Şehit annesi Meclis’i işaret etti

Ayşe Yaşar
- Kızı ve oğlu ile 9 akrabasını şehit veren Ayşe Yaşar, çözüm için Meclis’i işaret ederek, “Devlet adım atmazsa bu süreç yürümez ve sonuç alıcı olmaz” dedi.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın 27 Şubat’ta paylaşılan 'Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı'nın üzerinden iki ay geçmesine rağmen iktidar ve devlet kanadında henüz somut bir adım atılmadı. Çağrıya ve ateşkese rağmen Türk ordusunun askeri saldırıları, Türk yargısının siyasi operasyonları sürüyor; büyük bir sorun olan cezaevleriyle ilgili bir düzenleme yapılmadığı gibi ihlaller de durmuyor. Kürt Halk Önderi'nin çağrısını destekleyen şehit aileleri, devletin adım atmasını bekliyor.
Colemêrg'in Gever (Yüksekova) ilçesine bağlı Oremar köyünün Zerene mezrasından olan Ayşe Yaşar'ın kızı Sıdıka Yaşar, 1993'te PKK'ye katıldı, 1996'da Xakurkê'de çıkan bir çatışmada şehit düştü. Akrabaları Mehmet Yaşar, 1994'te JİTEM tarafından kaçırılarak, Recep Yaşar ise aynı yıl evinden alınarak katledildi. Ayşe Yaşar'ın kayını Fettah Yaşar da yine 1994'te Alekana köyünde askerlerce katledildi.
Zorunlu güç dayatıldı
Zorla koruculaştırma baskılarının arttığı 1996'da bunu kabul etmeyen Yaşar Ailesi, Federe Kürdistan'ın Şêladizê kasabasına göç etti. Aile burada yaşları 7 ile 11 arasında değişen Fettah Yaşar'ın kızları, Çimen, Kevser ve Behice ile Ayşe Yaşar'ın diğer kayını Hüseyin Yaşar'ın çocukları Giyabent ve Yunus'u bir patlamada kaybetmesinin ardından 1998'de tekrar Gever'e döndü. Gever'e yerleştikten bir yıl sonra akrabaları eşit Tokçu hayvan ticareti yaparken Oremar'a bağlı Serpil mezrasında katledildi. Ömrü göç yollarında geçen Ayşe Yaşar, Gever'e döndükten 12 yıl sonra oğlu İkbal Yaşar, 2008'de Gever'deki Newroz kutlamasında polis kurşunuyla katledildi.
Yitirdiklerim gururumdur
Böylece ailesinden 11 kişi katledilen Ayşe Yaşar, MA'dan Ruken Polat ve Mazlum Engindeniz'e şunları söyledi: "Bunca canı katledenlerin bir an önce yargı önüne çıkarılıp yargılanarak cezalandırılmasını istiyorum. Yitirdiklerim ve kaybettiklerim benim gururum ve şehitlerimdir. Gözyaşlarımın sebebi olabilirler ama pişmanlık sebebim olmazlar. Ailemden değil 11 kişi, tamamını kaybetsem ağlarım, ama onların mücadelesi ve davasından asla pişmanlık duymam. Başım diktir. Ölene dek onların yürüttüğü bu mücadeleden bir adım bile geride durmam. Ellerimden hiçbir şey gelmese bile bunca yaşatılanı unutmayıp yitirdiklerimin anılarını yaşatacağım. Artık bu kanın da durması gerekiyor. Bu savaş, kan dökmekle son bulmaz ama katledilen sivillerin failleri ortaya çıkarılarak ve yüzleştirilerek bu süreç yerini bulur. Onların da pişman olduğunu belirtmesi ve cezasını çekmesini istiyoruz. İkbal ve diğerlerinin ne suçları vardı? Suçsuz yere katledilenlerin failleri ortaya çıkarılmadır."
Devlet samimiyetini göstersin
Devletin samimiyetini, 90'larda JİTEM'in işlediği 17 bin faili meçhul cinayetin faillerini ortaya çıkararak göstermesi gerektiğini ifade eden Ayşe Yaşar, "Faillerin ortaya çıkarılmasıyla ancak samimi oldukları görülür. Süreçle birlikte hiçbir annenin gözyaşı dökmemesi için çaba sarf edilmelidir. Her iki tarafından analarına artık acı yaşatılmasın. Yazık değil mi bu kadar gence? Diliyorum ki bu süreç, selametle sonuca varır" dedi.
Adım atmazlarsa yürümez
Devletin, sürece dair samimiyetini net bir şekilde göstermediğini belirten Ayşe Yaşar, şöyle konuştu: "Eğer devlet adım atmazsa bu süreç yürümez ve sonuç alıcı olmaz. Devlet de Kürt tarafı gibi şeffaf ve çözüm odaklı olmalıdır. Her iki taraf Meclis'e gelerek bir daha böylesi bir savaşın yaşanmaması için sözleşmeliler. Ortak bir karar ve diğer devletlerin garantörlüğünde çözüm yaşanır. Eğer devlet isterse bu mesele kısa bir sürede hallolur. Hiçbir devlet ve güç savaşla bir toplumu yok edemez. Bu süreç, Meclis'te oturulup barış ve sükûnet içerisinde konuşularak, silahların yerine kalemler devreye girerek çözülür. Savaşla çözüm olmadı, hep barışla son buldu. Savaşla nereye varacaklar? Yazıktır, günahtır. Bu kanın artık durması gerekiyor. Oğluma nasıl güveniyorsam Sayın Öcalan'a da o kadar gönül rahatlığıyla güveniyorum. O ne diyorsa ona göre mücadele etmeliyiz. O yüzden barışı savunuyor ve istiyoruz." COLEMÊRG