Özgür Kürdistan’da özgür yaşam zamanı

Forum Haberleri —

  • Gladyo savaşlarının dördüncüsünün son halkası olan uluslararası komplo; Önder Apo, Kürdistan halkı, PKK ve gerilla karşısında yenilgiye uğramaktan kurtulamamıştır. Şimdi sıra uluslararası komplonun 22. yılında Özgür Kürdistan’da, Özgür Önderlikle birlikte Özgür Yaşama gelmiştir! 

CEMAL ŞERİK

Önder Apo PKK’ye karşı Gladyo savaşlarını Kürdistan özgürlük devriminin gelişiminin belirli aşamaları karşısında almış olduğu biçimlere göre dört başlık altında ele almaktadır. Birinci dönem içerisinde PKK’nin ideolojik grup dönemine tekabül eden saldırılar yer alırken; 12 Eylül 1980 askeri faşist darbe ile 15 Ağustos 1984 Gerilla Hamlesi arasında kalan süreç ise ikinci dönem olarak adlandırılmaktadır. 15 Ağustos 1984 ve 1993 arasında kalan yıllarda yapılan saldırılarda üçüncü dönem olarak kabul edilmektedir. 1993 ve 1998 arasında kalan yıllarda PKK tarihine Gladyo savaşlarının dördüncü dönemi olarak geçmiştir.

Dört dönemde ele alınan PKK’ye karşı yürütülen Gladyo savaşlarının geçiş halklarını oluşturan ise Kürdistan özgürlük devriminin yapmış olduğu stratejik hamlelere; karşı cepheden yapılan saldırılar oluşturmaktadır. Buna göre birinci dönem saldırılarının hedefinde Apocu Hareketin ideolojik grup olarak varlığının dağıtılması ve kitleselleşmesinin önüne geçilmesi yer almaktadır. Haki Karer’in katledilmesi ve o yıllarda yaşanan Malatya, Sivas, Elazığ, Erzincan, Maraş vb. katliamlar böyle bir gerçeklik içerisinde anlam kazanmaktadır. Apocu Hareketin partileşerek PKK adını almasıyla birlikte başlayan Kürdistan’da içerisine girilen devrimci sürecin önüne geçilmesi ise Gladyo savaşlarının ikinci döneminin temel hedefleri olarak belirlenmiştir. 15 Ağustos 1984 gerilla atılımı da, üçüncü Gladyo savaşının ana hedefi olarak tarihteki yerini almıştır.

Kürdistan’da gerilla ve serhildan bütünlüğünü anlatan Birleşik Devrim’in yaşandığı yıllarda başlayan, Kürt sorununun çözümünde ‘demokratik siyasal çözüm’ yollarının olabilirliğinin gündeme girdiği koşullarda yaşanır hale gelen Gladyo savaşının dördüncü dönemi de 9 Ekim 1998’de uygulamaya konan uluslararası komployla yeni bir sürece doğru evrilmiştir.

22. yılında ‘Kara Gün’

Bu anlamda uluslararası komplo Kürdistan’da PKK’ye karşı yürütülen Gladyo savaşlarında yeni bir süreç anlamına gelmektedir. 9 Ekim 1998’de uygulamaya konan 15 Şubat 1999’da Önder Apo’nun mutlak rehine olarak alınmasıyla başlayan bu dönem 22 yıldır devam etmektedir. Hala devam etmekte olan bu döneme damgasını vuran da Önder Apo’nun içerisinde tutulduğu mutlak tecrit, PKK’ye dayatılan tasfiye saldırıları, Kürdistan halkına karşı ve bir toplum kırım halini almış olan fiziki, kültürel, siyasal vb. her alanda yürütülen soykırım saldırılarıdır. Uluslararası komplo biçimini alan Gladyo savaşlarında yaşanamaya başlayan bu süreç günümüzde de tüm şiddetiyle devam etmektedir. Böylesi bir gerçeklik içerisinde Önder Apo’nun mutlak rehine olarak alındığı 15 Şubat’ın yeni bir yıl dönümüne daha girilmiş olmaktadır.

