Kurul’un derdi yeni örgüt!

Hasta tutsaklar açıklama

Hasta tutsaklar açıklama

  • İdare ve Gözlem Kurulları’nın süreçle birlikte soru biçimleri de değişti. Tutsaklara “PKK yerine yeni örgüt kurulursa katılır mısın” denilerek tahliyeleri engelleniyor. 

AZİZ ORUÇ

Meclis’te süreç ile ilgili komisyonun bu hafta çalışmaya başlaması beklenirken, en temel ve öncelikli sorunlardan birisi de uzun süredir toplumun tüm çevrelerinin yüksek sesle dile getirdiği, tahliyeleri bir türlü gerçekleşmeyen hasta tutsaklar. İHD’nin Nisan 20025 tarihli raporuna göre cezaevlerinde en az bin 412 hasta tutsak bulunuyor. Bunların 335’i ise ağır hasta olarak sınıflandırılıyor. Raporda, 230 mahpusun cezaevi koşullarında yaşamını sürdüremeyecek durumda olduğu, 188’inin sürekli sağlık gözetimine ihtiyaç duyduğu belirtiliyor. Nisan sonrası ağır hasta tutsak Sıddık Güler, Rojhat Özkan, Hasan Aşa, İsmail Hakkı Tursun, Soydan Akay, Özge Özbek, Fatma Özbay gibi parmakla sayılacak kadar az sayıda hasta tutsak tahliye olurken, Hadi Elçiçek’in ömrü ise yetmedi. Yüzde 80 engelli olan ve infazı 6 ay süreyle ertelenen Elçiçek, tedavi gördüğü hastanede geçtiğimiz hafta yaşamını yitirdi. 

Konuyu Meclis Adalet Komisyonu üyesi DEM Parti Milletvekili Newroz Uysal ve İHD MYK üyesi Nuray Çevirmen ile konuştuk. 

Zincirleme hukuksuzluk

Milletvekili Newroz Uysal Aslan, cezaevlerindeki tablonun Kürt sorununu çözümsüz bırakan devletin yıllardır uyguladığı şiddet ve güvenlik politikalarının bir sonucu olduğunun altını çizdi. Tahliyelerin politik yaklaşım ve prosedürlerle engellendiğini söyledi. Aslan, “Hasta tutuklunun ATK’ye sevki büyük sorun. ATK’ye sevk edilip, ‘cezaevinde kalamaz raporu’ verilse bile savcılığın tutsağın ‘tehlikeli hükümlü olup olmadığı’na ilişkin değerlendirme yapma hakkı bu süreçleri çok zorluyor, tıkıyor" dedi.

 

 

Ne yasal ne fiili iyileşme yok

Yeni süreçle beraber devletin cezaevlerindeki hukuk dışı, keyfi uygulamalara yol açan düzenlemelerle ilgili değişiklik yapmasının beklendiğini hatırlatan Aslan, "Ya da en azından fiili engellerin kaldırılması bekleniyordu. Ancak o yasal değişiklikler 10’uncu Yargı Paketi ile yapılacağı söylense de yapılmadı. Yaş sınırı ya da ‘infaza ara verme’ ile ilgili birkaç düzenleme de yeterli olmadı. O nedenle hasta mahpuslar halen ATK’den 'sağlıklı değil’ rapor almak zorunda. Bu raporlar savcılığın ‘tehlikeli hükümlü’ değerlendirmesinden geçmek zorunda” diyerek, hasta tutsakların cezaevinde ölüme terk edildiğine işaret etti.

Komisyonun önceliği olmalı

Tutsak Hadi Elçiçek’in ölümünün tüm bu süreci ve yaşanan hukuksuz tabloyu apaçık ortaya koyduğunu ifade eden Aslan şunları söyledi: “Daha önce de Erzincan Cezaevi’nde Şakir Turan yaşamını yitirmişti. Yakın zamanda Özge Özbek, Fatma Özbay, Mehmet Sıdık Güler bırakıldı ama Fatma Tokmak, Mehmet Emin Çam, Ergin Aktaş ve daha birçok tutsak tahliye edilmiyor. Kurulacak komisyonda konuşulacak ve çözülmesi beklenen temel meselelerden bir tanesi de bu olmalıdır." 

