Özgürlük hamlesi yeni bir aşamada

Dosya Haberleri —

Bese Hozat

Bese Hozat

Fırat Haber Ajansı ANF'ye konuşan KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Besê Hozat, Uluslararası Komplo’nun 25 yılında Öcalan’a dönük mutlak tecridi ve yeni mücadele dönemini değerlendirdi:

  • Özgürlük Hamlesi'nin 25 yıllık mücadelenin çok önemli bir aşaması olduğuna dikkat çeken Besê Hozat, "8 Mart'ta inanıyorum ki kadınlar bu hamleye çok güçlü bir katılım sergileyecek. Hamleye Newroz'da büyük bir kitlesel katılım olacağa inanıyorum. Ulusal çapta tüm Kurdistan'da görkemli Özgürlük Yürüyüşü'ne, özgürlük hamlesine kitlesel, görkemli bir katılım olacak" dedi.
  • İmralı'da bir soykırım rejimi uygulandığına dikkat çeken Besê Hozat, "İkinci aşamada çok güçlü bir hukuksal mücadele vermeliyiz. Soykırım bir insanlık suçudur. Şu anda İmralı komplocu güçlerin denetimi altında, İmralı sisteminden Avrupa Konseyi de sorumludur. Şimdiye kadar gösterilen çabanın on katı bir çabayla bu çalışmaları da bu mücadeleyi de üretmeliyiz" diye vurguladı.
  • Mücadelenin önemine vurgu yapan Besê Hozat, "Önder Apo evrensel bir önder haline geldi. Önder Apo paradigması, Demokratik Ulus Paradigması evrenselleşti, müthiş bir uluslararası sahiplenme gelişti. Bu bir başarıdır, zaferdir. Bizim bunu büyük bir inançla, kararlılıkla mutlaka sonuca götürmemiz gerekiyor. Başarının yolu mücadeledir, mücadeledir, mücadeledir" dedi.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanması ve Kürt sorununun çözümü için 1 Şubat'ta Kars ve Van'dan başlatılan "Büyük Özgürlük Yürüyüşü" 15 Şubat'ta Amara'da son buldu. Hemen ardından Kürt halkı ve dostları Öcalan'a yönelik 15 Şubat 1999 yılında gerçekleştirilen Uluslararası Komplo’nun yıl dönümü vesilesiyle 17 Şubat'ta Almanya’nın Köln kentinde buluştu. Kuzey Kurdistan'da tutsakların Öcalan'ın fiziki özgürlüğünün sağlanması ve Kürt sorununun çözümü talepleriyle başlattığı açlık grevi ise 93’üncü güne girdi. Yine Barış Anneleri birçok kentte Öcalan'ın fiziki özgürlüğü için Adalet Nöbeti'nde. Tüm bu süreci değerlendiren KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Besê Hozat, mücadelenin önemine ve yeni mücadele döneminde yapılması gerekenlere dair konuştu.

