Spekülatif tartışmaları bırakın görüşme olanaklarını sağlayın

Bi lez  bi erka xwe rabin! - Öcalan

Bi lez bi erka xwe rabin! - Öcalan

  • Asrın Hukuk Bürosu, İmralı’da 24 yıldır ağır tecrit altında rehin tutulan müvekkilleri Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile ilgili seçim sürecindeki tartışmaların spekülatif olduğunu belirterek, acil görüşme olanağının sağlanmasını istedi.

Asrın Hukuk Bürosu, 25 aydır hiçbir şekilde kendisinde haber alamadıkları Öcalan’la ilgili süren tartışmalara cevap vermek için yazılı açıklama yaptı. Seçim sürecinde sona yaklaştıkça oy hesapları adına tarafların ciddi bir şekilde manipülasyonlara başvurduğunun altını çizen Asrın Hukuk Bürosu, “Mutlak tecrit koşullarında tutulan ve 25 aydır kendisinden haber alamadığımız Sayın Öcalan’ın durumunun kabul sınırlarını zorlayan şekilde dezenformasyonlara konu edilmesi, durumun ilk elden muhatapları olan biz avukatları tarafından bazı hususları kamuoyunun bilgisine sunmayı zorunlu kılmıştır” ifadelerini kullandı.

Tek tek sıraladı

Asrın Hukuk Bürosu söz konusu yaşanan tartışmalara ilişkin kimi hususları maddeler halinde sıraladı:

* Öcalan’dan ve yanında tutulan diğer üç müvekkilimizden 25 Mart 2021'den sonra hiçbir şekilde haber alamıyoruz. Bu tarihte kardeşiyle gerçekleştirdiği telefon görüşmesi yarıda kesilmiş olup görüşmeye devam edilememiştir. Bu kesintinin nedeni tarafımızca bilinmemektedir.

* Bu tarihten sonra İmralı’da tutulan müvekkillerimizin tutulma koşulları, maruz kaldıkları muamele ve sağlık durumları hakkında hiçbir bilgiye sahip değiliz.

* Kamuoyuna sunulduğu gibi disiplin cezaları seçim sürecine özgü olmayıp tecrit sisteminin belirgin araçlarındandır. 2016 öncesinde hava muhalefeti, koster bozuk gibi gerekçelerle sürdürülen mutlak tecrit, 21 Temmuz 2016'dan 14 Eylül 2018'e kadar OHAL kararları ile bu tarihten sonra da aralıksız hem disiplin cezaları hem de İnfaz Hakimliğinin kısıtlama kararları devreye konularak sürdürülmüştür.

* 5275 sayılı yasanın 66/3 maddesi gereğince ‘hükümlüler altsoy, üstsoy, eş ve kardeşlerinin ölüm, ağır hastalık, salgın hastalık veya doğal afet hâllerinde, kuruma ait telefon ve faks cihazından derhâl yararlandırılırlar’. Buna rağmen Öcalan ve diğer müvekkillerimiz aile bireylerinin değil hastalıkları, vefatları durumunda dahi bu haktan yoksun tutulmuş, 6 Şubat'taki depremlerde bile bu yasak hali esnetilmemiştir.

* 14 yıl boyunca yalnızca tek kanallı radyo kullanmasına izin verilen Öcalan bütün mahpusların kullanımında olan televizyona ancak 2013'te erişim sağlayabilmiştir fakat televizyon kanallarında kısıtlama yapıldığı ve gazetelerin 40 gün gecikmeyle verildiği Mayıs 2018 tarihli İl cezaevi izleme kurulu raporlarına da yansımıştır.

* Öcalan 16 Şubat 1999'dan 17 Kasım 2009'a değin geçen 10 yıl 9 ay boyunca Ada Hapishanesi’nde tek başına tutulmuş; bu tarihten sonra İmralı Hapishanesi’ne 5 müvekkilimiz daha sevk edilmiştir. Daha sonra bu mahpuslar değişmiş olsa da gelinen son aşamada CPT’nin 2016 ve 2019 raporlarına yansıdığı üzere haftada yalnızca 6 saat bir araya gelen müvekkillerimiz, geriye kalan zamanın tümünü hücrelerinde yalnız geçirmektedirler.

Magazinsel ele alınması kabul edilemez

İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi'nin, kuruluşundan itibaren çürütmeyi hedeflediğinin, tutulma koşullarının işkence olduğunun, AİHM kararları ve CPT raporlarıyla teyit edildiği İmralı Tecrit Sistemi’nin bu denli magazinsel ele alınmasının kabul edilemeyeceği vurgulana açıklamada, şunların altını çizildi: “Tekraren vurgulamak durumundayız ki 25 Mart 2021'den bu yana Öcalan’dan haber alamamaktayız. Avukatları ve ailesinin tüm başvurularına ve çabalarına karşı Öcalan ve İmralı’da bulunan diğer üç müvekkilimizin yaşam koşullarından ve sağlık durumundan haberdar değiliz. Bu durum bizleri ve tüm toplumu tedirgin etmektedir.

Acilen avukatlarıyla görüme olanağı sağlansın

Seçim sürecinde siyasi merkezler, Öcalan üzerinden propaganda yarışına girmiş durumundadır. Bu koşullar altında, tüm topluma haber alamama durumunun ve ağır tecrit koşullarının sürdüğünü, tüm bu tartışmaların Öcalan’ın bilgisi, katkısı ve katılımı olmadan sürdüğünü belirtmek isteriz. Doğru ve olması gereken, Öcalan’ın avukatlarıyla acilen görüşme olanağının sağlanmasıdır. Hukuk ve asgari bir etik anlayışı da bunu gerektirmektedir. Öcalan’ın kendisini ifade etme olanaklarının bulunmadığı bu koşullarda, tecrit ve haber alamama gerçeğini göz ardı etme veya perdeleme anlamına gelecek spekülatif tartışmaların doğru olmadığını düşünüyoruz. Herkesin bu hassasiyeti gözeterek gereken duyarlılığı sergileyeceğine inanıyoruz. Kamuoyunun bilgisine saygıyla sunarız.”

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.