22. yılına girdiğimiz 15 Şubat, Kürdistan halkının tarihine ‘Kara Gün’ olarak geçmiştir. Bu karanlık 22 yıldır daha koyu bir hale getirilmiştir. Önder Apo, Gladyo tarafından İmralı’da prangalara vurulu bir halde tutulmaya devam etmektedir. İmralı’da kurulan bu Gladyo düzeni, günümüzde İmralı sınırları aşarak TC olarak adlandırılan devletin siyasal sınırlarını içerisine alarak genişletilmiştir. Hatta denilebilir ki, Rojava Kürdistan’ı ve Suriye toprakları ile Başûrê Kurdistanı’nın önemli bir kısmını içerisine almıştır. TC Devleti, yeni işgal ve ilhak ettiği topraklarlar dahil sömürge olmanın bile gerisinde tuttuğu tüm topraklarda işgal-yağma-talan-işkence-katliam-tecavüz düzeni kurmuş ve bunlara dayalı olarak başta Kürtler olmak birlikte yaşanılan halklara, kültürlere, kimliklere, inançlara karşı başta fiziki ve kültürel olmak üzere tam bir soykırım yürütmektedir.

Önder Apo, Kürdistan halkı ve aynı coğrafyada yaşayan kardeş halklar; 15 Şubat’ın yeni bir yıldönümünü Gladyo tarafından yürütülen özel-kirli savaş saldırılarının daha da tırmandırıldığı bir ortamda karşılamaktadır. Öyle anlaşılıyor ki, bir soykırım saldırısı halini almış olan bu özel-kirli savaş bundan sonrada daha da tırmandırılarak devam edecektir. Uluslararası komplo ile tamamlanan bir döneminin ardından yeni bir evreye giren döneme damgasını vuran tüm bu yaşanmışlıklar da bunun böyle olacağına işaret etmektedir.

Gladyonun koçbaşı

Günümüzde Önder Apo’ya, Kürdistan halkına ve PKK’ye karşı yürütülen Gladyo savaşının koçbaşı olarak kullanılan soykırımcı TC Devleti’dir. Uluslararası komplo devreye konulduğunda zindan bekçiliği rolü verilen TC Devleti, bu şekilde görevini yürütücüsü haline getirildiği Kürt soykırımını tamamlamak için her türlü yol ve yönteme başvurmaktan, araçları kullanmaktan geri kalmamaktadır. Soykırımcı TC Devleti’nin kullandıkları araçlar arasında da; KDP ve onun türevleri arasında yer alan ENKS vb.leriyle köy korucuları, Hizbi kontra çeteleri; DAİŞ, Cephet El Nusra vb. adı verilen dünyanın farklı coğrafya ve ülkelerinden taşınan dejenere, katil, sapkın, tecavüzcü, çapulcu vb. özelliklere sahip insanlıktan çıkmış kişiliklerden oluşan kelle avcıları önemli bir yer tutmaktadır. Ancak bununla da sınırlı kalmamaktadır.

Gladyo’nun uluslararası güçlerinin ABD, İngiltere, Almanya, İsrail vb. devletlerinde himayesi altında Kürtlere karşı tarihin tanık olduğu en vahşi, kanlı ve barbar soykırım saldırılarını yürütmektedir. Rusya’yla birlikte, Kürdistanı sömürgeleştiren devletlerin: İran’ın, Irak’ın Suriye’nin desteğini almaktadır. Fakat görmüş olduğu tüm bu himaye ve aldığı desteğe rağmen hedefine ulaşamadığı gibi; Önder Apo’nun emsalsiz direnişi, Kürdistan halkının kahramanca karşı koyuşu, PKK ve gerillanın her koşul altında Önder Apo’nun öğretisi temelinde kendini yenileyerek geliştirdiği strateji ve taktik hamleler karşısında kendini yenilgiden kurtaramamıştır.