Önder Apo insanlık adına direniyor

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Besê Hozat, sözlerine 15 Şubat Uluslararası Komplo'yu lanetleyerek başladı. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın 25 yıldır İmralı'da işkence, soykırım rejimi altında büyük bir direniş geliştirdiğini ve mücadele yürüttüğüne dikkat çeken Besê Hozat, şöyle devam etti: "Bu mücadeleyi sadece özgür Kürtlük adına yürütmüştür. Önder Apo'nun geliştirdiği mücadele sadece bir Kurdistan Özgürlük Mücadelesi direnişi değil, kadınlar adına aynı zamanda Önder Apo, İmralı, işkence, soykırım rejimi altında direniyor. Halklar adına direniyor, insanlık adına direniyor. Bu anlamda Önder Apo'nun geliştirdiği mücadele, içeride verdiği direniş büyük bir insanlık direnişidir. Büyük bir özgürlük direnişi mücadelesidir. Bu anlayışla da zaten 25 yıldır bu mücadele aralıksız, sürekli bir biçimde derinleşerek, genişleyerek büyüyor. Gücünü de buradan alıyor, hakikatini buradan alıyor. Hiçbir lider, Önder Apo'nun yaşadığı koşullarda, işkence ve faşizm koşullarında bu kadar derinliğine gerçekten bir entelektüel, teorik, felsefik, ideolojik, sistemsel, örgütsel bir yoğunlaşmayı ve derinleşmeye sağlayamadı. Bunu herhangi bir esere dönüştürmeyi, yazıya dökmeyi başaramadı. İnsanlığa, tarihe mal edemedi. İmralı gibi işkence, soykırım, faşizm koşullarında sürekli savaşın yürüdüğü, soykırım savaşının, özel psikolojik savaşın her düzeyde, her boyutta yürütüldüğü bir mekanda, bu düzeyde Kürt halkı adına, Ortadoğu halkları adına, insanlık adına, kadınlar adına böyle bir derinleşmeyi Önder Apo'nun yaşaması ve bunu 5 ciltlik bir esere dönüştürmesi, tüm topluma, tarihe mal etmesi dünya tarihinde bir ilktir. Bu tarihte eşine rastlanmayan bir direniştir. Gerçekten bu insanüstü bir iradedir, insanüstü bir direniş duruştur. Kuşkusuz bu da Önder Apo'nun hakikat gerçekliğinden kaynağını alıyor, anlam gücünden kaynağını alıyor, özgürlük mücadelesine, özgürlüğe duyduğu yüksek tutkudan kaynağını alıyor. Kürtlerin öncülüğünde, Önder Apo önderliğinde, Kürtlerin, Kürt gerillalarının, Kürt Özgürlük Hareketi'nin öncülüğünde Kürtler demokratik ulus devrimini gerçekleştirdi. Tüm Ortadoğu halklarını müthiş bir dönüşüm içerisine koydu, insanlığı etkiledi. Bu çok büyük bir başarıdır. "

Zirveye ulaştı

10 Ekim 2023 tarihinde başlayan “Önder Apo'ya özgürlük, Kürt soruna çözüm” hamlesini değerlendiren Besê Hozat, "Dostlar öncülüğünde başladı. Enternasyonal devrimciler, demokratlar, sosyalistler öncülüğünde gelişti. Bu 25 yıllık kesintisiz süren direnişin bir üst aşamasıdır aslında. Özgürlük Yürüyüşü, 17 Şubat Köln'deki büyük yürüyüşün ardından bugün İmralı, uluslararası İmralı tehdidine karşı uluslararası bir delegasyon Türkiye'ye gitti. Ondan öncesinde de giden heyetler oldu. Türkiye'de birçok görüşmeler yaptılar. Bu dostların, bu demokrat, devrimci, sosyalist, vicdanlı, özgürlükçü çevrelerin, kişilerin, kesimlerin geliştirdiği tüm çalışmalar, çabalar, kesintisiz süren Önder Apo'nun duruşu, direnişi ekseninde kesintisiz süren 25 yıllık mücadelenin bir üst aşamasıdır. Ondan kopuk, ondan bağımsız bunu ele alamayız. Bu anlamda ben Önder Apo'nun direnişini saygı ve sevgiyle selamlıyorum. Bu direniş ekseninde 25 yıldır gelişen, sürekli devam eden ve bu zirveye ulaşan evrenselleşen, küreselleşen bu büyük özgürlük, eşitlik, demokrasi direnişini, Türkiye, Bakure Kurdistan'daki Özgürlük Yürüyüşü'nü, Avrupa'daki Köln yürüyüşünü ve şu anda süregiden kampanyaya tüm gücüyle katılan, emek veren, çalışan, mücadele eden herkesi de bu vesileyle selamlıyorum" dedi.

