Sendikalar da erkek

KESK Kadın Sekreteri Döne Gevher Koyun

KESK Kadın Sekreteri Döne Gevher Koyun

  •  Kadınların, Türkiye'deki sendikalardaki temsiliyet oranı yüzde 10’nun altında kalırken, karar mekanizmalarında söz hakkı neredeyse yok. Kadınların bu tabloyu değiştirmek için 1990'larda başlayan mücadelesi devam ediyor. Bu mücadele sayesinde bugün KESK'te eşbaşkanlık sistemi, DİSK'in başkanlığında da bir kadın var.

 

DİSK’li Nevin Kızılöz 1977, Mehtap Şimşek 2006 ve KESK’li Döne Gevher Koyun, 1996'dan bu yana 8 Mart’lara katılarak, sendikal mücadelenin sesi oluyor. Kadınlar, “Mücadele ve örgütlülük olmadan başaramayız” dedi. 

Çalışma koşullarının ağırlaştığı, baskı, şiddet ve emek sömürüsünün arttığı bir atmosferde 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü karşılanıyor. Toplumun her alanında yaşanan cinsiyet ayrımı, örgütlü alanlarda dahi kendisini hissettiriyor. Yönetimlerin erkek zihniyetiyle şekillendiği sendikaların karar mekanizmalarında, tüzüksel hakları olan kadınlar yer bulamıyor. Genel merkez kademelerinde kadınlar yok denecek kadar azken, kentler bazında da bu tablo değişmiyor. Sendikalardaki temsiliyet oranı yüzde 10’nun altında kalırken, karar mekanizmalarında kadınların söz hakkı neredeyse yok. Sendikalardaki temsiliyet mücadelesi ise 1990’lı yıllara dayanıyor. “Kadınların sendikaya ihtiyacı var, sendikaların da kadınlara” sloganıyla yola çıkan kadınlar, sendikaların erkek egemen yapısını değiştirmek için mücadele başlattı. Bu mücadele sonucunda da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’nda (KESK) eşbaşkanlık sistemine geçilirken, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nda (DİSK) ilk kez bir kadın başkan seçildi. 

DİSK: Sadece 18 kadın yönetici

Türkiye’de aktif olarak DİSK, KESK, Memur Sendikaları Konfederasyonu (Memur-Sen), Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş) ve Hak İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Hak-İş) bulunurken, Mayıs 2021 verilerine göre, bu sendikaların yönetim mekanizmaları şöyle:

DİSK Genel Merkez ve bağlı 22 sendikanın yönetiminde bulunan 141 yöneticinin 18’i kadın. DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu aynı zamanda Devrimci Sağlık İşçileri Sendikası’nın da Genel Başkanı. Bank Sen’de üç kadın yönetici, Dev Sağlık, Emekli Sen, Gıda İş, Sine Sen ve Basın İş’de ikişer, İletişim İş, Dev Turizm, Dev Maden, Birleşik Tarım ve Orman İşçileri Sendikası’nda birer kadın yönetici bulunuyor.

HAK-İŞ: 9 kadın yönetici

HAK-İŞ’e bağlı 21 sendika ve Genel Merkez dahil toplam 103 yöneticinin 9’u kadın. KKTC KAMU SEN ve Öz İletişim İş’de ikişer, Öz İnşaat İş, Öz Gıda İş, Medya İş, Öz Büro İş ve Öz Sağlık İş’te ise birer kadın yönetici bulunuyor. 

TÜRK İŞ: 5 kadın yönetici

Türk İş’e bağlı 35 sendika ve Genel Merkez de dahil toplam 180 yöneticinin sadece 5’i kadın. 

MEMUR SEN: Kadın yok

Memur Sen’e bağlı 11 sendikada ise kadın yok. Sendikanın 79 yöneticisi de erkek.

KESK: Eşit temsilliyette örnek

Eşbaşkanlık sisteminin uygulandığı KESK, eşit temsiliyette örnek tek konfederasyon. 11 sendikanın bağlı olduğu KESK’te, toplam 83 yönetici bulunuyor. Bunların 59’u erkek, 24’ü ise kadınlardan oluşuyor. Ayrıca konfederasyona bağlı bütün sendikaların kadın sekreterlikleri mevcut. Genel Merkez’de üç, Eğitim-Sen’de üç, SES’te dört, Tüm Bel-Sen’de üç, BES’te iki, ESM’de bir, Tarım Orkam-Sen’de bir, HABER-SEN’de iki, Yapı Yol-Sen’de bir, BTS’de bir1, Kültür Sanat-Sen’de iki ve DİVES’te bir kadın yönetici bulunuyor. 

KESK Kadın Sekreteri Döne Gevher Koyun, DİSK Kadın Komisyonu Temsilcisi Nevin Kızılöz ve Mehtap Şimşek, sendikalardaki kadın mücadelesini MA'ya anlattı. 

