Sendikalar hazırlıksız ve öngörüsüz

  •  Nakliyat-İş Örgütlenme Uzmanı Mehrali Yücedağ, işveren ve iktidarın tutumunun yanı sıra Türkiye’deki sendikaların örgütlenme konusundaki zaaflarına da dikkat çekerek, son işçi direnişlerine de öngörüsüz ve hazırlıksız yakalandığını söyledi. 

 

Birçok kente yayılan işçi eylemlerine sendikaların sonradan dahil olduğuna dikkat çeken Nakliyat-İş Örgütlenme Uzmanı Mehrali Yücedağ, sendikaların iş kolu ayrımı yapmadan eylemlere destek vermesi gerektiğini söyledi. 

Ekonomide derinleşen kriz, artan zamlar ve geçimin daha da zorlaşmasıyla Türkiye ve Kuzey Kürdistan’ın farklı kentlerinde yükselen işçi direnişleri devam ediyor. Farklı iş kollarında, kentlerde ve fabrikalarda çalışan işçilerin çoğu talebi ise ortak. Bu taleplerin başında ekonomik krizde insani yaşama yetecek zam, keyfi işten çıkarmaların sonlanması, fazla çalışma saatlerinden vazgeçilmesi, mobbingin sonlandırılması ve sendika hakkının gasp edilmemesi geliyor. Talepleri karşılanmayınca Urfa, Antep, Muğla, Eskişehir, İstanbul, Ankara ve Gebze başta olmak üzere direnişlerini sürdürüyor. İşçi direnişlerinden kimisi Uzel Makine, TÜVTÜRK Urfa/Polçak, Milas’ta Kömürcüoğlu/Çınartaş gibi yıllarca devam ediyor olsa da kimi direnişler de bu yılın başında başladı. Üçü uzun yıllardır devam etmekte olan toplam 77 farklı işyerinde işçiler eylem başlattı. BBC, Trendyol, Çimsataş, Aras Kargo başta olmak üzere birçok direniş kazanım elde edilmesinin ardından sonlandırıldı.

40 günde 35 işyerinde

Birleşik Tekstil Dokuma ve Deri İşçileri Sendikası (BİRTEK-SEN) verilerine göre; sadece Antep’te 2 Şubat-9 Mart tarihleri arasında yaklaşık 13 bin işçi, 35 işyerinde düşük zamlara karşı eylem başlattı. Kentteki başlatılan eylemlerin 33’ünde kazanım elde edilirken, ikisi devam ediyor. Bu direnişler sırasında en az 192 işçi işten çıkarıldı. Yaklaşık 40 güne yayılan bu işçi eylemleri, kentte 1996’da 20 bin işçinin katılımıyla gerçekleşen ve bir ay süren Ünaldı Dokuma İşçileri Direnişi ve 2012’de 6 fabrikada toplam 5 bin tekstil işçisinin katıldığı 10 günlük Başpınar Grevi’nden bu yana yaşanan en büyük işçi eylemleri oldu.

Yeni bir işçi grubu kuryeler

İşverenlerin düşük zam tekliflerine karşı alanlara çıkarak direniş gösteren bir diğer işçi grubu ise kuryeler oldu. Kuryeler, işverenin dayattığı düşük ücretler ve esnaf kurye modeline karşı iş bırakarak, tepki gösterdi. Birçok firma bünyesinde çalışan kuryelerin eylemlerinin çoğu kazanımla sonuçlansa da Yemeksepeti kuryelerinin direnişi devam ediyor.

TÜVTÜRK işçilerinin direnişi

DİSK’e bağlı Devrimci Kara, Hava ve Demiryolu İşçileri Sendikası’na (Nakliyat-İş) üye oldukları için işlerine son verilen TÜVTÜRK Araç Muayene İstasyonu’nda çalışan işçilerin direnişleri Muğla, Urfa, Çorum ve Kastamonu’nda yıllardır devam ediyor. Nakliyat-İş öncülüğünde direnen işçiler, kazanım elde edene kadar devam edecekleri mesajını veriyor.

