Kürt olduğumuz için

  • “Biz ülkücüyüz, Kürtleri yaşatmayacağız” diyen ırkçılar Konya’da bir aileyi yok etti. Irkçı saldırıda yaşamını yitiren 65 yaşındaki Yaşar Dedeoğulları’nın amcasının oğlu Erol Şan gazetemize konuştu: “Yaşar Dedeoğulları’nın mallarına göz koymuşlardı ve onları Kürt oldukları için orada yaşatmak istemiyorlardı. Yargı bin yıl ceza verse de bizi tatmin etmeyecek. 7 insanı geri getirecekler mi? Konya’yı terketmeyeceğiz.”

MASİS HESKİF / KONYA

Konya’da daha önce “Biz ülkücüyüz, Kürtleri yaşatmayacağız” diyen ırkçılar tarafından darp edilerek hastenelik edilen Kürt aile evlerinde vahşice katledildi. Katil Mehmet Altun, Dedeoğulları ailesinden 7 kişiye 20 mermi sıktı, daha sonra evlerini de ateşe verdi.

Konya’nın Meram İlçesi Hasanköy Mahallesi’nde daha önce ırkçı saldırıya uğrayan Dedeoğulları Ailesi 30 Temmuz’da katledildi. Yaşar (65), Serap (36), Serpil (32), Sibel (30), İpek  Metin (45) ve Barış Dedeoğulları’nın (35) evini silahla basan ırkçı saldırgan Mehmet Altun evde bulunan 7 kişiyi yakın mesafeden vurarak öldürdü. Saldırıyla ilgili görüntülerde katilin aileyi önce bahçede topladığı ardından katliamı gerçekleştirdiği görülüyor. Ön otopsi raporunda öldürülen 7 kişinin vücudunda 20 kurşun bulunduğu, çoğunluğunun kafa ve boyundan olduğu bilgisi paylaşıldı. Katil dün itibarıyla henüz gözaltına alınmazken, katilin eşi ile anne ve babasının da aralarında bulunduğu 13 kişinin gözaltına alındığı kaydedildi.

Saray zemin hazırladı

Katledilenler Cumartesi günü ilçedeki Saraçoğlu Mezarlığı’nda toprağa verildi. Cenaze törenine HDP eşbaşkanları ve vekileri, CHP heyetinin de bulunduğu yüzlerce kişi katıldı. Dedeoğulları Ailesi’nin 7 ferdi ağıtlar arasında yan yana defnedildi. HDP Eşbaşkanı Mithat Sancar mezarlık önünde yaptığı açıklamada “Halklar arasında birlikteliği zedeleyecek en önemli şey ırkçı zihniyettir. Bu Kürtlere karşı sistemli bir saldırı kampanyasına dönüşmüştür” dedi. Kürtlere karşı ırkçı nefretin her olay vesilesiyle bizzat iktidar tarafından ısrarla yinelendiğini vurgulayan Sancar, “Toplumu kutuplaştıran Saray rejimi böyle bir katliamın zeminini oluşturuyor. Saray aparatları bu katliamın arkasında ‘aile içi husumet’ olduğunu ileri sürerek geçiştirmeye çalışıyor” dedi.

Saldırganların sayısı artabilir

Konya’da yaşayan Dedeoğulları Ailesi, 12 Mayıs’ta ırkçı saldırıya maruz kalmıştı. 60 kişilik grubun ırkçı saldırısında 7 kişi ağır yaralanmış, saldırıyla ilgili tutuklanan 7 kişiden 5’i serbest bırakılmıştı. Dedeoğulları Ailesi’nin avukatı Abdurrahman Karabulut, aileyi katleden kişinin bu saldırıya gerçekleştiren ailesin akrabası olduğunu belirterek, “Aile olası saldırı için kamera yerleştirmişti. Saldırı bekliyorlardı ve oldu” dedi. Katilin kimliğiyle ilgili kendilerine bilgi verilmediğini belirten Avukat Maviş Aydın ise soruşturma kapsamında kamera kayıtlarının çözümlemesinin yapıldığını belirterek, “Fail, Mayıs’ta saldıranların yakını ancak gözaltına alınıp bırakanlar arasında değildi. İncelenen görüntüler ardından saldırgan sayısı artabilir” dedi.

