Komplo özgürlüğüyle son bulur

PYD Eşbaşkanı Salih Muslim

PYD Eşbaşkanı Salih Muslim

  •  Uluslararası Komplo’nun ilk adımının atıldığı Suriye, bugün Kürtler öncülüğünde gerçekleşen Rojava Devrimi’yle yeni bir yol alıyor.
  •  Bölgenin en büyük siyasi partisi PYD Eşbaşkanı Salih Muslim, Uluslararası Komplo’nun, Öcalan’ın özgürlüğüyle son bulacağını söyledi. 

 

Komplonun amacına ulaşamadığını ama bitmediğini belirten PYD Eşbaşkanı Salih Muslim, “Düşman, Önder Apo’yu bize unutturmak istiyor. Buna karşı düşmanımıza her gün ‘biz önderimizi unutmadık’ diyebilmemiz; özgürlüğü için ne isteniyorsa yapmamız gerek. Bundan başka yolumuz yok” dedi. 

İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi'nde ağır tecrit koşulları altında rehin tutulan Kürt Halk Önder iAbdullah Öcalan’a karşı 1998’de devreye konulan Uluslararası Komplo, 25. yılına giriyor. Suriye’nin Şam kentinde 6 Mayıs 1996’da bombalı suikastla imha edilmek istenen Abdullah Öcalan, bu saldırının boşa çıkmasının ardından Amerikan Birleşik Devletleri (ABD) ve NATO koordinatörlüğünde 23 ülkenin yer aldığı Uluslararası Komplo’yla tasfiye edilmek istendi. Komploya dahil olan küresel güçlerin, Suriye’ye yönelik giriştiği askeri, siyasi, diplomatik kuşatma, 9 Ekim 1998 sonuç verdi. Hafız Esad hükümeti baskılara boyun eğerek, küresel güçlerle anlaşmayı çıkarlarına daha uygun buldu ve Öcalan'dan en kısa sürede Suriye’yi terk etmesi istendi. Abdullah Öcalan, Kürt sorununun demokratik çözümü için “40 yıllık rüya” olarak tanımladığı dağ yolundan yönünü Avrupa’ya döndü. 9 Ekim 1998’den 15 Şubat 1999’a kadar devam eden süreci “Çarmıha gerilme” olarak tanımlayan Abdullah Öcalan, küresel güçlerin iş  birliğinde uluslararası hukukun çiğnenmesiyle Türkiye’ye getirilerek İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’ne konuldu.

Komplonun ilk adımının atıldığı Suriye, Kürtler öncülüğünde gerçekleşen Rojava Devrimi ile tasfiye edilmek istenen Abdullah Öcalan’ın paradigmasının filizlendiği topraklar oldu. Suriye'de 2011’de iç savaşın patlak vermesiyle Abdullah Öcalan'ın fikirlerinden ilham alan halklar, 3. Yol seçeneği üzerinden örgütlenerek Kuzey-Doğu Suriye'de özerklik ilan etti. Komplonun başladığı topraklarda gerçekleşen devrimin partilerinden Demokratik Birlik Partisi (PYD) Eşbaşkanı Salih Müslim, Abdullah Öcalan’ın Suriye'deki etkisini, komplo sürecini ve sonrasında yaşananları, MA’dan Emrullah Acar’a anlattı.

Kürt mücadelesi planları bozuyordu

Uluslararası Komplo’dan önce egemen güçlerin Ortadoğu üzerinde “yeniden dizayn” planlarının olduğunu belirten Muslim, gerekli hazırlıkların yapıldığı 1990’lı yıllara dikkat çekti. Muslim, “Kürt Özgürlük Hareketi, PKK ile Sayın Öcalan önderliğinde her geçen gün büyüyordu. Bu yeni bir şeydi ve Ortadoğu’yu dizayn etmek isteyenlerin planlarında yoktu. Eskiden de Kürtlerin özgürlük için oluşturduğu bazı hareketler oldu, ancak bu denli dört parçada etki yapan olmamıştı. Ortadoğu’da 40-50 milyon Kürt yaşıyordu ve hepsinin bu Hareket’ten etkilenmesi durumunda planları boşa çıkacaktı. Bunun önünü almak, durdurmak için girişimlerde bulundular. Bunun için öncülük eden Sayın Öcalan hedef alındı. Komplodan önce de girişimler oldu, ancak başarılı olmadı. Gladio devreye sokuldu, Sayın Öcalan’ın Avrupa’ya gitmesi yasaklandı, ancak durduramadılar. Kürtlerin PKK’den uzaklaşmasını, başka hareketler ile ilişkilenmesini istediler. Kürtleri güçsüz bırakmak istediler. Bunun sonuncunda 9 Ekim 1998’de Uluslararası Komplo devreye sokuldu” dedi.

