Kolejde dil yasağı fermanı

TED Diyarbakır Koleji
- TED Diyarbakır Koleji, düzenlediği etkinlikte bir çocuğa Karamanoğlu Mehmet'in Türkçe dışında dilleri yasakladığı fermanı okuttu. Aileler ve Amed Barosu, tepki gösterdi; DEM Parti Milletvekili, soru önergesi verdi.
TED, Türk kentlerinde başvurmadığı bir etkinliği, Amed'deki kolejinde düzenledi ve tek dil motivasyonuyla Karamanoğlu Mehmet'e ait olduğu belirtilen fermanı okuttu. Üstelik iyi bir şey yapıyormuş gibi çocuklar sosyal medyada paylaştı. Amed Barosu, öğrencilerin farkında olmadan ideolojik bir yönlendirmeye alet edilmesine ve tek dil dayatmasına işaret eden bu tür uygulamalara tepki gösterdi. DEM Parti Amed Milletvekili Ceylan Akça Cupolo da konuyu bir sorun önergesiyle Meclis gündemine taşıyarak, çok kimlikli ve çok kültürlü yapıya sahip Amed'deki bu uygulamayı eleştirdi.
TED Diyarbakır Koleji, "26 Eylül Türk Dil Bayramı" nedeniyle bir etkinlik düzenledi. Yaşları 7 ile 13 arasında olan çocuklara Türkçeyi övücü dövizler taşıtıldı. Etkinlikte bir çocuğa Karamanoğlu Mehmet'in kendi beyliğinde Türkçe dışında dilleri yasakladığı, Türkçe konuşma zorunluluğu getiren fermanı okutuldu. Fermanda ye alan "Bugünden sonra divanda, dergâhta, çargâhta, mecliste ve meydanda Türkçeden başka dil kullanılmayacaktır" sözlerine dikkat çeken ailelere, izinleri olmadan çocuklarının böyle bir etkinliğe dahil edilmesine tepki gösterdi. Etkinliği sanal medya hesaplarından paylaşan kolej yönetimi, tepkiler üzerine paylaştığı videoyu kaldırdı.
Öğrenciler alet edildi
Amed Barosu, konuyla ilgili yazılı bir açıklama yaptı. Açıklamada, öğrencilerin farkında olmadan ideolojik bir yönlendirmeye alet edilmesi ve eğitim ortamının çoğulcu değerlerden uzaklaştırılması bakımından ciddi bir sorun teşkil ettiğine dikkat çekildi. Açıklamada, çoğulcu ve demokratik bir toplumda, eğitim kurumlarının görevinin tekçi anlayışları yeniden üretmek değil, farklı kimlikleri ve anadilleri koruyup geliştiren bir yaklaşımı benimsemesi olduğu vurgulandı.
Tek dil dayatması
Açıklamanın devamında şu ifadelere verildi: "Tek dil dayatmasına işaret eden bu tür uygulamalar; ana dil hakkının tartışıldığı, demokratik çözüm arayışlarının gündemde olduğu bir dönemde, geçmişten bugüne devam eden tekçi ve asimilasyoncu politikaların güncellenmiş bir yansıması olarak değerlendirilmektedir. Dil, kimliğin temel unsurudur. Ana dil ise yalnızca bireysel bir tercih değil, her insanın doğuştan sahip olduğu en doğal haktır. Eğitimin, öğrencilerin anadillerini dışlayıcı bir anlayışla kurgulanması; uluslararası insan hakları belgelerinde güvence altına alınan eğitim hakkı, kültürel kimlik hakkı ve eşit yurttaşlık ilkeleri ile bağdaşmamaktadır.
Evrensel hukuk ve sözleşmeler hatırlatıldı
Birleşmiş Milletler (BM) Medeni ve Siyasal Haklar Sözleşmesi’nin 27. maddesi, azınlıklara kendi dillerini kullanma ve geliştirme hakkını tanımaktadır. BM Haklarına Dair Sözleşme’nin 29. ve 30. maddeleri, çocuğun kendi kültürel kimliğini, dilini ve değerlerini koruma hakkını güvence altına almaktadır. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 14. maddesi, eğitim ve diğer tüm hakların dil ve kimlik temelinde ayrımcılığa uğramaksızın kullanılmasını öngörmektedir. Avrupa Konseyi’nin Ulusal Azınlıkların Korunmasına İlişkin Çerçeve Sözleşmesi ise çok dilliliği teşvik etmeyi ve an adilin korunmasını üye devletler için bir yükümlülük olarak düzenlemektedir.