Adalet sağlansaydı katliam yaşanmayacaktı

Konya’da aileye yönelik ırkçı saldırıda yaşamını yitiren 65 yaşındaki Yaşar Dedeoğulları’nın amcasının oğlu Erol Şan Mayıs’taki saldırıya dikkat çekerek “Güvenlik güçleri adaleti iki ay önce sağlasaydı bu katliam yaşanmayacaktı” dedi. “İki ay önce 50-60 kişilik grup ve 5-6 arabayla gelip kadın, genç, yaşlı demeden insanların kafalarını, kollarını, bacaklarını kırmıştı. Bu insanlarımız iki hafta yoğun bakımda kaldı“ diyerek, tutuklu 5 kişinin 40 gün sonra tahliye olduğunu hatırlatan Şan, “Serbest bırakılanlar ve aileleri arabalarla Dedeoğulları’nın evinin önünden geçip sürekli olarak ‘Siz Kürtleri burada barındırmayacağız’, ‘Evinizi bize satacaksınız’ ‘Sizi burada yaşatmayacağız’ diyerekten tehdit ediyorlardı” diyerek, katliamın göz göre göre geldiğini belirtti.

Çetin tesadüf eseri kurtuldu

Yaşar Dedeoğulları’na 5 kurşunun sıkıldığı bilgisini paylaşan Şan, aileden geriye ise sadece Çetin Dedeoğulları’nın kaldığını ve tesadüf eseri hayatta olduğunu söyledi. Mayıs’taki saldırı nedeniyle İngiltere’den Konya’ya gelen Çetin, saldırının gerçekleştiği gün geri dönüyordu. Şan, “8 kişilik Dedeoğulları Ailesi’nden sadece Çetin kurtuldu. O da tesadüf eseri. Çetin de orada olsaydı o da katledilecekti. Ramazan’da ailesine yapılan saldırı nedeniyle gelmişti. Saldırı yaşandığında geri dönüş yolundaydı” dedi.

Sizi burada yaşatmayacağız!

Katliamın Dedeoğulları Ailesi Kürt olduğu için gerçekleştiğinin altını çizen Şan, “Aileyi tehdit edenler zaten Dedeoğulları’nın Kürt olmasından cesaret alıyorlardı. Yaşar Dedeoğulları’nın mallarına göz koymuşlardı ve onları Kürt oldukları için orada yaşatmak istemiyorlardı” dedi.

Konya’yı terk etmeyeceğiz

“Yargı da bin yıl ceza verse de bizi tatmin etmeyecek. 7 insanı geri getirecekler mi?” diyerek tepkisini dile getiren Şan, “Bugün Konya’da 300 bin Kürt yaşıyor, biz buraları terk etmeyeceğiz. ‘Sen Kürt’sün ben seni katledeceğim’ zihniyetini herkes terk etsin. En tepedekilerden halka kadar kimse artık bu dili kullanmasın” diye seslendi.

Malına çökmek istediler

Dedeoğulları Alesi’nin komşusu Erdi Yılmaz, siyasetçilerin nefret dili sonucu Kürtlere karşı ırkçılığın dönem dönem tavan yaptığını söyledi. Kürtlerin Konya’da hayvancılık işini büyütmesi, ilişkilerini güçlendirmesinden rahatsızlık duyulduğunu da belirten Yılmaz şöyle devam etti:”Katledilen Yaşar Dayı’nın evini ve bahçesinin olduğu yer çok güzel bir yer ve orada Kürt olarak sadece Yaşar Dayı oturuyordu. 50-60 kişilik bir grupla 2 ay önce aileye saldırdıklarında ona açık bir şekilde şunu söylemişlerdi; ‘Bize yerini satmazsan seni buradan süreceğiz.’ Onu baskı altında tutarak oradan çıkarıp malına konmak istediler.

Yaşar Dedeoğulları: Taviz vermiyorum, direniyorum

İki ay önce aileyi komalık ettiklerinde de Yaşar Dayı ona rağmen olduğu yeri terk etmeyeceğini söyledi, onlara karşı direndi. Zaten direndiği için de aileyi katlettiler. Bir ara Yaşar Dayı ile kahvede otururken bize şunu söylemişti: Bana diş biliyorlar, Allah var ben de taviz vermiyorum, direniyorum.”

