QSD’nin yanında duruyorlar

.

.

  • Dêrazor’da karışıklığın altından Türkiye, Rusya, İran ve Suriye rejiminin petrol ve gaz hesapları çıktı. Aşiretler ve kanaat önderleri, QSD’nin yanında durarak, hesapları boşa çıkarıyor. 

Suikastlar sonrasında Dêrazor’un doğusundaki köy ve bölgelerde iç güvenlik güçlerine saldırılar düzenlendi. Dêrazor’da halk, Demokratik Suriye Güçleri’ne (QSD) karşı Suriye rejimi, İran, Rusya ve Türkiye tarafından kışkırtılıyor. Dêrazor’da yaşanan provokasyonların, ABD ile Kuzey-Doğu Suriye Özerk Yönetimi arasında varıldığı iddia edilen petrol anlaşmasından hemen sonra gelmesi ise dikkat çekiyor.

 Enerji kaynaklarının denetimi

 Suriye rejimi, İran ve Rusya’nın bölge üzerinde çeşitli hesapları bulunurken, rejim Rusya’nın desteğiyle kaybettiği petrol ve enerji yataklarını tekrar denetim altın almak istiyor. Suriye’nin en büyük petrol ve enerji yataklarına sahip olan Dêrazor bölgesi, sadece Suriye rejimi ve Rusya’nın değil, ABD, Avrupalı güçler ve Türkiye’nin de iştahını kabartıyor. İran’ın “Şii Hilali” planını hayata geçirmek istediği önemli bir geçiş hattı olan bölge, daha önce de söz konusu güçler arasında gerginlik ve çatışmalara neden olmuştu. 2017 ve 2018’de ABD, Rusya ve İran bölgeye yönelik hesapları nedeniyle birçok kez karşı karşıya gelmişti.

DAİŞ’ten petrol alıyorlardı

 Dêra Zor DAİŞ’in elinde bulunduğu zaman petrolün yıllarca yasadışı bir şekilde Türkiye üzerinden dış pazara satıldığı iddia edilmiş, QSD’nin bölgeyi özgürleştirmesiyle bu duruma son verilmişti. Bu süre zarfında hem Türkiye’nin hem de Suriye rejiminin çeşitli yollardan DAİŞ’ten petrol aldığı kaydediliyordu.

Anlaşma iddiası rahatsız etti

 Bölgenin petrol ve enerji yataklarının başında ise Heqil Ömer, Heqil Tenek ve Koniko gaz bölgeleri geliyor. Geçen ay Kuzey-Doğu Suriye Özerk Yönetimi’nin ABD’li Delta Crescent Energy petrol şirketi ile yaptığı iddia edilen anlaşma sonrası bölgede yeniden karıştı. 25 yıllık olduğu öne sürülen petrol anlaşmasının Cizîrê Kantonu’na bağlı Rimêlan şehrinden başlayıp Suriye’nin doğusuna uzanan hatta hayata geçirileceği iddia ediliyor. Bu anlaşma iddiası, Rusya, Suriye rejimi, İran ve Türkiye’yi rahatsız etti.

  Anlaşma iddiasının ardından  

Petrol anlaşmasının duyurulmasından hemen sonra Egêdad aşireti liderlerinden Süleyman El-Kessar ve yine aynı aşiretin şeyhi olan İbrahim Halil Cedan El Hefel hedef alınarak vuruldu. Bölgenin önde gelen Arap şeyhi ve kanat önderlerinin öldürülmesiyle bölgede provokasyon yaratılmak isteniyor. Suikastların petrol anlaşmasının hemen ardından yapılması, “QSD ile Arap halkının karşı karşıya getirilme planlarının devreye konulduğu” şeklinde okunuyor. 

Rejim yalnız değil

 Suriye iç savaşından önce rejimin bölgede ayakta kalmak için bazı aşiretlere petrol payı olarak “rüşvet” verdiği biliniyor. Rejimin bunu tekrar devreye koymak istediği artık sır değil. Dêra Zor’daki olayların arkasında rejimin yanı sıra İran, Rusya ve Türkiye’nin de elinin olması büyük bir ihtimal. Provokasyonlarla ABD ve Özerk Yönetim arasındaki anlaşmanın önüne geçmeye çalışılıyor. İç güvenlik güçlerine yapılan saldırılar, Arap aşiret liderlerinin öldürülmesi ve gerçekleştirilmek istenen protestolarla bölgenin istikrarsız olduğu gösterilerek, “Petrol şirketi bu savaş içerisinde çalışma yürütemez” algısı yaratılmaya çalışılıyor.

QSD boşa çıkarmaya çalışıyor

 QSD güçleri ise olaylara temkinli yaklaşarak, halkla birlikte hareket ediyor. Provokasyonları boşa çıkarmak isteyen QSD, bölgenin ileri gelen aşiret liderleriyle birlikte çalışıyor. Olayları ”halk protestosu” olarak servis eden Türk ve Rusya basını ise QSD aleyhine bir algı yaratmak istiyor. Ancak şu ana kadar QSD’nin halk ve aşiretlerle birlikte hareket etmesi, kısa sürede provokasyonları ve iç kargaşa çıkarmak isteyen güçleri deşifre etti. 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.