Kurullar kaldırılsın

Cezaevindeki keyfi uygulamaların da bir an evvel sonlandırılması gerektiğini söyleyen milletvekili, "Mahpuslar aylarca ATK sürecini bekliyor, hastaneye gidemiyor, ilacını alamıyor, tedavi olamıyor. Bu tarz kronik sorunların artık sona ermesi gerekiyor. Örneğin sadece Bolu Cezaevi’ndeki İdare ve Gözlem Kurulu’nun eliyle 32 tutsağın tahliyesi erteleniyor. 32 tutsaktan 30’u, 30 yıldan fazladır cezaevinde tutuluyor. Bu kurulların bir an önce kaldırılması gerektiğini düşünüyoruz" diye konuştu. 

 

 

Sorular değişti!

İdare ve Gözlem Kurulları’nın hukukta yeri olmamasına rağmen yıllardır tutsaklara sorulmaması gereken sorular sorduğunu belirten Newroz Uysal Aslan, "Süreçle birlikte kimi sorular da değişti" diyerek şunları aktardı: “Mahkemenin bile soramayacağı sorular kurullar eliyle sorulup, tutsakların tahliyeleri, 3 ay, 6 ay, bir yıl uzatılıyor. Elazığ ve kimi cezaevlerinde tutsaklara şu sorular soruluyor: ‘PKK yerine yeni bir örgüt kurulur mu?, ‘PKK yerine yeni bir örgüt kurulursa katılır mısınız?’, ‘PKK ile süreç ilerliyor yarın öbür gün farklı süreçler işlerse tutumunuz ne olur?’, ‘Örgütü nasıl tanımlıyorsunuz?’ vb. birçok soru soruluyor."

Bolu, Aksaray, Sincan, Erzincan…

Özellikle Bolu, Aksaray, Sincan Kadın, Erzincan Kadın, Tekirdağ gibi cezaevlerinde ciddi sorunlar olduğunu bildiren DEM Milletvekili, tutsaklar konusunun medyada işleniş biçimini de eleştirdi. “Veysi Aktaş üzerinden de bir itibar suikastı yapıldı. Çıkan mahpusları değil, çıkamayan mahpusları konuşmamız lazım. Tahliye olanları değil, 31-32-33 yıldır hala hukuksuzca tutulan mahpusları konuşmamız lazım" diye belirtti.

 

 

Kurullara köklü çözüm şart

Kurulların keyfi uygulamalarına karşı Bakanlığın hazırlık içinde olduğunu aktardığını söyleyen Aslan, "Bakanlık, kurullarla ilgili bir denetime gideceğini, mahpusun avukatının da hazır bulundurmasına izin verebilecek bir düzenleme geleceğini belirtiyor. Bize göre bu da çözüm değil. Kurullar bir bütünen politik işliyor. Suç odaklı bir değerlendirme yapıyor, pişmanlığa, itaate zorluyor. Kurullarla ilgili sadece politik tutsaklardan değil, adli mahpuslardan da çok fazla şikayeti var. Kurulların tutumu, kararıyla binlerce mahpus mağdur ediliyor” dedi.

 

 

Hapsetme rejimi

İHD MYK ve Cezaevi Komisyonu üyesi Nuray Çevirmen de, Hasta tutsaklarla ilgili listelerini hatırlatarak, "335’i ağır olarak tanımlayacağız bin 412 sayısına ulaşmıştık. Ancak bu sayı buzdağının görünen çok küçük bir kısmı. Bakanlığın Mayıs ayında açıkladığı yaşamını yitiren mahpuslara dair veri, bize sorunun büyüklüğü hakkında fikir verebilir. 2024 yılı içinde 818 mahpus hapishanelerde yaşamlarını yitirdi. Neredeyse tamamına yakının durumunu kamuoyu duymadı bile.

Sorunların en büyüklerinden biri de 2021 yılı başından itibaren uygulanmaya başlanan İdare ve Gözlem Kurulları tarafından tahliyelerin engellenmesi durumu” dedi.

Hasta mahpusların tahliye edilmeleri gayet mümkün, birkaç düzenleme ile çözülecek bir konunun çözüme kavuşmuyor olması tamamen politiktir" diyen Çevirmen TMK’nın mutlaka iptal edilmesi gerekir. Bu kadar çok hapishane, bu kadar çok mahpus ve inatla devam ettirilen hapsetme rejimin olduğu bir yerde ihlallerin olması da kaçınılmaz sonuçtur."

