Savcı başka mahkeme başka

  • Vanda iki yurttaşın helikopterden atılması haberini yaptığı için tutuklanan ve geçtiğimiz günlerde serbest bırakılan MA muhabiri Cemil Uğur, ‘’Savcı bizi tutuklamaya sevk ederken, bizden önce hırsızlık suçlamasıyla gelen bir gruba verilen tutuklama kararını kopyala-yapıştır yaparak bizi tutuklamaya sevk etti’’ dedi.

DENİZ YILDIZ 

Van’ın Çatak ilçesinde operasyona çıkan askerlerin gözaltına aldığı Osman Şiban ve yaşamını yitiren Servet Turgut’un helikopterden atılarak, işkenceye uğramasını haberleştirdikten Mezopotamya Ajansı (MA) muhabirleri Adnan Bilen, Zeynep Durgut ve Cemil Uğur, Jinnews muhabiri Şehriban Abi, gazeteci Nazan Sala ile gözaltına alındı. Gözaltına alınan gazetecilerden Turgut serbest bırakılırken, Bilen, Sala, Abi ve Uğur çıkarıldıkları mahkemece 9 Ekim 2020’de tutuklandı.  

Jüri özel ödülü helikopter haberine 

Gazeteciler hakkında hazırlanan iddianamede gazetecilerin, ”örgüt üyesi olmak” ve “örgüt propagandası” iddiasıyla cezalandırılması talep edildi. İddianame Van 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilirken, duruşma tarihi ise 2 Nisan olarak verildi. Görülen ilk duruşmada, Bilen, Uğur, Abi ve Sala serbest bırakıldı. 

Öte yandan helikopter haberini yapan ve ödüller açıklanınca cezaevinde olan MA muhabiri Cemil Uğur, bu yıl 24’üncü düzenlenen Metin Göktepe Gazetecilik Ödüllü, Jüri Özel Ödülüne layık görüldü.

Uğur, gözaltı, tutuklama süreci, yine cezaevinde yaşanan hak ihlalleri ile aldığı ödüle dair değerlendirmelerde bulundu.  

Gözaltı sürecini anlattı 

Gözaltına alındıklarında 24 saat avukat kısıtlamasıyla karşı karşıya kaldıklarını ifade eden Uğur, bu süreç içerisinde neden gözaltına alındıklarını bilmediklerini söyledi. Uğur, gözaltı ve tutuklamalarının yaptıkları haber nedeniyle bir öç alma mantığı çerçevesinde olduğunu belirtti.  

 Talimatla tutuklandık

Baştan sonra bir hukuksuzlukla karşı karşıya olduklarını dile getiren Uğur, önlerine konulan delillerin hepsinin gazetecilik faaliyetleri olduğunu söyledi. Savcının kendilerini tutuklamaya sevk ederken, kendilerinden önceki hırsızlık suçlamasıyla gelen bir grup için verilen tutuklama kararının kopyala-yapıştır yapıldığını ve bu şekilde tutuklamaya sevk edildiklerini ifade etti. Mahkemenin sarı basın kartları olmadığı için ve devlet aleyhine haber yaptıkları gerekçesiyle tutuklandıklarını dile getiren Uğur, “Bütün bunlara baktığımızda aslında bir talimatla gözaltına alınıp tutuklandığımız gözler önüne seriliyor” dedi.  

Cezaevi koşullarını anlattı  

Çalışma arkadaşı Adnan Bilen ile birlikte Van Yüksek Güvenlikli Mahkemesine götürüldüklerini sözlerine ekleyen Uğur, cezaevinde yaşanan hak ihlallerini şu şekilde anlattı: “Cezaevine girdiğimizde 45 gün boyunca karantinaya alındık. Normalde 14 gün boyunca karantina süreci olması gerekirdi. Ancak bizim bütün dilekçelerimize rağmen bizi 45 gün boyunca karantinada tutular. 45 günün sonunda ancak koğuşa verildik. Cezaevi koşulları gerçekten çok kötü. Özellikle pandemiyle birlikte bu koşullar daha da kötüleşti. Özellikle hasta tutukların durumu ele alınması gereken bir konu. Düşünün sara hastası olan bir tutukluyu hastaneye götürüyorlar. Sonra 14 günlük karantina süreci yaşıyor. Bu süreçte bu tutuklu kriz geçiriyor ve kolunu kırıyor. Hastaneye geç götürüldüğü içinde bu hasta tutuklunun kolu yanlış kaynıyor ve bununla yaşamaya devam ediyor. Yine karantina sürecinde hasta tutuklulara görüş, ve telefon hakları kullandırılmıyor.”