Gelinen aşamada soykırımcı TC Devleti çözülüşün/çöküşün eşiğine gelmiştir. Uluslararası komplonun 21. yılında PKK’yi yok etme ve gerillayı yenilgiye uğratarak; yürüttüğü soykırımcı özel-kirli savaşında stratejik zafer elde hedefine ulaşamamıştır. Oysa tüm plan ve hazırlıklarını böylesi bir hedefe ulaşmak için yapmıştı. Uluslararası güçlerden; ABD’den, Rusya’dan, İngiltere’den, Almanya’dan aradığı desteği aldığı gibi, bölgesel devletlerle; İran, Irak, Suriye vb.leriyle de bu temelde anlaşmalar yapmış ve ihanet içerisinde olan işbirlikçilerini buna göre konumlandırmıştı. Sadece bununla da kalamayarak ülke içerisindeki ekonomik, askeri, siyasal vb. tüm rezervlerini kullandığı gibi, psikolojik özel savaşının eksenine de böylesi bir hedefi koymuş, dinci, milliyetçi, ırkçı, faşist argümanlar kullanarak sokaklara taşan bir kitlesel destek oluşturmak istemişti. Uluslararası komplonun 22. yılına da tüm bu hazırlıklar temelinde stratejik bir zaferle girmek istemişti. Ancak bu hedefine ulaşamamıştır. Bunun bir sonucu olarak da Önder Apo, Kürdistan halkı, PKK ve gerilla karşısında yenilmiştir. Uluslararası komplonun 22.yılına da böylesi bir gerçeklikle girilmiştir.

Özgürlüğü sağlama zamanı

Burada çok açık bir şekilde belirtmek gerekir ki, Gladyo savaşlarının dördüncü döneminin son saldırısı olan uluslararası komplo 22. yılında yenilmiştir. Gladyo düzenlediği komplo ile Önder Apo’yu rehine alarak; Önder Apo’yu, PKK’yi yok edeceğini, Kürdistan halkını fiziki ve kültürel soykırım kıskacında yok edebileceğini düşünmüştür. Ancak bu hedefine ulaşamamıştır. Mutlak rehine koşullarında tutulduğu ağırlaştırılmış tecrit altında Önder Apo komplocularının hesaplarını/oyunlarını boşa çıkararak her şeyi tersine çevirmeyi bilmiştir. Yüzyıla yayılacak Kürt-Türk savaşını engellediği gibi, geliştirdiği stratejik yaklaşımlarla Gladyo’nun kullandığı, kullanmaya çalıştığı araçları/silahları kullanamaz hale getirmiştir. Demokratik Modernite düşüncesiyle Kürdistan, Ortadoğu ve tüm dünya halkları için yeni ufuklar açmış mücadele yol ve yöntemlerinin neler olabileceğini göstermiştir. Bunun bir sonucudur ki, Kürdistan devrimi büyük bir devrimci atılım yaşamıştır. Gelinen aşamada da Kürdistan halkını ve birlikte yaşadığı halkları özgürlüğün ön gününe ulaştırmıştır.

Önemli olan da bu gerçekliğin doğru okunarak, içerisinde olunan tarihsel koşulların bilincine varılmasıdır, bu doğrultuda atılması gereken tarihsel adımın; Önder Apo’nun, Kürdistan’ın özgürlüğünün sağlanması olacağının hiçbir şekilde akıllardan çıkarılmamasıdır. Onun içindir ki, bu gerçek görülerek, uluslararası komplonun 21. yılı daha tamamlanmadan 12 Eylül 2020 tarihinde ‘Tecride, faşizme, işgale son; özgürlüğü sağlama zamanı’ şiarıyla devrimci zafer hamlesi başlatılmıştır. Aslında başlatılan bu hamle uluslararası komplonun 22. yılında Gladyo’nun uluslararası komplosunu yenilgiye uğratma kararlılığının ilanı anlamına gelmektedir.

Gelinen aşamada uluslararası komplonun 22. yılında komplocuları yenilgiye uğratmanın koşulları her zamankinden daha fazla olanaklı bir hale gelmiştir. Nasıl Gladyo’nun birinci, ikinci, üçüncü savaş dönemlerinde hedeflerine ulaşamamışsa, dördüncü döneminin son hamlesi olan uluslararası komplo da amacına amacına ulaşmamıştır. Gladyo savaşlarının dördüncüsünün son halkası olan uluslararası komplo; Önder Apo, Kürdistan halkı, PKK ve gerilla karşısında yenilgiye uğramaktan kurtulamamıştır.

Şimdi sıra uluslararası komplonun 22. yılında Özgür Kürdistan’da, Özgür Önderlikle birlikte Özgür Yaşama gelmiştir!  

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.