Koğuş aramaları işkenceye döndü

Sincan Kadın Kapalı Cezaevi
- Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde sistematik hale gelen koğuş baskınlarında idare tarafından malzemelere el konuluyor.
Tutsak gazeteci Dicle Müftüoğlu'nun haberine göre; Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde sistematik hale gelen koğuş aramaları işkenceye dönüştü. Her hafta koğuşlara cezaevi müdürü, başgardiyan ve 10’u aşkın gardiyan tarafından baskın düzenleniyor. Cezaevi idaresinin onayı olmayan hiçbir ürünün girmediği bilinmesine rağmen tüm koğuşlar alt üst ediliyor. Dolap ve çekmecelerde olan tüm kıyafetler çıkartılarak dökülüyor. Yatak, çarşaf ve battaniyelerin tamamı kaldırılıyor. Tutsakların uyarıları üzerine gardiyanlar daha fazla dağıtmaya başlıyor.
Karbonat 'beyaz toz' oldu
Koğuşta bir cam önüne dizilen 200’ü aşkın kitap, her aramada yerinden çıkartılarak sayfa sayfa aranıyor. Koğuşta bulunan dergiler ise konulduğu kovadan yere saçılıyor. Tutsaklara ait bağlama ve gitar, kılıfları çıkartılarak yere atılıyor. 8 Haziran'da koğuşta yapılan aramada, daha önce açlık grevleri sırasında verilen karbonata el konuldu ve tutsaklar hakkında soruşturma açıldı. Karbonatın soruşturma tutanağına “beyaz toz” olarak yazılması dikkat çekti.
Tutsaklardan suç duyurusu
Arama adı altında 15 Haziran günü saat 15.00 sıralarında baskın düzenlendi. Bir tutsağın hastanede, üç tutsağın ise sohbette olduğu belirtilerek, tutsakların katılımıyla aramanın yapılması talep edildi. Kameralarla koğuşun üst katında arama yapan gardiyanlar, ortak alanlardaki aramaya tutsaklar eşlik etmemesine rağmen kamera açmayarak, eşlik edilmiş gibi göstermeye çalıştı. Arama sırasında tüm odalar ve ortak alan darmadağın edildi, tutsakların eşyalarını koydukları hurçlar yırtıldı. Eski çarşafları bölerek cama vuran güneş ışığını kırmak için konulan kumaşlara da el konuldu. Bunların para verilerek alınan çarşaflar olduğu, gözünde problem olan hasta tutsak Rihan Kavak’ın kullandığı belirtilmesine rağmen gerekçesiz, keyfi bir şekilde el konuldu. Tutsaklar, konuya dair cezaevi savcılığı ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına dilekçeyle suç duyurusunda bulundu. ANKARA
*****
Kelepçeye itiraz eden tedavi edilmiyor
Hastaneye sevk edilen tutsak Mehmet Şerif Demirtaş ve Süleyman Aslan, kelepçeli muayeneyi kabul etmedikleri için tedavi edilmedi.
Tutsak gazeteci Zeynel Bulut'un MA'ya gönderdiği mektuba göre; Diyarbakır 2 Nolu Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi'nde tutulan Süleyman Aslan ve Mehmet Şerif Demirtaş, hastane sevkinde kelepçeli muayeneyi kabul etmedikleri için tedavi edilmedi. Diyarbakır Kampüs Cezaevi’nde siyasi tutsaklar üzerinde uygulanan faşizan uygulamaların hak ihlalini aşıp tam bir insanlık suçuna dönüştüğünü belirten Bulut, “Her gün yeni bir uygulama, yeni bir keyfi muamele ve yeni bir suç pratiğinin oluştuğu hak ihlali ile karşı karşıyayız. Bu faşizan politikalara cezaevi yönetiminin yanı sıra insanların sağlığından sorumlu hekimler de dahil oldu. 9 Haziran 2023'te Süleyman Aslan ve Mehmet Şerif Demirtaş adlı tutsaklar diş rahatsızlıkları için götürüldükleri Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde, askerlerin kelepçeleri çıkarmamalarına hem de diş hekimi Remzi Ekinci’nin tutumuna tepki göstererek ‘Bu dayatmayı kabul etmiyoruz. Kelepçelerin çıkarılmaması tedavi hakkının ihlali ve hasta haklarına aykırıdır’ diyerek kelepçeli tedaviyi kabul etmemişlerdir. Tutsaklardan Aslan daha önce de aynı doktor tarafından aynı muamele karşılaştığını ve kelepçeli tedaviyi kabul etmediği için cezaevine geri getirilmiştir. Aslan, sağlık hakkının ihlali ve karşılaştığı faşizan keyfi muameleye karşı hem askerler hem de doktor hakkında suç duyurusunda bulundu. Amed gibi bir yerde, cezaevi yönetiminin keyfi ve faşizan politikaları ve bir diş hekiminin hekimlik mesleğine sığmayan tutum ve davranışı düşündürücü bir durum.” AMED
*****
Kantinde sattığını baskınla topluyor
Diyarbakır 2 Nolu Yüksek Güvenlikli Cezaevi'nde tutsakların kantinde kendi paralarıyla satın aldıkları şeyler, arama esnasında yasak olduğu gerekçesiyle alınıyor. Arama esnasında toplayıp daha sonrasında aynı ürünü kantinden tekrar tekrar satın aldırıyorlar.
