Paris Katliamı’nın hesabını soracağız!

Kadın Haberleri —

.

.

  • Paris Katliamı için sokaklara hesap sormak için çıkacaklarını belirten Kürt Kadın Hareketi sözcüsü Rabia Baldemir, “Biz sadece bir anma değil, esas olarak hesap sorma ve hak arama mücadelesine çağırıyoruz” dedi.

SELMA AKKAYA / PARİS

Fransa’nın başkenti Paris’te 9 Ocak 2013’de katledilen PKK’nin kurucu üyelerinden ve Kürt Kadın Hareketi’nin önderi Sakine Cansız, KNK temsilcisi Fidan Doğan ve gençlik hareketinin üyelerinden Leyla Şaylemez’in ölümünün üzerinden 9 yıl geçti. Her yıl olduğu gibi bu yılda 3 Kürt kadın siyasetçi dünyanın birçok yerinde anılıyor. Aynı çerçevede TJK-E, Avrupa çapında "Hakikat ve Adalet" talebi ile Cansız, Doğan ve Şaylemez için alanlara çıkmaya hazırlanıyor. Avrupa Kürt Kadın Hareketi TJK-E sözcüsü Rabia Baldemir, Paris Katliamı, Fransa devletinin tutumunu, Türk devletinin kadın kırım politikalarını gazetemize değerlendirmelerde bulundu.

‘Kanları Paris’in her sokağında’ 

3 Kürt kadın siyasetçiyi anarak konuşmasına başlayan Rabia Baldemir,  “9 Ocak 2013’te, Fransa’nın kalbi Paris’te 3 Kürt kadın devrimcinin vahşice katledilmesinden sonra Paris asla eski Paris olmadı, olamadı. Bu dava aydınlanmayıncaya kadar da olmayacak. Hayatlarını kavgaya, mücadeleye, devrime, eşit ve özgür bir geleceğe adayan 3 devrimci kadının kanı Paris’in her sokağına bulaştı” dedi. 

Dünya kadın mücadelesinde yer aldılar  

PKK tarihinde her şahadetin yeni dirilişlere gebe olduğunu söyleyen Baldemir, “Paris katliamı özellikle kadınlarda, gençlerde büyük bir isyana, öfkeye ve aynı zamanda uyanışa sebep oldu. 9 Ocak’tan sonra zaman durdu, acı, öfke, isyan ilk günkü gibi taze. Aynı zamanda aradan geçen 9 yılda kadınlar, gençler, devrimciler, yurtseverler haklı davalarından asla vazgeçmediler. Her 9 Ocak’ta Avrupa’nın dört bir köşesinden sel olup Paris’e aktılar. Paris’in puslu karanlık sokaklarını Sara, Rojbin, Ronahi’nin ışığıyla aydınlatmaya çalıştılar, davanın takipçisi oldular. O günden bu yana Saralar, Rojbinler, Rohaniler çoğaldı. Onların ismi ile kadın meclisleri çoğaldı ve onların mücadelelerine layık olmaya çalışıyoruz. Onlar sadece Kürt kadınlarının mücadelesinde değil, dünya kadın mücadelesinde de yerlerini aldılar” diye belirtti.  

3 Kürt kadın için alanlardaydılar  

9 yıldır adaletin ışığıyla aydınlatılmayan bu karanlık katliamı unutturmamak için her Çarşamba günü katliamın yapıldığı yere yürüyüşler, eylemler yapıldığını anımsatan Baldemir, “Her yıl 9 Ocak’ta Avrupa’nın her yerinden insanlar Paris’e aktı ve ‘Adalet karanlıkta kalmayacak’ dedi. ‘Adalet karanlıkta kaldıkça Fransa suçludur’ perspektifiyle bu katliamda suç ortaklığı yapan Fransa konsolosluklarına Avrupa’nın her yerinde siyah çelenk bırakıldı. Katliamın aydınlatılması için ‘Erdoğan yargılansın’ imza kampanyası başlatıldı ve Birleşmiş Milletler’e (BM) sunuldu. Her yıl düzenlenen Sakine Cansız Kadın Festivali ve Rojbin Kadın Festivalleri üç yoldaşımızın isimlerini, mücadelelerini, özlemlerini ve hedeflerini canlı tuttuğumuz geleneksel festivaller haline geldi. Her yıl farklı bir ülkede düzenlenen ‘Se Jinen Azad’ etkinliği bu yıl 30 Ocak’ta İsviçre’de gerçekleştirilecek. Gerek Kürt Kadın Hareketi, gerek genel olarak Kürt Özgürlük Hareketi ve tüm dostları üç devrimci kadına yönelik düzenlenen bu uluslararası katliamı unutturmadı ve gerçekler gün yüzüne çıkıp sorumlular hesap verene kadar da unutturmayacak” dedi.

