MİT, Suriye’de yedek güç hazırlıyor
Dünya Haberleri —

HTŞ çeteleri / foto:AFP
- HTŞ içindeki çatlaklar derinleşiyor. İdlib’de Şura Meclisi’nde yapılan toplantıya katılan bazı HTŞ yöneticileri, Colani’den İsrail’le ilişkilerin ve ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack’la görüşmelerin durdurulmasını talep ederek, ültimatom verdi.
-
Süveyda saldırıları Colani’nin elini zayıflattı. Ensar El İslam, Savunma Bakanlığı güçlerine Dürzilere karşı savaşta yağma ve hırsızlık yaptığını belirleterek ateş açtı. Ayrıca Bakanlık bünyesinde özel bir güç olarak tanınmayı istiyor.
- Türk devleti ise olası iç çatışmaya karşı çete gruplarını örgütleyerek yedek güç oluşturma hazırlığında. Şam’da gizlice faaliyet yürüten, Uygur, Özbek ve Çeçen çetelerin yer aldığı İslami Şura Meclisi, MİT’in odağında. MİT’e yakınlığıyla bilinen Ebû Elî El-Qeqai meclisin koordinatörlüğünü yürütüyor.
ZEYNEP BORAN
Suriye’nin İdlib bölgesinde, Heyet Tahrir El Şam (HTŞ) içindeki radikal İslamcı yöneticiler ile Şam Hükümeti Savunma Bakan Yardımcısı ve Ensar El İslam Hareketi arasında yaşanan kriz; bölgedeki karmaşık güç dinamiklerini ve HTŞ içinde oluşan çatlakların gittikçe derinleştiğini gözler önüne seriyor.
HTŞ, şu anda kritik bir iç çatışma aşamasından geçiyor; uluslararası ve bölgesel taraflarla açıklık ve diyaloğu savunan Colani’nin politikalarını destekleyenler ile bunu grubun savunduğu İslami ilkelerden bir sapma olarak gören radikal İslamcılar arasında bölünmüş durumda.
Güvenilir kaynaklarımdan edindiğim bilgilere göre, 26 Temmuz 2025 tarihinde, İdlib’deki Sarmada ve Eriha’da Şura Meclisi’nde yapılan toplantıda yer alan bazı HTŞ yöneticileri, HTŞ lideri (Ahmed El Şara’ya (Colani) ültimatom verdi. İbrahim El Rifai (Colani’ye en yakın isimlerden biri), Şeyh Kasım Salih El Selca, Şeyh Raşid Mısri El Savur, Şeyh Muhammed İsmail El Caruf, Şeyh Tima Salim El Hemşeri, Şeyh Ebu Abdurrahman Türki (Recep Lihas) ve Şeyh Ebu Muhammed İdlibi (Ahmed Hacı Dirbas) gibi radikal İslamcı yöneticiler, HTŞ’den İsrail’le ilişkilerin ve ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack’la görüşmelerin durdurulmasını talep etti. Aksi takdirde, Savunma, İçişleri, Güvenlik ve İstihbarat Bakanlıklarında görev yapan üyelerinin çekileceği uyarısında bulundu.
Bu yöneticiler, HTŞ’nin radikal İslamcı çizgisinin İsrail’le yapılan görüşmeler ve dış bağlantılar nedeniyle tehlikeye girdiğini savunuyor. Toplantıda, İçişleri Bakanı Enes Hattab, ABD temsilcisi ve İngiliz ekibinin kendilerine baskı yaptığını, Türk İstihbaratının ise bu ilişkilerden haberdar olduğunu belirtti. Ancak radikal yöneticiler, bu durumun HTŞ’nin İslamcı programına zarar verdiğini ve iç bölünmelere yol açacağını vurguladı. Enes Hattab’ın, Türk İstihbaratını bu konuda bilgilendireceği ve olası çatışmaların önüne geçmek için adım atacağı ifade edildi.
Bu durum, Colani’nin yönetim tarzına ve dış aktörlerle kurduğu ilişkilere yönelik artan bir muhalefeti yansıtıyor. Radikal cihadist gruplar, Colani’nin hareketini İslamcı çizgiden sapmakla suçluyor ve bu durum ciddi bir iç çatışmaya yol açabilir.
