Komisyon formül bulmak zorunda

Ayşegül Doğan

Ayşegül Doğan

  • DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, Önder Apo'nun süreçteki rolüne ve çabalarına dikkat çekerek, "Komisyon, Sayın Öcalan ile görüşmenin formülünü bulmak zorunda. Bu, olması gerekendir" dedi.

DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, Eşbaşkanlar başkanlığındaki DEM Parti heyetinin, önümüzdeki hafta Önder Apo ile görüşeceğini açıkladı.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Sözcüsü Ayşegül Doğan, önceki gün gerçekleştirilen Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısında gündeme gelen konulara dair dün basın toplantısı düzenledi. Süreç için kurulan Komisyon'un çalışmalarının hedefine ulaşabilmesi için bazı gerekliliklerin varlığına işaret eden Doğan, Öcalan ile görüşmezseniz, odak noktanızdan uzaklaşırsınız. Fokuslanmanız gereken yere dönüp bakmamış olursunuz. Yeni, eski alışkanlıklarla inşa edilemez. Ezberlerin dışına çıkmak gerekiyor. Ezberlerin dışına da yeni bir şey yaparak, bir dönüm noktası yaratarak, tarihte önemli bir iz oluşturabilecek bir girişimde bulunarak çıkabilirsiniz. Oysa hala tercih edilen, tabulardır. Bu tabu yaratma ya da eski kodlar üzerinden tabuları koruma anlayışından vazgeçmek gerekiyor" dedi. 

Mutlaka İmralı'da görüşülmeli

Sözcü Ayşegül Doğan, Rêber Apo'nun DEM Parti İmralı Heyeti’ne 'Komisyona anlatacağım, aktaracağım önemli şeyler var' dediğini paylaşarak, şöyle devam etti: "Komisyon, Sayın Öcalan ile görüşmenin formülünü bulmak zorunda. Bu bir gerekliliktir ve olması gerekendir. Çözüm ve barış arayışının doğal akışında ilerlemesini istiyorsanız bu zemini oluşturmaya çalışan, siyasi ve hukuki bir zeminde çözmek için tutarlı mücadele eden bir lidere yol açmanız gerekiyor. Sayın Öcalan bir ada mesafesinde ama burada tartışmalar farklı şekilde sürüyor. Bunu doğru bulmuyoruz ve mutlaka Sayın Öcalan ile görüşmeler yapılması gerektiğini yineliyoruz.”

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin “Gelsin Meclis'te konuşsun, umut hakkı tanınsın” sözlerini hatırlatan Ayşegül Doğan, bu sözler üzerinden bir yıl geçtiğini kaydetti. Ayşegül Doğan, "İktidarından muhalefetine herkes bu sorunun yanıtına ilişkin sorumluluk hissetmeli. Buna ilişkin de çalışmalar yapmalı. Bir yıl geçti, geldiğimiz aşamada konuştuğumuz konu bu olmamalıydı" dedi.

DEM Parti, İmralı'ya gidiyor

Sözcü Ayşegül Doğan, Eşbaşkanlar Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan başkanlığındaki DEM Parti heyetinin önümüzdeki hafta İmralı Adası'nda Rêber Apo'yu ziyaret edeceğini açıkladı.

Doğrudan temas istiyorlar

KDP Genel Başkanı Mesûd Barzanî’nin Fransa’da katıldığı televizyon programında söylediklerine işaret eden Ayşegül Doğan, "Söyleşisinde ‘Evet, ben de Sayın Öcalan’ı ziyaret etmek isterim ancak hapishane koşullarında değil' diyor. Bize bu talepler ulaşıyor. İnsanlar Sayın Öcalan ile doğrudan temas kurmak istiyor. Bunu olağanlaştırmak yerine, sanki olağan dışı bir şeymiş, bir tabuymuş gibi davranmak doğru değil. O yüzden açılsın yolu" dedi. ANKARA

 

* * *

Rojava'yı tehditten vazgeçin

DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, Kürtlerin kazanımlarını tehdit olarak görmekten ve Rojava'yı tehdit etmekten vazgeçilmesini istedi.

