Kobanê'den SES'e uzandılar

  •  SES yöneticileri hakkında açılan davanın iddianemesinde Kobanê Davası'nın tanık ve itrafçıları merkeze alınarak, SES'in salgın sürecine ve sağlık politikasına yönelik tüm eleştiri, açıklama ve etkinlikleri, 'devleti ve sağlık politikasını zaafiyete uğrattığı' iddiasıyla suç sayıldı. Kitap, dergi, sosyal medya paylaşımı ve metinler de suç delili olarak eklendi. 

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) üye ve yöneticileri hakkında açılan dava, Kobanê Davası’nın gizli tanığı “Ulaş” ve açık tanığı Kerem Gökalp’in beyanlarına dayandırıldı. 

Kobanê Davası’nın soruşturma savcısı olan Ahmet Altun tarafından SES eki Eşbaşkanları Gönül Erden ve Bedriye Yorgun, SES Eşbaşkanı Selma Atabey, eski MYK üyeleri Belkıs Yurtsever ve Fikret Çağlayan, sendikanın Ankara Şube eski yöneticileri Rona Temelli, Erdal Turan ve Ramazan Taş hakkında “örgüt yöneticiliği”, “örgüt üyeliği” ve “örgüt propagandası” suçlamalarıyla iddianame hazırlandı. Erden tutuklu yargılanırken, diğer sendikacılar ise “adli kontrol tedbiriyle” tutuksuz yargılanıyor. Dava, Kobanê Davası’nın görüldüğü Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek. Kobanê Davası heyeti yerine başka bir heyetin bakacağı davanın ilk duruşması bugün.

Fikret Çağlayan

Tanıkları aynı

MA'dan Zemo Ağgöz ve Berivan Altan'ın haberine göre; ilk 30 sayfası PKK-KCK tarihine ve eylemlerine dair bilgilerin yer aldığı iddianame, 305 sayfadan oluştu. Kobanê Davası’nın gizli tanığı “Ulaş” ve itirafçı Kerem Gökalp’in SES dosyasında da ifade verdiği görüldü. Gizli tanık “Ulaş”, ifadesinde SES içinde “sağlık komiteleri” olduğunu ve bu komitelerde en az iki PKK kadrosunun görev aldığını iddia etti. İtirafçı Kerem Gökalp ise tanık olarak verdiği ifadede, “Sağlık Komitesi”nin genel çalışma prensibinin; KCK’ye bağlı olduğunu ileri sürdü. Gizli tanık Ulaş’ın dava açılan kişiler hakkında benzer ifadeler kullanması da dikkati çekti. Sendikacılar hakkında Nisan 2020’den Kasım 2020’ye kadar teknik ve fiziki takip kararları alınarak, izlendiği de dosyada yer aldı. Ayrıca iddianamede, "Devletimiz bize bunca hizmet ederken böyle yaklaşımı sindiremiyorum ve sizlerle de paylaşıyorum Allah ülkemizi korusun” notuyla yapılan bir ihbar da eklendi. 

SES'in eleştirileri suç!

İddianamede, SES Merkez Yürütme Kurulu’nun salgın sürecine dair yaptığı açıklama ve söyleşiler suç olarak yer aldı. SES’in açıklamasında sağlık sistemine ve Sağlık Bakanlığı’na yaptığı eleştiriler, sağlık emekçilerinin çalışma koşulları, yapılmayan ödemelere dair ifadeler suç sayıldı. Sendikanın, “Sağlık Bakanlığı Hala İşin Ciddiyetinin Farkında Değil, Göstermelik Çözümler Yerine Sağlık Emekçisi Sayısını Artırmalı” başlıklı açıklaması ve SES eski Eşbaşkanı Gönül Erden’in 7 Nisan 2020’de salgın koşullarında yaşanan sorunlara dair MA'da yer alan “Sağlık emekçileri hastanelerde salgın komiteleri kuruyor” başlıklı söyleşi, suçlara eklendi. Açıklama ve söyleşilere dayanılarak SES’in “PKK-KCK örgütünün görüş ve önerileri doğrultusunda faaliyet gösterdiği” savunuldu. HDP'nin salgının başında maddi sıkıntı yaşayan ailelerle dayanışmak amacıyla başlattığı “Kardeş aile kampanyası” PKK ile ilişkilendirildi. SES'in katılımı suç görüldü. SES yöneticilerinin eleştiri ve çabalarını suç kabul eden savcılık, “Kovid-19 salgını ile ilgili Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve izlemiş olduğu sağlık politikalarını zaafiyete uğratmak, halk arasında korku ve endişe yaratarak, suni gündem oluşturma” olarak değerlendirdi.

Gönül Erden

Suç delilleri diye buldukları!

Yapılan ev aramalarında kimi fotoğraflar da suç delili olarak iddianameye eklendi. Gönül Erden’in evinde yapılan aramada dijital materyaller incelemesinde Erden’in bir düğünde elinde tuttuğu kırmızı-sarı-yeşil renkli şalın olduğu fotoğraf, DAİŞ’in Kobanê’ye saldırıları karşısında yapılan eylemlerde yer aldığına dair fotoğrafın yanı sıra cezaevinden gelen mektuplar ile DTK, İHD ve TİHV'in cezaevine ilişkin yaptığı açıklamalara dair görseller de suç delili olarak iddianameye eklendi. HDP eski Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’ın Diyarbakır Milli Eğitim Müdürlüğü’ne yazdığı dilekçeye ilişkin yapılan “Kızım Türk’üm doğruyum demeyecek” yazılı habere dair görsel iddianameye eklendi. Erden’in sendikal faaliyetleriyle ilgili tuttuğu toplantı ve gündem notları da içerisinde “Cizre katliamı” ve “tecrit” ibareleri yer aldığı için suç delili olarak kabul edildi. Deliller arasında Demirtaş, Vedat Türkali ve Mehmed Uzun’un kitapları ile yasal dergiler de yer aldı. 

Sosyal medya paylaşımları

Hakkında dava açılanların sosyal medya paylaşımları da iddianamede yer aldı. “Toplumsal sağlık için toplumsal barış şart dediği için tutuklu olan hocamız Onur Hocaya özgürlük”, “Sağlık alanında acil önlemler alınmadan Kovid 19 ile mücadele edemezsiniz”, “Politik tutsaklara ölüm diyeceksin, tacizciye tecavüzcüyü uyuşturucu baronlarına yaşa diyeceksin”, “Kadın ve çocuk tecavüzcülerine geçit vermeyeceğiz”, “Her suç affedilebilinir ama kadın katilleri ve çocuk tecavüzcüleri affedilme”, “Siyasi tutumunuzdan vazgeçin çocuk ve kadın tacizcilerine geçit vermeyin” gibi paylaşımlar, delil olarak dosyaya konuldu. Cizre ve Sur’daki sokağa çıkma yasaklarında yaşamını yitirenlere dair Birleşmiş Milletler’in (BM) raporlarına dair yapılan paylaşımlar da suç delili olarak iddianameye eklendi. Paylaşımlardaki kimi videoların arka fonunda çalınan müzikler de delil sayıldı; Mem Ararat’ın “Xaçerek” stranının Kürtçe ve Türkçesi iliştirildi. 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.