Muhalefet bölünmüyor ve oylarını artırıyorsa…

Cihan EREN yazdı —

  • Popülist, çıkarcı, kariyerist, mevki ve makam peşinde olan bu tür çıkar düşkünü kişiliklerin, AKP-MHP-Ergenekon ittifakının lehine olacak şekilde muhalefeti bölme işini üslendiklerini ve bunu bilerek ve isteyerek yapmaya çalıştıklarına şüphe yoktur.

Birkaç gün önce araştırmalarına güvenilen Türkiyeli bir kamuoyu araştırmacısı, katıldığı bir TV programında ‘en az beş yeni parti daha yoldadır’ manasında bir bilgiyi paylaştı. Ve en ilginci de kurulacak tüm partilerin başta CHP olmak üzere muhalefet partilerden kopanların kuracağını belirtmesi oldu. Bu işin ilginçliği yirmi yılla yakındır iktidar olan AKP’nin yol açtığı bunca içi ve dış soruna, krizlere ve tek adam rejimiyle kurmaya çalıştığı sistemle, Türklerin pek övündüğü devlet geleneklerini bile yerle bir eden sonuçlara rağmen, yeni parti arayışındakilerin AKP'den değil muhalefet çevresinden çıkıyor olmasıdır. Hal bu olunca muhalefet çevresindekilerden kurulacak partilerin aslında MİT ve Saray teşvik ve telkinleriyle olduğunu tahmin etmek zor olmasa gerek.
Aslında Kobanê operasyonu adı altında HDP’ye dönük başlatılan saldırılardan birkaç gün sonra, MİT ve Saraydaki malum ekibin böyle bir arayış içinde olduğuna dair işaretler verilmişti.
Kobanê Soruşturması dedikleri saldırıyla HDP’yi içerden parçalamak istedikleri ve oy veren halka da artık bu partiye oy vermeyin mesajı verilmek istendiği çok açıktı. HDP’den sonra İyi Partiye dönük geliştirilen iddialar, Muharrem İnce ve Mustafa Sarıgül’ün aldığı parti kurma kararı ve yoldaki diğerleri tesadüf sayılamaz. Peki MİT ve Saraylılar böyle bir taktiğe neden ihtiyaç duymuş olabilir?
Öyle anlaşılıyor ki başta HDP olmak üzere muhalefet partilerini içerden parçalama, ikincisi millet ittifakını bölme hedefleri gerçekleşmiyor. Yani HDP bölünmüyor. Anketler HDP’nin oylarını artırdığını gösteriyor. Millet ittifakında ve AKP'den kopanların partisinde de oy artışı gözlemleniyor. Bunu gören faşist ittifak güçleri yeni ve daha etkili olabileceğine inandıkları bu taktiği devreye sokmuştur.
Bu taktikle sadece HDP’ye karşı değil iktidar olması önünde engel olabileceğini düşündüğü tüm siyasi partilere karşı adeta savaş açmış gibi çalıştıklarını yandaş basından izlemek mümkündür. Türkiye'deki mevcut seçim sisteminin yüzde eli artı birle cumhurbaşkanı seçtirmesi, cumhurbaşkanının da hükümet ataması bin değil bir oyu da stratejik yapmıştır. Bu nedenle AKP-MHP-Ergenekon ittifakı iktidarı kaybetmemek için söz konusu icatta bulunmuş görünüyor. Tutuklamalarla, kayyumlarla, muhalefeti ve halkı yıldırmak ve bölmek için yaptığı her türlü saldırıyla sonuç alamadığını görüyor. Halkın kendisine iktidar olacak desteği vermediğini ancak yine de birinci güç olduklarını görünce, yapabilecekleri en yararlı şeyin muhalefetin oylarından bin oy bile olsa alabilecek birilerine parti kurdurmak olduğu anlaşılıyor. Hatta belki tutar hesabıyla Alevi kimlikleriyle bilinen bazılarına, HDP ve CHP eleştirisi üzerine kurulacak bir Alevi partisi kurun şeklinde istekte bulundukları bile konuşuluyor. Tabi AKP-MHP faşist iktidarını kurtaracak bir oyunun içinde yer alabilecek, tanınmış bir tek Alevinin olabileceğini düşünmek siyasi akıl sınırlarını biraz zorlamak olur.
İçinde bulunduğumuz süreçte muhalefet partilerinden kopan ya da kopacak olan, siyasetle ilişkisi olmuş ya da olmamış kişilerin muhalefet partilerini eleştirerek yeni partiler kurmasının bizzat MİT ve Saray Gladiyo’sunun emriyle olduğunu bilmek gerekir. Çünkü yirmi yılla yakındır ülkeyi tek başına yöneten ve mevcut tablonun sorumlusu olan Erdoğan ve AKP-MHP iktidarı yerine, bunca baskı ve şiddet altındaki muhalefeti eleştirmekle işe başlamanın başka bir izahı olamaz. Tabi ki başta HDP olmak üzere muhalefetteki partilerin, sivil toplum örgütlerinin birçok eksikliği vardır. Bu ayrı bir değerlendirme konusudur. Ancak hukuk adı altında adeta elleri kolları bağlanmış muhalefete destek vermek yerine ‘siz neden Erdoğan ve AKP-MHP ittifakını yenemiyorsunuz’ diyerek yüklenmek, eksikliklerini abartmak, birlik yerine parçalayıcı olmak böyle düşünmeyi gerektirir. Bu tür girişimlerde bulunanların CHP için ‘Kılıçdaroğlu oy artırmıyor, CHP sol muhalefet yapmıyor,’ diyecekleri kesin gibidir. İyi Parti içinden çıkanlarınsa, ‘ İyi Parti HDP ile ilişkili, Fetö ile bağlantılı, Türk milliyetçiliğinden uzaklaşıyor’ iddiası zaten dilendiriyor. Saadet Partisi için ‘Müslümanları laiklerle buluşturuyor, dini hassasiyetleri önemsemiyor, mili görüşe ters düşüyor vb…’ argümanları daha önce ileri sürmüşlerdi. HDP hakkında ise dayandığın zengin toplumsal kimliklerden birine çok yakın birilerine uzak denilerek eleştireceklerini biliyoruz.
Son dönemlerde bazı kişilerin, muhalefet partilerini bu temelde, eskisinden daha aleni ve güçlü olacak şekilde eleştirirken, AKP-MHP-Ergenekon ittifakına bir şey dememesi ya da radikal eleştiriler yapmaması anlatmaya çalıştığımız gelişmenin işareti olarak görülmelidir. Bu yaklaşım içinde olanların, AKP-MHP-Ergenekon faşist ittifakını dışarıdan desteklemek yöntemiyle çalışacakları çok açıktır. İkincisi, iktidar yerine muhalefet eleştirisine öncelik vererek ülkenin içinde bulunduğu durumdan birinci derecede muhalefeti sorumlu gören söyleme öncülük edenlerin doğrudan ya da dolaylı MİT ve Sarayla organik bağ içinde olduğunun bilinmesidir.
Popülist, çıkarcı, kariyerist, mevki ve makam peşinde olan bu tür çıkar düşkünü kişiliklerin, AKP-MHP-Ergenekon ittifakının lehine olacak şekilde muhalefeti bölme işini üslendiklerini ve bunu bilerek ve isteyerek yapmaya çalıştıklarına şüphe yoktur. MİT’in basındaki adamlarına ve kadınlarına bu tür bir çıkışı demokrasi adına nasıl ballandıra ballandıra anlattıracağını da kendilerini resmen ilan ettiklerinde birlikte göreceğiz.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.