Kürtçenin dervişi, militanı olunmalı
Forum Haberleri —

Kürtçe
- Her Kürt’ün bir Kürt dil militanı, mücadelecisi, dervişi ve öncüsü olması insani, vicdani, ahlaki, politik, tarihsel, toplumsal, ulusal ve evrensel bir gerekliliktir.
HEVAL DILBIHAR
Evrensel ve tarihsel bir bakış açısıyla yaklaştığımızda insan topluluğun en ayırt edici özelliği dildir. Dolayısıyla bir topluluğun, halkın veya ulusun en özgün ve başat değeri ve varlığı onun dilidir; ki bu değer ve varlık o ulusun diğer tüm değer ve varlıklarının temel varoluş kaynağıdır. Bu gerçekliği evrensel ve yerel tarihe dair yaptığı bütünlüklü tanımlama, değerlendirme ve çözümlemeleriyle en iyi gözler önüne seren kişi hiç şüphesiz ki Sayın Abdullah Öcalan’dır. Özellikle dile ve ana dile dair yaptığı “Dil bedendir”, “Dilsiz insan ölü insandır”, “Dilinden mahrum edilmiş bir ulus hayvanlaşmanın ötesindedir”, “Bir ulusun gelişim düzeyi onun dilinin gelişim düzeyiyle bağlantılıdır” belirlemeleri ve daha birçok belirleme ve değerlendirmeleri ile bu hakikatı daha da pekiştirebiliriz.
Evrensel bir hafıza; Kürtçe
Her bir dilin yalnızca bir topluluğun, halkın ve ulusun dili olmadığı aynı zamanda, kendi özgünlüğü ve aidatıyla birçok açıdan tüm insanlığın ortak ve temel bir değeri olduğu da bir hakikat. Bu ana hakikatle birlikte bazı diller tarihsel, coğrafik, toplumsal ve yapısal gelişimleri ve birçok farklı özgünlüklerinden dolayı ait olduğu ulusun temel değeri olduğu kadar tüm insanlığın da temel evrensel bir değeri olma özelliğini çok daha belirgin bir düzeyde taşımaktadır.
Elimizdeki tüm bilimsel, tarihsel ve güncel veriler birçok açıdan eşsiz olan Kürt dilinin böylesi tarihsel bir değer taşıdığını çok açık bir şekilde gözler önüne sermektedir. Kürt dili yalnızca Kürtlerin ana dili olmakla kalmamış, zihinsel, toplumsal ve kültürel, edebi, sanatsal alan başta olmak üzere, birçok alanda gerçekleştirdiği tarihsel ve toplumsal üretim ve birikimle, tarihin birçok döneminde çeşitli neden ve vesilelerle gerçekleşen ilişkiler ve akışla birçok dilin oluşum ve gelişim evrelerine, dolayısıyla kültürel ve birçok yaşam alanına kaynaklık etmiştir, hafıza olmuştur. Yalnızca Ortadoğu değil, Avrupa ve dünyanın birçok yerindeki birçok felsefe, inanç, mitoloji, destan ve masal anlatım ve öğesinin tarihsel serüvenin inceleyip ana kaynağına ulaşırsak; çok açık bir şekilde ve belirgin bir düzeyde temel beslenme kaynak ve dayanaklarını birçok açıdan genel olarak demokratik uygarlık ve dönemsel olarak demokratik modernite diye tanımladığımız en tarihsel, toplumsal, doğasal, yaşamsal ve evrensel öğelere göre oluşan ve gelişen ve o öğeleri içinde barındıran Kürt/Kürdistan/Mezopotamya felsefesi, mitolojisi, destan ve masallarıyla doğrudan ve güçlü bir biçimde ilişkilendirebiliriz.
Beslenme kaynağı olarak anadilin varlığı
Tüm dilleri aynı zamanda özgün bir evren olarak da ele alırsak; gerçek anlamda, tarihsel serüveni başta olmak üzere, tüm yönleriyle kapsamlıca ve derinliğine incelendiğinde, Kürt dilinin, oluş ve gelişim hakikatı, ruhu, özü, zihniyeti, bilinci ve felsefesiyle, kökleri ve ana damarlarıyla, yapı ve anlam katmanlarıyla, üretim-yaratım sonuçları itibariyle ve daha birçok doğal-özgün özellikleriyle tüm evrenler içerisinde kendi başına bir ana evren olduğu açık ve net bir şekilde anlaşılacaktır.
Bununla birlikte; Kürt dili tarihin en kadim ve toplumsallık başta olmak üzere, birçok açıdan öncü ve başat ulusu olan Kürt ulusunu var eden, oluşturan, geliştiren ve tüm imha amaçlı vahşi saldırlara rağmen bugüne getiren temel bir varlıktır. Kürtlerin ulusal/kollektif hafıza, ruh, duygu, zihin ve davranış dünyalarının oluşum ve gelişiminde temel düzeyde belirleyici bir varlık olmuştur. Kürt dili inanılmaz mucizevi ve muhteşem bir ölçekte ve şekilde Kürtlerin varoluşsal, tarihsel, toplumsal, zihinsel, özsel, ruhsal, kültürel, kimliksel ve yaşamsal, davranışsal tüm hafıza, kod ve şifrelerini kendi içinde barındırmakla birlikte, tüm işgalci ve sömürgeci vahşetlere karşı da Kürtleri bir ulus olarak ayakta tutan, bu güne kadar getiren temel bir varlık olmanın yanında, Kürtlerin özgürlük mücadelesinin birleşik demokratik ulus hakikati bağlamında temel beslenme, enerji, motivasyon ve konsantrasyon kaynağıdır.