Daha darp izleri duruyordu

Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, Numan Kurtulmuş, Mahir Ünal gibi AKP’lilerin cenaze ziyaretine de tepki gösteren Yılmaz, “Adalet Bakanlığı, Emniyet Müdürü, Vali iki ay önce tedbir almadılar şimdi gelmelerinin ne anlamı var? Ailenin daha yaraları iyileşmemişken, aynı kişiler tarafından katledildiler. Şimdi AKP heyetinin buraya gelmesinin nedeni tepkileri düşürmek. Soruyorum; bu olay 2 ay önce neden sonlandırılmadı, önlem alınmadı? Madem o kişileri tutukladın neden salıverdin?” diye sordu.   

Kendimizi güvende hissetmiyoruz

Son günlerde Kürtlere yönelik ırkçı saldırıların birçok yerde arttığını kaydeden Yılmaz, “Bizler de bu olaydan sonra kendimizi güvende hissetmiyoruz. Mahallemizde Kürtler olarak çoğunluğuz ama evimizin 1 kilometre ötesindeki çarşıda tekrar azınlık oluyoruz” şeklinde konuştu. 

Irkçılar cesaretlendirildi

Dedeoğulları Ailesi’yle 30 yıldır komşu olduklarını belirten Metin Özdemir, “Faşist, ırkçı saldırı sonucu komşularımızı, arkadaşlarımızı kaybettik. Bu bir katliamdır. Bugün yakın komşumuza yapılan yarın bize de yapılabilir” diyerek, suçluların cezası bırakılarak cesaretlendirildiğini söyledi. Özdemir, “40 gün önceki olayda rahmetli Metin 4 gün yoğun bakımda kaldı. Ailenin hepsi günlerce hastanede yattı. Ellerinde, başlarında hâlâ darp izleri varken katledildiler. O insanlara en az 5’er 10’ar yıl ceza alması gerekirken ödül gibi ceza alıp 5 kişiyi salı verdiler ve sonucunda bu olay yaşandı” dedi. 

Irkçı dil katliamı körüklüyor

İzmir’de Deniz Poyraz’ın infaz edilmesine dikkat çekerek “Bugün ormanlar yanıyor ‘HDP yaktı’ deniliyor. HDP demek bütün Kürt halkı demektir. Siyasetçilerdeki, medyadaki dil, Konya’yı da Ankara’yı da, Afyon’u da etkiliyor. Vurma ile kırma, öldürme ile Kürtler bitmez” dedi. “Konya’da Kürtler olarak uzun yıllardır yaşıyoruz. Ama tek bir dükkâna Kürtçe isim veremeyiz, direkt hedefe koyuyorlar” diyen Özdemir, “Beraber yaşayabilmeyi inşa etmeliyiz, başka kurtuluşumuz yok siyasi dilin oyunlarına gelmemeliyiz” çağrısında bulundu.

 

Katliam sonrası Dedeoğulları ailesine işkence

Konya’nın Meram ilçesinde katledilen Dedeoğulları ailesi yakınlarının katliam günü polis tarafından darp edildiği ortaya çıktı. Katliamı duyan Dedeoğulları’nın yakını Rıfatoğlu ailesi, katliamın yaşandığı eve gitmek isterken polislerce darp edildi. Birçok kişi, coplandıktan sonra kelepçelendi. Rıfatoğlu ailesinden çok sayıda kişi vücudunun çeşitli yerlerinden yaralandı. Polisin işkence izleri hala duruyor. 

Mezoptomaya Ajansı’ndan Berivan Altan ile Hakan Yalçın’ın haberine göre katliam akşamı polis tarafından darp edilen ve vücudunda hala izleri bulunan Harun Rıfatoğlu, amcalarının katledilmesi ardından içeri girmek istediklerini ancak polisin izin vermediğini kaydetti. Rıfatoğlu, “Katledilenler amcam ve teyzemdir. Komşumuz bize eve baskın düzenlendiğini söyledi. Evin etrafını polisler çevirmişti. Ben amcam ve teyzemi görmek istedim. İki copla vurdular, yere düştüm, kalktım. ‘Kim vurdu’ diyerek tepki gösterdiğimde 10-15 kişi üzerime çullandı” dedi. 

