• PYD Başkanlık Konseyi Üyesi Salih Muslim, konferansa davet almadıklarını, Şam yönetiminin söylemlerinin pratiğiyle uyuşmadığını söyledi. 

MA'ya konuşan Muslim, BAAS tahtına oturan rejimin cihadist gruplardan oluştuğunu; Kürtlerle savaşan El Nusra ve DAİŞ gibi grupların kalıntıları olduğunu vurgulayarak, "Türkiye ve desteklediği gruplar tarafından işgal edilen yerlerde toplanmıştı. Onlar Şam yönetimine el koydular. Bu gruplar bazı uluslararası devletlere kimi sözler vermiş ve demokratikleşeceklerini iddia etmişler" dedi. 

Bir yandan saldırılara karşı dururken diğer yandan diyalog kanallarını açık tuttuklarını ifade eden Salih Muslim, "2011’den bu yana kendimizin savunduk ve Suriye’nin bir parçası olduğumuzu söyledik. Kim Şam’da olursa onlar ile anlaşmaya varırız, dedik. Eski rejimden bu yana devam etti. Eski rejim ile bazı görüşmelerimiz vardı. Özellikle petrol ürünlerinin satışı ile ilgili. Son dönemlerde bu kesilmişti. Şimdi yeniden anlaşma sağlandı ve gönderilmeye devam ediliyor. Yeni bir şey yok. Eskisi devam ediyor. Petrol, bütün Suriye halkınındır" diye konuştu.

Şam'da gerçekleştirilen 'Ulusal Diyalog Konferansı' için davet almadıklarını dile getiren Salih Muslim, şöyle devam etti: "Kimseyi davet etmediler. Şam’a gidenler arasından daha önce bizimle savaşan DAİŞ ve El Nusra gibi grupların kalıntıları da var. HTŞ ilişkide olduğu, tanığı kişileri çağırmış. Halkları temsil eden siyasi parti temsilcileri davet edilmemiş. ‘Siyasileri davet etmiyoruz’ diyorlar ama öyle değil, bu bahanedir. QSD askeri bir oluşum ama burada birçok kurum ve kuruluş var. Sen Özerk Yönetim’i kökten dışlarsan demek ki doğru bir şey yapmıyorsun. Haddi Kürtleri davet edilmedi ama burada yaşayan Araplar, Süryaniler neden davet edilmemiş? 'Herkesi kapsayan diyalog süreci' diyorlar ama pratikleri bundan uzak.” 

Dürziler ile dayanışma

Süveyda Askeri Meclisi ile olan diyaloglarına da değinen Salih Muslim, şunları söyledi: "Demokratikleşme, kendi kendini yönetme bir zihniyet meselesidir. Radikal demokrasiye inanmak gerekiyor. Elimizin ulaştığı yerlerde bu zihniyet değişimini başardık. Herkes kendi dili ve inancı ile Özerk Yönetim içinde demokratik bir şekilde yaşıyor. Bu zihniyet başka kesimleri de etkiledi. Süveyda bunların başında geliyor. 2012'den bu yana ilişkilerimiz var. Herkes şu an bizim uyguladığımız yönetimin bütün Suriye için uygun olduğunu söylüyor. Süveyda’da insanlar öz savunma çerçevesinde yan yana gelmiştir. Bu onların hakkıdır. Aleviler de başka kesimler de bu zihniyet değişikliğinden etkilenecektir. Süveyda ile dayanışma içindeyiz. Umarız başka yerlerde de öz savunma çerçevesinde benzer oluşumlar ortaya çıkar." 

 

* * *

Umutları boşa çıkardı

Siyasi aktivist Îbrahîm El Mihemed, BAAS rejimi sonrasında da devam eden dışlayıcı politikalara dikkat çekerek, Şam’daki konferansın Suriyeliler için kabul edilemez olduğunu söyledi. 

'Ulusal Diyalog Konferansı'na ilişkin değerlendirmelerde bulunan Tebqa Kantonu’ndan siyasi aktivist Îbrahîm El Mihemed, "Kongre, Suriye halkının tek fikir ve tek tip iktidardan kurtulma umutlarını boşa çıkardı. BAAS rejiminin yıkılmasının ardından dayatılan bu yöntem, halkı şoke etti. Bu, dini ve ulusal çoğulculuğa sahip, 7 bin yılı aşkın geçmişe sahip Suriye'ye layık değildir” dedi.

