdistan zenginliklerini çalanlara ve talan edenlere karşı çıkan, ülke zenginliğini adil paylaşmaktan yana olan, fazlasını komşu halklarla paylaşmaya evet diyen her Kürt PKK’lidir. Kadın özgürlükçü olan ve ekolojik düşünen her Kürt PKK’lidir. Bilim ve sanat diyen, inançların demokratik ve ahlaki değerlerine inanan her Kürt PKK’lidir. İşte TC’nin böyle düşünen ve yaşayan, yaşamak isteyen Kürtlerle sorunu vardır. Sömürgeci Türk devletinin, Kürdistan petrollerini ve daha birçok zenginliğini kendisine yok pahasına peşken çeken, Başûrê Kurdistan’ı Türk egemenlerinin çöplüğü ve TC’nin askeri üssü yapan, bunlar karşılığında milyarlarca dolarını Türk bankalarına koyanlarla tabi ki sorunu yoktur. Gerçekte mesele budur. 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.