Tutsak gazeteci Mehmet Şahin’in eşi Rojbin Şahin ve diğer tutsak aileleri, artan hak ihlali ve yaşanan hukuksuzluklara karşı hukuki yardım talebiyle Özgürlük İçin Hukukçular Derneği’ne (ÖHD) başvuruda bulundu. Gazeteci Mehmet Şahin’in eşi Rojbin Şahin, cezaevinde yaşanan hak ihlallerini, MA'ya anlattı. Hukuksuz tutukluluğun kötü muameleyle devam ettiğini, yeterli yemek bile verilmediğini belirten Şahin, cezaevi müdürünün değişmesiyle birlikte hak ihlallerinin arttığını söyledi. Cezaevinde yaşanan ihlallerin giderilmesi için cezaevi müdürü ile görüşmeye çalıştıklarını dile getiren Şahin, görüşmede yaşanan ihlallerini anlattıklarını ifade etti. Şahin, şunları anlattı: “Yemeklerin çok kötü olduğunu, porsiyonlarının neden azaltıldığını sorduğumuzda, bizimle dalga geçer gibi ‘yemeğin tadına mı baktınız’ şeklinde ciddiyetsiz bir cevap verdi. Sonrasında ‘artan enflasyonla birlikte gelen zamlardan dolayı cezaevindeki yemek porsiyonların azaltıldığını’ söyledi. Keyfi bir şekilde su kesintisi oluyor. Bunun nedenini sorduğumuzda ise tadilatı gerekçe gösterdi.”
Tekrar tekrar satın aldırıyor
Tutsakların kişisel ihtiyaçlarını karşılamalarının engellendiğini söyleyen Şahin, şöyle devam etti: “Daha öncesinde de kantinde kendi paralarıyla satın aldıkları şeyleri, arama esnasında yasak olduğu gerekçesiyle tekrar aldıklarını, topladıklarını öğrendik. Madem yasak neden kantinde satılıyor? Arama esnasında toplayıp daha sonrasında aynı ürünü kantinden tekrar tekrar satın aldırıyorlar. Mektup ve kitaplar ellerine ulaşmıyor. Verdiğimiz kitaplar kota bahane edilerek, aylarca depoda bekletilip onlara verilmiyor.”
Başka cezaevinden gardiyan
Cezaevi yönetiminin kendi bünyesinde çalışan gardiyanlara güvenmediğini söyleyen Şahin, “En son yapılan aramada başka cezaevinden gardiyan getirtip arama yaptırılmış. Cezaevi müdürü koridorlarda gardiyanlara bağırıyor ve tutsaklarla karşı karşıya getiriyormuş. Tutsaklar hastaneye veya başka bir yere gidecekleri zaman çıplak aramaya maruz bırakılıyor. Bunu kabul etmeyenler hastaneye götürülmüyor. Havalandırmaya çıkarılmıyorlar” dedi.
Çıplak arama dayatması
Çeşitli gerekçelerle görüşme süresinin azaltıldığını belirten Şahin, tutsak yakınlarına dayatılan uygulamaları dair şunları paylaştı: “Cezaevine ilk giden biz olmamıza rağmen GBT ve farklı bahanelerle içeri giriş sürecimizi uzatıp, görüş süremizi bu şekilde tüketiyorlar. Bir türlü zamanımızı tam kullandırmıyorlar. Bu şikâyetlerimize rağmen ciddiye alınmadık. Cezaevine gittiğimizde kadın ziyaretçilerin kullandığı tuvaletlerin kapısı kilitleniyor. Bizi erkeklerin de kullandığı tuvaletleri kullanmaya mecbur bırakmaya çalışıyorlar. Bu yaşananlara sessiz kalmayacağımızı cezaevi müdürüne ilettik. Bunun üzerine cezaevi müdürü ödenek olmadığını, bozulan tuvaletler için kendi cebinden para veremeyeceğini, bu yüzden bir şey yapamayacağını söyleyerek, bizim sorunlarımızı görmezden geldi.”
Şahin, cezaevi müdürünün değişmesiyle birlikte kötü muamele ve hak ihlallerinin iki katına çıktığını söyledi. Şahin, insan hakları örgütleri ve hukukçulara çağrıda bulunarak, sorunların çözümü için girişimlerde bulunulmasını istedi. AMED














