Mîr'in yanık sesi miras kaldı

Dosya Haberleri —

27 Aralık 2022 Salı - 20:00

Mîr Perwer/Foto: Şahin BOZLAR/Paris

Mîr Perwer/Foto: Şahin BOZLAR/Paris

Paris'te Ahmet Kaya Kürt Kültür Merkezi’ne yönelik saldırıda Evîn Goyî ve Abdurrahman Kızıl ile birlikte katledilenlerden biri de sanatçı Mîr Perwer'di. Biz de Mîr Perwer'i babası Salih Aydın'dan dinledik...

  • Baba Salih Aydın: "Mîr zaten daha ufakken sazı eline alıyordu, bir oyuncak gibi oynuyordu. Büyüdükçe ilerletti kendi çabasıyla Hozan oldu... Mûş’ta halk toplanmış yürümüş, o da katılıyor. Ceza aldı, 3-4 yıl cezaevinde yattı. Cezasını tamamladı çıktı. Tekrar 20 seneye yakın ceza geldi. Tek suçu Kürtçe şarkı söylemek, başka da suçu yoktur." 
  • Baba Salih Aydın: "Kardeşim Mehmetşah, bana dedi senin bir şeyden haberin var mı? Dedim valla haberim bir şeyden yok. Hayırdır, ne olmuş? Birden içim attı. Mûş’a geldim, baktım evin önü bavoooo, devran. Kendi başıma vurdum... Mîr Perwer şehit düşmüş. Allah hakkımızı bırakmasın, kim yapmışsa da. Siz de sahip çıkın, derdine ortak olun."

GÜLCAN DERELİ

Mîr, yanık sesli bir Kürt sanatçısıydı. Sesi hem kendisinin hem de halkının acılarını taşıyordu. O vurulduktan sonra ilk düşen videolardan birinde Bedir Xan Sindî'nin yazdığı büyük Hozan Mixemed Şexo'nun seslendirdiği "Ey felek bo te dinalim, Bo çi nêrgiz çilmisîn, Ew çima bextê me ho ye, Em bê dost û bêkes in" şarkısını söylüyordu. O yanık sesi dinleyen her onurlu Kürt, vurulanın kendisi olduğunu kalbinde hissetti. Halkının şarkılarını söylediği için 4 yıl hapis yatmış, 20 yıl hapis cezası çıkınca da sürgüne gitmişti. Geriye yatalak bir anne, bir evlat, eş ve aileyi bırakarak. Ölüm onu sürgünde buldu. O Paris'te düştüğünde geriye yanık bir ses bıraktı. 

Babası anlatıyor

Mîr Perwer'in ailesi, devletin baskıları nedeniyle ailesi Mûş Gimgim'dan (Varto) kent merkezine göç etmek zorunda kalmıştı. 1993 yılında doğan Mîr, 7 kardeşten tek erkek çocuğuydu. O yüzden de anne ve babası gözünden sakınırdı. Yakın çevresi onu mütevazi, samimi, cömert ve cesur olarak tanımlıyor. Müziği olan ilgisi çok küçükken başlayan Mîr Perwer, çocuk yaşta oyuncak niyetine sazı eline alır. O saz onun hem oyuncağı hem de geleceği olur. Yaşı ilerledikçe kendi çabasıyla artık usta bir müzisyen olur. Halkının ve kendisinin derdini anlatan yanık sesli bir Hozan. 

Mîr Perwer'i (Mehmet Şirin Aydın) babası Salih Aydın'a sorduk. Cümleler boğazına düğümlense de anlatmak istiyor. "Yaz kızım" diyor, "söylediğim her şeyi yaz, herkes bilsin." Başlıyor çocuğunu anlatmaya baba Aydın: "Mîr Perwer zaten daha ufakken oyuncak gibi sazı eline alıyordu, bir oyuncak gibi oynuyordu. Büyüdükçe daha da ilerletti kendi çabasıyla Hozan oldu. Valla ben de sevmiyordum o tür şeyleri. Ne yaptımsa engel olamadım. Sesi de güzeldi, sonra düğünlere millet çağırıyordu, o da gidiyordu."

Tek suçu Kürtçe şarkı 

Mîr'in devlet baskısından dolayı Avrupa'ya gitmek zorunda kaldığını dile getiren baba Aydın, "Bir seferinde Mûş’ta halk toplanmış yürümüş, o da yürüyüşe katılıyor. O zaman ben kaza yapmıştım, Mûş’ta değildim, o kazadan sonra eşim felç oldu, 9 senedir felçtir. Ben Elazığ’da bir hastanedeydim. Eşim 4 ay orada kaldı. Bir gün aradılar dediler Mîr yakalanmış. O zaman 3 ay falan cezaevinde yattı. Tam süreyi hatırlamıyorum. Sonra çıktı, ben de hastamı eve getirdim. Bir sene kaldı kalmadı, bu sefer tekrar 3-4 yıl ceza geldi. Önce Mûş’ta, sonra Erzurum’da yattı. Orada cezasını tamamladı çıktı. Tekrar 20 seneye yakın ceza geldi. Tek suçu Kürtçe şarkı söylemek, başka da suçu yoktur" diyor.

20 yıl ceza verdiler

Çocuğunun Avrupa’ya gideceğinden haberi olmadığını söyleyen baba Aydın, şöyle devam ediyor: "Bir baktım dedi ben Fransa’ya gelmişim. Dedim niye? Dedi valla bu kadar cezam gelmişti ben de Fransa’ya çıktım geldim. Dedim sen keşke burada olsaydın cezaevinde yatsaydın, gitmeseydin. Bana dedi keşke 5 yıl olsaydı yatsaydım. Ama 20 yıl suçsuz, hatasız, bir şarkı için, bir insan kendi anadilinde şarkı söylediği için suçlu olur mu? Birçok dilde insanlar kendi anadilinde şarkı söylüyor. Binlerce sanatçı var böyle, onlar için bir sıkıntı yok, onlar kendi anadillerinde şarkı söylüyor, ben söyledim diye bana ceza vermişler, niye Türkiye’de 20 yıl ceza yatayım. Böyle dedi."

Çok zor

Çocuğu ile her zaman iletişimde olduklarını söyleyen baba Aydın, "Sürekli konuşuyorduk, ne zaman arasam valla çalışıyorum diyordu. Onu tanış olan arkadaşlara soruyordum, valla çok iyi bir insandır diyorlardı. Kendi işindedir, gücündedir. Benim durumum da hiç iyi değildi. Devlet bir hasta bezi bile bana vermiyor. Onu bana çok gördü kızım. Valla oğlum bana da yardımcı oldu. Yatalak hastam vardı, ben çok sıkıntı çekiyordum bana para gönderiyordu, annesine, çocuklarına gönderiyordu. Zaten bir eşi, bir de çocuğu vardı. Allah kimsenin başına getirmesin, çok zor" diye vurguluyor.