Şam’da gizli Şura Meclisi
Şura Meclisi’nin biri de Şam’ın Heresta Mahallesi’nde gizlice kuruldu. İslami Şura Meclisi Merkezi’nin tüm üyeleri şeyh ve profesyonel çetelerden oluşuyor. Aynı mahalleden olan Ebû Elî El-Qeqai adlı şeyh meclisin yöneticisi. Öte yandan Şura Meclisi’nin içinde Uygur, Özbek ve Çeçen çeteler yer alıyor. Çeteler dışarı çıkmayarak gizlice faaliyet yürütüyor. HTŞ'nin önde gelen şeyh ve komutanları da burada toplanarak kararlar alıyor. MİT’e yakınlığıyla bilinen Ebû Elî El-Qeqai ve bazı HTŞ komutanları, ayrıca İslam Şura Meclisi'nin koordinatörlüğünü yürütüyor. Dolayısıyla, olası bir iç çatışmada Suriye’deki varlığını kalıcılaştırmak isteyen Türk devletinin, İslami Şura Meclisi aracılığıyla Colani iktidarına karşı fetva verme durumu da olabilir.
Tutuklamalar başladı
Süveyda’da yaşanan şiddetli çatışma ve katliam saldırılarından sonra eli zayıflayan HTŞ, iç çatışmaların önüne geçmek için 7 Ağustos günü düğmeye bastı. İdlib Valiliği İç Güvenlik Komutanlığı’na bağlı sözde Özel Görev Birimi, Genel İstihbarat Teşkilatı’yla iş birliği yaparak, vilayetin batı kırsalındaki Harem bölgesinde DAİŞ hücrelerine operasyon gerçekleştirdiklerini ve 6 çeteyi yakaladıklarını duyurdu. Edindiğim bilgilere göre, yakalanan bu çeteler HTŞ içerisinde radikal İslamcı grupta yer alan ve Colani’nin politikalarını kabul etmeyenlerden oluşuyor.
Ensar El İslam’la gergin toplantı
Yine edindiğim bilgilere göre, yukarda belirttiğimiz toplantıdan bir gün önce yani 25 Temmuz 2025’te, İdlib’de Şam Hükümeti Savunma Bakan Yardımcısı Muhammed Hayr Hasan Şuyeb ile Ensar El İslam Hareketi arasında 6 saat süren bir toplantı düzenlendi. Toplantıda, Ensar El İslam çete grubunun Hama, Humus ve Şam’da çıkardığı sorunlar masaya yatırıldı. Ana tartışma konuları şunlardı:
-Ensar El İslam üyeleri, Savunma Bakanlığı güçlerini Süveyda’daki Dürzilere karşı savaşta yağma ve hırsızlık yapmakla suçladı. Bu suçlamalar, iki grup arasında ciddi bir gerilime yol açtı.
-Ensar El İslam’ın lideri Ebu Hattab El Kurdi, hareketin Şam Savunma Bakanlığı bünyesinde özel bir güç olarak tanınmasını talep etti ve Bakanlık güçlerinin hatalarını kabul etmeyeceklerini belirtti.
-Süveyda’daki savaş ve çatışmalar sırasında, Ensar El İslam üyeleri, yağma yaptıkları gerekçesiyle Savunma Bakanlığı üyelerine ateş açtı, bu da iki grup arasındaki güven krizini derinleştirdi.
-Bakan Yardımcısı Şuyeb, Ensar El İslam liderlerinin Savunma Bakanlığı üyelerine “şer’i-dini” eğitimler vermesini önerdi, ancak bu teklif reddedildi.
Toplantı sonuçsuz kaldı ancak 12 Ağustos 2025’te yeni bir toplantı planlandı. Bu toplantıda, Ensar El İslam üyelerinin fonları konusunun özel bir gündem maddesi olarak tartışılacağı öğrenildi.
Ensar El İslam’ın kökeni ve rolü
Ensar El İslam, Suriye ve Irak’ta farklı kollarıyla faaliyet gösteren selefi-cihadist bir grup. Irak’ta 2001’de kuruldu, El Kaide ve DAİŞ’le bağlar oluşturdu ve 2014’te DAİŞ içinde eridi. Suriye’de ise 2015’te ortaya çıkan bağımsız bir kolu, İdlib ve Halep’te Cebhet el-Nusra’yla hareket etti ve Türkistan İslam Partisi’ne yakın durdu. HTŞ, 2022’de bu grubun bazı liderlerini tutukladı. Suriye'nin güneyinde, 2012'de Ebu el-Mecid Colani liderliğinde kurulan "Ensar el-İslam Hareketi" ise Irak'taki grupla bağlantılı değil. Ensar İslam, 2018'de “Haris el-Müminin" operasyon odasına katıldı, rejim güçlerini hedef aldı ve yaklaşık 100 Kürt savaşçıya sahip.
