Mücadele sokakta, nitelik bizde

Zozan Özgökçe

Zozan Özgökçe

  • Feminist aktivist Zozan Özgökçe, “Meclis’te erk yapıda sayısal bir yoğunluk var ama mücadele sokakta, nitelik de bizde” dedi. 

MA'ya konuşan Özgökçe, seçime değişim umuduyla girdiklerini ama sonucunun beklendiği gibi olmadığını belirterek, şunları söyledi: “Meclis’e giren erkekler, eskiye göre daha korkutucu bir durumda. Daha önce de eril ve erkek egemen bir bakış açısı Meclis’te vardı, bunu uygulamalı bir şekilde de gösterdiler. İstanbul Sözleşmesi, 6284’ün uygulanmaması gibi. Şimdi biz kadınların hayatına çok daha derin bir şekilde dokunan söylemler var. Ortaçağ zihniyetine yakın bir zihniyet Meclis’e yerleşmiş durumda. Meclis koltuklarında çoğunluk maalesef bu zihniyete ait. Muhalefetin buna nasıl cevap olacağı da önemli.”

Mücadele alanlarımızı kısıtlıyor

Meclis’teki bir koltuğun üç eşli birine ait olduğunu anımsatan Özgökçe, şöyle devam etti: “6284’e tamamen karşı olan, kadınların nafaka hakkına karşı duran bir zihniyetten bahsediyoruz. Kadına yönelik şiddetin meşru olduğunu düşünen, kadının aile içerisinde erkeğin dediğini yaptığı sürece şiddet görmeyeceğini düşünen, kadının kendi kararlarının kendisinin veremeyeceğini savunan ve böyle yaşayan bir kesimden bahsediyoruz. Kadınların yaşamına müdahale eden, hakaret eden, aşağılayan, bunu açık açık bir şekilde söylemesine rağmen tepki almayan ciddi bir çoğunluk var. Bu durum çok korkutucu elbette, çünkü bu zihniyet mücadele alanlarımızı kısıtlıyorlar. Kadın olarak iki misli bir baskı yaşıyoruz artık. Kadınlara umut olan feminist örgütlenmeler, kadın örgütlenmeleri var. Meclis’te ve ülke genelinde erk yapıda sayısal bir yoğunluk var ama mücadele sokakta, nitelik bizde.”

Örgütlenmeyle kıskacı aşarız

Genelde kadına yönelik şiddet ve istismarın konuşulduğunu, ancak çocukların da tehlike altında olduğunu söyleyen Özgökçe, şunları dile getirdi: “Kız çocukları, okul kitaplarına bakıldığında hem cinsiyetçi hem çok eril dilli ders kitaplarıyla eğitim alıyorlar. İnsanlar bu sistem içerisine kendi çocuklarını okullara göndermek zorunda kalıyor. Çocuklar gerek televizyon kanallarında gerekse de aldıkları eğitimde kadının konumunun kötü gösterilmesinden dolayı zihinsel olarak zaten çöküyor. Biz kadınlar ve kız çocuklarının kaderini seçimler belirlememeli ama örgütlenmeler sonucu bu kıskacı aşağımıza inanıyorum. Bir apartmanda oturan üç kadın bile kendi aralarında dayanışma halinde olurlar, ortak sorunları hakkında birbirlerine sahip çıkıp örgütlü bir şekilde hareket ederlerse her şeyin üstesinden gelirler. Küçük küçük örgütlenmeler sonucu biz bunları aşacağız. Küçük örgütlenmeler bile kadınların yaşamlarını kurtarıyor. Aile içi şiddet çok yaygın, istismar uzak kişilerden gelmiyor, yakınlardan geliyor. Kendi ailemizle, komşularımızla küçük küçük örgütlenmelerle bu pratikler bizi büyük pratiklere taşıyacaktır. Biz kadınların gündeme ve yaşamımıza sahip çıkmamız lazım. Bu yolla umudumuzu yeşertebiliriz.” WAN

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.