Kobanê dosyası ve suçlunun suçunu örtme girişimi

Forum Haberleri —

  • Kobanê davası aynı zamanda AKP-MHP faşizmine karşı bir demokrasi davasıdır, halkların birleşik mücadele davasıdır; bir Suriyeli’nin de bir Iraklı’nın da demokrasiden yana bir Türk’ün de davasıdır. 

SEYDİ FIRAT

DAİŞ AKP iktidarının yönlendirmesi ile Kobanê’ye yönelik giriştiği katliam ve işgal saldırılarına karşı Kürt halkının ve insanlığın vicdanı harekete geçti. 6, 7 Ekim protestoları bu vicdan patlamasının doruk noktasıydı. AKP-MHP iktidarı, Tayyip Erdoğan –Devlet Bahçeli ikilisi insanlığın ve Kürt halkının DAİŞ’in katliam ve işgal girişimine karşı ortaya koyduğu vicdani duruş ve direnişten intikam alma peşindeler. 6, 7 Ekim gösterileri sırasında Türk polisi ve jandarmasının 50’ye yakın insanı katletmesiyle yetinmeyen AKP-MHP iktidarı, 6 yıl raflarda beklettikleri Kobanê dosyasını raflardan indirip yargılama adı altında Kürt halkından HDP’den ve DAİŞ’e karşı tavır alan herkesten intikam alma peşindeler.

AKP iktidarı DAİŞ’in Kobanê’ye ele geçirmesi için çok çalıştı, DAİŞ’in Kobanê’ye ele geçirememesi ve akabinde yenilmesini bir türlü içine sindiremiyor. DAİŞ üzerinde kurduğu strateji DAİŞ’in yenilgisiyle boşsa çıktı. AKP, DAİŞ ve benzeri çete gruplarıyla birlikte başlattığı savaşta ne Şam’da namaz kılma hedefine ulaşabildi ne Halep’ten Musul’la kadar olan coğrafyayı ‘Milli sınırlara’ katabildi ne de bölge halklarına boyun eğdirebildi. AKP iktidarı ne de çok hayalini kuruduğu yeni Osmanlıcılığı Ortadoğu’ya hakim kılabildi. Başardığı tek şey bölge halklarına yönelik çok sayıda katliama ve yıkıma imza atması oldu. Ve insanlığa karşı büyük suçlar işledi.

AKP iktidarı başta DAİŞ olmak üzere birçok çete örgütüne her türlü desteği sundu; otellerde ağırladığı, sınırlarında geçiş izni verdiği, eğitip donattığı, maşa bağladığı çeteleri dünyanın dört bir tarafına sürdü. Kirli amaçları doğrultusunda dünyanın birçok yerinde savaşa, çatışmalara talana, yüz binlerin yerlerinden edinmesine ve çok sayıda katliama imza attı.  

BM Bağımsız Araştırma Komisyonlarının Kuzey Doğu Suriye’de Rojava’nın Efrîn ve Serêkaniyê kentlerinde Türkiye’nin ve denetimindeki çetelerin uygulamalarını insanlığa karşı suç ve savaş suçu kategorisi çerçevesinde suçlar olarak tanımlayan raporlar yayınladı. Yine birçok uluslararası bağımsız kuruluş bu içerikte çok sayıda raporu kamuoyuna sundu.

BM Suriye Bağımsız Araştırma Komisyonu Başkanı Paulo Sergio Pinheriro, 2020'de Cenevre'de bir basın toplantısıyla açıkladığı raporda şunlara dikkat çekti: "Türkiye ve Türkiye’ye bağlı güçler Efrîn, Rasulayn (Serêkaniyê) ve çevresinde rehin alma, zalimce muamele, işkence ve tecavüz gibi savaş suçu kategorisine giren suçlar işlemişler. Havadan ve karadan yapılan bombardımanlar sonucu çok sayıda insan öldü. Çoğunlukla Kürt bölgelerinde yağma ve mülklere el konulması, yerinden edilme yaygın bir biçimde devam ediyor." Yine BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği katliam ve yıkım saldırıları hakkında daha kapsamlı ve daha ayrıntılı raporlar yayınladı.

Raporlarda AKP iktidarı ve müttefiki çetelerin insanlığa karşı suç işlediği, işlemeye devam ettiklerini ortaya koyuyor.

Evet bir yargılamanın olması gerekiyor; insanlığa karşı suç işleyenlerin cezasız kalmaması için bir yargılamaya ihtiyaç var. Başta Kürt halkı olmak üzere bölge halklarını yıkıma maruz bırakanların yargılanması gerekiyor; yargılanması gerekenlerin başında hiç kuşkusuz AKP iktidarı gelmektedir. Kürt halkının bölge halklarının ve insanlığın yaralarının sarılması ve adaletin tesisi için bir yargılamaya kesinlikle ihtiyaç var. AKP-MHP iktidar kliği bundan kaçmak için katliama uğrattıklarını, mağdur ettiklerine kendi suçlarını yüklemek istiyor!

AKP iktidarı 26 Nisan’da Ankara’daki Kobanê yargılamasını bunun için başlattı bununla suçunu örtme amacı yanı sıra Kürtlerin siyasi kıyımı üzerinde enerji devşirmek istiyor, devşireceği enerjiyle hedeflediği rejimi kalıcılaştırmak istiyor.

Kobanê davası aynı zamanda AKP-MHP faşizmine karşı bir demokrasi davasıdır, halkların birleşik mücadele davasıdır; bir Suriyeli’nin de bir Iraklı’nın da demokrasiden yana bir Türk’ün de davasıdır faşizme, işgale ve talana karşı bu halkların ortak davasıdır. DAİŞ’in saldırılarında DAİŞ ziynetli güçlerin yıkımına, kıyımına katliamlarına maruz kalan insanlığın, tüm demokrasi güçlerin davasıdır aynı zamanda

Diğer taraftan son yılarda Kürt halkı üzerinde Kürt özgürlük mücadelesi üzerinde bölgesel ve küresel güçlerin Türk devletiyle AKP iktidarıyla örgütledikleri kirli pazarlıklar trafiği daha da yoğunlaştı. Bu trafiğin Kürt halkı üzerinde çok yıkıcı sonuçlara yol açtığı ortada ve trafik bu yönlü tüm yoğunluğuyla devam ediyor. Kobanê davası bu trafiğin bir parçası olarak ortaya çıkıyor. Bir halkın geleceğini karatma üzerinde süren bir trafiği bir konsepti boşsa çıkarmak insanlıktan yana barışta yana olan her kese sorumluluk yüklüyor.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.