Hamle yeni bir aşamaya taşındı

Bu sürecin kazanımına dikkat çeken Besê Hozat, şöyle devam etti: "25 yıllık mücadele küreselleşti. Bu anlamda demokratik ulus paradigması Kurdistan'ı aştı. Bölgeselleşti ve evrenselleşti. Yani tüm Ortadoğu toplumuna ve dünya toplumuna, halklarına, insanlığa mal oldu. Şimdi birçok filozof, akademisyen, yazar, sanatçı, siyasetçi, çevreci, feminist birçok kesim, yani toplumun tüm direngen, tüm direniş dinamikleri, mücadele dinamikleri şu anda giderek Önder Apo'nun Demokratik Ulus Paradigması, Demokratik Konfederal Sistem projesi etrafında Kürtlerle büyük bir dayanışma, birlik içerisinde mücadele ediyor ve Kürt Özgürlük Mücadelesi'yle buluşuyor. Önder Apo'nun önderliğinde buluşuyor, Özgürlük yürüyüşüne katılıyor, Önder Apo'nun önderliğinde özgürlük yürüyüşüne çıkıyor. İnsanlık adına özgürlük yürüyüşüne çıkıyor. Bu çok değerli, çok anlamlı. Bu 10 Ekim ile zirve kazanan, yeni bir aşamaya giren özgürlük hamlesinin evrenselleşme düzeyini de, Demokratik Ulus Paradigması'nın başarı düzeyini de çok somut bir biçimde ortaya koyuyor. Eğer bugün dünyada tanınmış, bilinen, insanlık için büyük bir düşünsel emek harcayan, ömrünü buna adayan insanlar, filozoflar, aydınlar çıkıp Önder Apo bizim Önderliğimizdir, Önder Apo'nun özgürlük yürüyüşü, bizim özgürlük yürüyüşümüz, Kürtlerin verdiği mücadele, bizim de mücadelemizdir diyorsa, bu Önderlik paradigmasının başarısını ortaya koyuyor. En büyük kazanımı budur. Bu yeni bir aşamayı ifade ediyor. Mücadelenin evrenselleşme küreselleşme düzeyini, dolayısıyla Demokratik Ulus, Demokratik Konfederal sistem projesinin, Önder Apo'nun ortaya koyduğu, insanlık adına ortaya koyduğu çözüm projelerinin sahiplenme düzeyini, başarı düzeyini, topluma mal olma düzeyini ortaya koyuyor."

Önder Apo devrim yaptı

"Önder Apo'yu evrensel bir lider, önder haline getiren Önder Apo'nun ortaya koyduğu paradigmadır" diyen Besê Hozat, "Önder Apo bugüne kadar gelen sosyalist anlayışta, sosyalist ideolojide ciddi bir açılım yaptı, çok ciddi bir dönüşüm bu anlamda sağladı. Neydi bu? PKK ilk kurulduğunda da bu düşünceden, bu ideolojiden etkilenerek kuruldu. Bu ideolojiyi esas alarak kuruldu kuşkusuz. Kürt sorunun çözümünü sosyalist bir Kürt devletinde gördü. Tüm sosyalist hareketler ulusların kaderini tayin etme çözümünü sosyalist bir ulus devlette gördü. İnsanlık sorunlarının çözümünü de devletten, iktidardan uzak olmayan bir toplumsal bir yaşamsal sistemde gördü. Peki, bu bir çözüm getirdi mi gerçekten insanlık açısından. Marks, Lenin, Engels büyük önderlerdir. Sosyalizmin ustalarıdır, gerçekten tüm insanlık için büyük bir ilham kaynağı oldular tüm direnişler için. Halkların direnişi, sınıf mücadelesi, cins mücadelesini etkilediler olumlu anlamda. Bu anlamda büyük önderdir kuşkusuz. Fakat onların da geliştirdiği çözüm sınıf anlayışını; iktidar, devlet anlayışını çok aşamadı. Sosyalizmi iktidar devlet anlayışı temelinde yorumladılar. Bu zihniyet çok aşılamadı. Önder Apo bu anlamda büyük bir devrim yaptı. Tüm sosyalist hareketlerin içinde bulunduğu çıkmazı açtırdı. Reel sosyalizmi aştı. Demokratik sosyalizm teorisini, felsefesini, ideolojisini ve bunun toplumsal sistemini geliştirdi. İktidardan, devletten uzak bir sosyalizm anlayışı, demokratik komünal, demokratik konfederal sistem örgütlenmesine dayanan bir toplumsal çözüm anlayış, halkların birliğine, eşitliğine, özgürlüğüne, birlikte yaşam anlayışına dayanan, kadının özgürlüğünü merkezine alan bir toplumsal özgürleşme anlayışı. Bu bir ilktir. Bu yeni bir paradigmadır. Bu gerçek anlamda özgürlükçü, demokratik ve ekolojik bir paradigmadır. Devletten, iktidardan uzak bir yaşam, bir toplumsal yaşam, devletten, iktidardan uzak bir toplumsal sistem kadın köleliğini, milliyetçiliği reddeder. Bilimciliği, dinciliği reddeder, Doğa kavramını reddeder. Sömürgeciliği, işgalciliği, her türlü baskı zulmü, savaşı, şiddeti reddeder. Gerçek özgür yaşam ve demokratik özgür sistem bu zihniyet, bu anlayışla ancak örgütlenebilir, kurulabilir" diye kaydetti.