Umut hakkı sağlanmalı

Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alanların ömür boyu hapishanede kalmaya mahkum edildiğine, umut hakkının olmadığına işaret eden Çevirmen, "Bu mahpusların içinde de durumu ağır olanlar var ancak bırakılmıyor. Bu durumla ilgili olarak da düzenleme yapılmalı” dedi.  

 

* * * 

Ceza delilsiz, infaz keyfi

 

 

Ayhan Bayar: Hilvan 1 Nolu T Tipi Cezaevi’nde kalan Ayhan Bayar’a hücre cezasına gerekçe gösterilen kitabın kendisine ait olmadığı ortaya çıksa da, aynı gerekçeye dayanarak tahliyesi engellendi.

7 Şubat 2024’te odadaki aramada bulunan kitap 'kendisine ait olmadığını söylemesine rağmen' hakkında soruşturma başlatılmış. Disiplin soruşturmasında hücre cezası verilmiş. Yapılan itirazda İnfaz Hakimliği kitabın ona ait olduğunun ispatlanmaması nedeniyle itirazı kabul etmiş. Savcının itirazı sonucu Ağır Ceza İnfaz Hakimliği kararını bozarak hücre cezasını onamış. Aynı hafta da “İyi halli değil” diye bir yıl süreyle koşullu salıverme hakkı ertelenmiş. Bu kitabın ona ait olduğu iddiasıyla açılan savcılık soruşturmasında 3 ayrı kez el yazısı örneği alınmış, nihai olarak kitaptaki yazılarla uyuşmama nedeniyle 'kovuşturmaya yer yok' kararı yani takipsizlik verilmiş. Ama ne disiplin cezası ne de buna dayanılarak verilen 1 yıllık infaz uzatma kararı ortadan kaldırılmamış. Yetmediği gibi 11 Temmuz 2025’de ikinci kez kurul değerlendirilmesinde yine bu kitap dayanak gösterilerek verilen disiplin cezası gerekçesiyle 3 ay daha infazı uzatıldı.

Sadık Hasan: Tekirdağ F Tipi’nde kalan 30 yıllık mahpusun 8 Ocak 2025’te ilk kez 6 ay, 8 Temmuz 2025 tarihinde ise ikinci kez 9 ay infazı uzatıldı. Kurul, daha önce girdiği açlık greviyle ilgili "yaptığı eylemleri suç kabul etmeyip hak arama yolu olarak gördüğü, pişmanlık göstermediği” gerekçesiyle tahliyesini engelledi. 

Fevzi Arslan: Adana Suluca Cezaevi’nde kalan ağır hasta tutsak için Adalet Bakanlığı iki kez infaz durdurma işlemi başlattı. Ancak ağız içi arama nedeniyle hastaneye sevk gerçekleşmiyor. Hastaneye gidemeyen tutsak tahliye edilmiyor.

Ergin Aktaş: Ağır hasta tutsak hakkında 2013 yılından bu yana ATK 7 kez “cezaevinde kalamaz” raporu verdi. Ama ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası olduğu için değerlendirmeye dahi alınmıyor.

Hasan Bakan: Tekirdağ Cezaevi’nde kalan Rojavalı bir mahpus. İdare ve Gözlem Kurulu’nun hiçbir gerekçesi olmamasına rağmen tahliye edilmiyor. İdare “Cezaevi yönetimi için daha fazla çaba harcamadığı” gerekçesiyle tahliyesini 6 ay uzattı. 

Önder Poyraz: Elazığ R Tipi Cezaevi’nde kalan Cizreli, engelli bir tutsak. Ağır hasta ve gün gittikçe hastalığı ilerliyor. ATK’ye sevk ve tahliyesi beklenirken, tutsak henüz kurula bile sevk edilmedi. 

 

* * *

Beyin kanamasına rağmen

 

 

Bolu Cezaevinde tutulan Mehmet Çağlar adlı mahpus Nisan ayında beyin kanaması geçirdi. Çağlar, Bolu Devlet Hastanesinde ameliyat olduktan kısa bir süre sonra tutulduğu cezaevine gönderildi. Tedavisi cezaevi koşullarında mümkün olmayan mahpusun hastaneye sevkleri sırasında insan onuruna aykırı uygulamalardan kaynaklı tedaviye erişemediği belirtiliyor.

