Mecaz değil gerçek: Kürt anasını görmesin!

Dosya Haberleri —

Muhlise Karagüzel

Muhlise Karagüzel

  • Kürt anasını görmesin belirlemesi, çoğunlukla bir metafor ve mecaz olarak kullanılır. Bu Kürt istediğini elde etmesin manasında kullanılır. Ancak artık "Kürt anasını görmesin" belirlemesi sadece bir mecaz değil. Cümlenin gerçek anlamıyla Kürt anasını görmesin! Sadece Kürt anasını görmesin değil Kürt babasını da görmesin isteniyor!
  • Barış Annesi Muhlise Karagüzel de bu annelerden biri. Muhlise anne tam da evladının düğünü yapılacakken gözaltına alınıp tutuklanır. Şöyle der: "Benim özellikle bugün alınmam tamamen politiktir. Bir Kürt anasına, Kürde acısını, hüznünü, sevincini yaşatmamaktır tek sebepleri. Faşizme inat o düğün yapılacak." Ve o düğün yapılır!
  • Kızı Zilan, "Görüşe gittik. Bu sefer biraz daha açıktı ve netti. 'Evet ben o masadan kalkamayabilirim. Tek isteğim kendinize çok iyi bakmanız. Dik durun güçlü olun. O bizi teselli ediyordu'" dedi. Muhlise anne bu cuma ağır bir açık kalp ameliyatı olacak. Tanıyanların söylemiyle o tüm Kürtlerin annesi...   

GÜLCAN DERELİ

Kürt anasını görmesin belirlemesi, çoğunlukla bir metafor ve mecaz olarak kullanılır. Bu Kürt istediğini elde etmesin, sevinmesin de ne olursa olsun manasında kullanılır ve elbette 100 yıllık cumhuriyet tarihini de Kürtler açısından özetler. Ancak artık "Kürt anasını görmesin" belirlemesi sadece bir mecaz değil. Cümlenin gerçek anlamıyla Kürt anasını görmesin! Örneğin Aysel Tuğluk'a annesini kaybettiğinde yaşatılan buydu. Yine örneğin 78 yaşındaki ağır rahatsızlıkları bulunan Hanife Arslan, Çukurca Baskını'nı koordine etmekten iki yıldır tutuklu. Evladı bir kutu içinde teslim edilen Halise Aksoy, evladıyla iltisaklı olduğu gerekçesiyle bir yıldır tutuklu. Yürüyemeyen 81 yaşındaki Makbule Özer, aylarca tutuklu kaldı. Yine 64 yaşındaki Emine Aslan Aydoğan'a, gizli tanıkla 8 yıl ceza verildi, Federe Kurdistan'da bulunurken KDP tarafından Türkiye'ye teslim edildi, ağır hastalıkları bulunan Emine anne, yatağa kelepçeli olarak yaşamını yitirdi. Sadece Kürt anasını görmesin değil Kürt babasını da görmesin isteniyor! Örneğin 80 yaşındaki Ali Boçnak, Kürtçe hutbe okuduğu için yıllarca cezaevinde tutuldu ve orda can verdi. 84 yaşındaki Mehmet Emin Özkan, tam 27 yıl suçsuz yere hapis yatırıldı, Kürt babasını görmesin diye. Bunlar sadece birkaç örnek. Bunun gibi sayısız Kürt annesi ve babası sırf eziyet olsun diye cezaevlerinde tutuluyor. İşte bunlardan bir de 61 yaşındaki ağır hasta bir tutsak Barış Annesi Muhlise Karagüzel... 

Yaklaşık 5 yıldır tutuklu

Barış Annesi Muhlise Karagüzel, Muş HDP İl Eşbaşkanı olmaktan suçlu! Ağır hastalıkları bulunan Muhlise anne yaklaşık 5 yıldır tutuklu. Devlete göre Muhlise anne, "örgüt üyesi", tıpkı Çukurca Baskını'nı koordine etmekten tutuklanan 78 yaşındaki Hanife Arslan gibi! Muşlu ve memur bir babanın çocuğu olan Muhlise annenin hikayesi evlendikten sonra başlıyor. Çünkü örgütlü mücadele ile o zaman tanışıyor. Eşi sürekli partiye giden bir yurtseverdir. Muhlise anne başlarda evde çocuk bakan klasik annedir. Eşinin sürekli partiye gitmesi üzerine Muhlise anne bir gün "Sen her gün gidiyorsun ben de gelmek istiyorum" der. Muhlise annenin hikayesi işte burada değişir ve yeni bir patikada yol almaya başlar.