Kürt dili Kürtlerin tarihsel, ulusal, toplumsal, kimliksel varoluşları için, olmazsa olmaz önemdedir, onlar için her açıdan varoluş ve yokoluş meselesidir. Etimolojik, morfolojik ve diğer yönleriyle sistemli oluşum evresi bundan binlerce yıl öncesine, özellikle dünyada birçok inanç ve felsefenin ana çıkış kaynağı olan özgür toplumsallığın bir değeri olan mitraizmin felsefesi ve öğretisine ve doğal/neolotik toplum yapısına göre inşa edilen Kürtçe’nin oluşum, gelişim ve ortadan kaldırılmaya çalışma evrelerini her yönüyle bilimsel, tarihsel, toplumsal ve kültürel bir analize tabi tutarsak, bu hakikati apaçık bir şekilde görmüş olacağız. Dolayısıyla, hiç şüphesiz ki Kürtçe Kürtlerin temel tarihsel bir değeri olduğu kadar tüm insanlığın da bir değeri aynı zamanda.
Kültürel soykırım; dil kırımı
Bildiğiniz üzere, tarihin akış serüveni dahilinde, Kürdistan ve Kürt ulusu gibi Kürt dili de birçok sebepten dolayı vahşet düzeyde çeşitli sistematik ve adeta yok edici saldırılara maruz kalmıştır. Özellikle, Kürdistan’ı işgal eden devletlerin Kürtleri ve Kürtlere ait olan her tarihsel, ulusal, toplumsal, kültürel ve kimliksel değeri binbir yol, yöntem, araç ve gerekçeyle ortadan kaldırıma girişimlerinin ilk ve temel hedefi Kürt dilini ortadan kaldırmak olmuştur. Zira, Kürt dilini ortadan kaldırmadan Kürtleri asla ortadan kadıramayacağını çok iyi biliyorlardı, biliyorlar.
Bu bilme durumunu tekçi, katı ultra faşist ulus-devlet zihniyeti ve yaklaşımlarıyla, diğer ulusları, özellikle de Kürt ulusunu -onu o yapan tüm varoluşsal/tarihsel öz değerleriyle ortadan kaldırma girişimlerine ideolojik, yapısal, mekanizmasal ve sistematik bir kaynak ve dayanak yapıldı. Bunun da merkezine ‘kültürel soykırım’ diye tanımlanan ve bunun da tam ana merkezinde yer alan ‘dil kırımı’ konuldu. Bu temelde, Kürt dili üzerinde binbir tufan kaldırdı, kıyamet koparıldı ve nice cehennemler yaşatıldı.
Kürt ulusu ve Kürdistan ülkesi gibi onlara ait olan ve onları ayakta tutan dilleri Kürtçe’yi de yok sayma, yasaklama, asimilasyon, her türlü ortadan kaldırma zihinsel ve pratiksel girişimleri Kürtlerin en insani ve vicdani ulusal-tarihsel direnişleriyle karşılaşınca yüz binlerce Kürt’ü fiziki olarak yok etmelerine rağmen kültürel soykırımı başaramadılar. Ve tüm kırımcı arzu ve amaçları adeta kursaklarında kaldı; midelerine indirebildikleri de midelerini paramparça etti. Özellikle Kürtlerin son 50 yılda verdikleri tarihsel ve destansı eşsiz özgürlük mücadelesi sonucu klasik inkar ve imha zihniyet ve yaklaşımları, amaç ve hedefleri yerle bir oldu ve yaklaşımlarını kısmi de olsa güncellemek zorunda kaldılar.
Kürtleri ve tabii ki özellikle de Kürtçeyi klasik yok sayma ve bunun bir gereği olarak yok etmeye çalışma stratejileri yerini katı bir biçimde inkar etmeme (edememe) ama kuşatma, binbir yol ve yöntem, araç ve gereçle Kürdistan’ın her bir yaşam alanında ve Kürtlerin yaşadığı her bir yerde, binbir yol yöntem ve araç gereçle Türkçeyi tartışılmaz egemen dil haline getirme ve Kürtçeyi toplumdan yalıtarak tamamen tecrit etme, sınırlandırma, daraltma, kafese tıkma, zaman içinde eriterek ortadan kaldırmayı esas almışlardır. Diğer yandan özgürlükçü ve devrimici-demokratik bir zeminde Kürt dil mücadelesini veren tüm Kürt kurum, çevre ve kişiler üzerinde çeşitli faşizan baskılar, saldırılar, tutuklamalar ve çok farklı zorbalıklar gerçekleştirerek onları kriminalize etme ve toplumsal gelişimini engelleme yoluyla Kürt dil kırımını sürdürmeye çalışıyorlar; ki tüm bu uygulamalar hem vicdani ve ahlaki olarak hem de insani ve uluslararası sözleşmelere ve hukuka göre hukuki olarak bir insanlık suçudur. Tarih, Kürtler ve insanlık bunun hesabını mutlaka bir gün soracaktır.
