Özgürlük savaşında iki kardeş: Rizgar ve Hêzil

Dosya Haberleri —

Rizgar ve Hezil

Rizgar ve Hezil

  • Ölümsüzleşen iki kardeş Rizgar Hesen ve Nazliye Hesen. Yurtsever bir ailenin çocukları olarak dünyaya gelen Nazliye ile Rizgar Hesen, aynı yolda aynı uğurda şahadete ulaştılar. İki kardeşin ailesi çocukların mücadelesiyle onur duyduklarını söylüyor. 

ERDAL BAZ

Kürdistan’da her dönem devrimci mücadele bir gelenek olarak savaşanlar arasında devredile gelmiştir. Bu bayrak taşıma yarışı PKK ile şehitlerin silahını yerde bırakmama geleneğine dönüştü. Rojavalı devrimciler Hêzil ve Rizgar birbirine söz veren iki mücadele arkadaşı ve kardeş olarak bunun en özlü örneklerinden oldular. 

Halep savaşı sonrası ailesini ziyarete gelen Rizgar ısrarla annesinden bir silah ister, annesi oğluna “senin zaten bir silahın var” der. Bu ısrarlı tartışmaya tanık olan kardeşi Hêzil, “şehit düşersen silahını ben kaldıracağım” deyince her şey daha anlaşılır olur. Rizgar o gün, “ben silahımı aldım” diyerek cepheye döner. Kobanê direnişinde şehitler kervanına katıldığında silahı Hêzil’in elindedir. 

Şehba Kampı’nda yaşayan şehit Hêzil ve Rizgar’ın annesi Suheyla Hesen ve Bremen’de yaşayan ablaları Hêvîn ile Kürdistan devrimi için yaşanan feda gerçeğini konuştuk. 

Fedailer ordusunda bir komutan

YJA-Star gerillası Nazliye Hesen (Hêzil Rizgar), Türk devletinin 17 Nisan 2022’de Medya Savunma Alanlarına dönük başlattığı işgal operasyonlarına karşı tarihi direniş sergileyerek şehadete ulaşanlardan yalnızca biri. 27 Mayıs günü Girê Hekarî’de 5 arkadaşıyla işgalci orduya geçit vermedi ve şehadete ulaştı. Efrîn’de yurtsever bir ailede gözlerini dünyaya açan Hesen, daha küçük yaşlarda özgürlük hareketini tanımış ve büyüdükçe özgürlük hareketine bağlılığı kendisiyle birlikte büyümüş. Devrimci gençlik çalışmalarında olgunlaşan Hesen, daha sonra gerilla saflarına katılır. 2014 yılındaki Destansı Kobanê Direnişi’nde ağabeyi Rizgar Hesen (Rizgar Efrîn) şehadete ulaşır. Ağabeyinin şahadetinden 4 ay önce gerilla saflarına katılan Hesen, ağabeyinin silahı alır ve ona verdiği sözü yerine getirir. Başta Qandil olmak üzere birçok alanda kalan Hesen, yeni savaşçı eğitiminden savaş mevzilerinin hazırlanmasına, büyük güven gerektiren stratejik çalışmalardan özgün kadın birliklerine kadar her alanda devrimci mücadele neyi gerektiriyorsa onu esas alır. Arkadaşları Hesen’in, yetkin bir YJA Star komutanı olmak için büyük çaba gösterdiğini anlatıyor. Askeri akademide aldığı eğitim ardından, Hêzên Taybet’e (Özel Kuvvetler) geçiş yapar.

Türk devletinin Başûrê Kurdistan’ı işgal saldırısına karşı fedai bir YJA Star militan ve hareketli tim komutanı olarak sürece katılan Hesen, 27 Mayıs’ta Girê Hakkarî Direniş Alanı’nda yüksek saldırı ruhunun tam temsilini yapan bir gerilla komutanı olarak düşmanın üzerine gider. 18 işgalcinin cezalandırıldığı eylemi komuta eden Hesen bu eylemde şahadete ulaştır. 

Arap bir ailenin çocuğu 

1992 yılında evlendikten sonra özgürlük hareketiyle tanıştığını söyleyen anne Suheyla Hesen, Arap bir ailede doğduğunu ancak annesinin Kürt olduğunu ve bu yüzden de kendisini Kürt olarak gördüğünü belirtiyor. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın fikirlerini öğrendikçe bunları çocuklarına, akrabalarına ve çevresine de anlatan anne Hesen, “Bu harekette bir parçam olmasını istedim. Bu yüzden de gittiğim her yere, her toplantıya çocuklarımı da götürdüm. Halk için de nasıl çalışma yapılır, toplumsallık nasıl olur öğrensinler istedim” diyor. 

