Soykırımdan topraklarını savunacak güce

Kadın Haberleri —

Êzîdî kadınlar

Êzîdî kadınlar

  • Êzîdî kadınlar fermanın ardından örgütlülüğü ve mücadelesi sayesinde bugün kendi topraklarını savunuyor. Dr. Leyla Ferman, yeniden inşa için Şengal’in statüsünün bir an önce tanınması gerektiğini kaydetti.

DAİŞ’in Şengal’e yönelik saldırısında kaçırılan, köle pazarlarında satılan ve tecavüze uğrayan kadınların akıbeti halen bilinmiyor. Êzîdî kadınlar Musul’dan İdlib’e Almanya’dan Ankara’ya kadar sistemli bir şekilde kaçırıldı. 74’üncü Ferman’da Êzîdîlerin tahmine göre şu anda 2 bin 700 kadın DAİŞ’in elinde esir olarak tutuluyor.

Amed’de, 17 Şubat 2015’de Demokratik Toplum Kongresi (DTK) ve Kanun Hükmünde Kararname ile kapatılan Kongreya Jinên Azad (Özgür Kadın Kongresi-KJA) öncülüğünde “Zorla Alıkonulan Kadınlar İçin Mücadele Platformu” kuruldu. Platform, DAİŞ’ten kurtarılan kadınlarla, soykırıma giden süreçte sorumlulukları tespit etmek için çalışmalar yürüttü. Êzîdîlerin Türkiye’den ayrılması ve kurtarılan birçok kadın ve çocuğun Almanya’ya göç etmesi nedeniyle platform da çalışmalarını orada sürdürmeye başladı.

Almanya’da 2019’da oluşturulan “Kadınlar İçin Adalet”, sivil toplum örgütü olarak çalışmalarını sürdürüyor. Kadınlar İçin Adalet’in yönetimin de yer alan Dr. Leyla Ferman, çalışmalarını MA’dan Berivan Altan’a anlattı.

Kadınların anlatımları kaydedildi

DAİŞ saldırıları sonrasında Amed’de yürüttükleri çalışma hakkında bilgi veren Ferman, “O dönemde DAİŞ’in elinden kurtulanlara sahip çıkmak ve kadınların yaşadıklarına dair görüşmeler yapıyorduk. Bu anlamda da yaşanan soykırıma ilişkin hukuki çalışmada yapmaya karar verdik ve kadınların anlatımlarını kayıt altına almaya başladık” dedi.

Esir alınan kadınların ‘adalet’ için yaşadıklarını anlattıklarını belirten Ferman, çoğu kadının ailelerinin DAİŞ’in elinde olduğunu ve bunun basına ya da kamuoyuna paylaşılmasını istemediklerini, halen korktuklarını kaydetti.

DAİŞ tehdidi sürüyor

Ferman, 2022 yılında Êzîdî Adalet Komisyonu (YJC) ile rapor hazırladıklarını belirterek, raporun Türkiye, Suriye ve Irak’ın “Êzidi soykırımı eylemlerinde suç ortağı olduğu gerekçesiyle Uluslararası Adalet Divanında yargılanması gerektiğini" ortaya koyduğunu hatırlattı.

‘Dava açacak devlet arıyoruz’

Ellerinde Suriye, Türkiye ve Irak hakkında Birleşmiş Milletler Adalet Divanı’nda dava açacak kadar delil olduğunu ancak bunun uluslararası hukukta bazı prosedürlerden kaynaklı yapılamadığını kaydeden Ferman, “Adalet Divanı’nda dava açılabilmesi için bir devletin bir devleti şikâyet etmesi gerekiyor. Bunun için çalışmalarımız sürüyor. Türkiye, Suriye ve Irak’a karşı bu fermanı önlemediği için dava açabilecek bir devlet arıyoruz” dedi.

Şengal’in yeniden inşası 

Görüşme yaptıkları Êzîdî kadınların taleplerinden birinin Şengal’in yeniden inşa edilmesi olduğunu söyleyen Ferman, bu kapsamda Almanya’da birçok proje gerçekleştirdikleri bilgisini paylaştı.

Ferman, Almanya’da 10 kurucu üye ile başlattıkları çalışma kapsamında aralarında Türkiye, Kıbrıs, Almanya, İsviçre, Belçika, Irak ve Suriyeli 40’dan fazla üye ve gönüllüyleçalışmalarını sürdürdüklerini anlattı. Ferman, Şengal’de kadın hastanesi, Doğa İçin Kadınlar, çocuklar için kreş, kadınlara ve çocuklara psikolojik destek gibi çalışmaları Şengal’deki yerel dinamiklerle birlikte sürdürdüklerini dile getirdi.

Çalışmaları içerisinde DAİŞ’ten kurtarılan kadınların yer aldığını söyleyen Ferman, “Bu biraz zaman aldı çünkü kadınların inanca ve biraz zamana ihtiyacı vardı. Yaptığımız görüşmelerde ilk kez bizi görüyorlardı. Haklı olarak tedirginlikleri vardı. Ama zamanla aşıldı” dedi.

Kadınlar istedi, ağaçlar dikildi 

Kadınların isteği üzerine 2020’de “Doğa İçin Kadınlar” projesi kapsamında “Şengal’de bir ağaç” kampanyasını başlattıklarını söyleyen Ferman, şöyle devam etti: “Kadınlar Şengal’inyeniden yapılandırılmasında yeşil alanlar görmek istiyordu. Hava saldırıları olmasaydı bu projemiz çok daha iyi devam edecekti. Ancak oradaki siyasi durum ve saldırılar bizim çalışmalarımızı da engelliyor. Bu ağır koşullara ve şartlara rağmen kadınlar Şengal’i yeniden inşa etmek için çalışmalarını sürdürüyor. Orada güvenlik olsaydı Şengal’in yeniden inşa edilmesi daha kolay olurdu.”

Fermanın ardından Êzîdî kadınların örgütlülüğü ve mücadelesi sayesinde bugün kendi toprağını savunduğunu, bunun tarihte bir ilk olduğunu söyleyen Dr. Leyla Ferman, son olarak Şengal’in statüsünün bir an önce tanınması gerektiğinin altını çizdi. AMED

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.