Karantinanın hasta tutsakların durumunu daha da kötüleştirdiğini aktaran Uğur, 70 yaşında bir hasta tutsağın cezaevinde kendi yaşamını idame edemeyecek durumda olduğunu söyledi. Bu kişinin kendi başına telefona dahi çıkamadığını vurgulayan Uğur, bu hasta tutsağın sürekli tek başına hastaneye götürülüp getirilmesinden söz etti. Cezaevindeki yemeklerin de çok kötü olduğunu belirten Uğur, yediği yemekten zehirlenerek hastaneye kaldırıldığını ifade etti.  

Hakikate tahammül edemediler  

Hazırlanan iddianamede daha önce yok edilme kararı verilen telefon tapelerinin konulduğunu sözlerine ekleyen Uğur, “Avukatlarımız yaptıkları araştırmalar sonucu, gözaltına alınmadan 7 ay önce takibe alındığımızı öğreniyor. Ve yine 2 ay öncesinde savcılığın bu telefon tapelerinin suç unsuru olmadığını ve yok edilmesi gerektiği yönünde talimat veriyor. Ancak bu tapeler yeniden ortaya çıkarılarak dosyamıza konuldu” diye konuştu. Uğur dosyalarının baştan sona gazetecilik faaliyetleri olduğunu aktararak, “İşin özü hakikati açığa çıkarmamıza tahammül edemediler ve bizi tutuklayarak bu hakikatin üstü örtbas edilmek istendi” dedi. 

Farklı sese tahammülleri yok

Türkiye’de gazeteciliğin durumuna ilişkin konuşan Uğur, “1990’larda belki öldürüldük, katledildik. Sokak ortasında Musa Anter öldürüldü, Metin Göktepe ısrarla habere giderken öldürüldü. Uğur Mumcu aracında bombalı saldırıyla öldürüldü. O dönem öldürülüyorduk, bugün ise iktidar tarafından gözaltına alınıyoruz ve susturulmaya çalışılıyoruz. Ülkenin gerçek sorunu olan Kürt sorununu, tecridi, bugün halkın ekonomik sorununu, kadınların sorunlarını görmeyen bir politika izliyorlar”  ifadelerini kullandı.  

Ödül şeref madalyası

Aldığı Metin Göktepe ödülüne ilişkin de değerlendirme yapan Uğur, “Böyle bir ödülü almak bizim için bir şeref madalyası. Bu şeref madalyasını taşımak da gurur vericidir. Çünkü biz her zaman özgür basın çalışanları olarak Musa Anterlerin, Metin Göktepe ve diğer arkadaşların mirasçısı olarak yolumuza devam ettik. Bu ödülün bizim için anlamı büyüktür. Çünkü böyle bir ödülü alıp madalyasını taşımak bizim için daha fazla sorumluluk demektir. Hakikati ortaya çıkarmasaydık özgür basın olamazdık” dedi.  

Dayanışmanın önemine dikkat çeken Uğur, “İlk günden beri söylediğimiz gibi bundan sonra da hakikati ulaştırmaya devam edeceğiz. Nerede bir işkence, haksızlık olursa, nerede bir kadına yönelik bir hak ihlali olursa orada olacağız. Gerçeği, ulaştırmaya devam edeceğiz. Bu gazetecinin temel görevidir. Kaldığımız yerin daha üstüne katarak daha iyi bir gazetecilik yapmaya devam edeceğiz” diyerek konuşmasını sonlandırdı.  

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.