Çünkü Türkler…

“Cenazelerimiz var ama darp edilen ve kelepçe vurulan da biziz” diye isyan eden Rıfatoğlu, şöyle devam etti: “Kürt olduğumuz için ‘terörist’ diyorlar. 7 can gitti. Bunu yapanlara bir şey demiyorlar, çünkü Türkler. Bir kişinin hafif canını acıtsam bana ‘terörist’ derler. Olayın ilk günü bu ülkede adalet olmadığına inandım. 28 yaşındayım bu ülkeden hiçbir beklentim kalmadı.” 

‘Bir güzel dövelim’ 

Dedeoğulları yakını Harun Rıfatoğlu, olay gecesi polislerin “Kameralara izin vermeyin, gelsin bunları bir güzel dövelim” şeklinde sözler sarf ettiğini kaydetti. Rıfatoğlu, tek taleplerinin faillerin yakalanması olduğunun altını çizdi. 

 

Katliamdan iktidar sorumlu

Kürdistani İttifak Grubu içerisinde yer alan Kürt siyasi partilerin temsilcileri Amed’de ortak açıklama yaptı. Konya öncesi Afyon, Ankara gibi kentlerde yaşanan ırkçı saldırılara işaret edilen ortak açıklamada özetle şöyle denildi: “Katliam aylardır göz göre geliyorum diyor, ama hükümet hiçbir ön tedbir almış değil. Cezasızlık politikasından güç alanlar bu kez yaşam hakkını gaspettiler. Batı kentlerinde yaşayan milyonlarca Kürt’e karşı bir sindirme politikası dayatılıyor. Siyasi iktidar olanlardan sorumludur. Türkiye’nin demokrasi güçleri, muhalefet partileri, sivil toplum kuruluşları ırkçı saldırılara karşı açık ve aktif tavır almaya çağırıyoruz.”

DBP Eşbaşkanı Saliha Aydeniz yaptığı konuşmada “Bu iktidarın sorumlusu iktidarın kendisidir. Ve bu iktidar Kürt halkının yalnız olmadığını iyi bilmelidir. Saldırıya karşı toplumsal mücadeleyi yükselteceğiz” mesajı verdi.

 

Faşizme karşı omuz omuza

Konya’daki katliam, Kürdistan ve Türkiye’nin batı kentlerinde yapılan kitlesel eylemlerle protesto edildi. Birçok yerde devlet engellemesi, saldırı ve gözaltılara rağmen halklar sokağa çıktı. Saldırının organize olduğu, iktidarın katliamın sorumlusu olduğu belirtilen eylemlerde “mücadeleyi büyütme” çağrısı yapıldı. İstanbul’daki eyleme binlerce kişi katıldı. Ankara, Amed, Mardin, Batman, Van, Kars, Hakkari, Siirt, Ağrı, Urfa, Hatay, İskenderun, Adıyaman, Malatya, İzmir, Adana, Mersin, Dersim,  Balıkesir, Denizli gibi kentlerde de katliam eylemler ile sivil toplum örgütleri ve siyasi partiler tarafından yapılan açıklamalarla protesto edildi.

 

KCK: Kurbanlık koyun olmayın

Konya’daki katliama ilişkin açıklama yayımlayan KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, ırkçı saldırılara karşı öz savunma çağrısında bulundu. “Kürtler bu saldırıların neden kaynaklandığını bilince çıkarıp bulundukları her yerde örgütlenmeliler” diyen KCK’nin mesajı şöyle: “Daha önce de belirttiğimiz gibi kurbanlık koyun olunmamalıdır. Her yerde örgütlenerek soykırımcı faşist AKP-MHP faşist ittifakına karşı mücadeleyi yükseltmek gerekiyor. Örgütlenmek ve özsavunma yapmak tüm Kürt halkının varlık mücadelesi haline gelmiştir.” Tüm demokrasi güçlerini katliama karşı ortak tutum göstermeye çağıran KCK, “On binler soka çıkmalı, hepimiz Kürdüz demeliyiz” dedi.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.