Sömürgeci varlığı kabullenmedi

Botyan Amed (Berat Nazlıcan)

Botyan Amed (Berat Nazlıcan)

  • HPG, Dêrsim'de 23 Ağustos 2019'da şehitler kervanına katılan Botyan Amed'i saygı ve minnetle andı.
  • Küçük yaşta PKK’yi tanıyan Botyan Amed, Türk devletinin işgalci ve sömürgeci varlığını hiçbir zaman kabullenmedi.

Zap ve Erzirom'dan sonra geçtiği Dêrsim'de 6 yıl önce şehit düşen Botyan Amed, özgürlük değerlerine olan hesapsız bağlılığı ve düşmana olan derin öfkesiyle mücadele etti.

HPG Basın İrtibat Merkezi(BİM), dün yaptığı yazılı açıklamada, Dêrsim sahasında görevi başındayken 23 Ağustos 2019'da gerçekleşen Türk saldırısı sonucunda şehitler kervanına katılan Botyan Amed'i (Berat Nazlıcan / Dara Hinê) andı. Bakurê Kurdistan’da birçok zorlu görevini şehitlere layık olma bilinciyle yerine getiren Botyan Amed'in derin yoldaşlığı, dürüst katılımı ve Apocu çizgideki net duruşuyla örnek bir militan olduğunu belirten BİM, Mücadelemizi zafere taşımak ve halkımızın kazanımlarını korumak için Bakurê Kurdistan’da büyük bir iradeyle yürütülen çetin gerillacılığı yürüterek yenilmez bir karaktere sahip olduğunu kanıtladı. Büyük bir fedakarlıkla her türlü zorluğa göğüs geren Botyan yoldaşımız, halkımızın varlığını korumak ve özgürlüğünü korumak için fedaice mücadele eden kahramanlardan biri olarak adını mücadele tarihimize yazdırdı. Coşku, heyecan ve özgürlük aşkıyla başladığı mücadelesini zirvede tamamlayan Botyan yoldaşımızın anısını her daim yaşatacağımızı ve bizlere devrettiği mücadele bayrağını zaferle dalgalandıracağımızın sözünü yineliyoruz" dedi.

Ailesi başta olmak üzere tüm yurtsever Kürdistan halkına başsağlığı dileyen BİM, Botyan Amed'in yaşamıyla ilgili bilgiler de paylaştı:

Düşman gerçekliğini tanıdı

Botyan, yurtsever bir ailenin ferdi olarak Çewlîk’in Dara Hênî (Genç) ilçesinde dünyaya geldi. Ailesinin ve yakın akrabalarının mücadele içerisinde olması ve Kürtlük değerlerini sahiplenmelerinden dolayı özüne bağlı bir şekilde yetişti. Küçük yaşta PKK’yi tanıma imkanı buldu. Düşman gerçekliğini bizzat yaşayarak tanıdı, düşmanın Kürdistan’daki işgalci ve sömürgeci varlığını hiçbir zaman kabullenmedi. Soykırım uygulamaları, baskı, işkence ve katliamlara büyük bir öfke duydu.

Mücadeleyle bütünleşmek

Özellikle teyze kızlarının gerilla saflarına katılmasıyla Kürdistan gerçekliğini daha fazla bilince çıkarmaya başladı. Bu gelişmeler, dönüm noktası oldu. Halkı soykırımdan geçirilen bir bireyin tek başına özgür bir varlığının söz konusu olmayacağını bilerek, özgürlük mücadelesiyle bütünleşmek için yurtsever devrimci gençlik çalışmalarına katıldı. Halka karşı gelişen saldırılara öz savunma temelinde karşılık verilmesi için yoğun bir çabanın içerisinde oldu.

Türk devletine öfkesi bilendi

Cesareti ve beraberindeki yoldaşlarının üzerinde yarattığı etki ile öne çıktı. Özellikle DAİŞ çetesinin Kobanê’ye saldırması, katliamlara girişmesi ve Türk devletinin de bu insanlık dışı saldırıları desteklemesi, kendisi için bardağı taşıran son damla oldu. DAİŞ çetesinin saldırılarına tepki gösteren halkın Kürdistan’ın birçok kentinde serhildanlara kalkması ve Türk devletinin de yeni katliamlara girişmesi, Türk devletine olan öfkesini daha da biledi.

Gerillalaşarak cevap vermek

Düşmanın bu saldırılarına karşı en iyi cevabı Kürdistan dağlarında gerillalaşarak verebileceğini düşündü, bu temelde yüzünü Kürdistan dağlarına dönerek gerilla saflarına katıldı. Gerilla ile ilk buluşmasında tarifsiz bir heyecan yaşadı, karşılaştığı gerillaların yoldaşlık ilişkilerinden derinden etkilendi. Kendisinin de mutlaka böyle etkili ve heybetli bir gerilla olması gerektiğini düşünerek ilk andan itibaren büyük bir çaba gösterdi.