Yüreğimizi aynı ateş kavurur

Kızı Zilan Karagüzel, anlatıyor: "Annem memur çocuğu, ilk dönemler politik bir bilince sahip değil. Sonradan hatta 85- 90’larda yaşananlardan sonra o bilince varıyor. Ben hep kadınların mücadele azmini ve kararlılığını on örgütün gücüne eş değer bulurum. Bir kadının o gücü vardır. Annemin Barış Annesi olması, bu mücadelede yer alması işte böyle bir değişim. Kadın çalışmalarında daha çok yer aldı. Birçok anneden duymuşsunuzdur bunu ben de kendi annemden duydum, her annenin etnik kimliği ne olursa olsun gözyaşının rengi aynıdır, içimiz aynı yanar, yüreğimizi aynı ateş kavurur. Buna ancak kendimiz son verebiliriz. Kendi dünyaya getirdiklerimizin yaşamasının yolunu biz döşeriz. Dünyaya gelen bir çocuğun, bir insanın yaşamı kutsaldır. Yaşam kutsaldır. Birilerinin rantı üzerine biz evlatlarımızı bu kadar gözü kapalı yaşamının sonlandırılmasına izin vermemeliyiz."

Şeref-onur madalyasıdır

Muhlise annenin mücadelede yer almasının en temel sebebinin başında barış geldiğini vurgu yapan Zilan, şöyle devam ediyor: "Bu mücadelede yer almasının en temel sebeplerinden birisi budur. En son mesela gözaltına alındığında polis biz 30 yıldır seni almaktan bıktık, sen bu mücadeleden bıkmadın demişti. Annem de ne zaman birileri senin evladını öldürmekten vazgeçerse ben o zaman vazgeçerim demişti. O vazgeçme durumu barışın geldiği gündür demişti. Çok genç bir polisti. Annemin eline kelepçeyi takarken annem durdu baktı ve dedi ki 'bu benim için şeref-onur madalyasıdır, bu beni etkilemez. Ama ben senin annenden de büyük olduğumu düşünüyorum ben bir anneyim' dedi. Böyle yaklaşan bir kadın benim annem."

Düğün hazırlığındaydık

4 çocuğu olan Muhlise anne, 9 Ağustos 2019’dan bu yana cezaevinde. Oğlu Kadir’in düğün hazırlıklarını yaparken, evde yatılı misafirleri varken 7 Ağustos 2019 tarihinde sabaha karşı evine yapılan baskın ile gözaltına alınıyor. Herkesin uyuduğu sırada çok sayıda polisle evi basılan Muhlise anne, daha önce de benzer şekilde çoğu kez evi basılarak gözaltına alındığı için durum karşısında serinkanlıdır. Ancak düğün için gelen misafirleri büyük şaşkınlık yaşar. O gece yaşadıklarını şöyle anlatıyor Zilan: "Misafirler vardı, herkes neye uğradığını şaşırdı. kalabalık bir polis grubu gelmişti 60 yaşındaki bir kadını değil de azılı bir katili, bir baronu almaya gelmişler sanki. Öyle bir alış şekilleri vardı ki, tabi biz bu duruma alışığız ama misafirlerimizin bazılarının çok tanık olmadığı bir durumdu. Sonra dip köşe bir arama şekilleri... Aradan 5 yıl geçmesine rağmen zaman zaman konuşurken hala derler o neydi öyle diye. O an onu almaya karar vermişler ve aldılar bunu biliyoruz."

Faşizme inat o düğün yapılacak

Annesinin birçok kez gözaltına alındığını anımsatan Zilan, Muhlise annenin gözaltına alınırken söylediği sözleri aktarıyor: "Annem birçok kez tutuklanmış biridir. Tabi o zaman düğün hazırlıklarımız vardı, ondan mıdır bilmiyorum ama biraz şaşırdık açıkçası. Annem gözaltına alınırken şunu söyledi; 'Benim özellikle bugün alınmam ve özellikle bu tarihe denk getirilmesi tamamen politiktir. Bir Kürt anasına, Kürde acısını, hüznünü, sevincini yaşatmamaktır tek sebepleri. Faşizme inat o düğün yapılacak' dedi."