Her iki toplantı da Suriye’deki silahlı gruplar arasındaki ideolojik ve stratejik çatışmaları gözler önüne seriyor. HTŞ içindeki radikal İslamcıların, Colani’nin dış aktörlerle (özellikle İsrail, ABD ve İngiltere) kurduğu ilişkilere karşı çıkması, örgütün İslamcı kimliği ile pragmatik politikaları arasında bir gerilim yaratıyor. Türk İstihbaratı’nın bu ilişkilerden haberdar olması ve bu gerilimlere kendi çıkarları gereği müdahil olduğunu hatta rol oynadığını daha önceki yazılarımızda belirtmiştim. Bu durum, HTŞ’nin iç bütünlüğünü tehdit ederken, radikal cihadist grupların çekilme tehdidi, HTŞ’nin savaş kapasitesini oldukça zayıflatacaktır.
Öte yandan, Ensar El İslam ile Şam Hükümeti arasındaki gerginlik, Süveyda’daki çatışmaların bölgesel aktörler arasındaki karmaşık ittifakları ve çıkar çatışmalarını yansıtıyor. Ensar El İslam’ın yağma suçlamaları ve özel güç talebi, grubun bağımsız bir aktör olarak tanınma çabasını gösteriyor. Ancak geçici Şam Hükümeti’nin bu talepleri reddetmesi, iki grup arasındaki çatışmaları derinleştiriyor. Süveyda’daki Dürzilere karşı savaşta her iki tarafın da yer alması, bu bölgedeki çatışmaların mezhepsel ve etnik boyutlarını da öne çıkarıyor.
Türkiye yedek çete gücü hazırlığında
Türkiye, bu gelişmeler ışığında, HTŞ ve Şam Hükümeti dışında diğer çete gruplarını (daha önce SMO çatısı altında MİT’e bağlı çete grupları ve Colani iktidarına karşı çıkan radikal cihadist çete grupları) da örgütlemeye ve yedek güç olarak hazırlamaya çalışıyor. Türkiye'nin değerlendirmelerinde, ABD ve İsrail'in Suriye'nin güneyi, Lübnan, Filistin ve İran'a yönelik askeri saldırılarla meşgul edilmesi gerektiği belirtiliyor. Böylece Türkiye, kendisine bağlı diğer güçleri eğiterek ve ikna ederek bu duruma hazırlamayı planlıyor. MİT'in değerlendirmelerinde, Şam Hükümeti'nin devletler tarafından baskı altına alındığı ve uzun vadede iktidarı sürdüremeyeceği öngörülüyor. Bu nedenle, MİT'in çetelerden oluşan bir yedek güç ya da yönetim hazırlığı yaptığı öğrenildi.
Sonuç ve beklentiler
Bu gelişmeler, İdlib ve çevresinde hem HTŞ içinde hem de Şam Hükümeti ile diğer silahlı çete grupları arasında artan bir gerilimin habercisi. HTŞ’nin dış bağlantıları, içindeki radikal cihadist grupların tepkisini çekerken, Ensar El İslam’ın Şam Hükümeti ile yaşadığı anlaşmazlıklar, sahadaki ittifakların kırılganlığını ortaya koyuyor. 12 Ağustos’ta planlanan toplantı, Ensar El İslam’ın finansman sorunlarını ve Şam Hükümeti ile ilişkilerini netleştirebilir, ancak HTŞ içindeki iç çatışmaların sıcak çatışmalara dönüşmesi an meselesi. Türk İstihbaratının rolü, bu gerilimlerin tırmanmasında kilit bir faktör olmaya devam ediyor. Suriye’deki bu gelişmeler, bölgedeki güç dengelerinin ne kadar hassas olduğunu ve dış aktörlerin etkisinin devam ettiğini gösteriyor.