Cesur yürekli bir çocuk: Rizgar 

Önce şehit Rizgar’ı anlatmaya başlıyor anne Hesen. Her gittiği yere onu kendisiyle götüren anne Hesen, şunları söylüyor: “Rizgar çocukluğundan itibaren çok dirayetli, cesaretli, haksızlığa gelmeyen bir çocuktu. Hiçbir şeyden korkmazdı. Hayvanları ve doğayı çok severdi. Çok ısrar etmeme rağmen 6. sınıfa kadar okuyup çalışmaya başladı. Gençlik faaliyetlerini de yürütüyordu. Bir süre böyle devam etti. Rejim tarafından yakalanınca zorla askere de götürüldü. Orda da PKK’ye yardım ediyor diye tutuklandı. Bırakıldıktan sonra partiye katılım yaptı.”

‘Ona güç verdim’

“Bu yol çok zorlu, çok acılı bir yol ben çocuklarıma bu fikri aşılarken bunun çok bedel istediğini biliyordum onlara da anlattım” diyen anne Suheyla Hesen sözlerini şöyle sürdürdü:  “Ailesine bağlı bir çocuk olan Rizgar’ın gidişi benim için çok zordu. Bu durum onu çok zorluyordu görüyordum ama ona güç verdim bir yola girdin geri dönmeyecek, devam edeceksin, aile ve vatan sevgisi seni zayıflatmasın büyütsün dedim. Benim de bu mücadele bir parçam olsun istedim o da anne senin bu mücadeledeki umudunu asla kırmayacağım sözünü verdi ve gitti.”

Rizgar ve annesi Suheyla Hesen

Nazliye’den Rizgar’a söz 

Rizgar 6 ay dağda kaldıktan sonra Rojava’ya gelmiş, Serêkaniyê’de yaralanmış ve tedavi gördükten sonra Halep’te savaşmaya gitmişti. Oğlunun burada zafer ilan edildikten sonra eve geldiğini belirten anne Hesen, oğluyla arasında geçen diyaloğu şöyle bizimle paylaştı: “Rizgar eve geldikten sonra benden silah istedi. Silahının olduğunu söyledim. Yine aynı şeyi isteyince o an anladım ki şehit olduktan sonra birinin onun silahını kaldırmasını istiyordu. Oradan Nazliye ayağa kalktı ‘merak etme sen şehit olursan silahını ben kaldıracağım’ dedi. Rizgar da ‘tamam ben silahımı aldım’ dedi.”

‘Ağlamadım, zılgıt çektim’

Efrîn’de eğitim gördüğü sırada Kobanê’de işgal saldırıları başlayınca oraya geçen Rizgar annesine, “Eğer şehit düşersem mezarımda ağlamanı, düşmanı sevindirmeni istemiyorum” der. Oğluna verdiği bu sözü tutan anne Hesen, “Ağlamadım. Zılgıt çektim. Başım dik ve gururluyum. Şehit Rizgar mücadeledeki bir parçamdır. Ben her anımda onunla yaşıyorum. Biz birbirimize güç verdik, beraber yürüdük” diye ifade ediyor. 

Hareketin güzel çocuğu

Rizgar’ın ardından kızı Nazliye’yi anlatmaya başlıyor anne Hesen. Kızını anlatmaya başlayınca konuşmakta zorlansa da konuşmasını sürdürüyor ve şunları söylüyor: “Nazliye çok güzel bir çocuktu. Önderliğin yakalanmasından dört ay sonra doğdu. Bizim için yeri başkaydı. Güzel bir çocukluk yaşadı. Çok iyi bir öğrenciydi. Başarılıydı.”

Kızını henüz 3 yaşındayken kendisiyle birlikte toplantılara, yürüyüşlere götüren anne Hesen, “Benden ayrılmıyordu. Nazliye hareketin çocuğuydu. Onların elinde büyüdü. Sürekli arkadaşların yanındaydı. Etrafında çok sevilen çok değer gören yaşından, büyük görüşleri olan biriydi. Her şeyi tartışırdı öğrenmeye çalışırdı, çok hevesliydi “ diye anlatıyor.

