Savaş politikasının parçası

  • Öcalan’a uygulanan tecridin, savaşın bir parçası olduğunu belirten KKP Genel Başkanı Sinan Çiftyürek, “Tutsaklar yalnız bırakılmamalı” dedi.

 

Kürdistan Komünist Partisi (KKP) Genel Başkanı Sinan Çiftyürek, Öcalan üzerindeki tecridin yıllarca sürmesinin temel nedeninin, Türk devletinin izlediği savaş politikalarıyla Ortadoğu’da Kürt’süz siyaset denklemini kuramamasına bağladı. Çiftyürek, tecridin yoğunlaşarak devam etmesinin ise devletin Kuzey-Doğu Suriye’ye ve Federe Kürdistan’a savaş kararlarından ayrı düşünülemeyeceği söyledi. 

Ortadoğu’nun en etkili aktörlerden birinin Öcalan olduğunu kaydeden Çiftyürek, şöyle devam etti: “Öcalan’ın izlediği Kürdistan ve bölge siyaseti, Türk devletinin siyaseti ile uyumlu değilse devreye girmesini engelleyerek tecridi savaş politikasının bir parçası olarak kullanıyor. Yani Türk hükümeti, ‘politikalarıma paralel konuşmazsan ben de seni konuşturmam’ diyor. Türk devletinin izlediği Kürdistan politikası; Kuzey Kürdistan’da federal bir yapının kurulmasını engellemek için diğer sömürgeci rejimlerle birlikte; Federe Kürdistan’ın resmi ve Rojavayê Kurdistan’ın fiili federal/konfederal yapısını en azından klasik otonom yapıya geriletmeyi hedefliyor. Tecridin güncel anlamı budur.” 

Devletin tecrit uygulamalarıyla kendi yasalarını çiğnediğini vurgulayan Çiftyürek, “İktidar tecridi, ceza içerisinde ceza silahı olarak kullanıyor. Adalet Bakanlığı’nın, ‘yargıda reform yapacağız’ dediği bu süreçte, başta yürürlükteki kendi yasalarını uygulaması, tecridi ve cezaevlerindeki artan işkence, çıplak arama dayatmaları gibi hak ihlallerini sonlandırması gerekir” dedi. 

Tutsaklarına eylemine işaret eden Çiftyürek, şunları söyledi: “Cezaevlerinde ve dışarıda hak-hukuk-adaletin ayaklar altına alındığı günümüzde açlık grevleri, tutukluların en son başvurdukları bir direniştir. Tutukluların direnişi yalnız bırakılmamalı. Olası ölüm orucu eylemi yine çok ciddi can kayıplarına yola açar. Hükümet, bedenini açlığa yatırmış direnişçilerin taleplerini ne kadar erken kabul edip önünü açarsa o kadar oluşabilecek bedensel yıkımı engellemiş olur. Zaman daralıyor, hükümet adım atmalıdır. Şimdiden şunu söyleyelim; tecride ve hak ihlallerine karşı zorunlu olarak başvurulan direnişin, bu kez kalıcı başarılar elde etmesini diliyorum.”

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.