Dilin yasallığı ve Kürtlerin politik statüsü
Dünyadaki tüm özgür uluslar her konuda hangi haklara sahiplerse Kürtler de en az o kadar tüm haklara sahiptir. Bu hakları hiçbir zaman tartışma konusu ve günlük reel siyaset ve pazarlık malzemesi yapılamaz. Hakikat bunu gerektirir. Elbette ki bir de işin birçok açıdan reel gerçeklik boyutu var içinde yaşadığımız zaman diliminde. Sonuç itibariyle, reel güncel durumları da hesaba katarak, rahatlıkla hemen hemen tüm Kürtlerin dillerine dair en asgari ortak talepleri şunlardır diyebiliriz: Tekçi, retçi, asimilasyoncu, yasakçı ve kuşatmacı zihniyet, politika ve uygulamalarının tümüne ve bu temeldeki tüm yasalar, müfredatlar, kurumlar ve uygulamalara son verilmelidir. Kürtçe üzerindeki tüm asimilasyoncu yasal ve fiili engellemeler kaldırılmalıdır. Kürtçe, anayasal ve uluslararası bir statüye kavuşturulmalıdır. Kürtçe, eğitimin tüm aşamalarında eğitim dili olmalıdır. Kürtçe, kamu kurumları dahil olmak üzere hayatın her alanında özgür ve serbest olmalıdır. Daha önce Kürtçe olup da Türkçeleştirilen yer isimleri başta olmak üzere, her şeyin isimleri tekrar Kürtçeye dönüştürülmelidir. Bütçe ve kadro başta olmak üzere, Türkçeye hangi olanaklar tanınmışsa Kürtçeye de aynı olanaklar tanınmalıdır. Hiç şüphesiz ki bunun gerçekleşmesi için ya da kalıcı hale gelmesi için Kürt ulusu bir şekilde ulusal ve uluslararası politik bir statüye sahip olmalıdır. Bunun için de her açıdan gerçek bir demokratik değişim ve dönüşüm gerçekleştirilmelidir.
Kürt dil mücadelesi için seferberlik
Tüm Kürtler ve devrimci-demokratik çevreler Kürt dil mücadelesi temelinde seferberlik ruhu, duygusu ve bilinciyle, temel ve bütünlüklü somut bir strateji dahilinde, kısa, orta ve uzun vadeli yol haritaları, planlama ve programlar ve pratik mücadele kapsamında, hem egemen sömürgeci sisteme karşı, hem de kendi içinde, hem de Kürdistan’ın her tarafı başta olmak üzere, dünyanın her bir yerinde yaşayan tüm Kürtleri bu dil mücadelesine katarak, uluslararasını da kapsayarak her yönlü iç ve dış mücadelesini kesin ve kalıcı sonuç alacak bir şekilde en bütünlüklü, alternatifli, dinamik, süreklilik ve kalıcılık arzeden yaratıcı ve kapsayıcı tarz, üslup, yol, yöntem, araç ve gereçlerle derinleştirmeli ve büyütmelidir.
Bu gerçeklik temelinde, öncelikle evlerden tutalım sokaklara, mezra ve köylerden tutalım sokak ve sitelere, sosyal alandan tutalım ekonomik alana kadar her an, her yer ve her alanda en derin, kapsamlı ve bütünlüklü öz-örgütleme, öz-bilinçlendirme, öz-eğitim mücadelesini en azami düzeyde büyütmelidirler. Kürtçeye ilişkin zihniyet, bilinç, örgütleme ve öğretim-eğitim mücadele ve çalışmasının olmadığı tek bir Kürt ve devrimci evi ve yaşam alanı kalmamalıdır. Binlerce Kürtçe dil divanı, komünü, topluluğu, meclisi oluşturulmalıdır.
Her bir Kürt evi Kürtçe bir okula, Kürtçe akademiye, Kürtçe yaşam alanına dönüştürülmelidir. Başta Kürt siyasi hareketleri ve partileri olmak üzere Kürt olan, Kürt ulusu adına hareket eden ya da devrimci veya farklı perspektifle Kürt ulusu içinde mücadele eden her hareket, kurum, kuruluş, platform, inisiyatif, belediye, çevre ve kişi Kürtçeyi her şeyden önce kendi mücadelesinin stratejik, başat gündemi haline getirmelidir. Her Kürt’ün aynı zamanda ve mevcut gerçeklikler ışığında her şeyden önemlisi; bir Kürt dil militanı, mücadelecisi, dervişi ve öncüsü olması insani, vicdani, ahlaki, politik, tarihsel, toplumsal, ulusal ve evrensel temelde zorunlu bir gerekliliktir.