Kurul’a çıkmadan 8. kez

Bolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde bugüne kadar hiçbir şekilde kurula çıkarılmadığını belirten Nedim Yılmaz’ın yaşadıkları ise Bolu Cezaevi İdare ve Gözlem Kurulu’nun keyfi ve hukuksuz kararlarının çarpıcı bir örneğini teşkil etmekte. Yılmaz, 29 Temmuz 2023 tarihi itibarıyla infaz süresini tamamlamış olmasına rağmen, İdare ve Gözlem Kurulu’nun hukuka aykırı ve keyfi değerlendirmeleri sonucunda özgürlüğünden mahrum bırakılmaya devam etmekte. Yılmaz’ın infazı, benzer gerekçelerle 8 kez uzatılmış; "iyi halli" olduğu yönünde raporlar bulunmasına rağmen tahliye edilmiyor. 

Aynı cezaevinde bulunan Abdullah Çelik ile Sinan Türkmen’in 6 kez, Ali Murat Çelik, Şahap Elbasan ve Keyfo Başak’ın infazları ise 4 kez uzatılmış durumda. 

Sevki de yapılmıyor

Yine kalp ve akciğer dokularında kalıcı sertleşme olan Abdülvahap Kavak’ın sağlığı, cezaevi yanındaki beton santralden yayılan yoğun partikül nedeniyle sağlığı olumsuz etkilenmekte. Hekim raporlarına rağmen mahpusun sevk talebi reddediliyor.

32 tutsak tahliye edilmiyor

Bolu Cezaevi İdari ve Gözlem Kurulu Kararı ile tahliyesi ertelenen 32 tutsağın ismi şöyle: Abdulhamit Ahraz, Abdullah Çelik, Ahmet Abdi İbrahim, Ahmet Mustafa, Ali Murat Çelik, Ataş Göbe, Aydın Adıyaman, Aydın Yüce, Bülent Güneş, Deniz Öztürk, Hacı Ekinci, Halil Dağ, Hasan İnci, Keyfo Başak, M. Şirin Bozçalı, Maruf Türkan, Mehmet Deniz Güzel, Mehmet Zeki Eşin, Muhammed İsmail, Murat Çetinkaya, Muzaffer Akış, Nedim Yılmaz, Nurettin Ataman, Ömer Okul, Özgür Sincer, Sabit Kaya, Salih Korkut, Serhat Öztürk, Sinan Türkmen, Suat Gökalp, Şahap Elbasan, Tuncay Doğan. 

 

* * *

Cezaevleri turnusol kağıdıdır

 

 

DEM Parti İstanbul İl Örgütü, cezaevlerindeki hak ihlallerine ilişkin Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi önünde basın açıklaması yaptı. Basın metnini okuyan DEM Parti İstanbul İl Örgütlenme Eş Sözcüsü Ayfer Fatma Çelik, “Barış ve Demokratik Toplum” çağrısına işaret ederek “demokratik siyaset ve hukuki boyutun tanınması” sözünün uygulanması gerektiğini vurguladı.

MA-TUHAYDER Eşbaşkanı Nurten Karagöz de, tutuklu yakınları olarak, hukuksuzluklara sessiz kalmayacaklarını vurgulayarak, “Hiç kimse keyfi uygulamalarla cezaevindeki insanlara ikinci kez bir ceza vermeye hakkı yoktur” dedi.

ÖHD İstanbul Şube üyesi Ruken Kalın ise, cezaevlerinin turnusol kağıdı olduğunu ifade etti. Kalın, “Barış ve Demokratik Toplum sürecinden söz ediyorsak bununla ilgili ilk düzenlemelerin yapılacağı yerlerden biri hapishaneler olmalıdır” diye konuştu. Açıklamaya katılan CHP İstanbul İl Başkan Yardımcısı Ali Ekber Cömert ise muhalefetin her alanının saldırı altında olduğunu söyleyerek, “Baskılar bizi yıldıramaz. Bizi mücadeleden alıkoyamaz” dedi.  İSTANBUL

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.