O düğün yapıldı

30 yılı aşkın süredir mücadele yer alan Muhlise anne, tutuklandığı süreçte de HDP Muş İl Eşbaşkanı'dır. Gözaltına alındıktan sonra polisler tarafından il binasına götürülür. Polisler burada da aramalar yapar. Ancak suç unsuru olacak hiçbir şey bulamamasına rağmen Muhlise anne çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklanır. İlk olarak Muş Cezaevi'ne götürülür. Tutuklandıktan iki gün sonra açık görüşü vardır. Anneye söz verilmiştir faşizme inat düğün zamanında yapılacaktır. Öyle de olur. Tüm kardeşler düğün günü önce Muhlise anneyi ziyarete gider, ardından da düğün salonuna...

Sürgün ve işkence

Muhlise anne Muş’tan Kayseri Bünyan Cezaevi'ne sürgün edilir. Kürt anasını görmesin sadece cezaevine kapatılmakla olmaz, o kadar uzak bir yere gönderilir ki Kürt anasını hiç görmesin istenir. Aile de sürgünü yaklaşık 10 sonra tesadüfen öğrenir. Sürgün sırasında da işkenceye maruz kalıyor. Ring aracıyla götürülürken lavabo ihtiyacını karşılamasına müsaade edilmiyor, en son götürüldüğünde kelepçeli halde ihtiyacını gidermesi isteniyor, hatta bununla da yetinmeyen gardiyanlar anneye, 'kapı açık kalacak' diyor. Bu işkenceli yolculuk sırasında şeker hastalığı komalık düzeyde olan ve sık sık su tüketmesi gereken Muhlise anneye su da verilmiyor.

Rehabilitasyon değil hücre...

Kayseri Bünyan Cezaevi'nde üç buçuk yıla yakın kalan Muhlise anne, bir kez daha sürgün edilmek isteniyor. Melemen R Tipi'ne sürgün edilir. Aileye bu sürgünle ilgili de bilgi verilmez ve bunu da tesadüfen öğrenirler. Zilan, anlatıyor: "Telefon günü geçmişti. Gardiyanlar gidiyor anneme seni Melemen R Tipi’ne götüreceğiz diyor. Orayı bilen arkadaşlar da annem de kabul etmiyor. Annem ben tek kişilik bir hücrede kalamam diyor. Şu gerekçeyi sunuyorlar, orası rehabilitasyon merkezi sağlığa erişimle ilgili problem yaşamayacağın bir yer, Kayseri Adli Tıp sana yüzde 90 cezaevinde kalamaz raporu verdi, buna istinaden seni oraya götürüyoruz. Tedavi için. Biraz süsleyerek söylüyorlar. Biz zaten oranın rehabilitasyon merkezi olmadığını biliyorduk. Bütün itirazlarımıza rağmen götürüldü. Gittikten sonra da bunu görmüş olduk. Annem tek kişilik hücrede."

Devlet kendi raporunu kabul etmedi

Muhlise annenin cezaevine girmeden önce de sağlık sorunları vardır. Şekeri çok yüksektir, kolesterol, astım gibi birçok kronik hastalığı bulunuyordur ama ilaçlarla ve beslenmeyle üstesinden gelmeyi başarıyordur. Ancak zaten birçok sağlık sorunu olan Muhlise anne cezaevi koşullarında tamamen sağlığını yitirir. Hastalıklarına cezaevinde kalp rahatsızlığı da eklenir. Annesinin kronik rahatsızlıklarının cezaevinde artarak devam ettiğini söyleyen Zilan, "Tutuklamaya sevk edildiğinde normal Muş devlet hastanesinin, Amed’deki hastanenin ve diğer bütün hastanelerden almış olduğu raporlara kadar sunduk, kabul etmediler. Devletin kendi verdiği raporu devletin kendisi kabul etmedi. Şeker gözüne vurdu, geçici görme sorunu yaşadı. İyice tetiklendi hastalıkları. Hatta Melemen'de hastaneye götürülürken kaza yapıyor. Şans eseri yara almıyor" diyor.

Ben o masadan kalkamayabilirim!

