Maraş:Yaşayan bir katliamın adı

Kültür/Sanat Haberleri —

MARAS KATLIAMI

MARAS KATLIAMI

  • Maraş Katliamı Türkiye’nin yakın tarihinde en acıtıcı ve en ağır cinayetlerin yaşandığı bir olay degildir yalnızca.

M.ZAHİT EKİNCİ

HAMBURG

Maraş Katliamı Türkiye’nin yakın tarihinde en acıtıcı ve en ağır cinayetlerin yaşandığı bir olay degildir yalnızca. Öldürülen ve yaralanan insanların, talan edilen, yakılıp yıkılan evlerin ve işyerlerinin önümüze koyduğu vehamet resmi olarak gösterilenin çok ötesindedir. Olayların ardından mağdurlara uygulanan ağır işkence, göç ve iskan politikalarıda Maraş katliamının daha az bilinen yönleridir. Elimizdeki kitap, tam anlamayıyla bir "pogrom" niteliği taşıyan bu hunharlığın bütün süreçlerine ışık tutmayı, onu değişik yönleriyle analiz etmeyi ve toplumsal hafızadan sildirtmemeyi amaçlayan mütevazi bir çabanın ürünü olarak hazırlanmış.

Sorgulamasını sadece ‘namlı katillerle’ sınırlı tutmayan bir politik hesaplaşma, kitabın açmak istediği ufuklardan biridir. Kitap, aynı zamanda,"Cumhuriyetçi seçkinler", Milliyetçi Baronlar", "İslamcı Müteşebbisler"in yeniden sorgulanmalarına dair bir toplumsal sorumluluk çağrısı içermekte, ayrıca, komşusunun canına kast edip evini yağmalayan; "Masum Halk"ıda bu sorgulamaya dahil etmektedir. Maraş katliamıyla gerçek anlamda yüzleşmenin yolu buradan geçmektedir çünkü.
Orhan Gazi Ertekin tarafından derlenen "Maraş Katliamı"adlı çalışma 19-26 Aralık 1978’de Maraş'ta işlenen katliama ışık tutmayı amaçlayan bir çalışma. Katliamda ve katliam sonrası yaşamını yitiren Mehmet Mengücek, Mehmet Ceren, Fehmi Özarslan, Saim Sağnak ve Ahmet Demir'e atfedilen kitapta katliam günlerinde direnen bir avuç devrimciden Hamit Kapan, Tahsin Kozanoğlu, Derviş Koç ve Saim Sağnak o yılara ait anılarına yer veriyor. Kitapta aynı zamanda katliam sürecinde babalarını yitiren Birgül Metin Sarıkaya, Seyit Sönmez, Halit Bozdoğan ve Fevzi Saygılı’nın babaları için yazdıkları yazılarda var. 
Kitabın ikinci bölümünde ise fotoğraflarla Maraş Katliamının toplumsal tarihi irdeleniyor. 
Kitabın son kısmı ise Maraş Katliamı:Analizler başlığı taşıyor


