Komisyon'un tarihi sorumluluğu

Serhat Çakmak
- Meclis’teki komisyona 55 sayfalık bir rapor sunan ÖHD Eşbaşkanı Serhat Çakmak, "Sayın Öcalan’ın dinlenmesi Komisyon açısından tarihi bir sorumluluk" dedi.
Komisyon'da dinlemelerin süreç açısından 'olumlu' olduğunu teslim eden ÖHD Eşbaşkanı Serhat Çakmak, “Sayın Öcalan’ın dinlenmesi esaslı bir meseledir. Dinlenmesinin Komisyon ve devlet açısından ciddi bir test olduğunu düşünüyoruz" diye konuştu.
Kürt sorununun demokratik çözümü bağlamında Meclis’te kurulan Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nun dinlediği isimlerden olan Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Eşbaşkanı Serhat Çakmak, yaptıkları sunumun yanı sıra çözüme ilişkin görüş, öneri ve düzenlemelerin bulunduğu 55 sayfalık raporu da sundu. Raporda, Terörle Mücadele Kanunu’nun (TMK) kaldırılması, engellenmesi, ana dilde eğitim, kayyum politikalarının son bulması, yargı bağımsızlığı, 'umut hakkı'nın güvenceye alınması gibi birçok başlık yer aldı.
MA'ya konuşan Çakmak, Meclis çatısı altında Kürt sorununun konuşulmasının süreci meşrulaştırdığını belirtti. Çakmak, Komisyon'un sürecin hukuki güvenirliği açısından da önemli olduğunun altını çizdi. Komisyon'a ilettikleri taleplerden birinin de TMK’nin kaldırılması ya da belirli revizelere gidilmesi olduğunu dile getiren Çakmak, "İstiklal Mahkemeleri, Devlet Güvenlik Mahkemeleri (DGM), Özel Yetkili Mahkemeler ve şu andaki İhtisas Mahkemeleri aslında TMK kapsamında olan suçları yargılayan mahkemeler ve istisnai bir rejime tabi. Biz adil ve dürüst bir yargılama için ‘istisnai’ rejimden çıkılması gerektiğini düşünüyoruz. Öncelikli talebimiz TMK’nin kaldırılmasından yana. TMK’nin 4 ve 5. maddelerinin komple kaldırılması, 17. maddesinin ise revize olması gerekiyor” dedi.
Tarafsız ve bağımsız yargı
Raporlarında hukuksal değişikliklerin önünü açmaya çalıştıklarına dikkat çeken Çakmak, yargının tarafsızlığı ve bağımsızlığının ciddi bir problem olduğunu söyledi. Çakmak, “Şekli açıdan da yargının bağımsız olmadığı görülüyor. Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) üye seçimini bir siyasi parti lideri yapıyor, liyakat, ölçüt, kriter hiçbir şey yok. Bu hukuki değil. Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun (HSK) seçilmesi de şekli anlamda yargının tarafsızlığına ciddi anlamda gölge düşürüyor. Yine yargıçlar siyasi referanslar göz önüne alınarak belirleniyor. Bu durumda hangi yargıç ya da savcı kendini rahatsız hissedebilir. Bununla ilgili değişikliklerin de yapılması esastır” şeklinde konuştu.
Ağırlaştırılmış müebbet kaldırılmalı
'Umut hakkı'nın uygulanması noktasında çok sayıda çalışmalarının olduğunu ve bunun güvenceye alınması için raporda yer verdiklerini belirten Çakmak, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının kaldırılıp yerine süreli bir hapis cezasının getirilmesi ve koşullu salıverilmesi imkanını tanıyacak bir mekanizmanın kurulmasını vurguladıklarını söyledi. İmamın dahi bulunduğu Cezaevi İdare ve Gözlem Kurulları’nın hukuki standarda uymayan bir mekanizma olduğuna işaret eden Çakmak, koşullu salıvermeyle ilgili daha hukuki bir mekanizmanın oluşturulması gerektiğinin altını çizdi.
Kayyum ve yerel yönetimler
Komisyon'da kayyum politikaları ve uluslararası sözleşmelerin uygulanması konularına da değindiklerini vurgulayan Çakmak, şöyle devam etti: “Kayyum, Olağanüstü Hal (OHAL) ile getirildi ve kalıcı olarak geliştirildi. Kayyuma olanak veren kanunun mülga edilmesi; bu uygulamadan tamamen vazgeçilmesi, yerel yönetimlerle ilgili konulan tüm çekingenlerin kaldırılması gerekiyor. Ana dille ilgili yasal değişiklikler yapılmalı. Dilin kamusal alanda kullanılması gerekiyor. Seçmeli dersle bu durum çözülemez.”
Dinlenmesi ciddi bir testtir
Komisyon'da dinlemelerin süreç açısından 'olumlu' olduğunu teslim eden Çakmak, şunları söyledi: “Sayın Öcalan’ın dinlenmesi esaslı bir meseledir. Dinlenmesinin Komisyon ve devlet açısından ciddi bir test olduğunu düşünüyoruz. ‘Bu örgütü bu yüzden kurdum, müzakereleri bu yüzden başlatıyorum. Bu sorumluluğu bu yüzden aldım. Size şu noktalarda katkı sunabilirim’ diyebilecek bir insanı Meclis’in dinlememesinin önünde hiçbir engel yok. Bu, sürece katkı sunacak ve bir eşiği aşacak bir yola da götürür bizi. Bir süreç başladı ama devam edip etmemesi tarafların süreç içindeki güvenilirliğin artmasına bağlı. Gerçekten Komisyon, görüşme sonrası Sayın Öcalan’dan sürece dair geri dönüşler aldığında kendisine olan güveni de artacaktır. O yüzden Sayın Öcalan’ın dinlenmesinin Komisyon açısından tarihi bir sorumluluk olduğunu düşünüyoruz.” AMED
* * *
Birçok merkezde özgürlük çağrısı
Demokratik Kurumlar Platformu (DEKUP) tarafından Uluslararası Komplo'nun başlangıcı olan 9 Ekim’in yıl dönümünde “Bi rêbertîya azad ber bi ciwaka azad ve” şiarıyla birçok kentte eylemler düzenlendi.
Eylemler, İstanbul dışında, Demokratik Kurumlar Platformu öncülüğünde yapıldı. Protesto yürüyüşlerinde Rêber Apo'nun fiziki özgürlüğünün sağlanması talep edildi. Komplonun protesto edildiği kentler şöyle: Mêrdîn, Şirnex, Dêrsim, Çewlîg, Îdir, Êlih, Agirî, Sêrt, Wan, Amed, Riha, İzmir, Semsûr, Dîlok, İstanbul ve Mersin.
İstanbul'da "Komploya hayır, Sayın Öcalan'a özgürlük" şiarıyla yapılan yürüyüş, saat 18.00'de Yenikapı Marmaray Durağı'ndan başlayadı ve Saraçhane'de son buldu.
Amed’de ise Şêx Seîd Meydanı’nda (Dağkapı Meydanı) başlayan yürüyüş Balıkçılarbaşı’na kadar devam etti.