Muhlise anne şimdi İzmir Yeşilyurt Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde. Zilan, anlatıyor: "Biz hastanede olduğunu bile tesadüfen öğrendik, ısrarlı aramalarımız sonucu öğrendik. Pazartesi araması gerekiyordu. Aramasını bekliyorduk. Abime santrallerde sorun var o yüzden aramamış demişler, Yarın arar demişler. Abim tekrar arıyor annem aramadı yarın arayacak santrallerde sorun var demiştiniz diyor. Öyle öğreniyor meğer hastaneye götürmüşler. Pazartesi anjiyo yapılıyor damarlar da kapalı olunca ameliyat kararı alınıyor. Görüşe gittik. Hastanenin mahkum koğuşundaydı. Bizi içeri almıyorlardı. Çok bekledik. Annem bu sefer biraz daha açıktı ve netti. Evet ben o masadan kalkamayabilirim. Tek isteğim kendinize çok iyi bakmanız. Klasik bütün annelerimizin söylemidir, gömerken bile gözünüzden tek bir damla yaş gelmesini istemiyorum. Orada sadece bizim ailemiz ve yoldaşlarımız olmayacak. Dik durun güçlü olun. O bizi teselli ediyordu. Dedim sen bu ameliyattan çıkacaksın. Yok dedi doktor ısrarla sanki bir mesaj verir gibi ameliyatın çok riskli olduğunu söyledi."

Direnen bir kadın var

Görüşmeye biraz kaygılı gittiğini dile getiren Zilan, "Biraz kaygılı gittim. Ne olursa olsun sonuçta biyolojik bir bağ var. Evet bizler çok güçlü insanlarız, bu ve buna benzer yaklaşımlara karşı tavrımız farklı. Gördüğümde kötüydü. Çok farklı bir tablo ile de karşılaşmadım. Şöyle baktım ne yaşarsa yaşasın direnen bir kadın, bir anne. İyi ki dedim bir yerde her şeye rağmen ondaki o -hepsi öyle salt benim annem değil- inanç çok başka bir şey. Ben onun dünyaya getirdiği, onun örgütlediği, yaşam verdiği bir kadın olarak -ben de anneyim- iyi ki diyorum bunca zulme, bunca haksızlığa rağmen direniyoruz" diye vurguluyor.

Pişman değilim

Onca hastalığına rağmen ATK'nin cezaevinde kalabilir raporundan sonra Muhlise anneye pişmanlık dayatması yapılır. Ancak haklılığının verdiği özgüven ile Muhlise anne şöyle cevap verir: Ben bir Barış Annesi'yim. Barış mücadelesinin nesinden pişman olacağım. Pişman değilim. Beni bugün bıraksalar yarın gider yine kaldığım yerden mücadeleme devam ederim."

B RH + kan çağrısı

İzmir Yeşilyurt Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tutulan Muhlise anne, 16 Şubat’ta açık kalp ameliyatı olacak. Annesinin riskli bir ameliyat geçireceğini ve kan bağışına ihtiyaçları olduğunu söyleyen Zilan, "Hastanenin, kan bağışı için Kızılay kan merkezlerinden Muhlise Karagüzel adına kan verilmesi" çağrısında bulunuyor.

* * *

Herkes bilir çok emekçiydi

Muş’a gidenin yurtseverlerin yolu mutlaka onun evinden geçmiştir. Her zaman ben binlerce tutsağın annesiyim der. Zilan, annesini anlatıyor: "Çok hümanist, gerçekten herkes eşit, ayırt etmeden sevebilen, ne yaşarsa yaşasın ne olursa olsun insanlara hep pozitif yaklaşan biridir. Annemin sanki bütün sinir damarları alınmış gibidir. Çok naif bir kadındır da. Ben 38 yaşındayım, bir kişinin dahi ondan dolayı kırıldığı hatırlamıyorum. Anneme dair herkesin ortak bir söylemi vardır: Çok emekçidir. Bir gün hiç unutmuyorum bir arkadaş bahsediyordu; anne cezaevine gidiyordu, kar boyumuzu aşıyordu, anne nereye gidiyorsun bu karda kıyamette dedim, anne çocuklarımı görmeye dedi. Hangisi tutuklandı diye sordum. Anne de içerde benim bir sürü evladım var dedi. Biyolojik çocuklarından tutuklu olan yoktu ama onun için bu bir kriter değildi. Herkesin annesiydi, Cezaevlerindekilerin annesiydi. Tamamen yaklaşımı, hissettikleri bu yöndedir."

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.