Her dönemin ruhuna denk

Kadın mücadelesiyle üniversite yıllarında tanışan KESK Kadın Sekreteri Döne Gevher Koyun, emek sömürüsüne karşı büyük bir mücadele verildiğini söyledi. Üniversiteden mezun olduktan sonra 1996'da sendikaya üye olan Koyun, o tarihten bu yana her 8 Mart’a katıldı. Kadın bilinci edindikten sonra 8 Mart’ların daha anlamlı gelmeye başladığını belirten Koyun, her dönemin ruhuna denk bir mücadele yürütüldüğünü söyledi. 1990’lı yıllarda kadınların barış ve halkların ortak yaşam talebiyle alanlara çıktığını aktaran Koyun, 2000’li yıllara gelindiğinde bu taleplerin erkek şiddetine karşı bir bilinçle şekillendiğini söyledi. Koyun, 2000’li yıllarla birlikte kadınların artık mücadelenin öznesi haline geldiğini ve kadınların tek başına örgütlediği mitinglerin öne çıkmaya başladığını hatırlattı. KESK'li kadınlar olarak 8 Mart öncesi özgün etkinliklerin yanı sıra yerellerde kadın platformlarıyla ortak çalışmaların yürütüldüğünü belirten Koyun, “O dönemlerde günler öncesinden hazırlıklarımız başlıyordu. Şu anki teknolojik gelişmenin olmamasından kaynaklı pankartları, dövizleri ve daha birçok şeyi elle yapıyorduk. Sendikalı kadınlar olarak öncelikle fabrika ve iş yerlerine gider, kadın buluşmaları gerçekleştirirdik. İşyerlerinde broşür ve afişlerimizi dağıtıyor, taleplerimizi dile getiriyorduk. Kadınları fabrikalarda örgütlüyor, 8 Mart mitingine çağrı yapıyorduk” dedi. “Taleplerimiz artarak devam ediyor” diyen Koyun, şunları ekledi: “Birçok kazanımlarımız oldu. Bu 8 Mart’a kazanımlarımıza dönük saldırılara karşı sahiplenme şiarıyla gidiyoruz. Kadına dönük şiddetin arttığı bu dönemde sendikalı kadınlar olarak alanlarda direnişimizi örgütleyeceğiz.” 

Nevin Kızılöz

Mücadele ve örgütlülük şart

DİSK Kadın Komisyonu Temsilcisi Nevin Kızılöz de çocukken ailesinden gizli 8 Mart eylemlerine katıldığını belirterek, “Mahallede kadın çalışmalarına katılmama izin vermezlerdi. Gizli gizli katılırdım. Kadın mücadelesini de o dönem tanıdım. 1980’lerde günler öncesinden hazırlıklara başlardık. Parklarda döviz hazırlardık. Mahallelerde kutlanan 8 Mart bile miting havasında geçerdi” dedi. 1977'den beri her 8 Mart’ta fabrikalarda kadınlarla buluşma gerçekleştirdiklerini aktaran Kızılöz, şunları paylaştı: “DİSK öncülüğünde Sıhhiye’de 8 Mart mitingi yapmıştık. Kızılay’dan kortejler halinde yürüyüş yapmıştık. Sınıf bilinciyle katılıyorduk. O mücadele ruhu alanlara sığmıyordu. Kovaları, tenekeleri çala çala alana gidiyorduk. Kadın platformu kurulduktan sonra oraya dahil olduk ve mücadelemizi daha fazla yükseltmek için bir araya geldik, daha geniş kadın kesimlerine hitap etmeye başladık. Bu sistem böyle devam ettiği sürece taleplerimiz her yıl aynı olacak. Mücadele ve örgütlülük olmadan başaramayız. Kadınlar olarak nerede olursak olalım, 8 Mart’ta alanlara çıkalım. Özsavunmasını kullanan, hasta tutuklu, şiddete uğramış ve daha birçok kadının sesi olmak için bu 8 Mart’ta haykıracağız.”

Mehtap Şimşek

Kadın ve hak mücadelesi 

Ankara’nın Mamak Belediyesi’nde güvenlik görevlisi olarak çalışırken 2006 yılında işten çıkarılan DİSK’li Mehtap Şimşek ise işten atıldıktan sonra kadın mücadelesiyle tanıştığını söyledi. Şimşek, “Ramazan’da oruç tutmadığım için işten çıkarıldım. O günden sonra kadın ve hak mücadelem başladı. Sendikalaşmaya karar verdim, sendikada aktif rol almaya başladım. 2006'dan sonra 8 Mart’lara katıldım” dedi. Kadınların eşitlik talepleri olduğunu kaydeden Şimşek, şunları ekledi: “Öldürülen kadınların sesi olmak istiyoruz. 8 Mart'ta kadınlar susmasın haklarını arasınlar, alanlara gelemeseler bile kendi haklarını koruyabilmenin yollarını arasınlar. 8 Mart’ta bütün kadınları ve toplumsal cinsiyet eşitliğini savunan erkekleri alanlara bekliyoruz.”   ANKARA

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.