Türk devletinin müdahil olmasına işaret eden El Mihemed, ayrıca aceleyle düzenlenmesinin, içeriğinin boş olmasına ve Suriyeliler arasındaki bölünmüşlüğü arttırmasına yol açtığını söyledi. "Suriye'nin geleceği ve anayasası, sadece iki toplantıyla ve halkın büyük bir kısmı dışlanarak inşa edilemez" diyen El Mihemed, şöyle devam etti: "Bu, ancak anayasa için hazırlık oturumlarının başlangıcı olabilir, çünkü Suriye’de birçok mezhep ve bileşen bulunuyor. Bu nedenle anayasa oturumları uzun bir zaman dilimi ve konuya hâkim uzmanlardan oluşan kadrolar gerektirir. Kongreyi düzenleyenlerin amaçlarına ulaşabilmesi için yalnızca belirli bir kesimin katılımı, 1980'lerden bu yana BAAS rejimine karşı olan bileşenlerin, siyasi örgüt ve kişilerin dışlanması, bu kongrenin anlamını yitirmesine yol açtı ve devrimi başlatan Suriyelilerin umutlarını temsil etmedi. Ayrıca kongrenin, devrimin 14 yıldır hedeflerinden uzak tuttuğu ‘Aleviler tabuta, Hristiyanlar Beyrut'a’ gibi dışlama sloganlarını gerçekleştirmek için yapıldığını söyleyenler de oldu.” 

BAAS yıkılmasına rağmen

Suriye'deki gerginliklerin temel sebeplerinin siyasi dışlanma, tek parti, tek yöntem ve tek ulus zihniyeti olduğunu hatırlatan El Mihemed, kongre sonuçlarının Suriye halkı ve coğrafyasındaki bileşenler tarafından asla kabul edilmeyeceğini söyledi. El Mihemed, şunları ekledi: "Suriye'deki gerginliklerin başlangıcından bu yana özgürlük ve siyasi çoğulculuk çağrısı yapılıyor. BAAS rejimi yıkılmasına rağmen dışlayıcı politikalar devam ediyor. Bu dışlanma, bizi tekçi zihniyetli, baskıcı bir rejime geri götürüyor."

 

* * *

Kürtler için ortak taslak

Rojava’daki Kürt partileri, örgütleri ve siyasi bireyler, siyasi tutum oluşturma çabalarının bir parçası olarak siyasi ortaklaşma taslağının hazırlıklarına başladı.

Rojava’da Kürt birliği çerçevesinde Kasım 2024'ten bu yana devam eden ortak siyasi tutum inşa etme amaçlı konferansın hazırlıklarında yeni bir aşamaya gelindi. Konferans hazırlıklarına bugüne kadar 40'a yakın parti, örgüt ve siyasi aktivist katıldı. Konferansın hazırlık komitesi, 22 Şubat (2025) günü bir kez daha toplandı. Basına kapalı gerçekleşen toplantıda son çalışmalar değerlendirildi ve planlama oluşturuldu.

Çalışmaya ilişkin ANHA'ya bilgi veren Suriye Kürtleri Demokratik Birlik Partisi (Yekîtî) Genel Sekreter Yardımcısı Mistefa Meşayix, siyasi ortaklaşma konusunda ilerleme kaydedildiği belirtti.

Mistefa Meşayix'in verdiği bilgiye göre; görüşmeler sonucunda Kürt birliğinde ortak siyasi tutum inşa etmeye ilişkin geliştirilen tartışmaların sonucunda açığa çıkan ortak görüşler ve alınan kararların taslak haline getirilmesine karar verildi. Hazırlanan taslak, çalışmaya katılan tüm tarafların onayından geçtikten sonra henüz bu çalışmaya katılmamış olanlara da sunulacak. Farklı çelişkilerin ortaya çıkmaması halinde taslaktan sonra konferans hazırlığı yapılacak. Söz konusu taslağın konferansta tartışıldıktan sonra son hali verilerek ortak siyasi görüş olarak yayınlanacak.