‘Nasıl yaşanmalı onu gösterdi’

Nazliye’nin parti eğitimine katıldığını ve eğitimden sonra katılım sözü verdiğini belirten Anne Hesen, “anne kızın katılım sözü vermiş” diye aradılar, “Ben de yolu açık olsun ama son kez kızımı görmek istiyorum dedim. Eğitimden sonra yanıma geldi. Ona bu yolda zorluklar olduğunu, açlık, susuzluk, uykusuzluk gibi bin bir türlü zorluk olduğunu söyledim. Hepsini göz önünde bulundur. Yarın geri dönme. Dönersen bu utancı toplum önünde kaldıramayacağımı söyledim. Bütün zorlukları kabul ettiğini söyledi. Ben de ona bir hatıra verdim. Aldı götürdü. Gitti bir daha görmedim” diyor. 

Nazliye’nin ağabeyi Rizgar’a verdiği sözü tuttuğunu belirten anne Hesen sözlerini şöyle sürdürdü; “Nazliye ağabeyinin hem silahını hem de adını kaldırdı. Katıldıktan dört ay sonra ağabeyi Miştenur’da şehit oldu. O da Rizgar’ın adını kod adı yaptı ve mücadelesinde yaşattı. Bu çok zor bir acı ikisinin yüzü gözlerimin önünden bir an olsun gitmiyor. Hangi kelimeyi kullanacağımı bilmiyorum.” 

‘Bu yoldan dönmeyeceğim’

Kızının 23 yaşında şehit olduğunu söyleyen anne, “Nazliye kısa yaşadı ama nasıl yaşanması gerektiğini hepimize gösterdi” diye belirtti. Anne Hesen, onlar birbirlerine verdiği sözü tuttu ben de ömür boyu onların yolundan yürüyeceğim bir an olsun bu yoldan dönmeyeceğim”

Güçlü bir anne 

Efrîn’de doğduklarını ve Efrîn işgal edilinceye kadar Efrîn dışına çıkmadıklarını söylüyor abla Hêvîn Hesen. 7 çocuklu bir ailede büyüdüklerini anlatıyor ve ekliyor: “Annem Arap’tır. Ancak evlendiği günden beri Kürdistan mücadelesine gönül veren onun için çalışan biri oldu. Annem sadece bizi değil kendi ailesini örgütlemiş bir kadın. Ağabeylerini, kardeşlerini mücadelenin saflarına katmış çok güçlü biri. Biz de annemle toplantılara gide gele mücadeleyi tanıdık.” 

Adem Hebeş ve Hêvîn Hesen

Devrimci bir baba

Babasının da aktif biri olduğunu söylüyor Hesen ve babasına dair “İşkence görmüş. Zindanlarda kalmış biri. Devrimin her alanında çalışmış. Ailenin kendisi de Önder Apo’nun fikirlerine göre örgütlemiş ona göre yaşayan bir aileydi. Bizim çocukluğumuz toplantılarda, örgütle beraber geçti. Çok güzel bir çocukluk yaşadık” diye anlatıyor. 

Direnişçi bir aile

Ailesinin Osmanlı’dan bu yana gelişmiş birçok Kürt isyanına katıldıklarını söyleyen abla Hesen, “Ailemize Mala Atûn diyorlar. Dedelerimizin mezarları hala Türkiye’dedir. Osmanlıya isyan edince katledilmişler. Sonra buraya yerleşmişler. Aktif mücadelenin içinde olmak aile için bir gelenekti. Biz de o geleneğe göre büyüdük. PKK hareketinin Rojava’ya gelmesiyle ailemiz ilk günden beri PKK’nin içinde yer alıyor” diyor. 

Doktor olmak istiyordu 

Nazliye’nin çok güzel bir çocuk olduğunu vurgulayan abla Hesen, “O kadar güzeldi ki ona Qesseandra adını vermiştik. Galiba televizyondan duyduğumuz bir isimdi. Sürekli bu isimle ona takılırdık. Şehit Nazliye okuyup doktor olmak istediğini söylüyordu. Doktor olup YPG ve YPJ’nin yaralılarını iyileştirmek istiyordu. Çok şey öğrenmek istiyordu. Bir dakikası boş geçmezdi. Çok aktifti. Tiyatroya, toplantılara gider, şarkılar söylerdi. Bize oyunlar oynardı. O halleri gözümün önünden gitmiyor” diyerek kardeşinden bahsediyor.

