Newroz yakışır biçimde kutlanıyor

Forum Haberleri —

Amed Newroz kutlamaları

Amed Newroz kutlamaları

  • Kürt halkı artık Newrozlaştı. Sadece Kürtler değil, Kürtlerle yaşayan ve devrimci mücadele yürüten, iddiası olan bütün sol, sosyalist ve demokrasi güçleri de Newroz’un tarihselliğine dahil oldular. 

ZEKİ AKIL 
Kürt halkı anlamlı ve coşkulu bir Newroz kutluyor. Her yerde Önder Apo’ya özgürlük diye haykırıyorlar. Newroz içerik ve kapsam olarak önceki Newroz’lardan farklılaşıyor ve hedefi büyütmüş oluyor. Bu açıdan bu anlama ve büyüklüğe denk biçimde ele almak, örgütlemek ve katılmak gerekiyor.

Newroz bayramı Kürdistan’da bilinen, kutlanan kitlesel bir bayram değildi. Özellikle Türk sömürgeciliği asimilasyonu, inkarı o kadar yaymış ve derinleştirmişti ki, Newroz Kürt halkının yaşamından ve hafızasından adeta çıkarılmıştı. Newroz diye bir bayram olduğunu bilenler de bunu sahiplenemiyor, meydanlara taşırıp topluma aktaramıyorlardı. Kutlamaya kalkanlar da ya gizli ya da ürkek, bir köşede kutluyorlardı.

Türk devleti Kürt kimliğinin ve ulusal bilincin oluşmasına, inşasına yol verecek hiçbir etkinliğe ve düşünceye yaşam hakkı tanımıyordu. Mutlak, kesin bir inkar ve soykırım politikası devletin anayasasıydı. Zaten yazılı yasalarda, anayasalarda Kürtler yoktu. Öyle bir halk var olmamıştı. Olmayan bir halkın sevinci, bayramı kimliği veya kültürü de olamazdı. Kürtler karanlığa ve yokluğa havale edilmişti.
Kürt halkı şimdi Newroz’u Kürdistan’ın dört parçasında, yurtdışında, bulunduğu her yerde büyük bir coşkuyla kutluyor ve sahipleniyor. Yok sayılan, unutturulan Newroz nasıl bu kadar halka mal oldu, sınırları aştı, büyük bir direnişin ve özgürlüğün gerçek bayramı oldu? Genç kuşaklar Newrozlaşan Kürt halkı içinde büyüdüğü için kırk elli yıl öncesini fazla bilmezler. Newroz devletin bütün engellemelerine, katliamlarına rağmen Kürtlerden alınamadı, onlardan koparılamadı. Newroz bugün ulusal kimliğin oluşmasında, direnişçi ve özgürlükçü bir bilincin gelişmesinde önemli bir rol oynuyor. Ama bugünlere kolay gelinmedi.

Türk devleti zorla, katliamlarla elde edemediğini içine girerek, özünü boşaltarak, saptırarak elde etmede ustalaşmıştır. M. Kemal Bolşeviklerin desteğini almak için sahte komünist partisi kurmaktan geri durmadı. Üstelik gerçek komünist partiyi yok ederek bunu yaptı. M. Suphi ve arkadaşları mücadeleye katılmak için geliyorlar. Ama onlara karşı bir kumpas kurarak Karadeniz’e çekiyor ve hepsini yok ediyorlar. Aynı şeyler fazlasıyla Kürt halkına ve öncülerine de yapılıyor. Newroz yıllar yılı yok sayıldı. Ama Kürtler örgütlenip Newroz’u sahiplenince zora, katliamlara ve kara propagandalara başvurdular. 1990’ların başında Newroz kutlamaları yapan kitlelere silahları doğrulttular ve yüzlerce insanı katlettiler.

