Kürtçe stratejisi belirleniyor

Kürt Dil Mücadelesi İçin Strateji ve Politikalar Çalıştayı
- 'Kürt Dil Mücadelesi İçin Strateji ve Politikalar Çalıştayı'nda konuşan Heval Dilbihar, "Kürtçeye statüsü tanınmadığı, Kürtçe eğitim verilmediği sürece ne barış gelir ne de huzur olur" dedi.
Demokratik Kurumlar Platformu (DEKUP) ve bileşenleri olan dil kurumların Wan'da düzenlediği 'Kürt Dil Mücadelesi İçin Strateji ve Politikalar Çalıştayı' başladı. Çalıştay bugün de devam ediyor.
Rêya Armûşê (İpekyolu) ilçesinin Çırağan Düğün Salonu'nda başlayan çalıştayda, "Ji bo zimanê kurdî têkoşîn û xebat", "Statûya kurdî perwerdehiya bi kurdî" pankartları yer aldı. Saygı duruşunun ardından çalıştayın açılış konuşmasını yapan Çalıştay Hazırlık Komitesi'nden Heval Dilbihar, "Bu çalıştayı Tahirê Uryan, Ehmedê Xanê, Feqiyê Teyran ve Cegerxwîn'e adıyoruz. Bu çalıştayı bugün bizim buralara gelmemizde büyük emeği ve mücadelesi olan Önder Abdullah Öcalan'a ve Kürdistan Özgürlük Hareketi'nin bütün şehitlerine armağan ediyoruz. Eğer onlar olmasaydı bugün bu çalıştayları gerçekleştiremezdik" dedi.
Rêber Apo'nun dile verdiği önem
Rêber Apo'nun ana dile ilişkin tespitlerine değinen Dilbihar, "Önder Abdullah Öcalan, 'Dil bir ulus için su ve ekmek kadar önemlidir; ayrıca bir toplumun ilerlemesi onun diline bağlıdır. Ana dilinden mahrum kalan halklar hayvanlardan daha kötü duruma düşer' diyor. Dil, bedeni tanımlar ve bunun için ana dilimizi sahiplenmemizi söylüyor. Bazıları Kürt Hareketi'nin Kürt dili için bir şey yapmadığını söylüyor, elbette eksikliklerimiz ve hatalarımız çoktur. Hangi düşüncede olursa olsun, eğer bugün Kürtçe üzerine yoğun çalışmalar yürütülüyorsa, Kürtçe şair ve yazarlar çıkıyorsa bunlar Kürt Hareketi'nin mücadelesinin sonucudur" diye konuştu.
Kürtçe kırmızı çizgimizdir
Çalıştayla Kürtçe için yani bir aşamaya geçeceklerini söyleyen Dilbihar, şöyle devam etti: "Önder Abdullah Öcalan barışçıl bir toplum için bir süreç başlattı ve bu süreç halen devam ediyor. Biliyoruz ki Kürtçe statüsü tanınmadığı sürece, Kürtçe anadil eğitimi verilmediği sürece ne barış sağlanıyor ne de huzur oluşuyor. Bu yüzden Kürtçe bizim kırmızı çizgimizdir. Bu çalışmada Kürt diliyle ilgili tüm sorunlarımızı çözmeliyiz. Açıkça konuşmalıyız. Bizler şu anda Kürtçe karşısında eleştirilen bir pozisyondayız. Eğer bugün yaşamın her alanında asimilasyon politikaları varsa bunda bizim payımız da vardır. Bu çalıştayımız da tam bu amaçla başlıyor. Bu çalışma Kürtçeye ilişkin stratejiyi ve çalışmayı ortaya koyacak. Şimdiye kadar birçok toplantı ve konferans düzenlendi fakat maalesef kalıcı bir mekanizma oluşturulmadığı, kararlar alınmadığı ve tartışmalar Kürdistan'ın dört parçasına yayılmadığı için bunlar sonuç veremedi. Bizim çalışmamız bunu aşacak. Her gün dört komitemiz çalışmalarını sunacak. Bu çalışmamız Önder Öcalan'a ve Kürdistan'ın tüm şehitlerine adanmıştır."
