O ateş biziz
Kadın Haberleri —
- Türk askerleri, 1991 Newroz'unda Heydereka köyünü basarak Newroz ateşiyle halkın evlerini ve ahırlarını yaktı. O günün tanığı Meymenet Dolan, “Köyü basıp halkı okulun önünde topladılar ve evleri küle döndürdükten sonra bıraktılar. Fakat onlara rağmen köyü bırakmadık, yakılan evlerimizi yeniden inşa ettik” dedi.
ASMİN BARAN/AMED
Newroz ateşi, Bakurê Kurdistan’da 1990’lı yılların başından bu yana yurtseverliğin geliştiği her kentte, her köyde yanmaya başladı. Şu anda milyonların kentlerde kutladığı Newroz Bayramı, büyük bedellerle bugünlere geldi.
Meymenet Dolan’ın köyünde de ilk Newroz ateşi 1991 yılında yakılır. Farqîn’in Heydereka (Dolaplıderre) köyünde yaşayan Dolan 60 yaşında. 1990’dan bu yana hiçbir Newroz’u kaçırmaz ve bu süre zarfında kutlamalara katıldığı için 4 kez gözaltına alınır.
Yasaklı Amed Newroz’larında defalarca darp edilmesine rağmen direnişi elden bırakmayan Dolan, “Newroz özgürlük ve direniş demek. Bizi zafere ulaştıracak o ateştir” diyor. Çünkü 1991 yılında yaptıkları kutlamada Türk askerlerinin köylerini basarak o kutsal ateşle evlerini ve ahırlarını yaktığına tanıklık eder.
Köyümüzü asla bırakmadık
21 Mart günü köyde yaktıkları ateşin etrafında bir yandan halay çekip bir yandan teypten açtıkları müziklerle slogan atarlar. Fakat ateşi yakmalarından kısa süre sonra askerler köyü basar ve köy halkını okulun önünde toplar.
Dolan o günü şöyle anlatıyor: “Bize ‘kapılarınızı açık tutun ve yürüyün’ dediler. Biz de tehdit ve hakaretler eşliğinde okulun önüne gittik. Gittik ama bir de ne görelim yaktığımız Newroz ateşiyle evlerimizi ve ahırlarımızı yakmaya başladılar. Bu durum dakikalarca sürdü. Evlerimizi yaktıktan sonra bizi bıraktılar. Evlerimize döndüğümüzde geride hiçbir şey kalmamıştı. Ama onlara rağmen orayı bırakmadık, yakılan evlerimizi yeniden inşa ettik. Köyümüzü bir kere olsun bırakmadık.”
O ateş sönmedi
Türk askerleri 1992 Newrozu’nda da aynı şeyi yapar. Fakat köylüler geri adım atmaz Newroz’u kutlamaya devam eder:
“Ertesi yıl yine yanı şeyi yaptılar; Gelip evlerimizi bastılar. Biz her ateş yaktığımızda onlar ‘yasak’ deyip geliyorlardı. Onlar her geldiğinde yine ateş yakıyorduk. Baskılara rağmen o yanan ateş asla sönmedi. Ben de o yıldan bu yana tek bir Newroz’u dahi kaçırmadım. Köyümde her sene ateş yakıyor etrafında halay çekiyorum. Yapmadıkları baskılar, yaşatmadıkları acılar kalmadı. Köyümüzü iki defa yaktılar ama biz yine de yolumuzdan dönmedik. Bu dava bizim davamız bu yol bizim yolumuzdur.”
Baskı ve zulümleri hiç bitmedi!
Yıl 1994’ü gösterdiğinde Dolan’ın oğlu Faruk (Rezan) Dolan, devlet baskılarından dolayı PKK saflarına katılır. Bir yıl sonra da şehit düştüğü haberi alınır ve anne, oğlunun cenazesine hiçbir zaman ulaşamaz. Mevcut baskılar o süreçten sonra daha da ağırlaşır. O yıllardan sonra 4 kere gözaltına alınan Dolan, “Her seferinde evimize baskın yapıyorlardı ya beni ya da oğullarımı gözaltına alıyorlardı. Bu durum yıllarca devam etti. 5 ya da 6 gün gözaltında kalıp bırakılıyordum” diyor.
Korkum yok
Mücadelesinden geri adım atmayan Dolan, köydeki kutlamaların ardından 2000’li yıllardan sonra Amed merkezdeki kutlamalara da katılmaya başlar. Orada da birçok Kürt gibi Türk polisinin türlü eziyet ve şiddetine maruz kalmaya devam eder.
“Gittiğimiz çok az Newroz’da olay çıkmadı. Çoğunda ya darp edildik ya da müdahale yaşandı. Her seferinde gazla, tomalarla müdahale ettiler. Ama köyde olduğu gibi orada da boyun eğmedim. 60 yaşındayım ne olursa olsun kanımın son damlasına kadar o alanda olacağım. Yaşadığımız her şeyi yaşadık. Hiçbir şeyden korkumuz yok. 91’den bugüne bütün Newroz’lara büyük bir keyif ve aşkla gidiyorum. Her daim direnmeye devam edeceğim”.
Özgürlüğümüzü elden bırakmayalım
Son olarak Newroz’un Kürt halkı için özgürlük ve direniş bayramı olduğuna dikkat çeken Dolan, bütün Kürt halkını Newroz alanlarına davet ederek şunları söylüyor: “Bütün baskı ve zulümlere karşı yan yana olalım. Birlikte bunlara son verelim. O ateş biziz, bizim direnişimiz ve tarihimiz onu bırakmayalım. Özgürlüğümüzü elden bırakmayalım.”