.
Rabia Baldemir

‘Katliam komplonun devamıdır’  

Kürt halk Önderi Abdullah Öcalan’ın bir uluslararası komplo ile yakalandığını hatırlatan Baldemir, konuşmasına şu şekilde devam etti: “Üç Kürt kadınının Paris’in göbeğinde katledilmesi de komplonun devamıdır ve aynı zamanda Kürt Kadın Hareketine ve öncülerine yapılmış bir saldırıdır. Her alanda kadınları hedef haline getiren kadın düşmanı AKP-MHP ittifakının Avrupa’ya uzanmış kanlı elleridir aynı zamanda. Türk devleti kurulduğundan bu yana varlığını diğer halkları yok ederek inşa ediyor. Rumları, Ermenileri, Kürtleri, Süryanileri, Êzîdîleri yok ederek Türklüğü var kılmaya çalışıyor! Bugüne kadar sayısız katliam yapıldı. Zilan, Dersim, Maraş, Sivas, yakın dönemde Roboski, Sur, Cizre, sayısız faili meçhul (faili belli aslında!) katliam oldu, olmaya da devam ediyor. Bunun en son örneğini 9 Aralık’ta Kocaeli Kandıra 1 No'lu F Tipi Kapalı Cezaevi’nde sistematik işkence ve taciz ile katledilen Garibe Gezer ve diğer intihar süsü verilen tutsaklarla yaşadık. Bu katliamların hedefleri de failleri de tekçi, Türkçü, cinsiyetçi aynı zihniyet ve devamcılarıdır!” 

Fransa üç maymunu oynadı  

Devlet geleneğini en pervasız şekilde sürdüren AKP-MHP ittifakının katliamlara ve suikastlara başvurduğunu söyleyen Baldemir, “Kürt halkının örgütlü mücadelesiyle baş edemeyen faşist AKP-MHP iktidarı, Kürtleri ve öncülerini fiziki olarak yok etme yönelimine girdi ve bunu kamuoyu önünde de açıkça, övünerek ilan etti. Hemen bu tehdidin ardından gelişen Paris katliamından sonra gözlerin dönmesi gereken adres Ankara olmasına rağmen yapılan kirli ve karanlık anlaşmalar nedeniyle Fransa devleti de sessiz kaldı. AKP-MHP iktidarının açıklamaları, Türk devletinin yönelimleri, katilin bağlantıları açıkça MİT’i işaret ediyorken her fırsatta demokrasinin beşiği olduklarından dem vuran Fransız devleti görmeyen, duymayan, bilmeyen üç maymunu oynamayı tercih etti. Nasıl ki önderliğin tamamen hukuksuzca esir alınıp 23 yıldır tecritte tutulmasına karşı sessiz kalındıysa, üç Kürt kadının Paris’in göbeğinde MİT bağlantılı bir ajan tarafından katledilmelerine de sessiz kalıyorlar” ifadelerini kullandı.  

‘Sessizliğin arkasında uzlaşma var’ 

Sessizliğin iki nedeninin olduğunu düşünen Baldemir, “Birincisi Fransız ve Türk devletinin birbirleriyle yaptıkları gizli anlaşmalar. Silah ticareti ve her ikisin de aynı tarafın NATO’nun parçası olması. İkincisi ise esasında Fransız devletinin de Kürt Kadın Hareketi’nin ve Özgürlük Hareketi’nin geliştirmekte olduğu kadın özgürlükçü, ekolojik, demokratik toplum anlayışıdır. Bu noktada Fransız, Türk, Alman devleti ve kısaca tüm kapitalist, erkek egemen devletler Kürt Kadın Hareketi’nin özgürleştirici paradigmasının karşısında birleşmekteler. Göz göre göre önderliğin 23 yıllık tecridine sessiz kalmalarının arkasındaki uzlaşma da tam budur” diye belirtti.  

Dünya kadınlarıyla yan yana  

Kürt Kadın Hareketi olarak özgürleştirici paradigmayı geliştirmek için büyük bedeller ödediklerini dile getiren Baldemir, “Ne Türk devletinin katliamları ve tehditleri ne de Fransız devletinin kirli işbirliği bizi bu çizgimizden ayırmayacaktır. Ve her ne pahasına olursa olsun hem katiller, hem de işbirlikçiler ortaya çıkana ve hesap verene dek mücadelemizi sürdüreceğiz. Sara’nın (Sakine Cansız) dediği gibi, ‘Örgütsüz tek kadın kalmayana dek mücadelemizi an be an yükselteceğiz.’ Kadın kırımına karşı, faşist ve cinsiyetçi devlete karşı erkek egemen zihniyetine karşı, ‘Gücümüz Birliğimizdir’ diyerek coğrafyamızın ve tüm dünyanın kadın hareketleriyle birlikte yan yana ortak mücadeleyi büyüteceğiz” dedi.  

‘Birlikte isyanı büyütelim’ 

Baldemir son olarak şunları söyledi: “Adalet Karanlıkta Kaldıkça Fransa Suçludur’ şiarıyla başta Paris olmak üzere 5 ve 8 Ocak’ta 'Failleri yargılama zamanı’ diyerek alanlarda olacağız. Sara’ya, Rojbin’e ve Ronahi’ye sahip çıkmak kadınların yaşamlarına, örgütlenmelerine ve haklarını kazanabilmek için siyaset yapabilmelerine sahip çıkmaktır. Biz sadece bir anma değil, esas olarak hesap sorma ve hak arama mücadelesine çağırıyoruz. Gelin hep beraber isyanı büyütelim. 8 Ocak’ta bulunduğumuz her yerde alanlarda olalım.” 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.