Maraş’ta yaşananlar bir "pogrom"dur
Kitabı derleyen Orhan Gazi Ertekin kitabın önsözünde şu dikkat çekici açıklamayı kitapseverlerle paylaşıyor: "Maraş katliamı yaşayan bir katliamdır ve her yaşayan katliam gibi sonraki tüm kuşakların korku ve travmalarını da belirleyen bir soykırım tehdidinide daimi kılmaktadır. Yaşayan bir katliam, esas olarak, iki şey demektir; Birincisi toplumsal,siyasal,kültürel ve hukuksal olarak hesaplaşılmamış ve farklı toplumsal kesimler arasındaki ortak yaşam kültürüne yön veren hukuki bir değer bırakmamış olmasıdır. Örneğin, ilerleyen bölümlerde göreceğimiz üzere hukuk ve yargı alanını içinde vahşete uğrayanlara reva görülen yer vahşetin bir devamından başka bir sonuç yaratmamıştır. Vahşetin yargılanması giderek vahşete uğrayanların yargılanmasına dönüştürülmüştür. Maraş katliamının diğer bir çok katliamdan ayıran ilk temel özelik burdadır. Örneğin, Srebrenitza katliamı açısından bakıldığında  bir hukuki ve yargısal kovuşturma sürecinden bahsedilebilir. Yine toplumsal yaşamın yeniden kurulması bakımından geri kalanlara bir ‘utanç’ kadar bir ortak yaşam ve saygı mirasıda bırakmıştır. Bu durum katliamın unutulması ve geride bırakılması bakımından önemli bir veridir. Fakat Maraş katliamı açısından bu soru nezdinde oldukça hüzün verici bir cevap ile karşı karşıyayız. Srebrenitza katliamında nerede ise tüm resmi devlet görevlileri soruşturmadan geçirilmiş ve onlara çeşitli cezalar verilmiştir. Maraş katliamı ise katliamın toplumsal ve kültürel ortakları olan sünni sağ muhafazakarlığın şiddet failleri açısından bile eksik ve yarım kalmıştır. 
Gelelim yaşayan ikinci önemli bir sonucuna, ki oda soykırım tehdidinin daimi olarak varolmasıyla alakalıdır. Türkiye Maraş katliamında bu yana geçen zaman içinde ve önümüzdeki görünür gelecekte özelikle Aleviliğin soykırım tehdidi ile karşılaştığı, karşılayabileceği bir ülke durumundadır. Dünyadaki soykırım tehdidi haritasına özel bir dikkat ile yerleştirilmelidir. Çünkü hesaplaşılmayan bir katliamın ardından bir soykırım için gerekli tek şey artık gecenin karanlığının beklenmesidir. Bizce bu mesele daha ciddiyetle düşünülmelidir. Katliamın kulaklarına fısıldandığı 5.kuşakta acı hatıraları kendi fiziksel varlıklarında hissetmekte; kimisi doğduğu toprakların çok uzağında yurtdışında, kimisi başka şehirlerde ama pek azı kendi topraklarında yeniden kök salma savaşı vermektedir. Ama hepside geçmişte kaldığı sanılan bir katliamın kendi varlığında hissetmeye devam etmektedir. Soykırım tehdidini tamamlayan ikinci önemli sözcükte, bu nedenle, ‘göç’ olmalıdır. Katliamdan sonra Maraş'ta Alevi, Kürt ve sol sosyalist nüfus neredeyse ondan birine kadar düşmüştür. Maraş'ın geçmişine gitmek isterseniz bugün Londra’ya, Hamburg’a, hatta Avusturalya ve Kanada’ya gitmek zorunda kalırsınız. Göç bu anlamıyla Maraşta sol sosyalist ve Alevilerin temel kimlik unsurlarından birisi olmuştur.

"Yurtsuzlaşma"ise sonraki gerçekliği ortaya serer. Bunun ne anlama geldiğini şöyle anlatabilirim size; Maraş katliamı bütün etkileri ve trajedileriyle dağılarak dünyanın her yerinde yaşamaktadır. Hamburg'da Cenevre'de, Köln'de, Basel’de, Londra’da, Avusturalya’da ve Kanada’da kendi trajedilerini hala süren bir suskunlukla sürdürmektedir. Bu ülkeler ve şehirlerde artık katliamın anılarını yüklenmiştir. Sadece oda değil,bu ülkeler ve şehirler Türkiye’de çözülmeyenler adalet sorunu ve talebinin birincil muhatapları haline de gelmişlerdir. Maraş katliamı meydanı artık dünyanın her yeridir. Katliam ile hesaplaşılmadığı sürece bu trajedinin geçmişte bırakılmasıda mümkün değildir."

Hukukçu Orhan Gazi Ertekin tarafından derlemesi yapılan "Maraş Katliamı, Vahşet, Direniş ve İşkence"kitabı bir dönemin aydınlanması, katliamın perde arkasındaki güçlerin kim olduğu, katliam karşısında gösterilen direniş ve bu katliamın daha sonra nasıl devrimcilere yüklenilmek istenildiğini gözler önüne seren çok değerli bir çalışma olarak karşımıza çıkıyor. Toplam 318 sayfadan oluşan ve Dipnot yayınları tarafından çıkarılan Kitap Türkiye’deki kitapevleri rafında yerini aldı.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.