#Kuzey ve Doğu Suriye'ye statü

Elif KAYA yazdı —

  • Aradan geçen 9 yıla rağmen Rojava’nın; Kuzey ve Doğu Suriye'nin uluslararası alanda kabul edilmiş bir statüsü yok. Bu statüsüzlük durumu kendisine yönelik saldırı ve savaş suçlarında hesap soracak uluslararası mekanizmaları ortadan kaldırıyor ve devrimi her türlü saldırıya açık hale getiriyor.

Rojava Devrimi 9 yılını geride bırakıp, 10. yılına girdi. Her adımı büyük direnişlerle geçen, ağır bedellerle zafere yürüyen, özgürlük arayışına umut olmayı başaran bir devrim...

19 Temmuz 2012 tarihine kadar pek kimsenin ismini duymadığı, haritalarda ismi olmayan Rojava'dan muazzam bir direniş yükseldi.

Gelişen direnişin hayranlık uyandıran görkemliliği karşısında kimse, bu nerenin rojavası (batı) diye dönüp sormadı. Uyguladığı vahşet ve saldığı korku ile dünyayı şoke eden DAİŞ karşısında tek direnen bu gücün yaşadığı coğrafyayı tanımlayacak başka isim de bilinmiyordu. Kimdi bunlar? Yaşadıkları yere ne ad veriliyordu? Yaşadıkları yere Rojava denildiğini, savaşın en önünde direnenlerin ağzından duymuşlardı. Onların dışında bu alanda söz söyleyebilecek de yoktu. Bunun bir yön zamiri olduğunu bile uzun süre anlamadılar. Yön zamiri bir coğrafyanın adı olabilir miydi?

Ama Rojava direnişiyle oldu. Kürdistan kelimesinin resmi literatürde yok sayılmasının yanı sıra halk dilinde Rojavayê Kurdistan isminin kısaltılarak kullanılması gibi sebeplerden devrim kendi adını koydu: Rojava!

Rojava Devrimi, halkın özgücüyle yapılabileceklerini ortaya koyan direniş ve inşa gücüyle tüm dünyaya umut oldu. Bu nedenle başta kadınlar, ezilenler olmak üzere sistem karşıtı herkes devrim etrafında saf tuttu. DAİŞ'e ve sömürgeci güçlere karşı verdiği savaştan öte, gerçekleştirdiği demokratik konfederal toplumsal örgütlenme modeliyle insanlara umut olduğu için sahiplenildi. Halkların, insanların farklılıklarıyla yan yana ve eşit olabileceği bir toplumsal örgütlenme modelinin mümkün olduğunu ortaya koydu. Ütopya, Rojava Devrimi’yle somutlaşıp ete- kemiğe büründü. Bu nedenle dünyanın dört bir yanından enternasyonalizmi savunan, insanların akın ettiği bir alana dönüştü. Rojava Devrimi, etrafında başka bir dünyanın mümkün olduğuna inanan ve bu amaçla yola çıkan binlerce insanı harekete geçirdi. Kimisi Hêlîn Karaçox (Anna Campbell), Lêgerîn Çiya (Alina Sanchez), Ivana Hoffman gibi savaşın içinde şehit düştü. Kimisi toplumsal inşa çalışmalarında omuz omuza çalıştı. Kimisi de Rojava'nın sesini dışarıya ulaştırmaya, yaşananları dünyaya duyurmaya çalıştı.

Batı Kürdistan'da küçük bir alanda başlayan devrim, Kuzey ve Doğu Suriye alanına da yayıldı. Arap, Süryan, Türkmen, Ermeni, Kürt halkı demokratik konfederal sistemle birlikte örgütlenmelerini geliştirdi. Bu sistem, bölgede olduğu kadar dünya genelinde milyonlarca insan tarafından da sahiplenildi. Çünkü bu alanda binlerce yıllık ütopya yaşam bulmuştu. Bu nedenle savaşın en kızgın olduğu 2014’te 1 Kasım Dünya Kobanê günü ilan edilip, devrimi sahiplenmek ve desteklemek amacıyla pek çok ülkede eylemler yapıldı. Milyonlarca insan o gün alanlara inip, devrimin yanında yer aldıklarına dair tutum ortaya koydular.

Ancak aradan geçen 9 yıla rağmen Rojava’nın; Kuzey ve Doğu Suriye'nin uluslararası alanda kabul edilmiş bir statüsü yok. Bu statüsüzlük durumu kendisine yönelik saldırı ve savaş suçlarında hesap soracak uluslararası mekanizmaları ortadan kaldırıyor ve devrimi her türlü saldırıya açık hale getiriyor. Statüsüzlükten dolayı geçmişte yapılan katliamların hesabı sorulamadığı gibi yeni katliamlara da kapı aralanıyor.

Devrimi korumanın önemli bir yolu, uluslararası statüsünün kabul edilmesini sağlamaktır. Kürdistan Sanal Medya Meclisi'nin Rojava Devrimi’nin 9. yılında başlattığı Kuzey ve Doğu Suriye'ye Statü Kampanyası, bu nedenle çok önemli. Birkaç saat içinde 150 bin kişi tarafından paylaşılması insanların bu yönlü taleplerini ortaya koyuyor. Çünkü, Rojava Devrimi sadece Kürtler ve bölgede yaşayan halklar için değil, sistem karşıtı tüm güçlerin umudunun somutlaştığı alandır.

Rojava Devrimi’ni yaşatmak, yaymak binlerce yıllık ütopyayı yaşamsallaştırmaktır!

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.