O silah yere düşmeyecek

Ağabeyi Rizgar’ın yaşam dolu ve komik biri olduğunu anlatan abla, “İkisi bir araya geldiğinde şarkılar söyler, komiklikler yaparlardı. İkisinin yeri çok ayrıydı. Rizgar keklikleri çok severdi. Evin damına keklik getirmişti. Sürekli kavga ederdik. İstemiyoruz dememize rağmen sevgisinden asla vazgeçmedi. Zaten ne Nazliye ne de Rizgar sevdikleri hiçbir şeyden vazgeçmediler.” Rizgar ve Nazliye’nin ailenin ne ilk ne de son şehitleri olduğunu ifade eden abla Hesen, “Şimdi yeğenlerim saflarda. Kız kardeşimin çocuğu Hêzil’in ismini taşıyacak. Hêzil yok ama o silah asla yere düşmeyecek” dedi.

Onun da iki şehidi var 

Hêvîn Hesen’in eşi ve aynı zamanda şehit Rizgar Hesen’in de çalışma arkadaşı olup iki ağabeyi de şehit olan Adem Hebeş ile de konuştuk. İki ağabeyi Kürdistan mücadelesinde şehadete uğrayan Efrînli Adem Hebeş, ”Biz mücadeleyi annem sayesinde tanıdık. Annem parti çalışanıydı. Aktif bir kadındı. Ağabeyim Ahmed Hebeş (Delil Reşit) 1999 yılında önderlik tutsak edildiğinde katılım yaptı. 20 yıllık bir gerillacılık hayatı oldu. 2017 yılında Asos’da şehit oldu. Diğer kardeşim Reşid ise Rojava’da başlayan devrim süreciyle beraber mücadeleye katıldı. 2014 yılında Efrin’in Cirbir köyünde Türk çeteleri tarafından esir alınıp katledildi” dedi. 

Şehit Rizgar ile çalışmış 

Devrim sürecinden önce şehit Rizgar ile beraber parti çalışmalarında yer aldıklarını anlatan Hebeş, “Rizgar ile beraber birçok anımız var. Rojava’da daha devrim yokken Newroz kutlamaları yapıyorduk, ateşler yakıyorduk. 2008 yılında beraber Suriye rejiminin zindanına düştük. Beraber işkenceye karşı direndik. Bu şehadetler bizi mücadeleye daha çok bağlıyor. Onların anıları bizim yolumuzu aydınlatıyor” diye belirtiyor. 

***

YJA Star Komutanı olarak tarihe geçti

HPG Nazliye Hesen (Hêzil Rizgar) ile ilgili, “Hêzil Rizgar yoldaşımız 27 Mayıs’ta Girê Hakkarî Direniş Alanı’nda yüksek saldırı ruhuyla fedaice düşmanın üzerine giderek 18 işgalcinin cezalandırıldığı eyleme komutanlık etmiş kahramanca şehadete ulaşmıştır. 2022 yılı mücadelesinin fedai YJA Star komutanı olarak mücadele tarihimize geçmiştir” açıklamasını yapmıştı.

***

Efrîn’e mutlaka döneceğiz

Efrîn’in işgalinin ardından göç etmek zorunda kalan aile Şehba Kampına yerleşir. O zamandan bu yana bu kampta yaşadıklarını anlatan anne Hesen, “Bizi dünyanın neresine gönderirlerse göndersinler, biz Önder Apo’nun felsefesini yaşama geçirebileceğimizi gördük. Geldiğimizde burası bir çöldü. Şimdi komünlerimizin olduğu, ekim yaptığımız, tarım alanlarının, meclislerimizin olduğu bir yaşam alanı yaptık burayı. Önder Apo’nun felsefesi ot bitmeyen yeri bile yeşertir” diyor. Bir gün mutlaka Efrîn’e döneceklerinin altını ısrarla çizen Hesen, “Bu şehitlere verdiğimiz sözdür. Biz ne olursa olsun Efrîn’e döneceğiz. Efrîn bizim toprağımızdır. Orada şehitlerimiz var. Oraya geri döneceğimiz günün hayaliyle yaşıyor ve mücadele ediyoruz” diye belirtti.  

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.