Uzel Makine’de 15 yıldır

Yine Nakliyat-İş öncülüğüne direnen Uzel Makine işçilerinin hak arayışı 15 yıldır devam ediyor. Uzel Makine, 2008’de kapanmasına rağmen iflas kararı 2013’te verilmişti. Uzel Makine’nin kıdem, ihbar ve 5 aylık ücretleri ödemediği işçiler, 15 yıldır haklarını almak için direniyor.

Çoğuna sonradan müdahil

 Nakliyat-İş Örgütlenme Uzmanı Mehrali Yücedağ, MA’ya yaptığı açıklamada, işçilerin direnişlerinin temel nedenin geçim kaygısı olduğunu; enflasyon altında ezilince hak arayışına geçtiğini ve bu eylemlerin kendiliğinden geliştiğini söyledi. Bu yıl içinde gelişen birçok işçi eylemine sendikaların daha sonra müdahil olduğunu hatırlatan Yücedağ, sendikaların işçi eylemlerine hem uzak kaldığını hem de hazırlıksız olduğunu söyledi.  Sendikaların işçi eylemlerinin dışında kalmasını nedeni olarak “öngörüsüz” olmalarını gösteren Yücedağ, “Direnişler Türkiye genelinde yapıldı. Asgari ücret sendikalarının beklemediği bir rakamdı ve yaptıkları sözleşmeler bu rakamın altındaydı. Sendikalardaki öngörüsüzlük ortaya çıktı, birçok eylem bağımsız sendikalar üzerinden yürüdü. Geçinemedikleri için işçiler alana çıktı. Patronlar, işçileri köle gibi çalıştırdı. Birçok işçi işsizlik korkusundan çalışıyor bunu fark eden patronlar da baskıyı arttırdı. Bir önceki asgari ücrete gelen zammı patronlar işçiye zam olarak dayatınca işçiler eylem yaptı” diye konuştu.

Eylem yapmadan olmuyor

Türkiye’de yasalarla hak aramanın oldukça zor olduğunu belirten Yücedağ, işçilerin bu nedenle haklarını direnişle alma refleksi gösterdiğini ifade etti. Mahkeme kararlarının uzun yıllar sonra çıktığını anımsatan Yücedağ, “İşçiler sonunda haklarını alıyorlar ama direnişle alıyor. İşçiler eylem yapmadan bu haklarını almalı. İşçiler, mahkemede haklarını alamıyor, bu yüzden mücadele ediyorlar” dedi. Sendikaların işçilerin yanında yer almaması durumunda işçilerin daha da mağdur edileceğini söyleyen Yücedağ, iş kolu ayrımı yapmadan işçi eylemlerine destek vermeleri gerektiğini vuguladı.

İşçiler sendikasızlaştırılıyor

Nakliyat-İş öncülüğünde gerçekleşen kurye eylemlerini hatırlatan Yücedağ, işverenlerin şu an esnaf-kurye sistemiyle kuryeleri sendikasızlaştırmaya çalıştığına dikkat çekerek, önlem alınmaması durumunda bu sistemlerin diğer iş kollarında da uygulanacağını söyledi. Yücedağ, konuya ilişkin şunları kaydetti: “Kurye işçilerine, esnaf kurye modeli dayatılarak işçilik giderleri işçilere mal edildi. Esnaf kurye eylemleriyle işçiyi işçilikten uzaklaştırıp iş ortağı gibi gösteriyorlar farkı işçilere ödetiyorlar. İşçilerin ücretten öte farklı bir derdi vardı; sigortaları yatırılmıyor, iş kanunlarının ortadan kalktığı bir durum var, haftalık izin yok, fazla mesai ücreti yok ihbar ve kıdem tazminatı yok. Ülkedeki sendikalar bunu görmüyor ama durum bu. Sendikalar bunu fark etmedi çünkü fark edilmiş olsa daha farklı bir mücadele olurdu. Esnaf kurye modelini bugün gündeme geliyor ama yarın fabrikalar bunu esnaf-usta modelini getirecek, bu modelde işçiler sendikalaşamıyor, bunu iyi görmek lazım. Sendikalar bunun mücadelesi için şimdiden önlem almalı.”

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.