Her vatandaşın hakkıdır
Ana dilde eğitim hakkı, her vatandaşın en temel hakkıdır. Bu hakkın korunması ve geliştirilmesi, toplumsal barışın ve demokrasinin güçlenmesi için vazgeçilmezdir. Eğitim kurumlarının sorumluluğu, öğrencilerin ana dillerini yok saymak değil; onları koruyup yaşatacak özgürlükçü bir yaklaşımı benimsemesi gerekir."
Eğitim Sen kınadı
Eğitim Sen Amed Şubesi de kentiin demokrasi kültürüyle ve pedagojik gerçeklerle bağdaşmayan bu yaklaşımı kınadı. Amed Şubesi, şunlar kaydetti: "Nüfusunun büyük çoğunluğunu Kürtlerin oluşturduğu, geçmişte yurttaşların kendi ana dilini konuştuğu için işkenceye uğradığı ve cezalandırıldığı bir kentte, bir özel eğitim kurumunun 26 Eylül Türk Dil Bayramı kapsamında düzenlediği etkinliklerde farklı dil ve kültürlerin yok sayılarak tekçi bir anlayışın dayatıldığı görülmektedir. Bu tür etkinlikler, çocukların zihinlerine farklılıklara karşı nefret ve tahammülsüzlük tohumları ekme riski taşımaktadır. Oysa eğitim kurumları, tek bir dilin üstünlüğünü vurgulayan mesajlar yerine, bütün dillerin değerli ve önemli olduğunu; her dilin özgürce yaşatılabileceği bir dünya tahayyülünü besleyen etkinliklere yer vermelidir."
Bakanlara soruldu
DEM Parti Amed Milletvekili Ceylan Akça Cupolo, hem Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in hem de Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak’ın yanıtlaması istemiyle Meclis’e iki ayrı soru önergesi sunarak, Kürtçeye düşmanlığı sorguladı. Önergelerde ortak nokta olarak, Kürtçenin kamusal alanda karşılaştığı engellemeler ve ayrımcılık oldu.
Önce Amedspor'a ceza
Akça Cupolo’nun Gençlik ve Spor Bakanı’na yönelttiği sorular, Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu’nun Amedspor’a verdiği 110 bin TL’lik para cezası ile ilgili oldu. Ceza, Amedspor formasında yer alan ve daha önce TFF tarafından onaylanmış olan sponsor logosunun altındaki Kürtçe “Koma me bona we” (Grubumuz sizin için) sloganı nedeniyle verilmişti. Milletvekili, bu kararın “hukukun üstünlüğü, temel hak ve özgürlükler ve toplumsal barış açısından ciddi endişeler doğurduğunu belirterek, şu soruları yöneltti:
* Onaylanan bir slogan için sonradan ceza verilmesinin hukuki dayanağı nedir?
* Söz konusu karar, sadece Kürtçe olması nedeniyle anadilin kullanımına yönelik bir yasaklama ve ayrımcılık anlamına gelmekte midir?
* Türkiye’de Kürtçe herhangi bir yasa veya talimatla yasaklanmış mıdır?
* Bakanlık, bu kararın “çifte standart” olduğu yönündeki tepkileri incelemekte midir?
* Cezanın Amedspor’un kimliği nedeniyle keyfi verildiği iddiaları hakkında bakanlığın görüşü nedir?
* TFF’nin cezayı iptal etmesi ve özür dilemesi için bakanlık girişimde bulunacak mıdır?
Sonra ırkçılık fermanı
Milletvekili, Eğitim Bakanı’na sunduğu diğer önergede ise TED Koleji’nde 26 Eylül Türk Dil Bayramı etkinliklerinde öğrencilere okutulan fermanı gündeme taşıdı. Karamanoğulları hükümdarı Mehmet Bey’in “Bugünden sonra divanda, dergâhta, çargâhta, mecliste ve meydanda Türkçe’den başka dil kullanılmayacaktır” ifadelerini içeren fermanın okutulmasının, “çok kimlikli ve çok kültürlü yapıya sahip Diyarbakır’da ana dil haklarına ve toplumsal barışa aykırı” olduğunu vurgulayan Akça Cupolo, şu sorulara yanıt istedi:
* Söz konusu fermanın okutulması pedagojik açıdan uygun görülmekte midir?
* Tekçi anlayışı teşvik eden etkinliklerin çocuklarda ayrımcı etkiler yaratması konusunda bakanlık bir çalışma yürütmekte midir?
* Ana dillerin korunması için Kürtçe dahil çokdilli eğitim modellerine dair bir hazırlık yapılmakta mıdır?
* Diyarbakır’da yaşanan tepkilere bakanlığın yaklaşımı nedir? AMED