Bunlardan istenen sonucu alamayacaklarını gördüklerinde Demirel ve Türkeş’in de dahil olduğu gayet komik ve çocukça Newroz kutlamaları yapar oldular. Ortadoğu halklarının binlerce yıllık bayramını Türkçülüğün, uydurulmuş mitolojilerinin bir parçası yapmak istediler. Bakanlarını çocuklar gibi ateş üzerinden atlattılar. Demirel ve Türkeş örste demir dövme pozları verdiler. Ama böyle bir bayram Türk halkının yaşamında ve bilincinde yoktu. Devletin Newroz’u da Kürtlerin elinden almasına, onu da devletleştirmesine Türk halkı dahil olmadı. Devletin bu girişimleri tutmadı.

Türk devletini yönetenlerde Kürt düşmanlığı o kadar sınır tanımaz ve akıl dışına taşmış ki, Suriye’deki Kürtlerin üzerine ordularını gönderiyorlar. Aynı şeyi Şengal ve Güney Kürdistan’da da yapıyorlar. Suriye’nin en sakin, üretken ve barışçı halkı olan Efrînlileri aylarca bombaladılar. DAİŞ, El Nusra ve diğer çetelerden devşirdikleri binlerce katili, ipini koparmışı Kürtlerin, Efrînlilerin üzerine saldılar. Ukrayna’da savaş dursun, arabulucu olmak istiyorum diyen Erdoğan, Kürtlere saldırmak için hazırlıklar yapıyor, ABD ve bölge ülkeleriyle pazarlıkları sürdürüyor. 

Faşist Türk yönetimi soykırımı tamamlama ve Kürtlerin aydınlık, özgürlük ve mücadele günü, bayramı olan Newroz’u yine sınırlandırma ve engellemeyle uğraşıyor. Hatırlanırsa bir süre önce Erdoğan, HDP’nin mecali kalmış mı, kolu kanadı kırılmış vb diyordu. Binlerce insan zindanlara doldurulmuş, devletin resmi, sivil görünümlü bütün görevlileri, basını HDP’lilerin, Kürtlerin üzerine salınmış. Geçen yıl da aynı beklentiyle Newroz’a yaklaştılar. Katliamlar, baskı ve tutuklamalardan sonra Newroz meydanlarının dolmayacağını bekliyor, bunu kendileri için bir başarı ve zafer havasında vermenin hazırlığını yapıyorlardı. Ancak Kürt halkı iradesini ortaya koydu, kimliğini ve duruşunu faşistlerin gözüne soktu. Bu sahnelerle karşılaşan Erdoğan ve şürekası, faşist basını sessizliğe gömüldü, Newroz’u görmedi!

Görüldüğü gibi Newroz Kürt halkının toplumsal kimliğine ve ulusal bilincine işlemiş durumdadır. Kürtleri ondan uzaklaştıramazlar. Bu Kürtlerin kendilerinden ve kimliklerinden, mücadelelerinden uzaklaşması anlamına gelir. Kürt halkı artık Newrozlaştı. Sadece Kürtler değil, Kürtlerle yaşayan ve devrimci mücadele yürüten, iddiası olan bütün sol, sosyalist ve demokrasi güçleri de Newroz’un tarihselliğine dahil oldular. Çünkü Newroz Dehaklara, zulme ve karanlığa karşı direnenlerin bayramıdır.

Kürt halkına öncülük eden, onu örgütleyen ve Newrozlaşmasını sağlayan önder Apo’ydu. Ama o, 15 Şubat 1999’dan beri İmralı adasında tutsak olarak tutuluyor. Newroz’u ve Kürt halkını, Ortadoğu halklarını, kadınları özgürleştirmek için en fazla çalışan önder Apo herkesten daha fazla özgür olmayı ve halkının içinde olmayı hak etmiştir. Bu açıdan bu yıl ki Newroz önder Apo’nun Newroz’u olarak belirlendi ve onun özgürlüğü hedeflendi. Bu büyüklüğe ve görkemliliğe göre katılmak ve sorumluluk almak herkesin görevidir.
Başta Önder Apo olmak üzere Newrozlaşan halkımızın bayramını kutluyoruz.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.