Kürtleri bekleyen büyük tehlike
Dosya Haberleri —
- Türkiye şimdi Trump yönetimi ile birlikte Rojava'yı işgal planlarını yeniden güncelleştirdi. PKK'nin ve Kürt halkının tasfiyesinde anlaşmışlar. Fakat asıl sorun Rojava'da...
- Kürtlerin ve Özerk Yönetimin Suriye içerisindeki çözüm arayışlarında Rusya daha etkili rol oynayabilirdi. Özerk Yönetim ile Şam arasındaki sorunların giderilmesi konusunda vaatleri vardı. Ama rolünü oynamadı.
- Önümüzdeki süreçte Kürtleri bekleyen kesinlikle bir soykırım ve katliam politikasıdır. Ama çözüm mümkündür. Rusya'nın Suriye ile Özerk Yönetim arasında diyalog ve çözüm geliştirmesi gerekir. Çözüm içeride ve halkların birleşmesindedir.
MUZAFFER AYATA
Suriye’nin halklara vaat ettiği yeni bir şey yok. “Bütün yıkım, savaş ve saldırılar dış güçlerin ve Amerika ajanlarının oyunuydu'' söyleminden hareketle her şeyi kendi dışında gördü. Hâlbuki ona karşı ayaklananların, savaşanların ve bu savaşta ölenlerin büyük çoğunluğu Suriyeliydi. Şu anda Türkiye'nin yanında on binlerce silahlı Arap gücü örgütlenmiş durumda. Bunların hepsi yabancı değil. İdlib’de üstlenenlerin çoğu Arap'tır ve Suriyelidir. Bunlar bu rejimin içinde yaşadılar, onun okullarında okudular. Ama Suriye yönetimi Baas ve tek partili sistemden vazgeçmiyor. Suriye yönetimi kendisini sorgulamıyor ve olan bitende kendi payını görmüyor. Hal böyle olunca geleceğe dair herhangi bir çözüm veya umut görünmüyor.
İran, Hizbullah ve Rusya ayakta kalması için Suriye'ye destek verdi. Batı ülkeleri Esad yönetiminin değişmesini çok dayatmadı. Esad yönetiminin devrilmesini en çok isteyen ve dayatan Türkiye'ydi fakat o da başaramadı. Esad'ın ayakta kalması kendisi için her şeyden önemlidir. Ağır sorunların çözümü için demokratikleşme ve halkını kucaklamak gerekiyor ama öyle yapmıyorlar. Tek parti sisteminin yönetim zihniyeti var, yasalar var ve hiçbir şey olmamış gibi her şey eskisi gibi devam edecek, hakimiyetlerini eskisi gibi sürdürecekler. Bu zihniyet hakim olunca da Kürtlerin ve Özerk Yönetimin Suriye içerisindeki çözüm arayışları da doğal olarak sonuçsuz kalıyor. Bu konuda Rusya daha etkili bir rol oynayabilirdi. 2019 yılında verdiği sözler de vardı. Özerk Yönetim ile rejimin arasındaki sorunların giderilmesinde yardımcı olma vaatleri vardı. Kürtlerin öyle fazla talepleri yoktu. Kimliklerinin tanınması ve kültürlerini özgürce yaşamak istiyorlardı.
Bölgede Arap ve Kürt nüfusu çoğunlukla her yerde iç içe yaşıyor ve birçok yerde de Arap nüfus daha fazladır. Yani ne coğrafya ne de nüfus yapısı tarihsel olarak Irak'takine benzemiyor. Kürtler de gerçekçi bir halktır ve bunun farkındadır. Bu nedenle demokratik özerklik talebinde bulundular. Bütün kültürler, dinler ve inançlar demokratik bir platformada varlığını sürdürsün, yasaklar ve dayatmalar olmasın dediler. Bu Suriye'yi daha güçlü kılar ve Suriye muhalefetinin geniş bir kesimini de bu cepheye çeker. Eğer Esad yönetimi buna evet deseydi bugün Türkiye'nin yanında olanların da büyük bir kesimi onlardan kopardı. Suriye'nin birliğine dair güçlü adımlar atılmış olurdu. Halkta bir gelecek öngörüsü ve bir umut yaratılırdı. Şimdi Suriye halkı, özellikle Baas rejimi denetiminde olan bölgeler geleceğe dair hiçbir umut, çözüm ve hiçbir hayal kuramıyor. Bütün basın yayın organları ve devletin bütün imkanlarıyla her şey tek partili sistemin elinde. Halk ağır ekonomik sorunlar içerisinde boğuluyor. Sosyal kültürel ve ahlaki bir çürüme yaşanıyor. Ama kimse buna karşı sokağa çıkamıyor, sesini duyuramıyor ve protesto edemiyor. Halk olmaktan çıkarılmış bir olgu var ortada. Bu açıdan halkların birleşmesi, kendi öz dinamiklerini ortaya çıkarmaları, hareketli olmaları ve birlikte yaşama iradesini ortaya koymaları Ortadoğu için bir ışık ve umut kaynağıdır. En çok örselenen, darbe yiyen ve zorlanan Ortadoğu ülkesi olan Suriye için bu güçlü bir diriliş kaynağı da olurdu. Mevcut durumda BAAS sistemi buna da engel oluyor.