Öcalan evrensel bir önder

Öcalan'ın fikirlerinin ve düşüncelerinin tanındıkça daha fazla benimsendiğini söyleyen Besê Hozat, şu ifadeleri kullandı: "Önder Apo bunun felsefesini, bunun ideolojisini, bunun teorik çerçevesini, pratik uygulamasını, uygulama yöntemlerini, görevlerini ortaya koydu. Bu anlayışa dayanan sistemin bedenini bir bütün tanımladı. Örgütlenmenin yol yöntemini de ortaya koydu. Bu müthiş bir şey. Dolayısıyla Önder Apo bu eksende, bu çerçevede ele aldığımızda elbette 21. yüzyılın ve önümüzdeki yüzyılların, tarihin sosyalist önderidir. Sadece Kürtlerin önderi değildir. Sosyalizme, demokrasiye, özgürlüğe, eşitliğe inanan, kadın özgürlüğüne inanan, doğanın özgürlüğüne inanan, doğayla insan dostluğuna inanan tüm kesimlerin, insanlığın önderidir. Bunu savunuyor Önder Apo. Yani sadece genel anlamda bir savunusunu yapmıyor. Müthiş bir düşünsel emekle İmralı, işkence ve soykırım rejimi altında Önderlik bu paradigmayı ortaya çıkardı. Önder Apo, tüm ezilen sınıflar adına, işçi emekçi kesimler adına, tüm ezilen halklar adına, kadınlar adına, çevreci, ekolojik tüm kesimler adına Önder Apo elbette bir özgürlük önderidir.

Önder Apo'nun bu fikirleri, düşünceleri yayıldıkça, tanıdıkça müthiş bir benimseme gelişiyor. İşte bugün arkadaşlar hep örnek veriyor, sadece Zizek değil, onlarca, yüzlerce filozof, aydın, sanatçı, siyasetçi, sosyalist, çevreci, feminist tanıdıkça, bildikçe Önder Apo'yu “evet” diyor “biz de zaten bunun için mücadele ediyoruz. Önder Apo bizim mücadele ettiğimiz, savunduğumuz değerlerin mücadelesini veriyor. Onun için Önder Apo İmralı’da direniyor. Önder Apo'nun özgürlüğüne sahiplenmek, Önder Apo'nun özgürlük mücadelesini vermek, fiziki özgürlük mücadelesini vermek aynı zamanda kendimizin de özgürlük mücadelesidir” diyorlar.

Şimdi bu anlamda evrensel bir önder haline geldi Önder Apo gerçekten. Giderek de sahiplenme gelişiyor. Tüm dünya toplumuna, tüm kesimlere paradigmayı taşırmanın etkisi çok çok fazla olacak. Yayıldıkça paradigma, tanıdıkça Önder Apo'nun fikirleri, küresel sahiplenme, özgürlük mücadelesine küresel çapta katılım devasa boyutlara gelecek. Bu açıdan bu mücadeleyi büyük bir heyecanla, coşkuyla, gerçekten iddiayla, inançla sürdürmemiz gerekiyor."

