Küreselleşen işbirlikçi kadın düşmanlığı

Kadın Haberleri —

Digital kadın düşmanlığı / foto:AFP

Digital kadın düşmanlığı / foto:AFP

  • Dünyanın birçok yerinde rızasız mahrem görüntü paylaşımı kadınların onurunu tehdit ediyor. Farklı isimlerle oluşturulan sanal gruplar, işbirlikçi kadın düşmanlığını körüklüyor.

İnternetin karanlık köşelerinde, İtalya’dan Güney Kore’ye, Amerika’dan Türkiye’ye uzanan bir olgu kadınların rızasız mahrem görüntü paylaşımı mahremiyetini hedef alıyor. Deepfake teknolojisi (mevcut bir görüntü veya videoda yer alan bir kişinin, yapay sinir ağları kullanarak bir başka kişinin görüntüsü ile değiştirildiği bir medya türüdür) ve erkek çeteleşmesiyle büyüyen bu gruplar, kadınların onurunu zedeliyor ve daha etkili yasal düzenlemelere duyulan ihtiyacı açığa çıkartıyor. Türkiye’de bu sorun, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) genel maddeleriyle ele alınsa da, artan vakalar özel bir yasanın gerekliliğini ortaya koyuyor.

Cezalara rağmen devam ediyor

Avrupa’da rızasız görüntü paylaşımı, Telegram ve WhatsApp gibi platformlarda hızla yayılıyor. İtalya’da “Mia Moglie” adlı Facebook grubu ve Phica.eu sitesi, siyasi liderler dahil kadınların manipüle edilmiş görüntülerini paylaşırken, kadınların şikayetleri ve baskılarla kapatıldı. İngiltere’de Revenge Porn Yardım Hattı, 2024’te 22 binden fazla vaka ele aldı; Çevrimiçi Güvenlik Yasası cezalar getirse de yurtdışı içerik sorunu devam ediyor. İspanya’da Hispasexy gibi Telegram grupları, işbirlikçi kadın düşmanlığını körüklüyor; Guardia Civil 600 katılımcılı bir sohbeti kapattı. Portekiz’de 70 bin üyeli bir grup 20 avro karşılığında voyeur (rötgenci) içerikler sunarken, Sırbistan’da 16 Telegram grubu kapatıldı. Fransa ve Almanya’da da benzer gruplar tespit edildi.

Suç ortaklığı sessizliği

Çin’de 100 bin aboneye sahip MaskPark kanalı, gizlice çekilmiş görüntüleri paylaşıyor; Güney Kore’de deepfake vakaları 2021’de 156’dan 2024’te 800’e yükseldi. Rusya, Brezilya ve Kenya’da 2 milyon üyeli Telegram grupları tespit edildi. Bu gruplar, yapay zeka ile sahte görüntüler üreterek suçu daha karmaşık hale getiriyor. Erkek çeteleri ve suç ortaklığı sessizliği, bu dijital şiddeti normalleştiriyor. Tamamen erkeklerden oluşan WhatsApp veya Telegram sohbetlerinde intikam pornosu, rızası olmadan kamuya açıklanmış resimler ve kadın düşmanı, homofobik veya transfobik paylaşımlar sanki sadece eğlence amaçlıymış gibi paylaşılıyor.

Yargı yavaş ve orantısız

Euro News’in haberlerine göre, Avrupa'da çoğu ülke, rızaya dayanmayan mahrem görüntülerin dağıtımına önemli cezalar getirmiş olsa da, cezaların ayrıntıları ve ciddiyeti konusunda farklılıklar bulunmaktadır. İtalya’da 6 yıla kadar hapis, Fransa’da 2 yıl ve 60 bin euro İspanya’da 1 yıl hapis öngörülüyor. ABD’de 2025’te kabul edilen Take It Down Yasası, deepfake ve rızasız paylaşımları hedefliyor. Almanya'da özel görüntülerin yayılması iki yıla kadar hapis veya para cezasıyla cezalandırılırken, kadınlar hukuki süreç yoluyla içeriğin yasal olarak kaldırılmasını sağlayabiliyor. İngiltere'de  cezalar iki yıla kadar hapis cezasına kadar çıkabiliyor ve rızaya dayanmayan video düzenlemeleri için ağırlaştırıcı nedenler bulunuyor. İspanya'dan İtalya'ya, Asya'dan Amerika'ya kadar tüm ülkelerdeki deneyimleri birleştiren şey, çevrimiçi içeriğin yayılma hızı ile hukuk ve yargı sistemlerinin müdahale etme yavaşlığı arasındaki orantısızlıktır.

İntihar ve iş kaybıyla sonuçlanıyor

Türkiye’de TCK 134 ve 226, 1-5 yıl hapis cezaları sunuyor, ancak deepfake için özel düzenleme yok. İçeriğin yayılma hızı, yasal müdahalelerin yavaşlığına baskın geliyor. Türkiye’de rızasız görüntü paylaşımı, özellikle sanal medya ve Telegram üzerinden artıyor. 2024’te Konya’da 20 yaşındaki E.K.’nin görüntülerinin canlı yayınlanması ve Bursa’da bir annenin çocuğunun adıyla cinsel içerik satması gibi vakalar, sorunun ciddiyetini gösteriyor. SES Eşitlik Platformu, kadın ve LGBTİ+ bireylerin hedef alındığını, intihar ve iş kaybı gibi sonuçlar doğduğunu raporladı. Meta ve TKDF işbirliğiyle StopNCII.org, 200 binden fazla içeriği kaldırdı. HABER MERKEZİ

 

* * *

Erkekliğin dijital evreni: Monosfer

Yeni medya dilinde “manosfer” olarak adlandırılan akım, feminizme karşı öfke ve geleneksel cinsiyet rollerine dönüş özlemiyle besleniyor. Bu akım, sanal medyada gençleri etkisi altına alıyor.

Sosyal medyada hızla yayılan “manosfer” akımı, kendini ‘feminizmin mağduru’ olarak gören erkeklerin sesi haline geldi. İngilizce “man” (erkek) ve “sphere” (alan/evren) kelimelerinden türetilen bu terim, cinsiyet eşitliğine karşıtlığı ve kadın düşmanlığını körükleyen içeriklerle dikkat çekiyor. Manosfer, modern toplumun erkek karşıtı olduğunu savunan ve geleneksel cinsiyet rollerine dönüşü yücelten bir ideolojiyi temsil ediyor. Bu akımın içerikleri, feminist karşıtı söylemlerden açık kadın nefreti ve kadınların toplumsal statüsünü zayıflatmayı amaçlayan siyasi anlatılara kadar uzanıyor. Ortak nokta, cinsiyetler arası eşitliğe duyulan temel karşıtlık.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.