Eğitimlerde eşsiz emek verdi

Yeni savaşçı eğitimi almaya başladığında gerilla ve dağ yaşamından büyük coşku ve haz alarak, özellikle yoldaşlarının yaşamdaki açık sözlü, eleştirel, dürüst ve paylaşımcı özelliklerinden etkilendi. Bu nedenle yaşama hesapsız bir şekilde katılarak, kendisinde bu erdemli özellikleri yaratmanın arayış ve çabasına girişti. Bu yönlü verdiği emekle yoldaşlarının takdirini kazanmayı bildi, aldığı güçle katılımını daha da büyüttü. Aldığı ideolojik eğitimlerle kendisini Rêber Apo’nun özgürlük felsefesinde derinleştirip kişiliğinde önemli değişim ve dönüşümler yarattı. Özellikle kapitalist sistemin gençliği özünden koparıp araçsallaştırmak için kişiliğinde yarattığı özelliklerle çetin bir savaş içerisine girerek bunları tek tek aşmayı başardı. Yine erkek egemen sistemin kadını bir meta ve köle olarak gösteren yaklaşımlarını bilince çıkarıp bu anlamda sistemde yaşadığı yetersizlikleri aşarak özgürlük ilkelerini kişiliğinde oluşturmaya başladı. Amed’de büyüyen bir genç olarak düşman gerçekliğinin çok iyi farkındaydı, düşmanın soykırım siyasetinden hiçbir zaman vazgeçmeyeceğini düşündü. Bunun için halkın savunmasının mutlaka en güçlü bir şekilde yapılması gerektiğine karar verdi. Bu temelde askeri derslere büyük önem vererek kendisini gerilla tarz ve taktiklerinde geliştirmek için eşsiz bir emek verdi. Verdiği emek ve döktüğü terle tüm yoldaşlarının saygısını kazandığı gibi onlara örnek olmayı da başardı.

Bakur'da olmaya hazırlık

Eğitimini bitirdikten sonra bir süre Zap'ta çalışmalara katıldı, mücadelesini en zorlu alanlarda sürdürmek istedi. Bu konuda son derece kararlı ve iddialıydı, özellikle Bakurê Kurdistan’a geçerek işgalci Türk devletinden soykırım saldırılarının intikamını almak istedi. Kendisini gerilla taktiklerinde uzmanlaştırmak için askeri eğitimlere de dahil oldu. Bu eğitim sürecindeki yoğunlaşması, verdiği emek ve çabasıyla gerillacılıkta tam yetkinleşme sağladı, kendisini Bakur gerillacılığına hazır hale getirdi.

Önce Erzirom Eyaleti’ne geçti

Yüzünü, 2016'da Bakurê Kurdistan’a döndü, Amed Eyaleti’ne gitmeyi çok istemesine rağmen ihtiyaçlardan dolayı Erzirom Eyaleti’ne geçti. Bu konudaki olgun tavrı ve militanca yaklaşımıyla yoldaşlarının saygısını kazandı. Bakurê Kurdistan’da mücadele imkanlarının en kıt ve şartların zor olduğu bir süreçte devrimcilik yapmayı seçerek, bu tutumuyla hem yoldaşlarına hem de Kürt gençliğine örnek bir Apocu fedai militan olduğunu gösterdi. Erzirom’da bulunduğu süreçte sürekli düşmana darbe vurmanın arayış ve çabasında olup yoldaşlarına güç ve moral kaynağı oldu. Gençlik enerjisi, düşmana olan öfkesi ve mücadele azmiyle kısa sürede önemli tecrübeler kazandı.

Erzirom'dan Dêrsim'e geçti

Erzirom’da bir süre kaldıktan sonra Dersîm’e geçti, aynı mücadele temposunu orada da sürdürdü. Dersîm’in özgürlük mücadelesi ve halk için tarihi öneminin bilinciyle burada mücadelenin daha da büyütülmesi için hareket etti. Yoldaşlarıyla sürekli tartışarak düşüncelerini paylaştı; fikir, zikir ve eylem birlikteliğini gerçekleştirmek için yüksek bir performansla mücadele etti.

Dersîm’de 23 Ağustos 2019 günü gerçekleşen düşman saldırısında şehadete ulaştı. Samimi, dürüst, özlü kişiliği, özgürlük değerlerine olan hesapsız bağlılığı ve düşmana olan derin öfkesiyle her zaman Kürdistan Özgürlük Mücadelesinde yaşayacak ve yoldaşlarının mücadelesini aydınlatan bir meşale olacaktır.” BEHDÎNAN

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.