8 Mart’ta da devam edecektir

Özgürlük Hamlesi'nin 25 yıllık mücadelenin çok önemli bir aşaması olduğuna dikkat çeken Besê Hozat, "Bundan sonraki süreç açısından Köln yürüyüşü sonrası ikinci bir aşama olarak birçok değerlendirme oldu. Yine dostlar öncülüğünde, uluslararası dost çevreler öncülüğünde uluslararası çapta bu hamle büyüyerek devam edecek. Bu konuda takip ettiğimiz kadarıyla bildiğimiz kadarıyla çok önemli bir mücadele planlaması var. Bu çalışmalar sürecek. Bu ikinci aşamada esas olarak bu hamle kitleselleşerek devam edecek. Zaten önümüzdeki süreç bunun için de mükemmel bir ortam hazırlıyor. Yakın süreçte 8 Mart’dır. 8 Mart'ta inanıyorum ki kadınlar bu hamleye çok güçlü bir katılım sergileyecek. Kadınlar şunu artık gördü, biliyor. Birçok feminist çevre Önder Apo'nun özgürlüğünü sahipleniyor, mücadele ediyor. Önder Apo'nun direnişi kadınların özgürlük direnişidir. Önder Apo'nun 50 yıllık mücadelesinde kadınlar için verdiği mücadele, ortaya koyduğu emek, düşünsel olarak, teorik olarak, ideolojik, felsefik olarak, pratik olarak tarihte hiçbir sosyalist önderin ortaya koymadığı çabalardır. Önder Apo, erkek egemen sistemi, kapitalist modernist sistemi, hegemonik sistemi karşısına aldı. Büyük bir mücadele yürüttü. Her açıdan kadınların önünü açtı, bilinç verdi. Müthiş bir aydınlanmayı kadında geliştirdi. Kürt kadınında ve Kürt kadınındaki bu gelişmişlik ve özgürleşme düzeyi, bölge kadınını, dünya kadınını etkiledi. Toplumda ciddi bir büyük bir dönüşüm yarattı, demokratik dönüşüm yarattı. Bu gerçekten çok önemli. Ben inanıyorum ki, kadınlar tüm mart ayı boyunca yani 1 Mart'tan başlamak üzere bu hamleye çok kitlesel, büyük bir katılım geliştirecektir. Çünkü Önder Apo'nun özgürlüğü kadınların özgürlüğüdür" dedi.

Newroz geliyor direniş büyütülmeli

21 Mart'a işaret eden Besê Hozat, sözlerine şöyle devam etti: "Hamleye Newroz'da büyük bir kitlesel katılım olacağa inanıyorum. Ulusal çapta tüm Kurdistan'da görkemli Özgürlük Yürüyüşü'ne, özgürlük hamlesine kitlesel, görkemli bir katılım olacak. Sonrası Nisan’dır. 4 Nisan Önderliğin doğum günü dolayısıyla Kürtlerin doğuş günü, insanlığın doğuş günüdür. Bu da kitlesel karşılanacak, kutlanacak. Daha sonrasında Mayıs 1 Mayıs işçi emekçi direniş günüdür. Mücadele günüdür. Evrensel bir önderlik gerçekliği var. Önderlik, işçi emekçilerin önderidir. Tüm ezilenler adına direniyor, mücadele ediyor. 50 yıllık mücadele ömrü bununla geçti. Ortaya koyduğu paradigma da bir bütüne bunu ifade ediyor. Demokratik konfederal sistem bir bütünün ifadesidir. Dolayısıyla büyük bir kitleselleşme ikinci aşama ile birlikte ortaya çıkacak ve bu konuda ben başta kadınları, Kürt halkını, tüm dostlarını bu ikinci aşamayı da çok güçlü bir biçimde katılmaya, öncülük etmeye çağırıyorum. Her yerde milyonlarca insan, milyonlarca insan kadınların, gençlerin öncülüğünde, Kürtlerin öncülüğünde, dostların öncülüğünde bu özgürlük yürüyüşünü daha da evrenselleştirerek, küreselleştirerek sürdürmeliyiz. Bu süreç her açıdan bunun ortamını, iklimini oluşturuyor."