Sözcü Doğan, dünkü basın toplantısında Kuzey ve Doğu Suriye'ye yönelik tehditlere işaret ederek, şunları söyledi: "Sürekli YPG, PYD ve QSD ile ilgili açıklamalar, buna dair mesajlar ve tartışmalar görüyoruz. Kürtlerin kazanımları bir tehdit olarak algılatılmaya çalışılıyor. Artık bundan da vazgeçilmesi gerektiğini söylüyoruz. Bu dil, dostluğun ve çözüm arayışının dili değil. Türkiye'yi yönetenler, Kuzey ve Doğu Suriye yönetimi ile görüşmeli. Türkiye'yi yönetenler, Salih Muslim'in ‘çözüm için gerekirse Türkiye'ye koşa koşa giderim’ mesajını doğru değerlendirmeli ve doğru okumalılar. Örneğin Sayın Hakan Fidan bu tür açıklamalar yapacağına niye Sayın Îlham Ehmed ile görüşmez? Beklentimiz bu yönlüdür."

Saldırı seçenek olmamalı

Ayşegül Doğan, Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırı ihtimalini konuşmak dahi istemediklerini belirterek, “Bu seçenek dillendirilmemeli dahi. Hiçbir masada bu seçenek yer almamalı. Masa kuruluysa masada olması gereken seçenek dostluk seçeneği olmalı, çözüm seçeneği olmalı, operasyon seçeneği olmamalı" dedi. 

 

* * *

Mesele, CHP'yi savunmak değil

CHP'ye yönelik kararın, hukuki, demokratik ve meşru bir karar olmadığının altını çizen DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, şunu vurguladı: "Bu mesele, hukuk güvenliği ve seçim sistemi ile demokratik siyasete sahip çıkma meselesidir.”

CHP İstanbul İl Başkanlığına kayyum atanmasına tepki gösteren Ayşegül Doğan, "Hukuk dışı bir durumla karşı karşıyayız. Halkın iradesine darbe yapılarak belediyelere atanan kayyumlar, bugün artık kongrelere kadar uzanmış durumda. Kayyum bir yıkımdır, kötülüktür. İl kongresinin iptaline yönelik dava açılamaz; bu konu tartışmaya kapalıdır. Dolayısıyla alınan karar ne hukuki ne de meşrudur" dedi.

Demokrasi meselesidir

Mahkemenin yetkili olmadığı bir konuda karar verdiğine dikkat çeken Sözcü Ayşegül Doğan, şöyle devam etti: "Kararın hukuki, demokratik ve meşru bir karar olduğunu anlatmaya ya da buna inandırmaya çalışıyorlar. Hangi siyasi partiye yönelik olursa olsun bu antidemokratik uygulamaların karşısındayız. Mesele CHP meselesi değil, mesele Türkiye'nin demokrasi meselesi. Olayı böyle ele alıyoruz. Bu sebeple de bunun karşısında duruyoruz. Buna karşı mücadele ediyoruz. Bu böyle CHP'yi savunmak ya da savunmamak gibi bir yere sıkıştırılamaz. Böyle değerlendirilemez. Bu mesele, hukuk güvenliği ve seçim sistemi ile demokratik siyasete sahip çıkma meselesidir.”

Kumpas stratejisinden vazgeçin

Kumpas kurma stratejisiyle yol alınamayacağını; bu kumpas kurma stratejisi ve aklından vazgeçilmesi gerektiğini belirten Doğan, şunları söyledi: "Bir yandan Barış ve Demokratik Toplum Süreci'ni konuşuyoruz; Meclis'teki komisyona gözlerimiz çevrili, oraya dikkat kesilmiş vaziyetteyiz. Türkiye'nin antidemokratik uygulamalardan vazgeçip demokratikleşme yolunda yeni bazı adımlar atması ve yeni bir zemin oluşturması için uğraşıyoruz. Toplumsallaşma ve şeffaflıktan bahsediyoruz. Kamuoyunun taleplerinin komisyona akma için çeşitli dinlemeler, görüşmeler yapıyoruz. Bir yandan da insanlara tekrar 'Ne oluyor?' diye sordurttuyorsunuz.

Güveni sağlamak için

Yargı, işini yapsın; hukukun teminatı olsun ve hukuku savunsun. Yargıçlar, adaletin ve hukuk sisteminin güvenliği için iş başında olmalı. Demokratik siyaset alanının genişlemesini beklediğimiz bir dönemde kayyum atamalarını, siyasi operasyonları kabul etmiyoruz. Kayyumun, demokrasiye olduğunu; bunun bir parti meselesi değil demokrasi meselesi olduğunu yinelemek isterim. Toplumdaki güvensizlik o kadar çok yükseldi ki bunu tersine çevirebilecek tek şey daha fazla demokratikleşme ve özgürlük alanını açmak, hukuku sağlamaktır."

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.