Oturumlar yapıldı
Konuşmalar ardından ilk oturumda, "Di Tevgera Azadiyê û Netewa Demokratîk de Zimanê Kurdî û Stratejiya Têkoşîna Ji Bo Zimanê Kurdî/ Özgürlük Hareketi ve Demokratik Ulus paradigmasında Kürt dili ve Kürtçe mücadelesinin stratejisi”; ikinci oturumda ise "Di Têkoşîna Ji bo Zimanê Kurdî de Rista Siyaset û Rêveberiyên Xwecihî/Kürt dili mücadelesinde yerel yönetimler ve özyönetime dayalı yönetim çizgisi" sunumları yapıldı. Her iki oturum da yerel yönetimlerin Kürtçeye yaklaşımı, devlet destekli asimilasyon politikaları ve halkın günlük yaşamda Kürtçeye yabancılaşması gibi başlıklar öne çıktı.
Kendi dilinizi kutsal görün
Tartışma ve değerlendirmelerin yürütüldüğü ilk oturumda konuşan yazar İhsan Colemergî, dilin bir halkın varlığını korumasındaki önemine dikkat çekerek, şunları dile getirdi: "Halklar arasındaki egemenlik ve boyun eğdirme mücadelesi, kültür ve dille başlar. Eğer yazmazsanız, yok olursunuz. Halkınız da sizinle birlikte yok olur. Sümerlerin toprakları 4 bin yıl önce işgal edildi ve özellikle dilleri ile kültürlerine el konuldu. Bugün Van’da birçok kişi ‘yurtseveriz’ diyor ama evlerinde Kürtçe konuşmuyor. Bizim ilk talebimiz budur, kendi dilinizi kutsal görün. Eğer dilinize değer vermezseniz ve dilinizde yazmazsanız yok olursunuz. Bölgedeki egemen güçler diline sahip çıktı, siz de ulusal değerlerinize sahip çıkarak ilerleyin. Düşmanlarımıza karşı ‘bizim dilimiz kutsaldır’ demeliyiz. Ehmedê Xanî’nin sözlerini hatırlayalım. Mem û Zîn’i neden Kürtçe yazdığını soranlara, ‘Kürt halkı kendi dilinde yazmazsa dünya halkları içinde diliyle yer edinemez’ diyor. Bunun için dilimize sahip çıkmalıyız."
Yerel yönetimlerin sorumluluğu
Yerine kayyum atanan Wan Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Abdullah Zeydan, Kürt halkının tarih boyunca dil ve kültürünü korumak için bedel ödediğini belirterek, şöyle konuştu: “Kürt halkı var oldukça dili ve kültürünü korumaya devam edecek. Sorunlarımız çok ama bu toplantı çok kıymetli. Her çalışmanın bir stratejiye ve mücadeleye ihtiyacı var. Dil için yapılan bu çalışmanın çok değerli olduğunu düşünüyoruz. Buradan çıkacak değerlendirmeler, Kürtçenin geleceğine dair bir planlamanın önünü açabilir. Eksikliklerimiz var. Farklı kesimlerin kendi eleştirilerini yapmalı ama bugünden itibaren dil çalışmalarının daha güçlü yürütülmesi gerekir. Yerel yönetimler ve öz yönetime dayalı yapılar bu alanda daha fazla sorumluluk almalı. Bu irade ve mücadeleyle Kürtçenin geleceği için önemli adımlar atılabilir. Özellikle Sayın Abdullah Öcalan’ın başlattığı süreç, bu mücadelede çok önemli bir yer tutuyor. Demokratik, ahlaki ve siyasi bir toplum inşa etmeliyiz. Bunun temeli de dil çalışmalarına önem vermekten geçiyor. Birbirimize el vererek, ortak akılla ilerlemeliyiz. Bu çalışmadan başarı bekliyoruz.”
Dilimizden güç alıyoruz
İkinci oturumda konuşan DEM Parti Dil, Kültür ve Sanat Komisyonu Eşsözcüsü Cemile Turhallı ise “Devlet ve iktidarlar politikalarıyla bizim dilimizden utanmamızı istiyorlar. Biz neden dilimizden utanalım? Biz, dilimizden güç alıyoruz. Dil, bir halkın mirasıdır. Bir yandan devletin saldırıları devam ederken, bir yandan da buna karşı büyük bir direniş ortaya koyuluyor. Bundan sonra bizler politika ve stratejimizle dilimizi yaşatmaya ve yaşamaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
Çalıştayın üçüncü ve dördüncü oturumunda "Di Têkoşîna Ji Bo Zimanê Kurdî de Rista Jin, Zarok û Ciwanan/ Kürt Dili Mücadelesinde Kadın, Çocuk ve Gençlerin Yeri" ile " Di Têkoşîna Ji bo Zimanê Kurdî de Rista Çand û Wêjeyê /Kürt Dili Mücadelesinde Kültür ve Edebiyatın yeri" tartışıldı. WAN