Hukuksal mücadele vermeliyiz

İmralı'da bir soykırım rejimi uygulandığına dikkat çeken Besê Hozat, "İmralı'da bir soykırım saldırısı var. İkinci aşamada çok güçlü bir hukuksal mücadele vermeliyiz. Soykırım bir insanlık suçudur. Şu anda İmralı komplocu güçlerin denetimi altında, İmralı sisteminden Avrupa Konseyi de sorumludur. Komplonun başını çeken Amerika, İngiltere, İsrail de bundan sorumludur. Tüm bu komplocu güçler de bundan sorumludur. Türk devleti bu uluslararası İmralı sisteminde bir soykırım rejimi uyguluyor. Soykırım savaşı yürütüyor İmralı'da. Dolayısıyla bir soykırım suçu işliyor. İmralı'daki soykırım savaşı şu anda tüm Kurdistan'a yayılmış. Kürtler üzerindeki 100 yıllık soykırım politikası şu anda çok katmerli bir biçimde İmralı merkezli tüm Kurdistan'a yayılmış. Bu anlamda Türkiye'de de toplum üzerinde faşizm biçiminde yoğun bir baskı var. Bu insanlık suçuna karşı da biz çok ciddi bir siyasi, hukuksal, diplomatik mücadele de vermeliyiz. Bu çok meşrudur. Öyle yapmalıyız ki, hukuk adına hareket eden ama hiçbir biçimde kendi hukukuna da riayet etmeyen, kendi ekonomik ve siyasi çıkarları için hukuku da çiğneyen tüm bu devletleri ve güçleri teşhir etmeliyiz. Maskelerini her yönüyle düşürmeliyiz. Türk devletini teşhir etmeliyiz. Türk devleti üzerinde çok ciddi bir uluslararası baskı oluşturmalıyız. Kamuoyu baskısı yaratmalıyız. Bu anlamda bu boyutta da hamlenin ikinci aşamasını çok güçlü bir biçimde yürütmemiz gerekiyor. Kürt sorununa çözüm, Önderliğe özgürlük hamlesine en ciddi nitelik kazandıran Önder Apo'nun paradigmasının yayılmasını yarattığı, ortaya çıkardığı sonuçtur ve güçtür. Bunu da daha iyi göstererek Önderlik ve Önder Apo'nun fikirlerini, paradigmasını yayma çalışmasını çok yönlü ve her yerde geliştirmeliyiz. Şimdiye kadar gösterilen çabanın on katı bir çabayla bu çalışmaları da bu mücadeleyi de üretmeliyiz" diye vurguladı.

 

Başarının yolu mücadeledir

Özgürlük hamlesinin kesintisiz devam ettirilmesi gerektiğine işaret eden Besê Hozat, sözlerini şöyle tamamladı: "Kürt sorunu Küresel bir sorun durumuna gelmiştir. Şimdi bu Kürt halkının, Kürt Özgürlük Hareketi'nin, dostlarının mücadelesini sonucu olarak bu durum ortaya çıkmıştır. Bu önemli bir başarıdır. Çok önemli bir sonuçtur. Artık öyle ki bu bilinç Kürt halkında da toplumda da yani Kürt halkı dışındaki topluluklarda da çevrelerde de gelişiyor. Kürt halkının özgürlüğüyle Önder Apo'nun özgürlüğü tamamen iç içedir. Bu baştan beri hep böyleydi. 50 yıllık mücadelemiz tamamen böyleydi. Fakat ilk defa bu düzeyde, ileri düzeyde bu bilinç kazanılıyor. Bunun bilincine varılıyor, bu bilince çıkarılıyor. Bu çok önemli. Dolaysıyla artık Kürt halkı “Önder Apo özgür olursa ben özgür olurum. Önder Apo özgür olursa Kurdistan'da bir statü olur. Kürtler siyasi, demokratik haklarını kazanır” diyor. Bunun bilinci, bunun idraki derinliğine artık Kürt halkında gelişmiş durumdadır. Kendi varlığını da özgürlüğünü de Önder Apo'nun özgürlüğünde görüyor ve bu temelde mücadele ediyor. İşte bu bilinci daha da derinleştirip bu eksende mücadeleyi büyütmeliyiz. Özgürlük mücadelesini Önder Apo'nun özgürlüğü Kürtlerin, Kürt halkın özgürlüğüdür, Kurdistan özgürlüğüdür. Bu mücadeleyi çok kapsamlı bir biçimde büyük bir iddia, azimle bizim bundan sonra da, 2024 yılında da ve bundan sonraki yıllarda da yürütmemiz lazım.