Öcalan’ın paradigması tehditti

Komplo sonucunda Öcalan’ın Suriye’den çıktığını hatırlatan Muslim, şöyle devam etti: “Komploda birçok uluslararası güç yer aldı. NATO, Gladio başta olmak üzere 40'ı aşkın devlet ve istihbarat örgütü vardı. Sayın Öcalan’ın Avrupa’ya gitmesi engellendi. Egemen güçler tarafından tutuklanıp Türkiye’ye teslim edildi. Ulus devletler için Öcalan paradigması bir tehditti. Onlar halkları bir birine kırdırıp savaşların sürmesini istiyordu. Sayın Öcalan’ın fikirleri, paradigması buna karşıydı. İmralı’da da Ortadoğu’da savaşların son bulması için Demokratik Ulus’a ihtiyaç olduğunu herkese gösterdi. Sayın Öcalan esir düştü, ancak ardından bir Hareket bıraktı. Yol arkadaşları bu hakikati halka ulaştırdı. Bugün bu paradigma, bütün Ortadoğu halkları için umut. Sayın Öcalan’ın paradigmasının yayılması için Kürt, Türk, Arap, enternasyonalist birçok halktan kişiler emek veriyor.”  

Teşhis etti, ilacını sundu

Kuzey-Doğu Suriye’de halkların devrimi olarak adlandırılan Rojava Devrimi’nde Öcalan’ın paradigmasının büyük etkisine işaret eden Muslim, şunları söyledi: “Sayın Öcalan Kürt gerçeğini iyi tahlil etti. Sayın Öcalan halklara hastalıkların ne olduğunu ve tedavisini sundu. Kürtlerin yüz yıllardır dillendirilmeyen gerçeğini Önder Apo dillendirdi. Sadece dillendirmekle kalmadı, bunu Kürtlere anlattı. ‘Senin hastalığın budur’ demekle kalmadı, ilacını da sundu. Bunun için milyonlarca insan etkilendi. Bugün Ortadoğu’da Kürtler demokrasinin öncülüğünü yapıyor. Bu Sayın Öcalan’ın felsefesinin bir sonucu. Komplonun amacı bu paradigmayı engellemekti ama başarıya ulaşmadı.”

Türkiye ilhak etmek istiyor

Öcalan’ın Suriye’den çıkmasından 11 gün sonra Türkiye ve Suriye istihbaratları arasında Adana Mutabakatı imzalandığını hatırlatan Muslim, “Mutabakat Suriye’ye dayatıldı. Suriye imzalayarak teslim oldu. Buna göre; Türkiye, 5 kilometreye kadar Şam hükümetine bilgi vererek topraklarına girip operasyon yapabilir. Bu böyleydi, ancak geçen zamanda bunun kapsamları genişletildi. Bugün de bu mutabakat kullanılıyor ve sınırda 30 kilometreye kadar bulunan alandan Kürtleri çıkarmak istiyorlar. Kuzey-Doğu Suriye’de bu nedenle bir işgal var. Türkiye, Suriye’de işgalci konumdadır. İşgaline kılıf bulmak için mutabakata sarılıyor. İşgal edilen toprakları Türkiye topraklarına eklemek istiyorlar. İşgal yerlerinde demografi değiştiriliyor ve Türkleştiriliyor. Bunu kabul etmiyoruz” şeklinde konuştu.

Öcalan esirse komplo sürüyor

Muslim, “Komplo ne zaman biter?” sorusuna şöyle yanıt verdi: “Önder Apo özgür olduğu zaman. Önder Apo esirse, ağırlaştırılmış bir tecrit ile işkence ediliyorsa bu komplonun sürdüğünü gösterir. Komplo amacına ulaşmadı, ancak bitti de diyemeyiz. Önder Apo’nun esareti sıradan bir esaret değil. Ahlaka sığmayan bir esaret söz konusudur. Bugün tecrit NATO, Gladio gibi güçler başta olmak üzere uluslararası güçlerin eliyle uygulanıyor. Herkes bu suça karşı sessiz kalıyor, çünkü bu suça ortaklar. Düşman, Önder Apo’yu bize unutturmak istiyor. Buna karşı düşmanımıza her gün ‘biz önderimizi unutmadık’ diyebilmemiz gerek. Özgürlüğü için bizden ne isteniyorsa yapmamız gerek. Muhakkak biz kazanacağız. Bundan başka yolumuz yok.”  URFA

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.