Pasûr'da halk göçe zorlanıyor

Pasûr'da doğa talanı
- Pasûr'da yaşanan doğa talanına tepkili olan yurttaşlar, 1990’lı yıllardaki gibi göçe zorlandıkların söyledi.
Amed’in Pasûr (Kulp) ilçesinde maden arama, ağaç kesimi ve Hidroelektrik Santraller (HES) ile doğa talan ediliyor. Sarım Çayı, Hesendîn Yaylası, Cixsê, Kasor, Zorê Çayı, Eskar, Beyrok’ta yaşanan tahribata tepki gösteren yurttaşlar, sermayenin doğaya savaş açtığına dikkat çekerek, örgütlü bir şekilde mücadele edilmesi gerektiği vurguladı. Hesendîn Yaylası direnişçilerinden Gabar Baran, ilçenin kırsal mahallelerinde yaşanan tahribatın her geçen gün büyüdüğünü ifade ederek, “Hiçbir zaman toprağımızı, doğamızı talana izin vermeyeceğiz. Gabar, Cûdi, Zorê, Hesendîn, Birkleyn daha birçok yerde yaşanan doğa kırımına karşı birlikte hareket edip direnişimizi büyütmeliyiz. Doğayı savunmak onur meselesidir. Onurlu bir mücadelede herkes yerini almalı” dedi.
Hafızaya da saldırı
Ekoloji aktivisti İlyas Güneş, 90’lı yıllarda köy yakmalarıyla gerçekleştirilen göçertme politikalarının şimdilerde doğa talanı ile sürdürüldüğü belirterek, “Geliyê Godernê, Zorê, Sarım Çayı, Dorşîn, Hesendîn ve daha birçok yerde bu tahribat devam ediyor. 90’lı yıllarda Pasûr merkez ve köylerinde göç politikası dayatıldı. Şimdi de aynı politika doğa katliamı ile yapılıyor. Böylelikle köyleri boşaltıyorlar. Bir halkın hafızası yok edilmeye çalışılıyor. Hafızası yok olan bir halkın geleceği olamaz. Bu yüzden geleceğimize sahip çıkacağız” diye konuştu.
Evler ve yaylalar
Adalet Enes, evlerine göz dikenlerin şimdi de yaylalarına göz diktiğini belirterek, Hesendîn’in yok olmasıyla birlikte ilçenin suyunun büyük zarar göreceği uyarısında bulundu. Adalet Enes, aç gözlülüğün yaşam alanlarını yok ettiğini dile getirerek, kadınlar olarak buna karşı duracaklarını söyledi.
Her evde kanser vakası
Nedim Emre, 65 yıllık yaşamını ilçede geçirdiğini belirterek, şunları dile getirdi: “10 yıl önce Kulp Çayı’na HES yapıldığında mühendisler doğanın büyük tahribat göreceği uyarısında bulundu. İlçede kanser vakası yoktu. Ancak bu doğa tahribatı yaşandığı günden bu yana neredeyse her evde kanser vakası var. Eskiden hastane yüzü görmüyorduk, şimdi ise hastaneden çıkmıyoruz. Onun dışında ağaçlar büyük zarar görüyor. Hesendîn demek su demek. Buraya zarar verirseniz binlerce insanı göçe zorlarsınız. Benim Şîrnas’ta bin adet ceviz ağacım var. Eskiden 600 bin TL getirisi vardı. Şimdiler neredeyse hepsi kurudu.”
Hamza İpek, yaylalarının yok olmasının kendileri için "ölüm" anlamına geldiğini; Süphi Yiğit ise, 7 mahallenin yaşam alanı olan Hesendîn’in yok olmasının binlerce kişinin göç ettirilmesi anlamına geldiğini dile getirerek, buna izin vermeyeceklerini söyledi. AMED