Yine Kürtler dışında birçok çevre ifade ettiğim gibi Önder Apo'nun özgürlüğünü kendi özgürlüğü olarak tanımlıyor, kendi özgürlüğünü özgürlüğünde görüyor. Ekolojik kırımın önüne geçmek için Önder Apo özgürleşmeli diyor. Cinsiyetçiliğin önüne, kadın kırımı önüne geçmek için Önder Apo özgürleşmeli diyor. Kadın hareketleri ve ilerici insanlık toplum özgürleşecekse Önder Apo özgürleşmeli diyor. Evrensel bir önder olarak onu ele alıyor. Kendi mücadelesinin önderi olarak görüyor. Bu mücadeleyi bizim çok daha boyutlu, güçlü bir biçimde yürütmemiz lazım. Aynı biçimde ekoloji mücadelesi, kadın özgürlük mücadelesi işçi emekçi kesimin tüm ezilen kesimleri mücadelesi çok güçlü bir biçimde devam etmeli. Bu çok önemli bir aşamaya geldi.

Her zamankinden daha fazla Önder Apo'nun fiziki özgürlüğüne yakın bir noktada bulunuyoruz. Dolayısıyla Kürt halkının özgürlüğü her zamankinden daha yakındır. Fakat saldırılar da şiddetlidir. Önder Apo'nun paradigmasına yönelik milliyetçi, dinci, gerici, cinsiyetçi, faşist, çok boyutlu, çok yönlü saldırılar da var. Önder Apo'nun paradigmasına karşı direnç gösteren halen bazı reel sosyalist kesimler de var. Bunların da saldırıları var. Çok yönlü bir karşı mücadele, yani saldırı Önderlik paradigmasına Önderlik gerçeğine karşı da var. Buna karşı da şimdiye kadar saldırıları hep bertaraf ettik. Halkımızın, gerillanın geliştirdiği mücadele her dönem komployu, uluslararası komployu boşa çıkardı. Zaten şu anda öyledir.

Önder Apo evrensel bir önder haline geldi. Önder Apo paradigması, Demokratik Ulus Paradigması evrenselleşti, müthiş bir uluslararası sahiplenme gelişti. Bu bir başarıdır, zaferdir. Bizim bunu büyük bir inançla, kararlılıkla mücadele ve direniş anlayışıyla mutlaka sonuca götürmemiz gerekiyor. Başarının yolu mücadeledir, mücadeledir, mücadeledir. Başarının yolu direniştir, direniştir, direniştir, örgütlü direniştir, örgütlü mücadeledir, birleşik mücadeledir, birleşik direniştir. Şimdiye kadar mücadele bunu ispatladı. Geleceğin de bir bakıma ispatı oluyor, teyidi oluyor şimdiye kadar verilen mücadele. Ben bu anlamda mücadele eden, direnen halkımıza, dostlara, tüm devrimci, demokratik, sol, sosyalist, ekolojik, feminist, işçi, emekçi tüm kesimlere, direnişlerinde ve mücadelelerinde başarılar diliyorum. Önder Apo'nun ekseninde verilecek her mücadele tüm bu kesimleri de kesinlikle özgürlüğe kavuşturacaktır. Bu mücadele süreci bunu çok net bir biçimde ortaya çıkardı."

HABER MERKEZİ

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.