Alevi köyüne zorla cami

Toplum/Yaşam Haberleri —

Hakis köyü

Hakis köyü

  • Dêrsim’in Nazımiye ilçesine bağlı Hakis köyünde İlçe Müftülüğü, köylülere ait özel mülkiyet üzerine cami inşa etmek istiyor. Köylüler, “Burası bizim toprağımız, cami istemiyoruz” diyerek ihtiyaçlarının su, yol ve sağlık ocağı olduğunu vurguladı ve karara karşı dava açtı.

Dêrsim’de Hakis köyü, 1994’te devlet tarafından boşaltılmış insanlar yerinden edilmişti. OHAL Valiliği’nin Kasım 1997 tarihli raporuna göre yalnızca o yıl 183 köy, 823 mezra ve 8 bin 439 hane boşaltılmıştı.

Dêrsim’in Hakis köyünde 130 yıllık bir değirmen, köyün 1994’teki boşaltılmasından sonra 1995’te camiye dönüştürüldü. 2000’li yıllarda köye dönen yurttaşlar, tapulu mülklerinin yıkılıp yerine cami yapıldığını gördü. Köylüler, o tarihten bu yana  ellerinden alınan mülklerini geri almak için hukuk mücadelesi sürdürüyor.

Nazımiye İlçe Müftülüğü’nün girişimiyle yeniden cami yapılmak istenen alan için açılan dava, şu anda Erzurum İstinaf Mahkemesi’nde sürüyor.

Köyde yaşayan herkes Alevi

Köylülerden Fatma Aksoylu, köyde yaşayan herkesin Alevi olduğunu belirtti ve ekledi: “Hakis köyünde herkes Alevi. Cami yerine cemevi yapılması lazım. En büyük sorunumuz şu anda köy odası, sağlık ocağı, yol ve su. Öyle haneler var ki susuz. Bu kadar sorunumuz dururken neden cami? Biz buranın halkı olarak cami istemiyoruz.”

Değirmenin eski sahiplerinden Mine Sarıçiçek, tapusuz şekilde ellerinden alınan değirmenin hikâyesini şöyle anlattı:
“1980’lerde 300 hane buğdayını, arpasını burada öğütürdü. 1994’te köyümüz boşaltıldı, geri döndüğümde değirmen yıkılıp cami yapılmıştı ama dış cephesi kalmıştı. Biz onardık, 8 yıl hayvancılık yaptık, sonra konuk evi yaptık. Müftülüğe gidip anahtarı istedim, ‘Burası Allah’ın evidir, sen orayı pisletirsin’ dediler. Dedim ki gelin beraber bakalım, orası değirmen mi cami mi? Eğer cami ise minaresi nerede? Ben malımı geri istiyorum, köyümde cami istemiyorum.”

Bir başka köylü Düzali Akdağ ise “Ben camiye karşı değilim ama burada cami istemiyorum. Burası Sarıçiçek ailesinin mülkiyetidir. Cami isteyen vatandaşlar varsa kendi tapusunu versin, orada cami yapılsın” sözleriyle tepki gösterdi.

Cemaat yok, ezan var

Cami yapılmak istenen yerin kendi dedesinden kaldığını belirten Murat Sarıçiçek de, asimilasyon politikalarına dikkat çekti:
“1980’lerde Kenan Güven döneminde her Alevi köyüne cami yapılırsa halk rahat eder denilmiş, yaşlılarımıza korkuyla imzalatılmış. Köy boşaltılınca yıllarca gelemedik. Şimdi döndük ama tapulu yerimize el koymak istiyorlar. Hoca gelemiyor, çünkü cemaat bulamıyor. Ama hoparlörle ezan dinletmek istiyorlar. Biz cami değil, huzur istiyoruz.” DÊRSIM

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.